Anlam

İma, bir şeyi doğrudan söylemeden, dolaylı yoldan ifade etmek anlamına gelir. TDK'ya göre ima kelimesinin iki farklı anlamı vardır: 1. İm, iz, işaret. 2. Bir şeyi üstü kapalı bir şekilde aktarma. İma, sözlü veya yazılı iletişimde kullanılabilir ve genellikle nazik olmak, karşı tarafı kırmamak veya küçük bir mesaj vermek amacıyla kullanılır.

Evet, "oy" kelimesinin zıt anlamlıları vardır. Bunlardan bazıları: Kapat; Kaybet; Reddet; Al; Ver; İzin ver. Ancak, "oy" kelimesinin tam zıt anlamlısı Türkçede belirli bir kelime olarak bulunmamaktadır.

Dembedem, Farsça kökenli bir kelime olup "daima", "zaman zaman", "ara sıra" anlamlarına gelir. Edebi metinlerde, bir durumun, olayın ya da duygu durumunun sürekliliğini ifade etmek için kullanılır. Örnek cümleler: "Rûhü’l-Kuds’ün nefhasıdır nazm-ı Nesîmî / Hak verdiğine dembedem el-minnetü lillâh" (Nesîmî). "Bu bir yetîm-i tabîat ki dembedem giryan" (Hüseyin Sîret). "Vakit vakit gelen elem" veya "ara sıra gelen acı" (elem-i dembedem).

Teşrif buyurmak deyimi, "onurlandırmak, şereflendirmek" anlamına gelir. Örnek cümle: "Sayın Kaymakamımız da teşrif buyurdular."

At gözlüğü takmak deyimi, olayları dar bir bakış açısı ile değerlendirmek anlamına gelir. Bu deyim, insanlar için olumsuz bir anlam taşırken, atlar için ise odaklanmayı ve güvenliği artıran bir araçtır. At gözlüğü takmak, aynı zamanda kişinin inandıklarına kilitlenmesi ve kendisini yoldan çıkarmak isteyenlerin söylediklerine kulak tıkaması anlamına da gelebilir. Ayrıca, at gözlüğü takmak, dayatılan içi boş “çok”u eleyip, kendi seçtiği “az”ıyla mutlu olma çabası veya niceliğe sırtını dönüp, niteliği algılama kararı olarak da yorumlanabilir. Örnek cümleler: "At gözlüğü takmışsınız, size ne desem faydası yok." "At gözlüğü takanlar, yaşanan olayları anlayamaz." "Benim bu insanlarla ne işim olabilir, bunlarla nasıl aynı ortamı paylaşabilirim?" "Görme o insanları, at gözlüğü tak."

Müteşekkir, "teşekkür etme durumunda olan kişi" anlamına gelir. Bir kişiye karşı duyulan derin memnuniyet ve teşekkür duygusunu ifade eder. Müteşekkir kelimesi, Arapça "şükür" kökünden türemiştir. Örnek cümleler: "Bu konuda gerçekten müteşekkirim." "İlginize müteşekkirim." "Yardımlarınız ve desteğiniz için müteşekkirim." "Ona müteşekkir kaldım, çünkü zor bir durumda yanımdaydı."

"Czech" kelimesi İngilizce'de aşağıdaki anlamlara gelir: Çekçe. Çek. Çekoslovakyalı. Çekya (Çek Cumhuriyeti) ile ilgili veya ona ait. Ayrıca, "czech" kelimesi sıfat olarak da kullanılabilir ve Çek Cumhuriyeti'nin para birimi, standart veya yaz saati gibi kavramları ifade edebilir.

Morena kelimesi İspanyolca'da "esmer" anlamına gelir. Ayrıca, "morena" kelimesinin diğer anlamları şunlardır: buzultaş; İspanya'da bir dağ; murana; herhangi bir çeşit obur ve parlak renkli müren balığı.

Lüzum kelimesi, Arapça kökenli olup "gerek, gereklik, gereklilik, icap" anlamlarına gelir. Örnek cümle: "Bu durumda, ekstra güvenlik önlemleri almak lüzumlu hale geldi".

Fantezi kelimesi, TDK'ya göre dört farklı anlama gelir: 1. Sonsuz, sınırsız hayal, fantazya. 2. Değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş. 3. Süslü ve türü değişik olan. 4. Serbest biçimli beste veya alaturkada serbest biçimli şarkı. Ayrıca, fantezi denilince en çok insanların aklına cinsel fanteziler gelir.

Hayat kelimesinin eş anlamlıları şunlardır: yaşam; ömür; yaşantı; can; varlık; dirim. Hayat kelimesinin zıt anlamlısı ise "ölüm" kelimesidir.

Evet, "dil" ve "söz" kelimeleri eş anlamlıdır. "Dil" kelimesinin eş anlamlılarından biri "lisan"dır ve bu kelime, dilin hem anatomik yapısını hem de bir dilin adını ifade eder.

Annals kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: Bir yıl içerisinde gerçekleşen olayların kaydı. Tarihsel kayıtlar, kronikler, arşivler. Düzenli olarak yayınlanan, bilimsel konuları içeren dergi veya gazete. Kralların hayatlarını ve yaptıklarını anlatan yazıtlar (Orta Asur Dönemi'nde başlatılan devlet yıllıkları). Ayrıca, "annal" kelimesinin "yıllık" anlamına gelen sıfat hali de bulunmaktadır.

"Just My Luck" (Şansa Bak) filmi, şans konusunda zıt iki karakterin öpüşmesiyle şanslarının yer değiştirmesini konu alır. Filmde anlatılan ana hikaye şu şekildedir: Ashley Albright (Lindsay Lohan), her konuda çok şanslı bir kadındır. Jake Hardin (Chris Pine) ise tam tersine, sürekli şanssızlık yaşayan biridir. Bu iki karakter, bir maskeli baloda tanışır ve öpüşürler. Öpücük sırasında şansları yer değiştirir; Ashley'in iyi şansı Jake'e, Jake'in kötü şansı ise Ashley'e geçer. Her ikisi de bu yeni durumla başa çıkmaya çalışırken, gerçek çok geçmeden anlaşılır.

Yâr ve yar arasındaki fark, yazım ve anlam bağlamında ortaya çıkar. - Yâr: Doğru yazım şeklidir ve Farsça kökenli olup, "sevgili", "dost" ve "yardımcı" anlamlarına gelir. - Yar: Yanlış yazım şeklidir ve aynı anlamlara gelir. Özetle, "yâr" doğru yazım şekli olup, "yar" ise yanlış bir yazım şeklidir.

Niyet etmek, bir şeyi yapmayı zihninde tasarlamak, düşünmek anlamına gelir. İslam'da niyet, Allah'ın rızasını kazanma arzusuyla ve O'nun hükmüne uymayı içeren temel bir irade kaynağıdır. Niyet etmek, aynı zamanda arzuları ifade etmeye ve onları gerçek kılmak için harekete geçmeye yardımcı olan bir güç olarak da kabul edilir.

Candid kelimesi, İngilizce'de "içten", "samimi", "dürüst" anlamlarına gelir. Ayrıca, "gizli kamera" veya "kamera şakası" gibi anlamlarda da kullanılabilir. Örnek cümleler: "I only hope you see my actions as they are... candid, plain, truthful" (Umarım kararlarımın ne kadar samimi, sade ve gerçekçi olduğunu görebiliyorsunuzdur). "Tom is always candid" (Tom her zaman samimi). "You have to be up-front and candid at interviews" (Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın).

Tıknaz kelimesi, şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı anlamına gelir. Ayrıca, eski Türkçe bir kelime olan tıknaz, "tıkınmak" kelimesiyle aynı kökten türemiştir ve çok fazla yemek yemek manasındadır. Tıknaz kelimesi, hem kilolu hem de kısa boylu kişiler için kullanılabilir. Türkiye Türkçesi ağızlarında ise tıknaz, "sıska, zayıf" veya "titiz, güç beğenen" anlamlarında da kullanılabilir.

Fey kelimesi, sözlükte "geri dönmek, şekil değiştirmek" ve "gölge" anlamlarına gelir. Terim olarak ise fey, İslam devletinde gayrimüslimlerden alınan vergileri ve savaşsız elde edilen malları ifade eder: Haraç ve cizye. Ticaret malları vergisi (uşûr). Savaşsız elde edilen topraklar. Fey gelirleri, devlet başkanı tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak zorundadır.

Evet, "sehven" ve "yanlışlıkla" aynı anlama gelir. "Sehven" kelimesi, Arapça kökenli olup "yanlışlıkla, dalgınlık sonucu, hata ile" anlamına gelir.