"Dünya büyük bir manevi buhran geçiriyor" ifadesi, insanlığın manevi temelleri sarsılan Batı toplumu içinde doğan bir hastalık, bir veba veya taun gibi bir felaketle karşı karşıya olduğunu ifade eder. Bu ifadenin tam hali, Bediüzzaman Said Nursi'nin Eşref Edip'le yaptığı mülakatta geçmektedir: > "Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa, İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı?". Bu sözler, 1942 yılında yapılan mülakatta yer almış olup, Batı medeniyetinin manevi değerlerden uzaklaşmasının yarattığı olumsuz etkilere işaret eder.