• Buradasın

    Zamanaşımı defi HMK 144 kapsamında mıdır?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Zamanaşımı defi, HMK 144 kapsamında değildir. HMK 144 maddesi, tahkikat aşamasında tarafların dinlenilmesini düzenler 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Hak düşürücü süre ve def'i arasındaki fark nedir hukuk?

    Hak düşürücü süre ve def'i arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Hak Düşürücü Süre: - Tanım: Kullanılmadığı takdirde hakkın özünün son bulduğu süre. - Hakim Tarafından Dikkate Alınması: Hakim tarafından re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır. - Durma ve Kesilme: Durma veya kesilme mümkün değildir. - Örnek: İşe iade davası açma süresi 30 gündür ve bu süre hak düşürücüdür. 2. Def'i: - Tanım: Borçlunun, belirli bir sebebe dayanarak borcunu ifadan kaçınma yetkisi. - Hakim Tarafından Dikkate Alınması: Hakim tarafından re'sen dikkate alınmaz, borçlu tarafından ileri sürülmelidir. - Durma ve Kesilme: Zamanaşımı süresi durabilir veya kesilebilir. - Örnek: Zamanaşımı defi, borçlu tarafa borcunu ödememe hakkı tanır. Özetle, hak düşürücü süre hakkın tamamen sona ermesine yol açarken, def'i sadece dava edilebilirliği ortadan kaldırır.

    HMK 20 zamanaşımı keser mi?

    HMK 20. madde, zamanaşımını kesmez. Bu madde, görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine, taraflardan birinin dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi için yapması gereken işlemleri düzenler. Zamanaşımını kesen nedenler arasında dava açılması da bulunur, ancak HMK 20. madde bu durumla ilgili değildir.

    HMK defi nedir?

    HMK'da (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) defi, borç ilişkisinden doğan ve borçluya tanınmış bir savunma hakkıdır. Defi hakkı, borçlunun, belirlenen bir hakka dayanarak, borçlandığı edimi ifa etmekten kaçınmasını sağlar. HMK'da defi ile ilgili bazı düzenlemeler: Zamanaşımı defi: 6100 sayılı HMK'nın uygulandığı dönemde, süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Islah yoluyla defi: Takas, mahsup gibi defiler, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla da ileri sürülebilir.

    Islahla zamanaşımı defi ileri sürülebilir mi?

    Islah ile zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi, Yargıtay kararları ve doktrinde tartışmalı bir konudur. Genel kabul gören görüş: Süresinde cevap dilekçesi verilmiş ise, ıslah ile zamanaşımı def’inde bulunulabileceği yönündedir. Karşı görüş: Cevap dilekçesi vermeyen davalının ıslah ile zamanaşımı savunmasında bulunamayacağı yönündedir. Zamanaşımı def’inin ıslah ile ileri sürülebilmesi için, karşı tarafın açık muvafakati gereklidir.

    Devam eden davalarda zamanaşımı durur mu?

    Evet, devam eden davalarda zamanaşımı durabilir. Zamanaşımının durması, belirli bir sebeple zamanaşımının geçici olarak duraklaması anlamına gelir. Zamanaşımının durabileceği bazı durumlar şunlardır: - Hak sahibinin hakkını kullanmasını engelleyen bir durum varsa. - Taraflar arasında bir hukuki işlem devam ediyorsa. - Hak sahibinin ölümü veya kısıtlı hale gelmesi. - Soruşturma veya kovuşturmanın izin veya karar alınmasını gerektirmesi.

    Mülkiyet hakkına dayalı bedel davası zamanaşımı süresi ne kadardır?

    Mülkiyet hakkına dayalı bedel davası için genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak, bazı durumlarda bu süre değişiklik gösterebilir: Tapu iptal davaları: Hile, sahtecilik veya muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal davalarında kesin bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir, hak sahibi her zaman dava açabilir. Kazandırıcı zamanaşımı: Bir taşınmazı belirli şartlarda zilyetlik yoluyla edinen kişi, 10 yıl boyunca taşınmazı kullanmışsa, tapu iptali davası açılabilir. Zamanaşımı süresi, davanın türüne ve hukuki ilişkinin niteliğine göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, doğru bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

    Tam yargı davasında zamanaşımı süresi ne kadardır?

    Tam yargı davasında zamanaşımı süresi, davanın türüne ve duruma göre değişiklik göstermektedir: İdari işlemler nedeniyle: İdari işlemin tebliğinden itibaren idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gün içinde tam yargı davası açılmalıdır. İdari eylemler nedeniyle: Zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl içinde idareye başvuru yapılmalıdır. Her durumda 5 yıl içinde idareye başvuru yapılarak hak ihlalinin giderilmesi talep edilebilir. Ayrıca, iptal davası sonrası tam yargı davası açılacaksa, iptal kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılabilir.