Antropoloji

Amazon yerlilerinin kameralardan korkmasının birkaç nedeni olabilir: Yabancıların istilası endişesi: Yerliler, kameralara yabancıların araziye girişini engellemek için diktikleri delici cisimlerin tespit edilebileceğini düşünüyorlar. Misyonerlik faaliyetleri: Kameraların, misyoner grupların gizli bir dini yayılma stratejisi olarak kullanılabileceğine dair şüpheleri olabilir. Gizlilik ve güvenlik: İzole topluluklar, dış dünyayla temas kurmaktan kaçınarak varlıklarını ve yaşam alanlarını korumaya çalışıyorlar. Ayrıca, 2019 yılında çekilen bir haberde, yerlilerin helikopter gibi tanımadıkları cisimlere ok ve mızraklarla saldırdıkları belirtilmiştir. Bu da bilinmeyen nesnelere karşı doğal bir korku ve savunma refleksi olarak yorumlanabilir.

Evrim teorisine göre ilk insan olarak kabul edilen tür Homo sapiens'tir. Ancak "insanın evrimi" kavramı, milyonlarca yıl süren bir süreci kapsar ve çeşitli insan türleri bu süreçte evrimleşmiştir. Bu türlerden bazıları: Sahelanthropus tchadensis. Homo habilis. Homo erectus. Australopithecus.

Antropolog olmak için üniversitelerin antropoloji bölümü okunmalıdır. Antropoloji bölümü, genellikle "sosyal antropoloji", "fizik antropoloji" ve "paleoantropoloji" olmak üzere üç anabilim dalına ayrılmıştır. Antropoloji bölümü, eşit ağırlık puan türüyle öğrenci kabul etmektedir.

Aşiret ve kabile arasındaki temel farklar şunlardır: Kabile, ortak bir ataya dayanan, genellikle göçebe veya yarı göçebe yaşam süren, küçük ölçekli topluluklardır. Akrabalık ilişkileri: Kabilelerde akrabalık ilişkileri "konik klan modeli"ne dayanır; yani kanıtlanabilir veya varsayımsal bir ortak atadan aşağıya doğru genişleyen bir soy yapısı vardır. Liderlik: Kabile liderleri sınırlı bir otoriteye sahiptir. Örgütlenme: Kabileler, toplumsal ve ekonomik tabakalaşmanın olmadığı eşitlikçi topluluklardır.

Hayır, en büyük kalçalı kadınlar Brezilya'da değildir. 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, en büyük kalçalı kadınlar ortalama 105 cm kalça ölçüsüyle Güney Afrika'da bulunmaktadır. Brezilya, büyük kalçalı kadınlarıyla ünlü olmasına rağmen, bu araştırmaya dahil edilmemiştir.

Doğu Asyalılar, Asya kıtasının doğu bölgesine özgü etnik grupları ifade eder. Diğer Doğu Asya etnik grupları arasında Bai, Hui, Tibet, Mançu, Ryukyuan, Ainu, Zhuang ve Moğollar yer alır. Sarı ırktan insanlar, Doğu Asyalıların büyük çoğunluğunu oluşturur.

Suçun antropolojik açıklayan teoriler arasında öne çıkanlar şunlardır: Biyolojik Teoriler: Bu teoriler, suçluların biyolojik ve genetik bakımdan genel nüfusa oranla daha aşağı durumda olduklarını savunur. Psikolojik Teoriler: Suçu, bireyin psikolojik özellikleri ve zihinsel süreçleriyle açıklamaya çalışır. Bu teoriler, suçun tek bir nedene dayandığını varsayarken, çağdaş yaklaşımlar biyolojik faktörlerin çevresel ve sosyal etkilerle etkileşim içinde suç davranışını tetiklediğini öne sürer.

Ayak figürlerinin ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, bazı önemli dönemler şunlardır: Tarih Öncesi Çağlar: Şanlıurfa Göbeklitepe'de bulunan tapınağa ait dikili taşlardaki "Doğum Yapan Kadın" tasviri, ayak giyimini Anadolu'da en eski tarihlendirilen veri olarak kabul edilir. Tunç Çağı: Ankara Hasanoğlan'da bulunan kadın heykelciğinde ayak parmakları net olarak betimlenmiştir. Antik Yunan: MÖ 7. yüzyıldan itibaren insan boyutunda veya daha büyük heykel ve kabartmalarda ayak figürleri yer almaya başlamıştır. Orta Taş Devri: Güney Afrika'da bulunan ayak izleri, insanların 79.000 ila 148.000 yıl önce sert tabanlı sandaletler giymiş olabileceğini göstermektedir. Ayrıca, bale ayakkabılarının tarihine bakıldığında, 1730'larda Marie Camargo'nun ayakkabılarının topuklarını çıkarması, bale patiğinin ortaya çıkmasına öncülük etmiştir.

Eskimo, Kuzey Kutbu'nda yaşayan toplulukların adı ve bu topluluktan olan kimse anlamına gelir. "Eskimo" kelimesinin kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, Kızılderili lisanı Algonkian'dan geldiğine ve "farklı dilde konuşan kişi" demek olduğuna inanılır. Ayrıca, "Eskimo" kelimesi, yerel folklorda "çiğ et yiyen kişi" anlamına geldiğine inanıldığı için, bu kelimenin kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmasını bazı Eskimolar hakaret kabul ederler. Eskimolar, Yupikler veya İnuitler adı ile de bilinmektedir.

Gada sistemi, Doğu Afrika'da, özellikle Etiyopya'da Oromo halkının yerli demokratik sosyo-politik yönetim sistemidir. Özellikleri: Amaç: Çatışma çözümü, tazminat ve kadın haklarının korunması gibi konularla ilgilenir. Yapı: Beş yönetici sınıfa dayanır ve her sınıf 8 yılda bir değişir. Katılım: Kadınlar, kadınların haklarının korunması konusunda karar alma süreçlerine katılır. Eğitim: Sistemin işleyişi, tarihi, yasaları, ritüelleri ve davranış kurallarını kapsayan sözlü tarihçiler tarafından öğretilir. Sembol: Sistemin sembolü olarak çınar ağacı kabul edilir. UNESCO Kaydı: 2016 yılında insanlığın somut olmayan kültürel mirasının temsili listesine kaydedilmiştir.

İnsan ve şempanze ortak atası, son ortak ata (LCA) olarak adlandırılır. Bu ata, yaklaşık 6 ila 9 milyon yıl önce iki kola ayrılmıştır. LCA'den sonraki şempanze kolunu ifade etmek için "paninler" terimi kullanılırken, insan kolunu ifade etmek için "homininler" terimi kullanılır. İnsan türünün ilk ataları arasında Sahelanthropus tchadensis, Orrorin tugenensis ve Ardipithecus türleri bulunur.

İnsanbiçimci, "antropomorfist" olarak da bilinir, insan biçimcilik yanlısıdır. İnsan biçimcilik, insanî niteliklerin başka bir varlığa, özellikle Tanrı'ya aktarılması anlamına gelen "antropomorfizm" ile ilişkilidir. Ayrıca, sanat tarihinde insanbiçimcilik, asli amacı insanı tasvir etmek olmayan eser ve nesnelerin insana benzetilerek yapılması anlamına gelir.

İlk insanların hangi maymundan türediğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Hominidae ailesi veya büyük insansı maymunlar, 15-20 milyon yıl önce Miyosen dönemde Hylobatidae (gibongiller) ailesinden ayrılmıştır. Ayrıca, 20 milyon insan DNA baz çifti ile şempanze ve goril DNA'ları moleküler saat aracılığıyla karşılaştırılmış ve ilk büyük insansı maymun türlerinden birinin halihazırda 10 milyon yıl önce Hominini'nin ön atalarından ayrıldığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, insanın hangi maymundan türediğine dair bilgiler, bilimsel araştırmalarla sürekli olarak güncellenmektedir.

Aborjinler, Avustralya, Tasmanya ve çevre adalarda yaşayan yerlilere verilen addır. Aborjinlerin kökeni ile ilgili elde hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Genel olarak kabul edilen teori, 64.000 ila 75.000 yıl önce kıtaya tek bir göçün olduğudur. Yapılan bir araştırmada, Avustralyalı Aborjin erkeklerinin tüm Y kromozomu dizilimi incelenmiş ve Aborjinlerin yerel genetik tarihinin kıtaya 50.000 yıl önce ayak basan ilk yerleşimcilere dayandığı ortaya konmuştur. Aborjinler, koyu tenli, kahverengi ya da siyah saçlıdır.

Türk ırkının oluşumu, tarih boyunca çeşitli göçler ve genetik etkileşimler sonucunda meydana gelmiştir. Orta Asya'dan Anadolu'ya Göçler: 10. yüzyılda Orta Asya'dan, çoklukla İran üzerinden Anadolu'ya Oğuz-Türkmen ve diğer Türk boylarının göçü, Anadolu'nun Türk yurdu hâline dönüşmesine yol açmıştır. İlk Türkler ve Ön Türkler: M.Ö. 9000 ile 7000 arasında, Alpinlerin bir kolunun Hazar-Aral bölgelerine göçü ve burada Doğu Asyalı Kızılderililerle karışması, "İlk Türkler" olarak adlandırılan yeni bir soy ortaya çıkarmıştır. Türklerin fiziksel özellikleri, bu göçler ve genetik etkileşimler sonucunda çeşitlilik göstermiştir. Türklerin genetik kökleri, 60 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır.

James C. Scott'un "Tahıla Karşı: İlk Devletlerin Derin Tarihi" adlı kitabı, tarım devriminin ve tahıl temelli tarım ekonomisinin ortaya çıkışını ve devletler üzerindeki etkisini ele alır. Kitapta öne çıkan bazı konular: Devletin ortaya çıkışı: Scott, devletin doğal bir oluşum değil, belirli çıkarlar doğrultusunda şekillenmiş bir kurgu olduğunu savunur. Kontrol mekanizması: Tahıl ürünlerinin depolanabilir, ölçülebilir ve vergilendirilebilir olması, devletlerin kontrol mekanizmalarının temelini oluşturur. Yerleşik hayatın etkileri: Yerleşik hayata geçişin insan sağlığını olumsuz etkilediği ve özgürlükleri kısıtladığı iddia edilir. Göçebe topluluklar: Göçebe topluluklar, devlet baskısından kaçarak daha özgür bir yaşam sürdürür ve bu durum "barbar" olarak adlandırılmalarına yol açar. Kitap, ana akım tarih anlatısıyla yüzleşmeyi sağlayarak, uygarlık tarihinin yeniden değerlendirilmesini amaçlar.

Lucy, önemli bir fosil olarak kabul edilir çünkü: Eksiksiz iskelet yapısı: Lucy'nin iskeletinin %40'ı sağlam halde bulunmuştur, bu da erken homininlerin anatomisi ve hareketleri hakkında değerli bilgiler sağlar. Yaş ve tür tanımı: 3,2 milyon yıl önce yaşadığı ve Australopithecus afarensis türüne ait olduğu belirlenmiştir. İki ayaklı yaşam: Lucy'nin leğen kemiği ve bacak yapısı, iki ayaklı yaşama uyum sağladığını gösterir, bu da insanın atası olarak kabul edilen ortak atanın ağaçlarda yaşayan primatlardan farklılaşmaya başladığına işaret eder. Cinsiyet tayini: Leğen kemiği sayesinde cinsiyeti belirlenebilen ilk fosil olarak, insan evriminde cinsiyet ayrımlarını netleştirmiştir. Afrika'nın insan evriminin doğduğu yer olduğu hipotezini desteklemesi: Lucy'nin Afrika'da bulunması, bu hipotezi güçlendirmiştir.

Arbore kabilesi, Etiyopya'nın güneyinde, Omo Vadisi'nde, Stefanie Gölü (Chew Bahir) yakınlarında yaşamaktadır. Bu kabile, Limo Nehri'nin (Dullay veya Weito olarak da bilinir) deltasındaki dört köyde yerleşmiştir: Gandareb, Kulaama, Murale ve Eegude.

Neandertaller ve modern insanlar (Homo sapiens) arasındaki bazı farklar şunlardır: Yüz özellikleri: Neandertallerin büyük kaş çıkıntıları, eğimli alınları, geniş ve çıkıntılı burunları ve uzun kafatasları vardır. Vücut yapısı: Neandertaller, geniş omuzlu, geniş göğüskafesli ve geniş kalçalı olup, modern insanlara göre daha kaslıdır. Beyin yapısı: Neandertallerin beyinleri, Homo sapiens ile aynı büyüklükte olsa da kafatası şekilleri farklıdır. Diyet: Neandertaller, hem et hem de bitki bazlı yiyecekler tüketirdi. Yaşam tarzı: Neandertaller, ölülerini gömüyor, hastalara bakıyor, ateş yakıyor ve muhtemelen dil kullanıyordu. Neandertaller ve modern insanlar, yaklaşık 40.000 yıl önce Neandertallerin nesli tükenmeden önce aynı habitatların çoğunda yaşamış ve birçok kez melezleşmişti.

"En güzel Türk fenotipi" kavramı kişisel tercihlere göre değişebilir. Ancak, Türkler arasında gözlemlenen bazı fenotipik özellikler şunlardır: Orta Asya Türk toplulukları. Anadolu Türkleri. Ayrıca, antropoloji biliminde Türkler arasında görülen bazı fenotiplere "Turanid" adı verilmiştir. Türk kimliğinin fenotip üzerinden tanımlanmadığı, dil, kültür ve siyasi aidiyet gibi unsurlara dayandığı da unutulmamalıdır.