AkciğerSağlığı

FEV (Zorlu Ekspiratuar Hacim) ve FEV1 (Birinci Saniyedeki Zorlu Ekspiratuar Hacim) arasındaki fark, ölçüm zamanına ve değerlendirilen hava miktarına dayanır. - FEV: Maksimum bir soluk verme sırasında belirli bir sürede (genellikle 1 saniye) dışarı verilen hava hacmidir. - FEV1: FEV'in ilk saniyede dışarı verilen kısmını ifade eder ve normal koşullarda toplam ekspirasyonun %80'i olmalıdır (FEV1/FVC oranı %80). Özetle: - FEV: Genel hava verme kapasitesini değerlendirir. - FEV1: Özellikle hava yolu tıkanıklığını ve ilk saniyedeki hava akışını gösterir.

Pulmoner embolide (akciğer pıhtısı) infiltrasyonun hangi akciğerde olacağına dair bilgi bulunamadı. Ancak, pulmoner embolinin genellikle bacaklardaki veya vücudun başka bir yerindeki pıhtının dolaşımda ilerleyerek akciğer arterini tıkaması sonucu meydana geldiği bilinmektedir. Pulmoner emboli belirtileri ve şiddeti, pıhtının boyutuna, sayısına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Pulmoner emboli şüphesi durumunda, acil tıbbi yardım alınmalıdır.

Tüberküloz (verem) çeşitleri şu şekilde sınıflandırılabilir: Akciğer tüberkülozu (pulmoner tüberküloz). Kemik tüberkülozu (osteoartiküler tüberküloz). Lenf bezi tüberkülozu (tüberküloz lenfadenit). Böbrek tüberkülozu (üriner tüberküloz). Beyin tüberkülozu (tüberküloz menenjiti). Periton tüberkülozu (karın zarı veremi). Genital tüberküloz. Cilt tüberkülozu (kutanöz tüberküloz). Karaciğer tüberkülozu. Ayrıca, birincil tüberküloz enfeksiyonu, gizli tüberküloz enfeksiyonu ve aktif tüberküloz enfeksiyonu gibi hastalığın farklı aşamalarını ifade eden sınıflandırmalar da bulunmaktadır.

Diffüz alveoler hemoraji (DAH), akciğerlerdeki alveolokapiller membranın hasar görmesi sonucu eritrositlerin alveollere geçtiği bir sendromdur. DAH'nin bazı nedenleri: immün ve non-immün hastalıklar; vaskülit veya kapillerit; aort diseksiyonu; koagülasyon bozuklukları; enfeksiyonlar. DAH'nin bazı belirtileri: hemoptizi (kanlı balgam); nefes darlığı; anemi; akciğerde yaygın infiltrasyon. DAH, hayatı tehdit eden bir acil durum olarak kabul edilir ve yüksek bir ölüm oranına sahiptir. Tanı, bronkoskopi ve bronkoalveolar lavaj ile konur.

Silikozis, silika (SiO2) adı verilen maddenin uzun süre solunması sonucu gelişen kronik bir pnömokonyoz tablosudur. Silikozis hastalığının bazı türleri: Akut silikozis: Silisyum tozlarının yoğun olarak solunması sonrasında meydana gelir. Kronik silikozis: Silisyumlu partiküllerin uzun süreli solunmasının sonucunda oluşur. Hızlı ilerleyen silikozis (Progressive Massive Fibrosis - PMF): Daha yoğun ve uzun süreli maruziyet sonucu ortaya çıkar. Silikozis hastalığının görüldüğü bazı meslek grupları: Maden işçileri; Kot taşlama işçileri; Oto boya çalışanları; Çimento fabrikası çalışanları; Cam endüstrisi çalışanları; Diş teknisyenleri ve teknikerleri. Silikozis hastalığının kesin tedavisi bulunmamaktadır, ancak belirtileri hafifletmek ve ilerlemesini yavaşlatmak için çeşitli tedaviler uygulanabilir.

KOAH'tan ölenler kanserden ölmüş sayılmaz. KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilen bir hastalıktır, ancak doğrudan kanserle aynı kategoride değerlendirilmez. KOAH, akciğerde çeşitli derecelerde tahribatlara yol açtığı için kansere davetiye çıkarabilir ve tedavi edilmeyen KOAH hastaları zaman içinde akciğer kanseri riski taşıyabilir. Ancak, KOAH'tan ölen bir kişinin kanserden ölmüş sayılabilmesi için doğrudan kanser nedeniyle hayatını kaybetmiş olması gerekir.

Lineer atelektazi, akciğerin bir bölgesinde çizgi şeklinde görülen çökme durumudur. En basit ifadeyle, bireyin akciğerlerinde bulunan hava keseciklerinin (alveollerin) içlerindeki havaları çeşitli nedenlerden dolayı kaybetmeleri olarak tanımlanabilir. Genellikle hafif seyreder ve çoğu zaman tedavi gerektirmez. Lineer atelektazi, ameliyat sonrası komplikasyon olarak meydana gelebileceği gibi, kistik fibroz, akciğer tümörleri, göğüs travmaları, akciğerde sıvı birikmesi ve solunum yetmezliğine bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Lineer atelektazi belirtileri arasında solunum güçlüğü ve nefes darlığı, ateş yükselmesine bağlı olarak sıvı kaybı, zaman zaman balgamlı zaman zaman kuru öksürük ve nabzın dengesiz aralıklarla artması yer alır. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

Fibrozis, gerekli önlemler alınmadığı takdirde tehlikeli bir rahatsızlıktır. Pulmoner fibrozis (akciğer sertleşmesi), erken tanı konulup kontrol altına alınmazsa, akciğer ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Kistik fibrozis, ilerleyici bir hastalıktır ve zamanla akciğer fonksiyonlarını etkileyerek yaşamı tehdit edebilir. Fibrozis türleri ve tehlikeleri hakkında doğru bilgi almak için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Ventilatörde PEEP (Positive End Expiratory Pressure), yani "ekspirasyon sonu pozitif basınç", şu işlevlere sahiptir: Alveollerin açık kalmasını sağlar. Solunum işini kolaylaştırır. Gaz değişimini iyileştirir. Hipotansiyon riskini azaltır. PEEP değeri genellikle 5-8 cm/H2O olarak ayarlanır, ancak hemodinamik stabilite ve hastanın durumuna göre bu değer değişebilir.

Evet, akciğer fibrozisi ve skar aynı şeydir. Pulmoner fibrozis, akciğerlerde ortaya çıkan, bu organın dokusunda kalınlaşma ve yara gelişimi ile karakterize bir rahatsızlıktır. Toplumda "akciğer sertleşmesi" olarak da bilinen bu hastalık, akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveollerin) duvarlarında kalınlaşma (skarlaşma) ile karakterizedir.

Skuamöz hücreli kanser, sigaraya bağlı gelişen bir akciğer kanseri türüdür. Akciğer kanserlerinin yaklaşık %90’ı tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile oluşmaktadır. Ancak hayatı boyunca hiç sigara içmemiş kişilerde de akciğer kanseri görülebilir. Sigaraya bağlı akciğer kanseri hakkında daha fazla bilgi almak için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Evet, 50 yaş üstü bireylerde akciğer kanseri riski vardır. Akciğer kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artış gösterir ve genellikle 50-70 yaş arasında görülür. 50 yaş üstü bireylerde akciğer kanseri riskini artıran bazı faktörler şunlardır: uzun süreli sigara kullanımı; pasif içicilik; hava kirliliği; ailesinde akciğer kanseri öyküsü bulunması. Akciğer kanserinin erken teşhisi için düzenli tarama yapılması önerilir.

Balgam, genellikle akciğer kanseri ile ilişkilendirilen bir belirtidir. Akciğer kanserinin bazı türleri ve balgamla ilişkili özellikleri şunlardır: Adenokarsinom. Skuamöz hücreli karsinom (yassı hücreli karsinom). Balgamın kanlı olması, akciğer kanseri olasılığını artırabilir. Balgam veya başka sağlık sorunları ile ilgili doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

D vitamini akciğerleri temizlemez, ancak akciğer fonksiyonlarını destekler. D vitamininin bazı faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Akciğer sağlığını destekler. Kardiyovasküler sağlığı korur. D vitamini eksikliği, solunum yolu hastalıklarına karşı direnci azaltabilir. D vitamini takviyeleri almadan önce bir doktora danışılması önerilir.

Akciğer açıcı cihazların kullanımı, cihazın türüne göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı akciğer açıcı cihazların kullanım şekilleri: Triflo (İnsentif Spirometre). Powerbreathe. Acapella ve Flutter. Bu cihazları kullanmadan önce, bir fizyoterapist tarafından doğru kullanım ve yöntemler hakkında eğitim almak gerekir. Ayrıca, solunum yetmezliği yaşayan hastalarda hava akışını sağlamak için ventilatörler kullanılır.

Açık kalp cerrahisinde akciğer hasarının nasıl düzeltileceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, açık kalp cerrahisi sonrası akciğer hasarını önlemek veya tedavi etmek için kullanılan bazı yöntemler şunlardır: Solunum fizyoterapisi. Terapötik bronkoskopi. Mekanik ventilasyon desteği. Açık kalp cerrahisi sonrası herhangi bir komplikasyon durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık profesyoneline başvurulması önerilir.

Hepatopulmoner sendrom, genellikle kronik karaciğer hastalığı (örneğin, siroz) nedeniyle gelişir. Sendromun oluşumunun altında yatan bazı nedenler: Genetik ve çevresel faktörler. Vazodilatörlerin (nitrik oksit gibi) artan hepatik üretimi veya azalmış hepatik klirensi. Hepatopulmoner sendromun kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir.

Kerley A ve B, göğüs röntgeninde görülen çizgi tipleridir. Kerley A çizgileri. Kerley B çizgileri. Kerley çizgileri, interstisyel ödemin varlığını düşündürür ve özellikle konjestif kalp yetmezliğinin erken dönemlerinde saptanır. Kerley çizgilerinin her zaman kalp yetmezliğini göstermediği, pulmoner fibroz veya lenfanjitik karsinomatozis gibi durumlarda da benzer görüntülerin oluşabileceği unutulmamalıdır. Kerley çizgilerinin teşhisi ve yorumlanması için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Pancoast sendromu, akciğerin üst kısmında (apeks) yer alan ve genellikle akciğer kanserinin küçük hücreli dışı türüne bağlı olan Pancoast tümörünün bir komplikasyonudur. Pancoast sendromunun bazı belirtileri: Omuz ve kol ağrısı. Horner sendromu. Göğüs duvarında şişlik. Uyuşukluk ve güç kaybı. Pancoast tümörlerinin teşhisi genellikle gecikir çünkü tipik akciğer kanseri semptomlarını göstermezler.

İnspiratuar spirometri eğitimi nasıl verilir sorusuna yanıt bulunamadı. Ancak, spirometri testi hakkında genel bilgi verilebilir. Spirometri, akciğerlerin ne kadar iyi çalıştığını ölçen ve solunum sistemi hastalıklarının teşhis ve takibinde kullanılan bir testtir. Spirometre, akciğerlere giren ve çıkan hava hacmini, akış hızını ölçer ve kaydeder. Spirometri testi, özellikle astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşit ve amfizem gibi solunum yolu hastalıklarının teşhisinde ve takibinde önemli bir rol oynar.