Invite Definition and Usage
Invite means to ask someone to attend a party or meal. Being invited means formally requesting or giving permission. Invite can also mean to bring on or create an occasion
- collinsdictionary.com
Invite means to ask someone to attend a party or meal. Being invited means formally requesting or giving permission. Invite can also mean to bring on or create an occasion
Bu video, bir konuşmacının "gemileri yakmak" deyiminin kökenini ve anlamını anlattığı eğitici bir içeriktir.. Video, Tarık bin Ziyad'ın İber Yarımadası'nı fethetme seferindeki "gemileri yakmak" emriyle başlar. Bu deyim, herhangi bir olaya girdiğimizde geriye dönüşü olmadan o olaya odaklanıp gerekeni yapmayı ifade eder. Konuşmacı, bu deyimin günlük hayatta, üniversite sınavlarında, LGS'de veya girişimcilikte hedeflere ulaşmak için nasıl kullanılabileceğini örneklerle açıklar.
Bu video, "Kel Alakademi" deyiminin kökenini açıklayan kısa bir bilgilendirme içeriğidir.. Video, "Kel Alakademi" deyiminin aslında kellikle hiçbir alakası olmadığını ve aslında "ne alaka" ifadesinin Fransızca kökenli olduğunu anlatıyor. Fransız dilinin ve kültürünün revaçta olduğu zamanlarda, yarı Fransızca yarı Türkçe konuşan birinin Türkçe "ne" kelimesini kullanmak yerine Fransızca "kel" kelimesini tercih etmesi ve cümlesini "kel alaka" şeklinde kurmasıyla bu deyimin Türkçe'ye girdiği açıklanıyor.
Bu video, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre "yararsız, uzun uzadıya konuşma" anlamına gelen "geyik muhabbeti" ifadesinin kökenini anlatan bir bilgilendirme içeriğidir.. Video, Resneli Niyazi'nin İdaa Terakki hareketindeki rolünü ve dağda sahiplenmiş olduğu yavru geyiğin hikayesini anlatarak başlar. Zafer sonrası bu geyik, Niyazi Bey ile şehre iner ve dönemin basınında ciddi siyasi olaylardan bile daha fazla yer alır. Bu durumda gazeteciler, boş magazin haberleri için "geyik muhabbeti" ifadesini kullanmaya başlarlar.
Transitive: to move or pull something, bring in or elicit responses. Intransitive: to come or go steadily, exert attractive force. Archery: to bend bow by pulling back string. Medical: to cause blood or pus to localize
Bu video, bir kişinin Oscar ödülü'nün kaynağını anlattığı kısa bir sohbet formatındadır.. Videoda konuşmacı, Oscar ödülü'nün kaynağını açıklamaktadır. Oscar ödülü'nün bir adamın kaliteli filmler için kendi istediği filme birincilik verme isteğinden kaynaklandığı ve "sıkar" kelimesinin bir daha kullanılmadığı için bu şekilde kaldığı anlatılmaktadır. Video, "Türk sofrası değil" ifadesiyle sonlanmaktadır.
Türkologlar 19. yüzyıldan beri Türkçenin sözvarlığı üzerine etimolojik çalışmalar yapmaktadır. İlk etimolojik sözlük 1877'de Macar Vámbéry tarafından hazırlanmıştır. Türkiye'de ilk etimolojik sözlük 1912'de Bedros Keresteciyan tarafından yazılmıştır
Bu video, Türkçe'de kullanılan akrabalık sözcüklerinin kökenlerini anlatan eğitici bir içeriktir.. Video, aile ve akrabalar için kullanılan "dayı", "teyze", "amca" ve "hala" gibi sözcüklerin Eski Türkçe'deki kökenlerini açıklamaktadır. Her bir sözcüğün nasıl oluştuğu, hangi akrabaları tanımladığı ve zaman içinde nasıl değiştiği detaylı olarak anlatılmaktadır. Ayrıca, evlilikle başlayan sonradan edinilen akrabalık ilişkilerinin bir sonraki bölümde inceleneceği belirtilmektedir.
Bu video, bir anlatıcının "kepaze olduk" deyiminin kökenini anlattığı bir tarih anlatımıdır. Anlatıcı, IV. Murat döneminde yaşanan bir olayı aktarmaktadır.. Video, İran büyükelçisinin padişahın huzuruna getirdiği kalın bir ok ve yayın hikayesini anlatmaktadır. Padişahın huzurunda kemankeşler ve okçular bu ok ve yayı kıramadıkları için padişah üzülürken, haremde çalışan bir kişi bu ok ve yayı tekrar kurar. Bu olay sonucunda "kepaze olduk" deyimi dilimize geçer ve "bozulduk, rezil olduk" anlamına gelir.
Kontrol sözcüğü Latince "contrarotulum"dan Türkçeye geçmiştir. Fransızca "contrôle" (denetim) sözcüğünden Türkçeye girmiştir. 1800'lerin sonunda Osmanlı'da murakabe ile karşılanmış olabilir
Bu video, bir akademisyen tarafından sunulan Türkçe dilbilgisi dersi formatındadır. Konuşmacı, Mustafa Hoca ve diğer hocalarla birlikte hazırladığı çalışmalar hakkında bilgi vermektedir.. Video, Türkçe'de "töz" kelimesinin tarihsel gelişimini, etimolojik kökenini ve farklı dillerdeki karşılıklarını incelemektedir. Konuşmacı, Türkçenin çeşitli dil gruplarıyla ilişkilerini, "töz" kelimesinin kök, temel, esas anlamlarını ve zaman içinde nasıl değiştiğini açıklamaktadır. Ayrıca "töz germek" kavramının anlamı, Uygurca kelime okunuşları ve sözcüklerin zaman içinde nasıl kökenlerini unuttuğu konuları ele almaktadır.. Videoda Radloff, Kaşgari, Türk Dil Kurumu gibi kaynaklar kullanılarak "töz" kelimesinin Doğu Türkçesi'ndeki kullanımı, İslam döneminden sonraki değişimleri ve felsefe terimlerindeki kullanımı incelenmektedir. Konuşmacı, Altayca, Tuvaca, Hakas, Uygurca gibi dillerden örnekler vererek Türkçenin dil ilişkilerini açıklamakta ve gelecek hafta Japonca-Türkçe benzerlikleri konusunda bir konuşma yapılacağını belirtmektedir.
Bu video, "Kahve Molası" adlı bir programın bir bölümüdür. Sunucu, günlük hayatta sıkça kullanılan "ateş pahası" deyiminin kökenini anlatmaktadır.. Videoda, "ateş pahası" deyiminin Osmanlı döneminden kalma bir hikaye üzerinden açıklanmaktadır. Hikaye, padişah ve adamlarının av sırasında bir oduncu kulübesine sığınması ve oduncunun onlara sabaha kadar ateş yakmasıyla başlar. Padişahın "bu ateşin bin akçe eder" diyerek oduncuya bin akçe vermesi, bu deyimin dilimize yerleşmesine neden olmuştur. Video, bu hikayenin anlatımıyla sona erer.
Bu video, "taburcu" teriminin kökenini anlatan bilgilendirici bir içeriktir.. Video, "taburcu" teriminin Milli Mücadele zamanından Türk diline nasıl yerleştiğini açıklamaktadır. Türk doktorlarının "iyileşti" veya "sağlığına kavuştu" gibi terimleri kullanmak yerine "taburcu oldu" terimini tercih etmesinin nedeni, modern tıp askeri hastanelerde hastaların iyileştikten sonra tekrar taburlarına geri gönderilmesidir. Batı dillerinde bu terimin benzeri olmadığı ve sadece Türk kültürüne özgü olduğu vurgulanmaktadır.
"Alo" sözcüğünün Graham Bell'in sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo'dan geldiği iddia ediliyor. Bazı versiyonlarda Allessandra Bell'in eşi olarak anılıyor. Bell'in eşi Mabel Hubbard-Bell, işitme engelliler okulunda tanışmış
Bu video, Türkçe'deki bir sözcüğün kökenini ve anlamını açıklayan bilgilendirici bir içeriktir.. Video, Türkçe'nin dünyanın en eski dillerinden biri olduğunu belirterek başlıyor ve günlük hayatta kullandığımız sözcüklerin çoğunun Türkçe kökenli olduğunu vurguluyor. Ana konu, askeri bir kavramdan ve ondan türeyen "taburcu" sözcüğünün kökenini ve anlamını inceliyor. Türk Dil Kurumu'na göre tabur, dört bölükten oluşan ve bir binbaşının komutasındaki askeri birlik olarak tanımlanırken, "taburcu" kelimesi hastaneden çıkması kararlaştırılmış hasta olarak kullanılıyor. Ayrıca, bu sözcüğün Çanakkale Savaşı'na dayanmadığı, 19. yüzyıldan beri kullanıldığı belirtiliyor.
Derived from Proto-Germanic *dawjaną meaning "to die". Comes from Middle English deyen, Old English dīeġan, and Old Norse deyja. Displaced Old English sweltan, which evolved into Modern English swelt
Bu video, günlük hayatta sıkça kullanılan "linç" kelimesinin kökenini anlatan bilgilendirici bir içeriktir.. Video, sosyal medyada sıkça kullanılan "linç" kelimesinin kökenini açıklamaktadır. Linç kelimesinin, Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında haksız şekilde yargıçlık yapan ve yasadışı mahkemelerde cezalandırmalar yapan Charles Lynch'in soyadından ilhamla literatüre girdiği anlatılmaktadır. Lynch'in Virginia'da İngilizlerden yana olan insanları yakalayıp kırbaçlama, mallarına el koyma ve zorla askere alma gibi cezalar vermesi ve bu uygulamaların "linç kanunu" olarak adlandırılması da videoda paylaşılan bilgiler arasındadır.