Anadolu

Milattan önce 2000 yılında var olan bazı devletler şunlardır: 1. Sümerler: Mezopotamya'da (günümüz Irak'ı) kurulmuşlardır. 2. Mısır: Eski Krallık döneminde Nil Nehri Vadisi'nde (günümüz Mısır'ı) merkezi bir devlet yapısına sahiptiler. 3. Akkadlar: Mezopotamya'da dünyanın ilk imparatorluğunu kurmuşlardır. 4. Elamlar: İran'da yer almışlardır. 5. Hatti Uygarlığı: Anadolu'da (günümüz Türkiye'si) bulunmuşlardır.

Anadolu'nun tarihi coğrafyası ile ilgili makalelerin yazarları arasında öne çıkan isimler şunlardır: Sadiye Tutsak: "Anadolu'nun Tarihî Coğrafyasına Giriş I (Anadolu'nun İdarî Taksimatı)" başlıklı makale. Veli Sevin: "Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası" (2001, 2007, 2012, 2016 baskıları). Ayrıca, Anadolu'nun tarihi coğrafyası İbn Haldun'un "Mukaddime" adlı eserinde de ele alınmıştır.

Eski Türkler dövmeyi, Mezopotamya ve Anadolu gibi bölgelerden almışlardır. Ayrıca, Orta Asya kavimleri arasında da dövme geleneği yaygındı ve bu topluluklar hayvan figürleri ve soyut desenlerden oluşan karmaşık dövmeler yaptırırlardı.

"Hep Yek: Düğün" filmi, İstanbul'dan kaçan Altan ve Gürkan'ın, İç Anadolu'nun en büyük mafyasının kızını kaçırmaları sonrası başlarından geçenleri anlatıyor.

Anadolu, Roma'nın Asia Eyaleti'dir. Bu eyalet, Bergama Kralı III. Attalos'un M.Ö. 133 yılında vefatından önce krallığını Roma'ya vasiyet etmesiyle kurulmuştur.

Lidyalıların kökeni Hint-Avrupa kavmine dayanmaktadır. Bu halk, doğudan Anadolu topraklarına gelmiştir.

Ardahan ismi, "sonra gelen" veya "sonraki hükümdar" anlamlarına gelir. Ayrıca, Artani veya Artaani'den değişime uğramış bir yer adı olduğu ve Ahameniş döneminde, Zerdüştilik inancına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Osmanlı döneminde, Ardahan bölgesi "Büyük Ardahan" olarak bilinmekteydi ve yönetim merkezi Parakan / Rabat-i Kala-i Parakan olarak adlandırılmaktaydı.

Aksaray, herhangi bir büyükşehire bağlı değildir. Aksaray, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan ve merkezi Aksaray kenti olan bir ildir. 1989 yılında il statüsü kazanan Aksaray, daha önce 1933 yılında illikten çıkarılarak Niğde'ye bağlı bir ilçe olmuş, ancak 15 Haziran 1989'da yeniden il olmuştur.

İyidere halkı, MÖ 700'lü yıllarda bölgeye yerleşen Miyetoslular'dan gelmektedir.

13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu'nun en güçlü devleti Anadolu Selçuklu Devleti'dir. 1243 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Moğollara yenilmesiyle Moğol hakimiyetine girilmiş ve devlet zayıflayarak yerini çeşitli Türk beyliklerine bırakmıştır. 1299 yılında bağımsızlığını ilan eden Osmanlı Beyliği ise diğer beyliklerle yaptığı savaşlar sonucunda gelişip ilerlemiştir.

"Anadolu'nun en güzel türküsü" konusunda kesin bir görüş yoktur, çünkü bu, kişisel tercihlere bağlıdır. Ancak, Anadolu ile ilgili bazı güzel türküler şunlardır: Sarı Gelin. Mihriban. Hekimoğlu. Çarşambayı Sel Aldı. Gesi Bağları. Ayrıca, modern yorumlarla yeniden seslendirilmiş türküler de bulunmaktadır, örneğin Jehan Barbur'un "Manastırın Ortasında" veya Ferman Akgül ile Ethnic Band'in "Koyverdin Gittin Beni (Gelevera Deresi)" gibi.

İç Anadolu Bölgesi'nde karasal iklimin görülmesinin başlıca nedenleri şunlardır: 1. Coğrafi Konum ve Yükseklik: Bölge, denizlerden uzak bir konumda olup, ortalama 1000-1500 metre yüksekliğe sahiptir. 2. Kıtasal Etkiler: İç Anadolu, kıtasal iklimin etkisi altındadır. 3. Rüzgarların Etkisi: Kuzey ve doğu yönünden esen rüzgarlar, soğuk hava kütlelerini bölgeye taşıyarak karasal iklimin oluşumunu destekler. 4. Bitki Örtüsü ve Toprak Yapısı: Bölgedeki bozkır bitki örtüsü ve toprak yapısı, karasal iklimin bir göstergesidir.

Anadolu'nun en önemli tarihi rotası olarak birkaç yer öne çıkmaktadır: Efes Antik Kenti: İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan bu antik kent, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta olup, Hristiyanlar için büyük önem taşımaktadır. Kapadokya: Peri bacaları ve yer altı şehirleri ile ünlü olan bu bölge, Hristiyanların erken dönemlerde ibadetlerini gizlice gerçekleştirdiği önemli yerlerden biridir. Göbeklitepe: Şanlıurfa'da bulunan bu alan, dünyanın en önemli arkeolojik alanlarından biri olarak kabul edilir ve 12.000 yıl öncesine tarihlenen yapılarıyla yerleşik hayata dair mevcut teorileri sorgulatır. Anadolu'daki tarihi rotalar, zengin kültürel ve tarihi mirasları nedeniyle inanç turizmi açısından da büyük önem taşımaktadır.

Morca Mağarası, Anadolu Speleoloji Grubu Derneği (ASPEG) ve beraberindeki yerli ve yabancı mağaracılar tarafından 2012 yılında keşfedilmiştir.

1207 yılında Anadolu'nun haritası hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Anadolu'nun antik dönemlerden itibaren haritalandığı bilinmektedir. Anadolu'nun ilk haritaları genellikle kil tabletler üzerine çizilmiş olup, topografik değil, sembolik nitelikteydi. Önemli antik dönem haritacıları: Anaksimandros (MÖ 610 – 545). Hekataios (MÖ 550 – 476). Ptolemaios (MS 2. yüzyıl). Orta Çağ'da Anadolu, İslam dünyasının önemli bir parçası haline geldi ve İslam coğrafyacıları tarafından haritalar yapıldı. Osmanlı döneminde Piri Reis ve Matrakçı Nasuh gibi isimler, Anadolu'nun ve diğer bölgelerin haritalarını hazırladı.

Anadolu'da bulunan bazı Yeni Asurca belgeler şunlardır: Sultantepe (Huzirina). Ziyarettepe (Tušhan). Girnavaz. Kahramanmaraş Mezar Stelleri. Kargamış. Bu belgeler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Şanlıurfa Müzesi'nde sergilenmektedir.

Hakkari'de Malabadi Köprüsü bulunmamaktadır. Malabadi Köprüsü, Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, Batman Çayı üzerinde yer almaktadır.

Doğu Anadolu Doğalgaz Ana İletim Hattı, Doğubayazıt'tan başlayıp, Erzurum, Sivas ve Kayseri üzerinden Ankara'ya uzanmaktadır.

Hasankeyf Kalesi'nin hikayesi şu şekilde özetlenebilir: - M.S. 363 yılında Bizanslılar tarafından, Dicle Nehri kıyısında ve nehirden 200 metre yükseklikte bir Süryani piskoposluğunun merkezi olarak inşa edilmiştir. - Kadıköy Konsülü tarafından M.S. 451 yılında alınan kararla kaledeki piskoposluğa "Kardinal" unvanı verilmiştir. - İslamiyetin yayılmasıyla birlikte, 638 yılında Halit Bin Velid'in komutanı İyaz Bin Ganem tarafından fethedilmiş ve sırasıyla Abbasiler, Mervaniler ve Hamdanilerin egemenliğine girmiştir. - 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Selçukluların Anadolu'ya girmesiyle, Artuk Oğulları Beyliği'nin hakimiyetine geçmiş ve bu beylik tarafından imar edilerek iskana açılmıştır. - 1260 yılında Moğollar tarafından istila edilince, halk şehri terk ederek kaleye ve yamaçlardaki mağaralara sığınmıştır. Hasankeyf Kalesi, günümüze kadar ulaşan basamaklı merdivenleri ve kale duvarlarındaki kitabeleriyle tarihi bir öneme sahiptir.

Osman Gazi'nin fethettiği yerler şunlardır: 1. Bilecik ve Söğüt Çevresi: Osman Gazi'nin ilk fethettiği bölgeler. 2. İznik: Bizans İmparatorluğu'nun önemli şehirlerinden biri olan İznik, 1331 yılında fethedilmiştir. 3. Bursa: 1326 yılında Osmanlıların ilk başkenti olarak fethedilmiştir. 4. Yenişehir: Batı Anadolu'daki genişlemeye katkı sağlayan önemli bir şehir. 5. İnegöl: Osman Gazi'nin fetihleriyle stratejik bir rol oynayan bir diğer şehir. Ayrıca, Sakarya Nehri vadisinde bulunan Lefke, Mekece, Akhisar, Geyve, Gölpazarı ve Leblebici kaleleri de Osman Gazi döneminde ele geçirilmiştir.