Antropoloji

Antropoloji bölümü mezunları, insan kültürü, toplumsal organizasyon, insan biyolojisi ve etnografik araştırmalar gibi konular üzerinde uzmanlaşarak çeşitli alanlarda çalışabilirler. Bazı çalışma alanları: Akademik ve araştırma kurumları: Üniversitelerde öğretim üyesi veya araştırma görevlisi olarak çalışma. Müze ve kültürel kuruluşlar: Müzelerde küratör veya eğitimci olarak görev alma. Uluslararası kalkınma: Uluslararası kalkınma ajanslarında veya sivil toplum kuruluşlarında çalışma. Hükümet ve kamu politikaları: Devlet kurumlarında politika analisti veya danışman olarak çalışma. Pazar araştırması: Pazar ve tüketici araştırmaları yapma. Küresel sağlık: Global sağlık kuruluşlarında kültürel faktörlerin sağlık üzerindeki etkilerini araştırma. İnsan hakları ve savunuculuk: İnsan hakları örgütlerinde çalışma. Çevresel sürdürülebilirlik: Çevre koruma projelerinde toplulukların katılımını sağlama. Antropoloji bölümü mezunlarının iş tanımı ve görev niteliği, çalışma alanına bağlı olarak değişir.

Pontid kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Jeoloji terimi: Pontidler, Kuzey Anadolu'da Karadeniz ile İzmir-Ankara-Erzincan süturu arasında kalan, Alpin tektonik bir birliktir. 2. Antropolojik terim: Pontid, insan fizyonomisini tanımlayan ve özellikle Avrupa'nın güneydoğusu, Orta Doğu ve bazı Kafkasya bölgelerinde yaşayan halkların fiziksel özelliklerini sınıflandırmak için kullanılan bir ırk tipidir.

İnsan evrimini başlatan ilk atalar arasında Sahelanthropus tchadensis öne çıkmaktadır. İnsan evriminin başlamasında rol oynayan diğer türler arasında Australopithecus, Homo habilis, Homo erectus ve Homo sapiens bulunmaktadır. İnsan evriminin başlangıcı ve gelişimi, fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji gibi birçok bilimsel alanın araştırmalarını içermektedir.

Mavi gözlülerin atası, 6.000 ila 10.000 yıl önce Avrupa'da yaşamış tek bir kişiye dayanmaktadır. Kopenhag Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, mavi gözlerin ortaya çıkmasına neden olan genetik mutasyon, HERC2 adlı genin OCA2 genini etkilemesiyle meydana gelmiştir. Bugün yaşayan tüm mavi gözlü insanlar, DNA'larında aynı noktada aynı mutasyonu taşımaktadır.

Buz Adam Ötzi'nin sırlarından bazıları şunlardır: Ölüm nedeni: 2012 yılında yapılan araştırmalar, Ötzi'nin muhtemelen öldürüldüğünü ortaya çıkardı. Sağlık sorunları: Ötzi'nin dişlerinde tartar, kene ısırığının yol açtığı Lyme hastalığı, laktoz hassasiyeti ve kan dolaşımı bozukluğu gibi sağlık sorunları vardı. Dövmeleri: Ötzi'nin 61 dövmesi bulunuyordu ve bu dövmeler, çarpı işaretleri ve çizgilerden oluşuyordu. Son yemeği: Ölümünden kısa süre önce keçi eti ve tahıllardan oluşan besleyici bir yemek yediği belirlendi. Giysileri: Üzerinde boz ayı kürkünden başlık, keçi derisinden pantolon ve karışık derilerden bir manto bulunuyordu. Kökenleri: DNA özelliklerine göre Ötzi, Anadolu'dan gelen Neolitik Çağ çiftçi göçünün bir parçasıydı.

Buz Adam Ötzi, sol omzuna saplanan ve hayati bir damarını kopartan bir ok nedeniyle ölmüştür. Ötzi'nin ölüm zamanı ve yeri, 1991 yılında Avusturya-İtalya sınırında Alp Dağları’nda keşfedilen cesedinin incelenmesiyle belirlenmiştir. Ötzi'nin ölüm şekli, 2017 yılında dedektif Alexander Horn'un yönettiği bir soruşturma sonucunda cinayete hükmedilmiştir. Ancak, cinayetin kesin nedeni ve faili hala belirsizdir.

David Crowley'in "İletişim Tarihi" kitabı, antropolojik bir bakışla insanlığın başlangıcından günümüze kadar olan süreci iletişim çerçevesinde ele alır. Kitapta, günümüzün medya teknolojilerinden mağara resimleri ve Venüs heykelleri gibi geçmişe ait iletişim biçimlerine kadar olan uygarlık tarihi, iletişimle olan ilişkisi içinde incelenir. Crowley, insanın kendisiyle, doğayla ve diğer insanlarla kurduğu iletişimin, insanın ve toplumun dönüşümüne katkı sağladığını ve bu sürecin de iletişimin tarihini oluşturduğunu belirtir. Eser, bu yönüyle sadece iletişim alanında çalışanlar için değil, tarih, antropoloji, dilbilim ve sosyoloji gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında araştırma yapanlar için de kaynak niteliğindedir.

Adli bilimler bölümünde yer alan bazı bölümler şunlardır: Adli Bilimler (Türkçe). Adli Bilimler. Adli bilimler bölümü, suç ve suçlu analizinden, olay yeri incelemesine, laboratuvar tekniklerinden adli tıpa kadar geniş bir yelpazede eğitim veren çok disiplinli bir bölümdür. Adli bilimler çatısı altında yer alan bazı bilim dalları ise şunlardır: entomoloji; balistik; palinoloji; antropoloji; fonetik; bilişim.

Ortalama bir mağara adamı (Neandertal) boyu 1,5–1,8 metre (4,9–5,9 ft) arasında değişmektedir. Bazı kaynaklara göre, yetişkin bir mağara adamının boyu 3 metreye kadar ulaşabilir. Ancak bu bilgiler bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Evet, Aborjinler ve yerliler aynıdır, çünkü Aborjinler, Avustralya, Tasmanya ve çevre adalarda yaşayan yerlilere verilen addır. Ancak, "yerli" kelimesi, 17. yüzyıldan itibaren özel olarak Avustralya yerlilerini, genel olarak ise yerli hakları tanımlamakta kullanılmaktadır.

Ömer Uzunel'in yazdığı tek kitap, "Düalist Pagan Sembolizmi Işığında Göbeklitepe Sembolizmi" adlı eserdir. Bu kitap, Myrina Yayınları tarafından basılmıştır.

Amazon'da yaşayan bazı kabileler: Yanomami (Yanomamö) Kabilesi. Awa Kabilesi. Piraha Kabilesi. Mashco Piro Kabilesi. Waoraniler. Ayrıca, Huaorani ve Amazonu da Amazon'da yaşayan kabileler arasında saymak mümkündür. Amazon'da yaşayan kabilelerin bir kısmı, modern yaşamla minimum temas içinde olup, geleneksel yaşam biçimlerini korumaya çalışmaktadır.

Mavi gözlerin nadir olmasının nedeni, yaklaşık 6.000 ila 10.000 yıl önce Avrupa'da yaşamış tek bir kişide meydana gelen genetik bir mutasyondur. Bu mutasyon, OCA2 geninde meydana gelerek kahverengi göz pigmentinin üretimini durdurmuş ve mavi gözlerin oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca, mavi gözler daha az melanin içerdiği için güneş ışığına karşı daha hassastır. Dünya nüfusunun yalnızca %8 ila 10'u mavi gözlüdür.

Dünyadaki son insanın kaç yıl yaşadığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, bilinen en yaşlı insan Jeanne Calment, 1997 yılında 122 yıl 164 gün yaşadıktan sonra hayatını kaybetti. Bilim insanları, Homo sapiens sapiens olarak adlandırılan türün ilk üyelerinin yaklaşık 195 bin yıl önce ortaya çıktığını tahmin etmektedir. Bu durumda, türün bazı bireylerinin 122 yıldan daha uzun yaşamış olması mümkündür. İnsan ömrünün genetik bir sınırı olduğu ve maksimum ömrün 122 yıl olduğu düşünülmektedir.

Dünyanın en ilkel kabilesi olarak birkaç aday öne çıkmaktadır: Raute Kabilesi. Dogon Kabilesi. Himbalar. En ilkel kabilenin hangisi olduğu konusunda kesin bir görüş bulunmamaktadır.

Dünyanın en ilkel kabilesi olarak birkaç aday öne çıkmaktadır: Raute Kabilesi. Dogon Kabilesi. Himbalar. En ilkel kabilenin hangisi olduğu konusunda kesin bir görüş bulunmamaktadır.

Homo sapiens (modern insan) ve Homo neanderthalensis (Neandertal) aynı tür değildir, ancak yakın akrabalardır. Neandertaller, yaklaşık 40.000 yıl önce nesli tükenmiş olan, insanın en yakın akrabalarından biridir.

Azteklerin yok olmasının başlıca nedenleri şunlardır: Salgın hastalıklar: Aztekler, Avrupalıların yanlarında getirdiği çiçek, kızamık ve kabakulak gibi salgın hastalıklara karşı savunmasızdılar. Askeri üstünlük: İspanyolların çelik kılıçları, topları ve atları, Azteklerin taş ve obsidiyen uçlu mızraklarına karşı üstündü. İç çatışmalar: Aztekler içindeki çatışmalar, İspanyolların avantaj sağlamasına olanak tanıdı. Bu faktörlerin birleşimi, Aztek İmparatorluğu'nun 1521 yılında Hernán Cortés liderliğindeki İspanyollar tarafından yıkılmasına yol açtı.

Kayıp On Kabile olarak bilinen, 12 İsrailoğlu kabilesinden 10'unun yok olmasının başlıca nedeni, Neo-Asur İmparatorluğu'nun saldırılarıdır. Diğer olası nedenler arasında savaşlar, göçler ve diğer toplumsal olaylar yer almaktadır. Günümüze ulaşan iki kabile, Menaşe ve Efraim kabileleridir. Andaman Adaları'ndaki "Bo" kabilesi ise son üyesinin ölümüyle yok olmuştur.

Eskimolar, kuzey iklimi gibi soğuk bölgelerde hayatta kalabilmek için yüksek kalori almak amacıyla hayvan yağı ve etini çiğ olarak tüketirler. Ayrıca, Eskimolar geçmişte pişirme için gerekli araçlardan yoksundular. Günümüzde ise Eskimolar, çiğ et yeme alışkanlıklarını bırakmışlardır.