• Buradasın

    Dünya gıda güvenliği Günü'nün amacı nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Dünya Gıda Güvenliği Günü'nün amacı:
    • Farkındalık yaratmak: Gıda güvenliğinin halk sağlığı üzerindeki etkileri konusunda farkındalık oluşturmak 12.
    • Bilgi ve eğitim: Gıda güvenliği konusunda bilgi ve eğitimi teşvik etmek 1.
    • Harekete geçirmek: Hükümetler, üreticiler, işleyiciler, tüketiciler ve tüm paydaşları gıda güvenliği konusunda harekete geçirmek 12.
    • İşbirliği: Ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliğini artırarak gıda güvenliğini sağlama çabalarını güçlendirmek 12.
    İlk olarak 2019 yılında kutlanmaya başlanan bu özel gün, gıda üretimi, işlenmesi, dağıtımı, hazırlanması ve tüketiminde gıda güvenliğinin önemini vurgulamayı ve gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi için farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır 15.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Gıda güvenliği ve gıda mevzuatı nedir?

    Gıda güvenliği, gıdaların üretiminden tüketime kadar kimyasal, fiziksel, duyusal ve biyolojik niteliklerini koruyarak sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketiciye sunulması için alınan önlemler bütünüdür. Gıda mevzuatı ise gıda maddelerinin taşıması gereken asgari kalite ve hijyen kriterlerini belirleyen bir kurallar dizisidir. Türkiye’de gıda güvenliğine ilişkin ilk yasa 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı “Belediye Yasası”dır. Gıda mevzuatı ayrıca, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ortaklaşa kurulan Kodeks Alimentarius Komisyonu gibi uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen standartları da içerir.

    Gıda güvenliğini sağlamak için neler yapmalıyız?

    Gıda güvenliğini sağlamak için yapılması gerekenler: Hijyen kurallarına uymak: Eller sık sık yıkanmalı, mutfak yüzeyleri temiz tutulmalı ve gıdalar uygun sıcaklıklarda saklanmalıdır. Doğru ürün seçimi ve saklama: Taze ve kaliteli ürünler tercih edilmeli, son kullanma tarihlerine dikkat edilmeli ve gıdalar uygun koşullarda saklanmalıdır. Pişirme ve tüketim işlemleri: Gıdalar, iç sıcaklıklarının yeterli seviyeye ulaşması için uygun sürelerde pişirilmeli ve çiğ gıdalarla pişmiş gıdalar birbirinden ayrı tutulmalıdır. Soğuk zincir: Gıdaların toplanması ile son tüketici tarafından tüketilmesi arasında sıcaklık kontrolü sağlanmalıdır. Eğitim: Personele hijyen eğitimi verilmelidir. Tedarikçi kontrolü: Gıdalar onaylı tedarikçilerden alınmalı ve yapılan denetimler kontrol edilmelidir. Gıda güvenliğini sağlamak için çeşitli kurumlar ve bu kurumların geliştirdiği yasal düzenlemeler de vardır.

    Gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar nelerdir?

    Gıda güvenliğini tehdit eden unsurlar mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel tehlikeler olarak üç ana başlık altında özetlenebilir: Mikrobiyolojik tehlikeler: Gıdalarda bulunan zararlı mikroorganizmalar (bakteri, virüs, parazit ve mantarlar) nedeniyle ortaya çıkar. Kimyasal tehlikeler: Gıdalarda bulunan zararlı kimyasallar nedeniyle oluşur. Fiziksel tehlikeler: Gıdalarda bulunan yabancı maddeler (cam parçaları, metal parçaları, taşlar vb.) nedeniyle ortaya çıkar. Gıda güvenliğini tehdit eden diğer unsurlar arasında şunlar da yer alır: İklim değişikliği: Kuraklık ve aşırı hava olayları gıda üretimini olumsuz etkiler. Biyoyakıt kullanımı: Gıda üretimi için ayrılan tarım arazilerinin biyoyakıt üretimine yönlendirilmesi, gıda arzını azaltır. Eğitim ve iş gücü eksikliği: Kırsal nüfusun eğitim düzeyinin düşük olması, tarımda nitelikli iş gücü sorununa yol açar. Yoksulluk ve yüksek gıda fiyatları: Artan gıda fiyatları, tüketicilerin satın alma gücünü azaltır ve yoksulluğu artırır.

    Gıda güvenliği yönetim sistemleri nelerdir?

    Gıda güvenliği yönetim sistemleri arasında en yaygın olanlar şunlardır: ISO 22000: Gıda güvenliği yönetim sistemlerinin kurulumunu ve uygulanmasını düzenleyen uluslararası bir standarttır. BRCGS Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi: Kalite, güvenlik ve operasyonel kriterleri garanti altına alır. FSSC 22000: ISO 22000 standardına sahip kuruluşların ek gereksinimler ve sektörel ön gereksinimler uygulayarak sahip olduğu bir sertifikadır. IFS Gıda Standardı: Gıda işleyen ve paketleyen kuruluşların süreç ve ürünlerinin daha yüksek kalite ve güvenliğe sahip olmalarını amaçlar. HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları): Gıda güvenliği risklerini belirlemeye ve kontrol altına almaya yönelik sistematik bir yaklaşımdır. Bu sistemler, gıda üretiminin her aşamasında güvenliği ve kaliteyi sağlamak amacıyla çeşitli prosedürler ve kontroller içerir.

    Gıda güvenliği ve hijyen arasındaki fark nedir?

    Gıda güvenliği ve hijyen kavramları birbiriyle ilişkili olsa da farklı anlamlar taşır: 1. Gıda Güvenliği: Gıdaların üretim, işleme, depolama ve dağıtım aşamalarında tüketici sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretilmesini sağlayan uygulamalar ve prosedürler bütünüdür. 2. Hijyen: Gıdaların ve gıda ile temas eden yüzeylerin temizlenmesini ve hastalık yapıcı etkenlerden arındırılmasını ifade eder.

    Gıda güvenliği ve gıda okuryazarlığı arasındaki fark nedir?

    Gıda güvenliği ve gıda okuryazarlığı arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Gıda güvenliği, girdilerin sağlanmasından başlayarak, tarım ürünlerinin ve gıdaların üretimi, paketlenmesi, nakliyesi, depolanması ve tüketiciye sunulması süreçlerinin tamamını kapsar. Gıda okuryazarlığı ise, gıda ve beslenme ile ilgili bilgilere ulaşma, bu bilgileri anlama, değerlendirme ve doğru kararlar alarak gıda tüketim alışkanlığına dönüştürme yeteneğini ifade eder. Özetle, gıda güvenliği daha geniş bir kavram olup, gıda okuryazarlığı bu güvenliğin sağlanması için gerekli bilgi ve becerileri içerir.

    Gıda güvenliği neden önemlidir?

    Gıda güvenliğinin önemli olmasının bazı nedenleri: Sağlık: Kontamine veya bozulmuş gıda ürünlerinin tüketilmesi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir, özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için risk yüksektir. Ekonomi: Güvensiz gıdaların tüketilmesi, sağlık hizmetlerinin yükünü artırır ve üretim kayıplarına yol açar, bu da ekonomik olarak zararlıdır. Toplumsal refah: Güvenilir gıda tedariki, toplumların daha sağlıklı ve mutlu olmasına katkıda bulunur, sosyal eşitsizlikleri azaltabilir ve toplumların sürdürülebilir gelişimini destekleyebilir.