Anayasa Mahkemesi'nin makul süre ihlalini değerlendirirken göz önünde bulundurduğu bazı kriterler şunlardır: Davanın karmaşıklığı. Yargılamanın kaç dereceli olduğu. Tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu. Başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği. Ayrıca, yargı makamları yanında, dava süreciyle ilgili kamu gücü kullanan tüm devlet organlarına atfedilebilir yapısal sorunlar ve organizasyon eksikliğinden kaynaklanan bir gecikme olup olmadığı da değerlendirilir. Anayasa Mahkemesi, devam etmekte olan bir yargılamada, makul sürede yargılama yapma yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiası ile bireysel başvuruda bulunulabilmesini, başvuru yollarının tüketilmesi kuralının istisnalarından biri olarak kabul etmektedir. Makul süre incelemesinde, etkili bir başvuru yolunun bulunmaması, Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlali olarak değerlendirilebilir.