Anlam

Genel kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre beş farklı anlama gelir: 1. Bir şeye veya bir kişiye özgü olmayıp, onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. 2. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. 3. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. 4. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). 5. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Örnek cümleler: "Genel seçim". "Genel tarih". "Genel müdür". "Genel kitaplık". "Genel düşünce".

Tedricen ve tedrici kelimeleri, Arapça kökenli olup "derece derece, yavaş yavaş, aşamalı olarak" anlamına gelir. Tedricen: Azar azar, giderek, gittikçe anlamlarında kullanılır. Tedrici: Aşamalı, kademeli anlamında sıfat olarak kullanılır. Tedrici olarak: Aşamalı bir şekilde anlamında kullanılır.

Trajikomik kelimesi, hem acıklı hem de güldürücü yanları olan anlamına gelir. Bu terim, genellikle tiyatro, film veya gerçek hayatta karşılaşılan olaylar için kullanılır. Trajikomik kelimesi Fransızca "tragi-comique" ifadesinden türetilmiştir.

Ortam kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşır: Doğa bilimi terimi olarak, canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünüdür. Toplumsal ve kültürel etki anlamında, bir kişinin veya insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünüdür. Hareket alanı olarak, bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platformdur. Yakın çevre anlamında, nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasattır. Fiziksel çevre olarak, bir kuvvetin etki ettiği veya bir etkinin iletildiği özdeksel çevredir. Yetiştirme kültürü anlamında, doku ve hücreler için besin maddeleri ve jelatin gibi maddelerle karışık herhangi bir sıvıdır.

"Abi dur yapma" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Örneğin, bir kibariye şarkısı olarak "Dur Yapma" bilinmektedir. Ancak, ifadenin tam olarak ne anlama geldiği, kullanıldığı bağlama göre değişebilir.

Kapalı gizli ifadesi, bulmacalarda "zımni", "kapalı" veya "gizli" olarak yanıtlanabilir. Ayrıca, "kapalı gizli" şu anlamlara da gelebilir: Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kapalı (gizli) oturum: Basına ve halka kapalı olarak gerçekleştirilen, genellikle ülkenin güvenliği, dış politikalar veya devlet sırlarının tartışıldığı özel toplantılar. Duruşma: Kamu güvenliği, genel ahlak veya çocukların korunması gibi durumlarda, bir kısmı veya tamamı kapalı yapılabilir.

Miskinler tekkesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda cüzzamlıların şehir halkından uzak tutulması için kurulan rehabilitasyon merkezleridir. Bu tekkelere, genellikle tarikat pirinin türbesi yanında bulunan ve insanların müstakil bir grup halinde yaşamalarına elverişli olan tekkelere benzetilerek "tekke", "zâviye" veya "dergâh" denilmiştir. "Miskin" kelimesi, sözlükte "âciz, zavallı, yoksul; tepkisiz, hareketsiz" anlamlarına gelir. Miskinler tekkelerinin bazı özellikleri şunlardır: Amaç: Hem sağlıklı kişileri hastalıktan korumak hem de toplum içinde yaşama şansı olmayan cüzzamlıları barındırmak. Konum: Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı döneminde şehir dışında oluşturulurdu. Yönetim: Yöneticilerine "şeyh" denirdi. Yaşam koşulları: Cüzzamlılar münzevi bir hayat sürerdi. Miskinler tekkesi, 1908 yılında kapatılmıştır.

"Ye'i Dil M" ifadesinin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "ehl-i dil" terimi, dilin ustaları veya dili iyi kullanan kişiler anlamına gelir. Ayrıca, "anlatım" bağlamında cümleler; öznel, nesnel, tanım, içerik, üslup gibi farklı kategorilere ayrılır. Bu tür sınıflandırmalar, cümlelerin ifade ettiği bilgi veya duygunun türüne göre yapılır.

Aheste beste deyimi, "yavaş yavaş", "ağır ağır", "nazlı nazlı" anlamlarına gelir. Ayrıca, "acele etmeden, tadını çıkara çıkara, keyif alarak yapmak" anlamında da kullanılabilir. Örnek cümle: "Aheste beste bir gelişi vardı."

Mutaassıp, bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, bağnaz kimse anlamına gelir. Mutaassıp kişiler, genellikle kendi inanç sistemlerini başkalarına dayatma eğilimindedir ve her türlü yeniliğe karşı çıkarlar.

Mutaassıp, bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, bağnaz kimse anlamına gelir. Mutaassıp kişiler, genellikle kendi inanç sistemlerini başkalarına dayatma eğilimindedir ve her türlü yeniliğe karşı çıkarlar.

Madrabaz kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Hayvan, balık, sebze, meyve gibi yiyecekleri yerinden veya ilk elden alıp üzerine kâr koyarak toptan satan kimse. 2. Hile yapan, hileci, düzenbaz kimse.

Muamele görmek, TDK'ye göre "işlem uygulanmak, davranılmak" anlamına gelir. Örnek cümle: "İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti." - Yahya Kemal Beyatlı.

Jülide ismi, Farsça kökenli olup "karmakarışık", "dağınık" ve "derinlik" anlamlarına gelir. Ayrıca, Klasik Türk Edebiyatında Mecnun'un Leyla karşısındaki durumunu anlatmak için de Jülide sözcüğü kullanılmıştır. Bu isim, aynı zamanda "özü, kendisi güle benzeyen ay" anlamında da kullanılır.

Muvazenesizlik, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "dengesizlik, ölçüsüzlük" anlamına gelir. Ayrıca, "ne yaptığını bilmeyen, bir sözü bir sözünü, bir davranışı bir başka davranışını tutmayan" anlamında da kullanılır.

"Arkada" kelimesi çeşitli anlamlarda kullanılabilir: Fiziksel konum: Bir nesnenin veya olayın gerisinde ya da arkasında bulunmak. Destek ve yardım: Birinin arkasında olmak, ona destek vermek, güçlü olmak. Zaman: Geçmişi veya geride kalan zamanı ifade etmek. Soyut fikirler: Bir olayın ardında gizli bir sebep veya bir kişinin niyeti gibi durumları ifade etmek. Grup veya topluluk: Bir grup veya topluluktaki diğer kişileri veya nesneleri belirtmek. Ayrıca, "arkalar" kelimesi, "arka" kelimesinin çoğul hali olarak da kullanılır.

Arzulu kelimesi, istekli ve hevesli anlamlarına gelir. Ayrıca, Tekirdağ ili Muratlı ilçesine bağlı bir köy adı olarak da kullanılır.

İrdelemek, bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini teker teker ele almak, araştırmak, tetkik ve mütalaa etmek anlamına gelir. Ayrıca, Anadolu'da "inciliğini cinciliğini çıkarmak" anlamında da kullanılır. Bunun yanı sıra, bazı yörelerde "bir şeyi çok incelemek, üstüne düşmek", "bir sözü çok tekrarlamak" veya "çekememek, beğenmemek, istememek, nefret etmek" gibi farklı anlamları da vardır.

Evet, mamul ve ürün aynı anlama gelir. Mamul, Türkçede "ürün" olarak karşılanır ve "üretilerek satışa sunulan, ihtiyacı karşılayan çıktı, somut ve soyut özelliklerin bütünü" anlamına gelir.

Evet, "transparan" ve "şeffaf" aynı anlama gelir. Transparan kelimesi, Türkçeye Fransızca üzerinden yerleşmiş olup, sıfat olarak kullanılır ve "şeffaf" olarak ifade edilir.