Antropoloji

Yörüklerin sahip olduğu DNA, J2 haplogrubu olarak belirlenmiştir.

Kuzey Amerika'da altı resmi ırk kategorisi tanınmaktadır: beyaz, Amerikan yerlisi veya Alaska yerlisi, siyah veya Afrikalı, Hawaiili veya Pasifik Adalı, iki veya daha fazla ırktan insanlar.

Tarihte birçok yamyam topluluğu bulunmaktadır. İşte bazıları: 1. Neandertaller: Evrimsel süreçte Neandertaller'in de yamyamlık yaptığı arkeolojik kanıtlarla belirlenmiştir. 2. Aztekler: İnsan kurban etme ritüellerinin yanı sıra, yamyamlık yaptıklarına dair kanıtlar mevcuttur. 3. Wari Topluluğu: Brezilya'da yaşayan bu topluluk, hem kendi kabilelerinden ölenlerin hem de savaşta tutsak aldıkları düşmanlarının etini yemiştir. 4. Biami Kabilesi: Papua Yeni Gine'de yer alan bu kabile, geçmişte insan öldürüp yediği bilinmektedir. 5. Fore Kabilesi: Bu kabilede yaşanan "kuru" adı verilen ölümcül beyin hastalığı, yamyamlık geleneklerinin bir sonucu olarak yayılmıştır.

Potlaç töreni, özellikle Malenezya, Polinezya ve Kuzeybatı Amerika yerlileri arasında yaygın olarak görülmüştür. Ayrıca, eski Türk ve Moğol göçebe toplumlarında da benzer törenler "toy" ve "şölen" isimleriyle anılmıştır.

Davranış bilimi, aşağıdaki bölümlere girer: 1. Psikoloji: İnsan davranışını şekillendiren kişisel ve psikolojik etkenleri inceler. 2. Sosyoloji: Toplumu, kurumları, grupları ve bunlar arasındaki ilişkileri analiz eder. 3. Sosyal Psikoloji: Grup içinde bireyi ve grup-birey etkileşimini odak alır. 4. Antropoloji: İnsanlık tarihindeki farklı uygarlıkların kültür ve davranış kalıplarını ortaya çıkarır. Ayrıca, ekonomi, siyasal bilimler, hukuk ve tarih gibi diğer sosyal bilimler de davranış bilimlerinin kapsamına dahildir.

Meksika Ulusal Antropoloji Müzesi'ni gezmek en az 2,5 saat sürer.

Olgun kabilesi olarak belirtilen bir topluluk bulunmamaktadır. Ancak, Himba kabilesi adı altında bilinen bir topluluk vardır ve bu kabile Namibya'nın kuzey bölgesinde yaşamaktadır.

İnsan evriminin son aşaması, modern insan Homo sapiens olarak kabul edilir.

Estonya, 2025 yılı verilerine göre dünyanın en uzun boylu üçüncü ülkesi olarak sıralanmıştır.

İlk insanların Afrika'dan göçü, Homo Erectus'un yaklaşık 2 milyon yıl önce Afrika dışına çıkmasıyla başlamıştır. Daha sonra, H. heidelbergensis gibi diğer arkaik insanlar da yaklaşık 500.000 yıl önce Afrika'dan göç etmişlerdir. Bu göçlerin tam rotası ve zamanı konusunda kesin bir görüş birliği yoktur, ancak Hindistan ve İsrail gibi yerlerde bulunan arkeolojik kanıtlar, göçün sanıldığından daha erken tarihlerde gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir.

Dünyanın en beyaz insanları genellikle Avrupa, ABD ve Kuzey Hindistan gibi bölgelerde yaşar. Dünyanın en siyah insanları ise ağırlıklı olarak Afrika kıtasında, özellikle Batı ve Orta Afrika'da bulunur.

"Kendini Yaratan İnsan" eseri, V. Gordon Childe tarafından yazılmıştır.

Marie Temara'nın boyu 1,87 metre (6 feet 2 inç).

Kızılderililerin DNA'sı, Uzakdoğu topluluklarına ve özellikle Çinlilere benzemektedir. Bu benzerlik, Çin'in Tianyuan Mağarası'nda bulunan 40 bin yıllık insan fosillerinin mitokondri ve nüklea analizleri sonucunda ortaya çıkmıştır.

Homo erectus türünün yok olmasının başlıca nedenleri arasında "tembellik" ve "teknolojik durgunluk" yer almaktadır. Yapılan arkeolojik kazılar, Homo erectus'un alet yapımı ve kaynak toplamak için en az çaba gerektiren stratejileri kullandığını ortaya koymuştur. Ayrıca, Homo erectus'un taş aletlerini yapmak için yakınlardaki düşük kaliteli taşları kullanması, daha sonraki dönemlerde yaşamış olan Homo sapiens ve Neandertaller gibi türlerin daha gelişmiş aletlerine kıyasla teknolojik olarak geride kalmalarına neden olmuştur.

"İnsanın Hayvanlaşmasının Kısa Bir Tarihi" ifadesi, iki farklı kitapta farklı bağlamlarda ele alınmıştır: 1. Yuval Noah Harari'nin "Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens" kitabı, insanlık tarihini dört ana dönemde ele alarak insanın hayvanlardan nasıl farklılaştığını ve dünyayı nasıl şekillendirdiğini anlatır. Bu dönemler: - Bilişsel Devrim: Homo sapiens'in beyin kapasitesinin artması ve soyut düşünme, dil kullanımı gibi yeteneklerin gelişmesi. - Tarım Devrimi: Avcı-toplayıcı yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş ve tarımın başlaması. - İmparatorluklar ve Dinler: Büyük imparatorlukların ve dinlerin insan toplumlarında önemli yer edinmesi. - Endüstri Devrimi: Bilimsel keşifler, teknolojik ilerlemeler ve kapitalizmin yükselişi. 2. Memduh Advan'ın aynı adlı kitabı, insanlık tarihini masaya yatırarak işkence, tecavüz, zorbalık, şiddet gibi konuları ele alır ve insanın kötülüğünün tarihini inceler.

Son Neandertal'in ölümünde tek bir etken değil, birçok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir. Bu faktörler arasında: Modern insanlarla rekabet: Modern insanların daha gelişmiş teknoloji ve bağışıklık sistemleri, Neandertallerin hayatta kalma şansını azaltmış olabilir. İklim değişikliği: Buzul Çağı'nın sonuna doğru yaşanan iklim değişiklikleri, Neandertallerin yaşam koşullarını zorlaştırmış olabilir. Genetik faktörler: Küçük ve izole topluluklar halinde yaşayan Neandertaller, genetik çeşitliliklerini kaybetmiş ve bu da onların hayatta kalmalarını zorlaştırmış olabilir. Şiddet ve hastalıklar: Neandertal iskeletlerinde şiddet izleri bulunsa da, bu şiddetin modern insanlar tarafından mı yoksa kendi türleri arasında mı gerçekleştiği belirsizdir. Dolayısıyla, son Neandertal'in kesin katili olarak tek bir düşmanı işaret etmek mümkün değildir.

Kültürel antropoloji, toplumu ve kültürü inceleyen, toplumsal ve kültürel benzerlik ile farklılıkları tanımlayan bir antropoloji dalıdır. İki ana yönü vardır: 1. Etnografi: Alan araştırmaları ve alan çalışmaları üzerine temellenmiş olup, bir grup, toplum veya kültürün ana niteliklerini anlamaya ve açıklamaya çalışır. 2. Etnoloji: Etnografik araştırmaların sonuçlarını analiz edip karşılaştırır, kültürler arası farklılıkları ve benzerlikleri tanımlar. Kültürel antropologlar, insanların yaşam biçimlerini, inançlarını, ritüellerini, dil kullanımlarını, geleneklerini ve sosyal organizasyonlarını araştırırlar.

Doğu Avrasya geni, genetik araştırmalarda Doğu Asya kökenli genetik mirası ifade eder. Bu genetik miras, Japonya, Kore, Çin, Çinhindi ve Filipinler gibi bölgelerde yaygın olarak görülür.

"Göbeklitepe ve Semboller" kitabı, Göbeklitepe'deki sembollerin arkeolojik, tarihsel, dinsel ve günümüzdeki kullanımlarını ele almaktadır. Kitapta yer alan bazı konular şunlardır: - Doç. Dr. Thomas Zimmermann: Göbeklitepe'nin tasvirlerini okuyarak, buradaki hayvanların ne anlama geldiğini ve nasıl yorumlanması gerektiğini açıklar. - Doç. Dr. Selim Ferruh Adalı: Göbeklitepe'deki hayvanların Eski Anadolu ve Mezopotamya'daki tasvirlerini inceler. - İbrahim Halil Er: Göbeklitepe'de geçen hayvan figürlerinin Kutsal Kitaplardaki karşılıklarını araştırır. - Dr. Esra Tüylüoğlu: Sembollerin günümüzdeki anlamlarını ve kullanımlarını analiz eder.