AntikEserler

İki kulplu, dibi sivri ve dar boyunlu antik testiye amfora denir. Amfora, genellikle kil veya seramikten yapılmış, şarap, zeytinyağı, bal, tahıl gibi ürünlerin depolama ve naklinde kullanılan bir kaptı. Günümüzde müzelerde ve kazılarda sıkça rastlanan amforalar, Akdeniz ticaretinin simgesi olarak kabul edilir.

Antik paraların kararmasının birkaç nedeni vardır: Oksidasyon: Madalyonun olası oksidasyonu, yüzeyinde yeşil, mavi, siyah veya kahverengi bir tabaka oluşturur. Kir ve kalıntılar: Zaman içinde toprak, toz ve kabuk gibi kirler paranın üzerinde birikir. Bu tür doğal kirlenmeler, paraların tarihsel autentiğini gösteren unsurlar olarak kabul edilir ve genellikle temizlenmeleri önerilmez.

Denizli Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen bazı eserler şunlardır: Heykeller ve lahitler salonu: Hierapolis ve Laodikeia kazılarından çıkan eserler ile diğer ören yerlerinden getirilen lahit ve heykeller sergilenmektedir. Küçük eserler salonu: M.Ö. 4. binden itibaren birçok uygarlığa ait pişmiş toprak kaplar, idoller, taş eserler, kandiller, cam eserler, kolyeler ve madeni takılar kronolojik sırayla sergilenmektedir. Tiyatro buluntuları salonu: Hierapolis Tiyatrosu'nun sahne binasını süsleyen kabartmalar sergilenmektedir. Müzede ayrıca, Tunç Çağı'nın en güzel örneklerini veren Beycesultan Höyüğü’nden elde edilen arkeolojik buluntular da sergilenmektedir.

Nag Hammadi Kütüphanesi'nde 52 müstakil kitapçık bulunmaktadır. Ancak bu kitapçıklar birbirinin kopyası veya varyasyonu olabileceğinden, bazı metinler birden fazla nüshaya sahiptir. 13. cilt olarak adlandırılan bir kodeks aslında "Trimorphic Protennoia" metninin birkaç sayfadan ibaret halidir.

Örme Obelisk'in (Örme Dikilitaş) ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ayrıca, Osmanlı döneminde, 16. yüzyılda Pierre Gilles, Örme Sütunu oldukça detaylı bir şekilde tasvir etmiş, Evliya Çelebi ise bu anıtın şehrin tılsımlarından biri olduğunu bildirmiştir.

Bergama Zeus Sunağı, günümüzde Berlin'deki Pergamon (Bergama) Müzesi'nde sergilenmektedir. Sunağın kalıntıları, 1870'li yıllarda Alman mühendis Carl Humann tarafından o zamanın Prusya'sına kaçırılmıştır.

Herakles (Herkül) heykeli, Kütahya'daki Aizanoi Antik Kenti'nde bulunmuştur. Heykel, Penkalas çayında yürütülen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, Antalya Müzesi'nde de bir Herakles heykeli bulunmaktadır.

"Sırlar, Nesneler" (2011) filmi, romantik ve dram türlerinde bir Güney Kore yapımıdır. Hikaye, alışılmadık olay örgüsü yapısı, gerilim ve psikolojik unsurlar içerir. Ayrıca, "Sırlar, Nesneler" ifadesi, geçmişin sırlarını ve açıklanamayan nesneleri anlatan tarihi yapılar bağlamında da kullanılabilir.

Adana Müzesi, Türkiye'nin en eski on müzesinden biri olması ve geniş koleksiyonuyla önemli bir kültürel merkez olarak kabul edilir. Müzenin önemi şu noktalarda toplanabilir: Tarihî Değer: Prehistorik dönemden günümüze kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait eserlere ev sahipliği yapar. Arkeolojik Kazılar: Tarsus Gözlükule, Mersin Yumuktepe, Misis ve Ceyhan Sirkeli-Tatarlı gibi önemli höyük ve yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda bulunan eserler müzede sergilenir. Eğitim ve Tanıtım: Dioramalar, görseller ve canlandırmalar aracılığıyla insanlığın geçmiş dönemlerine dair bilgiler sunar. Yeni Binası: 2017 yılında Adana Müze Kompleksi'ne taşınmış ve çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.

İstanbul Dikilitaşı'nın hikayesi, Antik Mısır'ın firavunu III. Thutmose'a kadar uzanır. MÖ 15. yüzyıl: III. Thutmose, hükümdarlığının 30. yılını kutlamak için Karnak Tapınağı'na dev bir obelisk diktirmiştir. MS 357: Roma İmparatoru II. Constantius, obeliski İskenderiye'ye getirtmiştir. MS 390: İmparator I. Theodosius, obeliski İstanbul'a getirterek Hipodrom'daki şimdiki yerine diktirmiştir. Dikilitaş, kırmızı Asvan granitinden yapılmış olup, orijinal yüksekliği 30 metre iken, nakliye sırasında veya yerleştirme esnasında alt kısmı tahrip olduğu için bugünkü yüksekliği 18,45 metredir.

Antikythera'da bulunan bazı önemli kalıntılar şunlardır: Antikythera Düzeneği: 1901 yılında keşfedilen, 30'dan fazla dişli çarktan oluşan, astronomik konumları hesaplamak için kullanılan eski bir mekanik hesap makinesidir. İnsan Kemikleri: 2000 yıllık Antikythera batığında, gemiyle seyahat eden ve batan gemide hayatını kaybeden bir kişiye ait olduğu düşünülen insan kemikleri bulunmuştur. Ayrıca, batıktan mücevherler, çömlekler, mobilyalar ve amforalar dolusu şarap gibi lüks tüketim malları taşıyan yüklerin kalıntıları da çıkmıştır.

Amforanın tarihi yaklaşık 3000 yıl öncesine dayanmaktadır. İlk amforalar, MÖ 9. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bazı önemli tarih aralıkları: MÖ 6. - 2. yüzyıllar arasında, Tanrıça Athena onuruna düzenlenen şenliklerde kullanılan siyah renkli ve figürlü amforalar yaygındı. MS 330'lu yıllar, sivri dipli amforaların tarihlendiği dönemdir ve bu amforalar Geç Roma-Erken Bizans dönemine aittir. 2024 yılı, İstanbul Tuzla'da 1100 yıllık bir amfora parçasının keşfedildiği yıldır. 2025 yılı, Antalya Kaş açıklarında 1100 yıllık bir amfora keşfedildiği yıldır. Bu bilgiler, amforanın uzun bir tarihe sahip olduğunu ve çeşitli medeniyetler tarafından kullanıldığını göstermektedir.

Çemberlitaş, adını Osmanlı döneminde, büyük bir yangın sonucu mermerleri zedelenen sütunun altına, duvarla takviye edilip demir çemberlerle sarılmasından almıştır.

Kral Midas'ın en önemli eseri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen üç bin yıllık çalışma masası olarak kabul edilir. Ayrıca, Midas'ın adını taşıyan ve Güngör Dilmen'in bestelediği Midas'ın Kulakları, Midas'ın Altınları, Midas'ın Kördüğümü gibi tiyatro eserleri de önemli eserler arasında yer alır.

Kültepe kazılarında çeşitli önemli bulgular ortaya çıkarılmıştır: Çivi yazılı tabletler. Anıtsal yapılar. Özel evler. Bitki fosilleri. Hitit ve Babil sanatı. Kazılar, Kültepe'nin Anadolu'nun en eski ticaret merkezlerinden biri olduğunu ve Asurlu tüccarların gelişinden çok önce önemli bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koymuştur.

Doric zincir kolye, antik Yunan döneminden esinlenen bir tasarıma sahip, sade ve zarif bir görünüme sahip bir kolye türüdür. Özellikleri: Uzunluk: Genellikle 40 cm ana zincir ve 5 cm uzatma parçası bulunur, bu sayede kişisel tercihe göre ayarlanabilir. Malzeme: 925 ayar gümüşten yapılabilir. Kullanım: Gündelik giyim tarzını tamamlayacak şık bir detay olup, her türlü kombin ile uyum sağlar.

Kanatlı Deniz Atı Broşu, Lidya uygarlığına aittir. Bu broşun en değerli parçalarından biri olduğu Karun Hazinesi, MÖ 560-546 yılları arasında Lidya ülkesini yöneten Krezüs (Karun) dönemine aittir.

Ares Antik Müzayede, Coşkun Özkan tarafından 2007 yılında kurulmuştur.

Anadolu'nun en eski antikaları, çeşitli bölgelerde bulunmaktadır: Alacahöyük: Çorum ilinde yer alan Alacahöyük, Hitit ve Hatti uygarlıklarına ait önemli antik kalıntılar içerir. İnönü Mağarası: Zonguldak'ta bulunan bu mağarada, Anadolu'nun en eski altın boncukları keşfedilmiştir. Arslantepe Höyüğü: Malatya'da yer alan höyük, M.Ö. 4300-3900 yıllarına dayanan bir yerleşime sahiptir. Kültepe: Kayseri'de bulunan Kültepe, M.Ö. 2000'li yıllara dayanan tarihiyle Hititlerin ilk başkenti olarak bilinir. Bu antik alanlar, Anadolu'nun zengin tarihi ve kültürel mirasını yansıtmaktadır.

Evet, amfora ve amphora aynı anlama gelir. Amfora (amphora), antik çağda şarap ve zeytinyağı gibi gıda maddelerinin depolanması ve taşınması için kullanılan iki dikey kulplu bir kavanozdur.