Anlam

"Maksat hasıl olmak" deyimi, amaca ulaşılmak, amaç gerçekleşmek anlamına gelir. Örnek cümle: "İmzanın arkasına saklanan adam, dost düşman her kim olursa olsun, maksat hasıl olmuştu" (H. R. Gürpınar).

İkmal etmek, bir şeyi tamamlamak, bütünlemek, daha iyi bir hale getirmek anlamına gelir. Ayrıca, ikmal etmek kelimesinin diğer anlamları şunlardır: bir işi bitirmek; askerlikte verilen geri hizmet görevini yerine getirmek; edebiyatta bir dizeyi, farklı bir dize ile anlam bakımından tamamlamak.

Avarel kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Zihinsel engelli: Zeka geriliği olan ve günlük yaşamda yardıma ihtiyaç duyan kişileri tanımlamak için kullanılır. 2. Çizgi film karakteri: Red Kit çizgi filmindeki Dalton Kardeşler'in en aptalı ve en akılsız olanıdır. Avarel kelimesi, halk arasında dolaylı yoldan aptal demek anlamında da kullanılır ve bu nedenle hoş karşılanmaz.

Dem vurmak deyimi, bir konu hakkında uzun uzun konuşmak, sohbet etmek ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak anlamına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre dem vurmak deyiminin iki anlamı vardır: 1. Bir şeyin bahsini açmak, bir konuyu gündeme getirmek ya da bir mesele hakkında birine danışmak. 2. Dost meclisinde uzun uzun dertleşmek. Örnek cümle: "Bugün en yakın arkadaşlarımla divan şairlerinden dem vurduk".

Yana kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Türkçe'de "yana" kelimesi, "yağ ile gene, yine, tekrar, ikinci defa olarak geri dönme" bildiren bir edattır. Aymaraca'da "yana" kelimesi, "kara, siyah" anlamına gelir. Çağatayca'da "yana" kelimesi, "dir, yine, diğerbar, başka" anlamlarına gelir. Keçuva dilinde "yana" kelimesi de "kara, siyah" anlamına gelir. Rusça'da "yana" ismi, "Tanrı birleştiriyor" anlamına gelir.

"Kapalı yerli" ifadesi, Türkçe'de yaygın olarak kullanılan "kapalı" ve "yerli" kelimelerinin birleşiminden oluşur. - Kapalı: Kapanmış olan, açılmamış, gizli, saklı, içe dönük gibi anlamlara gelir. - Yerli: Taşınamayan, başka yere götürülemeyen, yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan, belli bir bölgede yetişen gibi anlamlara gelir. Bu bağlamda, "kapalı yerli" ifadesi, kapanmış veya gizli olan, aynı zamanda yerli (o bölgeye özgü) olan bir şeyi ifade edebilir. Ancak, bu ifadenin tam anlamı, kullanıldığı bağlama göre değişebilir.

"Canım seni çekti" ifadesi, genellikle birinin diğerini arzuladığını veya yanında olmasını istediğini ifade eder. Bu ifade, aynı zamanda bir şeyin o an çok istendiğini belirtmek için de kullanılabilir; örneğin, "Canım soğuk çay çekti" veya "Canım karpuz çekti" gibi. Bu tür ifadeler, informal bir dil kullanımıdır ve farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir.

Namert kelimesi, Farsça kökenli olup "korkak", "alçak" ve "mert olmayan" anlamlarına gelir. Bu kelime, sözünde durmayan, korkakça ve alçakça davranan kişiler için kullanılır.

"Sütten ağzı yanan yoğurdu (veya ayranı) üfleyerek yer (veya içer)" atasözü, bir kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlerden dolayı benzer durumları tekrar yaşamamak için dikkatli davrandığını ve tedbir aldığını ifade eder. Bu atasözü ayrıca tecrübenin önemini vurgular; tecrübeli bir kişi, yaşadığı deneyimlerden ders çıkarmış ve buna göre hareket etmeyi öğrenmiştir.

Erek ve amaç aynı anlama gelir. TDK'ye göre erek, gerçekleştirmek amacıyla tasarlanan ve ulaşmak istenilen şey, hedef, gaye, maksat anlamına gelir. Ayrıca, erek ve amaç kelimeleri, felsefe biliminde de aynı anlamda kullanılır.

Şen olmak, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "neşelenmek, sevinmek, mutlu olmak" anlamına gelir. Ayrıca, yaşamaktan keyif alan, hayata her daim pozitif bakan kişiler için de şen kelimesi kullanılır.

Berivan ismi, Kürtçe kökenli olup farklı anlamlara sahiptir: Süt sağan kadın. Dağ çiçeği. Önderlik eden kimse. Kuzey Afrika'da eski bir şehir. Berivan ismi, Kuran'da geçmemektedir.

Ahenk ve uyum kavramları genellikle benzer anlamlar taşır, ancak bazı nüanslar vardır. Ahenk, bir bütün içindeki parçaların veya öğelerin birbirleriyle uyumlu ve dengeli bir şekilde bir araya gelmesini ifade eder. Uyum ise, günlük dilde daha yaygın kullanılan bir terim olup, bir arada olan parçaların birbiriyle çatışmadan, bütünlük içinde var oluşunu anlatır. Dolayısıyla, ahenk ve uyum kavramları birbirine yakın olsa da, ahenk daha geniş bir anlam taşır.

Aktif kelimesi, TDK'ya göre şu anlamlara gelir: etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal; etkili, etken; bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü (ekonomi terimi). Ayrıca, dil bilgisi terimi olarak "etken" anlamına da gelir.

Yaşlı kelimesi, TDK'ye göre "yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)" anlamına gelir. Ayrıca, "uzun yılları geride bırakmış" ve "yaşla dolmuş (göz)" anlamlarında da kullanılır. İhtiyar kelimesi de yaşlı veya yaşça ileri anlamına gelir ve genellikle daha saygılı ve olgun bir tavrı simgeler. Bir şeyin, kişi ya da nesnenin eski ve uzun süre kullanılmış olduğunu belirtmek için de ihtiyar kelimesi kullanılabilir.

Sabh kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Arapça ve Farsça kökenli bir kelime olarak: "sabh" veya "subh" şeklinde yazılır ve "sabah", "tan ağartısı", "gün doğmadan önceki zaman" anlamlarına gelir. Kısaltma olarak: "SABH" şeklinde yazılabilir ve "Substance Abuse and Behavioral Health" (madde bağımlılığı ve davranış sağlığı) veya "Simultaneous Automatic Broadcast Homer" (aynı anda otomatik yayın) gibi çeşitli organizasyonları veya terimleri ifade edebilir.

Telezzüz, Arapça kökenli bir kelime olup "lezzet alma", "tadını çıkarma", "zevk alma", "hoşlanma" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Bir şifâ bekleyerek kaç gecedir pür-nefret / Bir telezzüz, acı bir zevk ile eğlenmişti". "O kolların arasında can vermekten telezzüz ediyormuş gibi...". "Bir yemeğin tadını çıkarmak, onun lezzetini tam olarak hissetmek".

Hayalperest, gerçekleşmemiş veya gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyler hakkında hayal kurmaktan hoşlanan kimse anlamına gelir. Ayrıca, olmayacak işlerin peşinde koşan kişiler için de bu kelime kullanılır. Türk Dil Kurumuna göre hayalperest kelimesinin bir diğer anlamı ise "imkansız şeyleri kafasında tasavvur eden"dir.

Kime niyet, kime kısmet deyimi, bir kimse için hazırlanan bir şeyin ona değil de hiç akla gelmeyen bir kimseye kısmet olması durumunda söylenir. Örnek cümleler: "Bu pastayı komşum gelecek diye yapmıştım; ama kime niyet, kime kısmet." "Dayıma diye evden çıktık, halama geldik, kime niyet, kime kısmet."

Vie kelimesi İngilizce'de "yarışmak", "çekişmek", "rekabet etmek" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "The children were vying for the teacher's attention" (Çocuklar öğretmenin dikkatini çekmek için yarışıyorlardı). "Two companies vie for a contract" (İki firma bir anlaşma için rekabet eder). "The two older children tend to vie with the younger one for their mother's attention" (İki büyük çocuk, annenin ilgisi için küçük kardeşle yarışır).