• Buradasın

    Akide ve akait arasındaki fark nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Akide ve akait arasındaki fark, kullanım ve anlam bağlamında ortaya çıkar:
    • Akide, İslam dininde inanılması gereken esasların bütünü ve bunları konu edinen ilmin adıdır 134. "Akd" kökünden türemiş olup, "bağlamak, düğüm atmak" anlamına gelir ve müminin Allah'a, peygamberlere, kitaplara, meleklere, ahirete ve kadere dair inançlarını ifade eder 4.
    • Akait ise, "akide" kelimesinin çoğul şeklidir ve İslam'ın inanç esaslarını, yani iman ve itikat prensiplerini kapsayan kâide ve düstûrları ifade eder 14.
    Dolayısıyla, akide daha spesifik olarak bir inanç esasını, akait ise bu esasların tümünü kapsayan ilmi ve prensipleri ifade eder.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Akait ne demek TDK?

    Akait, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre iki anlama gelir: 1. Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü. 2. Bu kuralları toplayan kitap. Akait kelimesi Arapça kökenlidir.

    Akide nedir?

    Akide, İslam'da inanç esasları, iman konuları ve dini düşüncelerin bütünü olarak tanımlanır. Akide kelimesinin diğer anlamları: Akide şekeri: Şekerin kaynatılarak katılaşması yoluyla yapılan, ağızda güç eriyen şeker. Sözleşme, bağ, anlaşma: Arapça "akd" kökünden türeyen bu anlam, taraflar arasında yapılan bağlayıcı sözleşmeyi ifade eder.

    Akidenin konusu nedir?

    Akidenin konusu, İslam dininin inanç esaslarıdır. Akaid ilminde ele alınan bazı konular: Allah'ın varlığı, birliği ve sıfatları; Melekler; Peygamberler ve ilahi kitaplar; Ahiret ve ahiretteki durumlar; Kaza ve kader.

    Akidenin kökeni nedir?

    Akide kelimesi, Arapça "a-k-d" (عقد) kökünden gelir ve "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" anlamlarına gelir. Akide kelimesinin kökeni ile ilgili bazı bilgiler: Dini anlam: Akide, İslam'da inanç esaslarının bütünü olarak bilinir ve "iman" anlamında kullanılır. Osmanlı dönemi: Osmanlı'da devlete olan bağlılığı ifade etmek için kullanılırdı; yeniçeriler, maaşlarını aldıklarında padişaha olan bağlılıklarını göstermek için akide şekeri ikram ederdi. Akide şekeri: Akide kelimesinin kökeni, Osmanlı'da devlete olan bağlılığı sunma şeklinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca, akide kelimesinin "yakîn (kesin bilgi)" ve "cezm (kesin karar)" anlamlarını da içerdiği belirtilmektedir.

    Akid çeşitleri kaça ayrılır?

    Akidler çeşitli yönlerden farklı sınıflara ayrılabilir: Sıhhat yönünden: sahih, fâsid ve bâtıl akidler. Bağlayıcılık yönünden: lâzım (her iki tarafı bağlayıcı) ve gayri lâzım (tek tarafı bağlayıcı) akidler. İşlerlik ve yürürlük açısından: nâfiz (yapıldığı andan itibaren geçerli) ve mevkuf (geçerli olması için başkasının icazetine bağlı) akidler. Konu karşılığı bulunup bulunmamasına göre: ivazlı (mevzuun karşılığı bulunan) ve ivazsız (mevzuun karşılığı bulunmayan) akidler. Ödeme sorumluluğu getirip getirmemesine göre: ödeme sorumluluğu getiren (ukudü’d-damân) ve emanet akidleri (ukudü’l-emânât). Gaye bakımından: temlik (mal veya menfaat mülkiyetinin el değiştirmesi), şirket (ortaklık), teminat (alacağın güvence altına alınması), temsil (birinin yerini diğerinin alması), muhafaza (koruma) akidleri. Süreklilik bakımından: müddetsiz (yapıldığı anda ifa olunan) ve süreli (belirli bir süre için geçerli) akidler. Şekil bakımından: şeklî (kanunî şekil şartları bulunan) ve rızâî (genellikle şekil şartı olmayan) akidler.

    Akide ve itikat aynı şey mi?

    Evet, akide ve itikat aynı anlama gelir. Akide, İslam'da inanç esasları, iman konuları ve dini düşüncelerin bütünü olarak tanımlanır. Her iki kelime de Arapça "akd" (عقد) kökünden türemiştir; bu kök, "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" anlamlarına gelir.

    Akait ilminin amacı nedir?

    Akait ilminin amacı, Müslümanlara İslam dininin inanç esaslarını ve bunlara dair hakikatleri öğreterek, dünyada huzurlu bir hayat yaşamalarına ve ahirette ebedi mutluluğa kavuşmalarına yardımcı olmaktır. Akait ilminin diğer amaçları şunlardır: İman esaslarının ispatını, izahını ve yorumunu yapmak. Taklidî imandan tahkikî iman derecesine ulaşmanın yollarını göstermek. Sapık düşünce sahiplerinin görüşlerini ve İslam’a yönelik itirazları çürütmek. Allah’tan başka ilah olmadığını gönüllere yerleştirmek. Müminlerin ihlasla ve makbul ameller yapmalarına yardımcı olmak.