Adalet

Aristoteles'e göre dağıtıcı adaletin temel ilkesi, toplumsal iyilerin (örneğin onur veya para) dağıtımında orantısal, yani geometrik bir eşitlik ekseninde, bireylerin yetenekleri, toplumsal konumları, ihtiyaçları ve olanaklarına göre adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Özetle: Benzer durumda olanlara benzer muamele yapılmalıdır. Eşit olmayan bireylere eşit şeyler vermek, eşitlik ilkesini ihlal eder. Dağıtım, bireylerin eşitsizlikleriyle orantılı olmalıdır.

Toplumsal sorumluluklarımız şunlardır: 1. Eğitim ve Farkındalık: Toplumsal sorunların çözümünde ilk adım, insanları bilinçlendirmek ve eğitmektir. 2. Adalet ve Eşitlik: Adaletli ve eşitlikçi politikalar geliştirmek ve uygulamak önemlidir. 3. Empati ve Dayanışma: Toplumsal sorunlara karşı empati göstermek ve birlikte hareket etmek gereklidir. 4. Çevre ve Sürdürülebilirlik: Çevresel kaynakların korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için adımlar atılmalıdır. 5. Sosyal Katılım: Toplumun gelişimine katkıda bulunmak ve sosyal sorumluluk projelerine dahil olmak önemlidir. Çözüm önerileri ise şu şekilde olabilir: 1. Paydaş İşbirliği: Toplumsal sorunlara çözüm bulmak için ilgili paydaşlarla işbirliği yapmak. 2. Yenilikçi Fikirler: Toplumsal sorunlara yeni ve etkili çözümler sunacak yenilikçi fikirler üretmek. 3. Uygulama ve Değerlendirme: Toplumsal sorunlara çözüm getiren fikirleri hayata geçirmek ve etkinliğini ölçmek. 4. Kurumsal Sosyal Sorumluluk: İşletmelerin sosyal sorumluluk projeleri geliştirmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunması.

"Gecelerin Yargıcı" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Rüya Tabiri: "Gecelerin Yargıcı", rüya tabirlerini yapan, rüyaların sembollerini yorumlayarak insanlara rehberlik eden kişiyi ifade eder. 2. Televizyon Dizisi: Ayrıca, "Gecelerin Yargıcı" (Dark Justice), Jeff Freilich tarafından yaratılan ve 1991-1993 yılları arasında CBS ağında yayınlanan bir Amerikan televizyon dizisinin adıdır.

Denkleştirici ve dağıtıcı adalet, adalet kavramının farklı yaklaşımlarını ifade eder. Denkleştirici adalet, tarafların karşılıklı yükümlülüklerinin birbirine eşit olması gerektiği düşüncesine dayanır. Dağıtıcı adalet ise orantılı eşitlik düşüncesine dayanır.

Gerçek kötü karakterlerin sonunda genellikle kazandıkları filmler ve hikayeler bulunmaktadır. İşte bazı örnekler: "Se7en" (1995) filminde, yedi ölümcül günahı işleyen insanları öldüren seri katil, peşindeki dedektifleri kendi yöntemiyle alt eder. "No Country for Old Men" (2007) filminde, kiralık katil, karakterin bulduğu çantayla başlayan olayları kendi disiplini sayesinde tamamlar. "The Silence of the Lambs" (1991) filminde, kurbanlarının derilerini yüzen katilin peşinde olan FBI ajanı, yardım istediği Doktor Hannibal Lecter'ın etkisiyle zor bir duruma düşer. "Avengers: Infinity War" (2018) filminde, Thanos evrendeki yaşamın yarısını yok eder. Bu tür hikayeler, gerçek hayatta iyilerin genellikle bir şeyleri kaybettiği veya feda etmek zorunda kaldığı durumları yansıtmaktadır.

Adalet ile ilgili şiir örneklerinden bazıları şunlardır: Seyfet Bozçalı - Adalet: >Doğruluk, eşitliktir adil yoldur adalet >Hak yoluna uygunluk, hak yoludur adalet >Takvaya, itikada tercümandır adalet >Resulüllah sünneti yaşamaktır adalet. Abdullah Yaşar Erdoğan - Adalet: >Adalet! ... >Bir şeyi yerli yerine koymaya denir, >Aşırı hallerden kaçınmak demektir, >Denge noktasında olmak ifadesidir, >Bütün haklarda emin olmaktır ADALET. İsa Yıldıran - Adalet2: >Batılı'nın gözünde, >Kör bir kızsın Adalet, >Terazinle yanlış tarttın >Görmüyorsun Adalet. Nihat Malkoç - Vicdanname: >Bugün bana lâzımsa, yarın sana lâzımdır >Fikrimin gülistanı, kırık gönül sazımdır >Dostun sıcak nazarı, çorbamda ak tuzumdur >Su gibi, ekmek gibi ihtiyaçtır adalet... >Kalpte vicdanın sesi, başta taçtır adalet... Mahir Başpınar - Adalet: >Adalet mülke temel olmuş, hukukta özde >Temelde toprakta taşta adalet >Olmasın istemem, tek mevsim ‘yaz’da >İlkbahar, sonbahar kışta adalet. Adalet ile ilgili daha fazla şiir örneği için aşağıdaki siteler ziyaret edilebilir: antoloji.com; turkceedebiyat.com; akrostissiirler.net; edebiyatdefteri.com.

"Het Vonnis" (Adalet Peşinde) bir adamın, karısının katilinin bir usul hatası sonucu serbest bırakılması üzerine adaleti kendi ellerine almasını anlatıyor. Filmde, Luc Segers adlı karakter, güzel bir eşi ve sevimli bir kızı olan hırslı bir yöneticidir. Bu durum, toplumda büyük bir şok ve öfke yaratır ve Luc, acı, öfke ve intikam duygularının ötesinde adaleti kendi elleriyle sağlamaya ve onu hayal kırıklığına uğratan anayasal devlete karşı savaşmaya karar verir.

"Old School" adlı dizi, iş hayatındaki zorlukları ve adalet arayışını konu almaktadır. Hikaye, mezun olduktan sonra iş hayatına atılan ve ilk işinde haksızlıklarla karşılaşan Ka Yeol-Chan'ın başından geçenleri anlatmaktadır. Bu noktadan sonra Yeol-Chan, intikam mı alacağı yoksa kendi yolunu mu çizeceği konusunda bir seçim yapmak zorunda kalır.

Adalet Çemberi (Daire-i Adliye) teorisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda I. Süleyman (Kanuni Sultan Süleyman) döneminde daha belirgin bir yer edinmiştir. Bu kavram, ilk olarak Nizamülmülk tarafından “Siyasetname” adlı eserinde ortaya atılmış, ancak Osmanlılar tarafından geliştirilerek kendi yönetim anlayışlarına adapte edilmiştir.

Adalet kavramı için uygun bir giriş cümlesi örneği: Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır.

"İyi Adamın 10 Günü" ve "Kötü Adamın 10 Günü" filmlerinde yaşanan olaylar sonunda şu sonuçlar ortaya çıkar: 1. İyi Adamın 10 Günü: Sadık, insan kaçakçıları ve katillerin dünyasında adalet ararken, iyilikle kötülük arasındaki çizgi bulanıklaşır. 2. Kötü Adamın 10 Günü: Sadık, tüm sahip olduklarını kaybettikten sonra kötü bir adam olmaya karar verir ve bir köşkte işlenen tuhaf cinayeti çözmeye çalışır.

Adalet, eşitlik ve hakkaniyet kavramları şu şekilde açıklanabilir: Adalet: En geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Eşitlik: Eşit olan şeylerin eşit işleme tabi tutulmasıdır. Hakkaniyet: Herkesin yeteneklerine, ihtiyaçlarına ve emeklerine göre muamele görmesini ve hak ettiğini almasını ifade eder. Ayrıca, John Rawls'un "hakkaniyet olarak adalet" teorisi, vatandaşların anayasayı, yasaları ve temel sosyal politikaları değerlendirmeleri açısından yönlendirici olan iki adalet ilkesini kapsar: 1. Temel özgürlüklerde eşitlik ilkesi: Her vatandaş, en kapsamlı temel bireysel ve siyasal özgürlüklerde eşitlik sistemi içerisinde yaşama hakkına sahiptir. 2. Sosyo-ekonomik eşitsizlikler ilkesi: Sosyo-ekonomik eşitsizlikler, ancak iki koşulu karşıladıklarında kabul edilebilir: Herkesin adil bir fırsat eşitliğine sahip olması. En dezavantajlı olanların yararının gözetilmesi.

Adalet temasını işleyen en iyi Kore filmlerinden bazıları şunlardır: 1. The Attorney (2013): 1980'lerde Güney Kore'deki siyasi baskılarla mücadele eden bir avukatı konu alır. 2. A Tale of Two Sisters (2003): Aile içindeki gizemli olayları ve travmaları işleyen bir Kore korku klasiğidir. 3. I Saw the Devil (2010): Bir intikam hikayesini şiddet ve psikolojik gerilimle harmanlayan bir polisiye filmidir. 4. Forgetten (2017): Kaçırılan kardeşinin hiçbir şey hatırlamaması üzerine harekete geçen bir gencin hikayesini anlatır. 5. Midnight Runners (2017): Polis akademisinde eğitim gören iki arkadaşın bir kaçırılma vakasını çözme çabalarını konu alan aksiyon-komedi filmidir.

Adaletin olmadığı bir toplumda çeşitli sorunlar ortaya çıkar: Güven kaybı ve toplumsal çözülme. Zengin-fakir uçurumu ve sınıf çatışmaları. İsyan ve kaos. Ekonomik çöküş. Hukuksuzluk ve artan suç oranları. Beyin göçü.

Küresel sistem arayışı, mevcut dünya düzeninin yetersizliklerini gidererek daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sistem oluşturma çabalarını ifade eder. Bu arayışın temel ilkeleri şunlardır: - Eşitlik ve adalet: İnsanların ve devletlerin egemenlikte eşit olması. - Çok kutupluluk: Tek bir ülkenin veya bölgenin dünyayı yönetmeyeceği, çok merkezli bir yapının kurulması. - Katılımcılık: Uzun vadeli ve insanlığın ortak paydasına hizmet eden fikirlerin geliştirilmesi. Küresel sistem arayışları, küresel iklim krizi, açlık, kıtlık, göç hareketleri gibi sorunların çözümü için de önemlidir.

Hüsrev ve Şirin hikayesinde devlet yönetimi, adaletin önemi ve hükümdarın sorumlulukları üzerinden anlatılır. Temel prensipler şunlardır: - Hükümdarlığın Allah'ın lütfu olduğu ve bu zorlu görevi sadece layık kişilerin üstlenebileceği düşüncesi işlenir. - Adaletle hükmetmek, hükümdarlığın devamını sağlamanın en önemli yoludur. - Hırs ve hevesine göre hareket eden veya cimri kişilerin hükümdar olamayacağı belirtilir. Ayrıca, siyasi mücadeleler ve hükümdarın siyasi kararları da hikayenin önemli bir parçasını oluşturur.

Adalet ve eşitlik arasındaki engeller şunlardır: Mutlak eşitlik ilkesinin her durumda adil sonuçlar doğurmaması. Bireylerin farklı ihtiyaçları ve durumlarının göz ardı edilmesi. Hukuk sistemlerinde eşitlik ilkesinin ihlali. Toplumsal düzenin ve fırsatların eşitlenmesinin sağlanamaması. Eşitlik ve adalet arasındaki fark şu şekilde özetlenebilir: Eşitlik, herkese aynı imkânların sunulmasını ifade ederken, adalet, kişilerin durumlarına göre hak ettiklerini almasını sağlar.

Ayrım gözetilmeksizin ifadesi, herhangi bir ayrım yapılmaksızın, eşit şekilde, tarafsız olarak anlamlarına gelir. Bu ifade, genellikle insanların ırk, cinsiyet, din, dil, siyasi görüş gibi faktörlerden bağımsız olarak eşit haklara sahip olması gerektiğini vurgulayan ayrım gözetmeme ilkesi ile ilişkilidir.

Yavuz Sultan Selim'in adalet anlayışı, hukukun üstünlüğüne önem veren ve herkesi adalet karşısında eşit tutan bir yapıya sahipti. Bazı özellikleri şunlardır: - Merkeziyetçi yönetim: Devletin otoritesini artırmak için çeşitli idari düzenlemeler yaptı. - Liyakat esası: Yöneticilerin ve askerlerin yeteneklerine göre görevlendirilmesini sağladı. - Yolsuzluk mücadelesi: Devletin her kademesinde adaletin sağlanması için sert tedbirler aldı. - Alimlere saygı: İlim ve din alimlerinin fikirlerine önem verdi ve onlara hürmet gösterdi.

"Kan davası" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir. Reşat Nuri Güntekin'in "Kan Davası" eseri, Anadolu insanının Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında yaşadığı sıkıntıları, yoksulluğu ve yaşam mücadelesini anlatır. Genel anlamda kan davası, aile bireyleri arasındaki ilişkilerin sıkı olduğu ve törelere önem verilen toplumlarda, öç alma duygusundan kaynaklanan, misilleme biçiminde karşılıklı cinayetlerle süren aileler ve gruplar arası öldürme silsileleri durumunu ifade eder. "Vendetta" (Kan Davası) filmi, kızının öldürülmesinin ardından yasal adaletin yetersiz kaldığını düşünen William Duncan'ın, yasayı kendi eline alarak intikam arayışına girmesini ve bu süreçte bir suç çetesiyle çatışmasını konu alır. Bu hikayelerin alt yazılı olarak sunulup sunulmadığına dair bilgi bulunamadı.