• Buradasın

    Tanıklığın kabul edilmeme hali nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Tanıklığın kabul edilmeme hali, tanığın geçerli bir mazeret bildirmeksizin mahkemeye gelmemesi veya mazeretinin mahkeme tarafından uygun bulunmaması durumunda ortaya çıkar 23.
    Bu durumda, tanık hakkında zorla getirme kararı çıkarılır ve tanık mahkemeye zorla getirilir 23. Ayrıca, tanığın gelmemesi nedeniyle oluşan masraflar da tanıktan tahsil edilir 3.

    Konuyla ilgili materyaller

    Tanıklama nedir?

    Tanıklama, "tanıklamak işi" anlamına gelir. Sözün, savın inanılırlığını güçlendirmek için olayı yaşamış kimseleri ya da anılarını tanık göstererek, yazıya onların görüşlerini ekleme olarak da tanımlanabilir.

    Kabul edilmezlik kararı kesin mi?

    Kabul edilmezlik kararı kesindir.

    Kabul edilemezlik nedir?

    Kabul edilemezlik, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuruda, başvurunun temel hak ve özgürlüklerin ihlali açısından önem taşımaması veya başvurucunun önemli bir zarara uğramamış olması durumunda verilen karardır. Ayrıca, delillerin kabul edilemezliği kavramı da ceza yargılamalarında kullanılır ve bu, usulsüz olarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılamayacağını ifade eder.

    TCK'da tanıklıktan çekinme halleri nelerdir?

    Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) tanıklıktan çekinme halleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 45. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre tanıklıktan çekinebilecek kişiler şunlardır: Şüpheli veya sanığın nişanlısı. Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi. Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu. Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları. Şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunanlar. Ayrıca, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanuni temsilcilerinin rızasıyla tanık olarak dinlenebilirler.

    Görgüye dayalı tanıklık nedir?

    Görgüye dayalı tanıklık, bir kişinin dava konusu olay hakkında kendi beş duyusuyla elde ettiği bilgi ve görgüyü mahkeme huzurunda anlatmasıdır. Bu tür tanıklığın geçerli olabilmesi için, tanığın beyanının kendi algısına ve görgüsüne dayanması, başkalarından duyduklarını aktarmaması gerekir.

    Hangi durumlarda tanıkla ispat yapılabilir?

    Tanıkla ispat, belirli durumlarda hukuk davalarında delil olarak kullanılabilir: 1. Akrabalar arasındaki işlemler: Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki hukuki işlemlerde tanık delili kabul edilir. 2. Senede bağlanmaması teamül olan işlemler: İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre senede bağlanması alışılmış olmayan hukuki işlemlerde tanıkla ispat yapılabilir. 3. Olağanüstü durumlar: Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemlerde tanık dinlenebilir. 4. İrade bozuklukları: Hukuki işlemlerde irade bozukluğu (hata, hile, ikrah, gabin) iddiaları varsa, tanık dahil her türlü delille ispat yapılabilir. 5. Muvazaa iddiaları: Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları durumunda tanık delili kullanılabilir. Genel olarak tanık beyanı, takdiri bir delil olup, hakimi bağlayıcı değildir ve diğer delillerle desteklenmesi gerekmektedir.

    Kimler tanık olamaz?

    Tanık olmaktan muaf olan kişiler şunlardır: Şüpheli veya sanığın nişanlısı, eşi, kan veya kayın hısımları. Sır nedeniyle tanıklıktan çekinmesi gereken kişiler. Menfaat ihlali tehlikesi olan durumlarda tanıklıktan çekinmesi gereken kişiler. On beş yaşını doldurmamış veya ayırt etme gücüne sahip olmayan kişiler. Türk yargısına tabi olmayan kişiler. Ayrıca, isticvap edilen kişiler (mahkeme sorgusu) tanık olarak dinlenemezler.