• Buradasın

    Aydınlanma Kavramı ve İslam Dünyasındaki Bilimsel Gelişmeler Üzerine Felsefi Tartışma

    youtube.com/watch?v=9i-jRllCBhA

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir felsefe programı formatında olup, sunucu ve çeşitli akademisyenler arasında (Dücane Cündioğlu Hocaefendi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Komisyonu Başkanvekili ve diğer profesörler) geçen felsefi bir sohbeti içermektedir.
    • Videoda aydınlanma kavramı, Platon'un mağara metaforu, Aristoteles'in etos ve mitos kavramları, doğru ve iyi arasındaki çelişki gibi felsefi temalar ele alınmaktadır. Ayrıca İslam dünyasındaki bilimsel ve felsefi gelişmeler, 9. ve 12. yüzyıllar arasındaki tercüme faaliyetleri, Endülüs ve Sicilya'daki kozmopolit ortamlar, Kindi, Farabi ve İbni Sina gibi düşünürlerin etkisi detaylı olarak incelenmektedir.
    • Konuşmacılar, İslam dünyasındaki bilimsel gelişmelerin Batı'daki gelişmelere paralel olduğunu, Moğol saldırıları ve Haçlı seferleri gibi olayların felsefi düşünceyi nasıl etkilediğini ve inanç ile düşünce arasındaki ilişkiyi tartışmaktadır. Ayrıca Türkiye'deki eğitim sistemi, evrim teorisi ve dini inançlar arasındaki ilişki gibi güncel konular da tartışılmaktadır.
    00:01Konuşmacının İsmi ve Anlamı
    • Konuşmacı Dücane Cündioğlu'nun ismi, Peygamber Efendimizin ashabından Ebu Ducane'den gelmektedir.
    • İsimdeki "Dü" kelimesi Farsça'da "iki" anlamına gelir ve hem dünya hem ahiret, hem ilim hem aşk gibi ikili anlamları taşır.
    • İsim, Uhud Savaşı'nda Peygamber Efendimizin hayatını kurtarmak için oklar çadıra gelen Ebu Ducane'den esinlenerek verilmiştir.
    01:29Aydınlanmanın Tanımı
    • Kant'ın "Aydınlanma nedir?" sorusuna verdiği ünlü cevapta, aydınlanmanın "kendi kusurunun sonucu olan bir ergenlik halinden çıkışı" olarak tanımlanmıştır.
    • Aydınlanma, ergenlikten çıkış olarak düşünüldüğünde, bu çıkış hem dışarıdan hem yukarıdan olabilir.
    • Platon'un mağara metaforunda, mağaradan çıkıp yukarı doğru yükselmek, aydınlanmanın bir benzetmesidir.
    05:16Aydınlanmanın Metaforları
    • Aydınlanma, yukarı doğru bir çıkış olarak düşünüldüğünde, Türkçe'de "yükseliş", Arapça'da ise "miraç" olarak ifade edilebilir.
    • Aydınlanma, karanlıktan, soğuktan ve topraktan uzaklaşmak anlamına gelir.
    • Kant'a göre aydınlanma, önyargılardan, boş inançlardan ve batıl itikatlardan özgürleşmedir.
    09:14Aydınlanmanın Felsefi Anlamı
    • Aydınlanma, bilmediğini anlayıp bilginin peşine düşmek anlamına gelir ve Hegel'in "özbilinç" kavramıyla ilişkilidir.
    • Yunus Emre'nin "İlim ilim bilmektir" sözünde de vurgulanan gibi, kendini bilmek aydınlanmanın önemli bir yönüdür.
    • Aydınlanma, cehaletin (bir şey bilmemek) ve gafletin (bilmediğini bilmemek) aşılmasıdır.
    13:20Aydınlanmanın Zorlukları
    • Aydınlanma, insanın sahip olduğu sanıları, kanıları ve kanaatlerini kuşkuya düşürme bir süreçtir.
    • Aydınlanma çağında ve felsefe tarihinde, hakikatle insan arasındaki en büyük engelin iyi olduğu belirtilmiştir.
    • Aristoteles'e göre insanın hakikati öğrenmesinin önünde iki engel vardır: etos (ahlak alışkanlıkları) ve mitos (inançları pekiştirici masallar).
    15:24Aristoteles'in Etos ve Mitos Kavramları
    • Aristoteles'in etos ve mitos kavramları arasındaki farkı anlamak için çocukluktan beri öğretilen bilgilerin hakikati anlamada en büyük engel olduğu belirtiliyor.
    • İnsanın toplum halinde yaşaması iyidir ve bu iyiye erdemlerle ulaşılabiliyor.
    • Erdemlere alışkanlıklarla, bu alışkanlıklar ise masallarla kazanılıyor.
    16:09Masalların Etkisi ve Toplumsal Duygular
    • Çocukluktan beri öğretilen masallar bize bazı alışkanlıklar ve erdem dediğimiz davranış kalıpları meydana getiriyor.
    • Bu davranış kalıplarıyla toplumla uyumlu bir şekilde davranma yeteneği kazanırız.
    • Bu süreç aynı zamanda bize bir takım dogmaları kabul ettirmek için bir engel oluşturur.
    16:53Toplumsal Duygular ve Kanıtlanamayan Kabuller
    • İnsan çocukluğundan beri alışkanlıklar kazanarak ve toplumsallık duygusunu geliştiriyor.
    • Türk bayrağını bikini olarak kullanmanın kötü olduğunun kanıtı yoktur, sadece toplumsal bir duygudur.
    • Politik ve sosyal yaşamda esas olarak kanılar, sanılar ve kanıtlanamayan kabullerle hareket edilir.
    18:03Doğru ile İyi Arasındaki Çelişki
    • Galatasaray tribününde Fenerbahçe'nin daha iyi oynadığını söylemek, Fenerbahçe tribününde Galatasaray'ın daha iyi oynadığını söylemekten daha kolaydır.
    • Doğru ile iyi arasında her zaman bir bağ ve bazen çatışma vardır; bir şey doğru olsa da açıklanması iyi olmayabilir.
    • Çocukluktan beri bize öğretilen şeylerin çoğu iyi (faydalı, yararlı, toplumsallık duygusunu geliştiren) olsa da, yanlışsa buna.
    19:25Yalanın Zorunlu Olabileceği Durumlar
    • Platon, doktorların ve hükümdarların (yönetici sınıfıyla sağlık dağıtıcılarının) yalan söylemesinin hatta zorunlu olduğunu belirtmiştir.
    • Gazeteciler yararlı olup olmamasına bakmaksızın doğruları söyleyebilirler, ancak bazen doğruyu söylemek panik yaratabilir.
    • Savaşta veya güvenlik görevlilerinin şehit edilmesi gibi durumlarda, sayıyı vermek halkta olumsuz duygulara yol açabilir.
    21:34Doğruların Söylenmesi ve Çocukluk
    • Kadın-erkek ilişkilerinde hasar bireysel olabilirken, siyasette toplumsal hasar olabilir.
    • Anne-baba ilişkilerinde, dedenin ölümü gibi durumlarda doğruların söylenmesi zordur; "yok" demek çocuğa travma verebilir.
    • Çocuğa "dede öldü, artık göremeyeceğiz" demek mantıksal olarak doğru olsa da, ruhsal olarak zarar verebilir.
    24:58Doğru ve İyinin Uygulanması
    • Çocuğa dedenin cennette olduğunu söylemek, intihar gibi olumsuz davranışlara yol açabilir.
    • Kedisi öldüğünde "yok" demek yerine "öldü, artık kedimiz yok, yeni bir kedi alabiliriz" gibi bir yanıt vermek daha uygun olabilir.
    • Bilimsel araştırmalara göre, "yok" şeklindeki yanıtların çocuklar üzerinde ruhsal hasarlara yol açabileceği belirtilmiştir.
    26:28Gerçekçi Olmak ve İyileştirme
    • Evlilikte eşine "yok" demek yerine "babaanne babaanne alırız" gibi umut verici yanıtlar vermek daha iyidir.
    • Siyasette, ticarette ve sosyal hayatta hep bir umut yaşatmak önemlidir.
    • Açık konuşmanın toplumsal kabul açısından zorluklar yaratabilir, özellikle Anadolu insanı için siyasette böyle bir üslup etkili olmayabilir.
    30:15Aydınlanma ve Sosyal Yaşam
    • Aydınlanma, düşüncelerin başkaları tarafından nasıl algılanacağını hesap etmeyi bir ayrıcalık olarak kabul etmek yerine, sosyal yaşamda başkalarının bize ne düşündüğünü düşünme yeteneği geliştiririz.
    • Aydınlanma, hem bir çözüm hem de bir problem olarak görülür; çünkü aydınlanma bir eğitme biçimi olup, bu eğitmede zorlama ve despotik yöntemler kullanılır.
    • Aydınlanma savaşçısı olarak, mevcut karanlığın aydınlanmanın karşılığı olduğu için, genel kabul görmüş ortamın dışında hareket etmek gerekir; aksi takdirde o ortamı farklılaştıramaz.
    32:20Platon'un Mağara Öyküsü
    • Platon'un mağara öyküsünde, zincirle bağlı kişileri zorla mağaranın dışına çıkarır ve onlar güneşin ışığını görebilmek için önce mehtaba, sonra sudaki yansımalara bakarlar.
    • Aydınlatma bir eğitimdir ve despotik bir eylemdir; çünkü Platon "zorla" (Yunanca: zoi) sözcüğünü kullanarak bu süreci tanımlar.
    • Aydınlanan kişi tekrar mağaraya girecek ve diğer insanların da aydınlanmasını sağlayacak; ancak bu kişi karanlığa alışmak için gözleri kamaşacak ve diğerleri onu öldürmeyi göze alabilir.
    37:04Aydınlanmanın Doğulu ve Batılı Yaklaşımları
    • Aydınlanma, doğuda tasavvufta hakikate iki yön biçilir: zahiri (dışsal) ve batini (içsel) tarafı.
    • Doğu toplumlarında (Çin, Hint, Orta Asya ve Mezopotamya) aydınlanma, baskıdan dolayı kitlesel bir şey kazanamaz çünkü insanlar hayatta kalabilmek için toplumsallığı ortak değerler etrafında kenetler.
    • Kant'a göre, aydınlanma tek tük kişiler için masraflı ve pahalı bir yol olurken, toplu halkın aydınlanması bir süreçtir ve yavaş yavaş gerçekleşir.
    39:39Aydınlanmanın Koşulları ve Türkiye'deki Durumu
    • Aydınlanmanın en büyük koşulu özgürlüktür; halka ifade özgürlüğü verildiğinde, kilisenin ve büyücünün otoritesinden kurtulabilir.
    • Özgürlük, aklın kendine ait olanı tanımasıdır; yasayı akıl koyduğu için, yasaya boyun eğdiğinde özgür olduğunu hisseder.
    • Türkiye'de yasaya uyma yeteneksizliğimizin sebebi keyfilik ve rastlantısallık olup, yasaya bağlılık akıl düzeyinde olur.
    43:06İslam Dünyasında Aydınlanma
    • İslam dünyasında aydınlanma, sadece bir takım sufilerin ve fukahanın (devlet ideolojisini koruyan sınıfın) arzularına uyuyor gibi görünürken, onları eleştirmesi ve şiire başvurmasıyla sınırlı kalmıştır.
    • 10. ve 12. yüzyıllar, özellikle Bağdat ve Beytülmücezzin yıllarıyla İslam dünyası, Yunan bilimini temel alarak, sanılarla değil kanıtlanabilir bilgiyle dünyayı tanımlamayı amaçlayan bir bilim adamı sınıfının ortaya çıkmasını mümkün kıldı.
    45:04Çeviri Hareketi ve Kozmopolit Zemin
    • Çeviri faaliyetleri ilk defa inançla yönetilmiş olmasına rağmen, Abbasi yönetimi bu hareketi devlet düzeyinde desteklemiştir.
    • Bağdat kozmopolit bir yerdi ve sanatın ve düşüncenin temel zeminin kozmopolit zeminler olduğu düşünülmüştür.
    • Herkesin birbirine benzediği toplumlarda bilimler ve sanat gelişmez, kitle vardır ama kimse yok demektir.
    46:14Düşünce ve Özgürlük İlişkisi
    • Eskiden dindar gençler arasında düşünce ve sanata yönelik ilgi vardı, ancak son 40 yıldır Türkiye'de herhangi bir düşünce hareketi olmamıştır.
    • Özgürlüğün olmadığı yerde düşünce olmaz, özgürlük farklılıkların kendisini ifade edebildiği, farklı olmaktan korkulmadığı toplumlarda vardır.
    • Tek tipçi toplumlarda farklılık bir düşmanlık alametidir ve yabancı olan tekinsiz olarak görülür.
    47:53Karşıtlık Türleri
    • İki düşman grup arasında bir karşıtlık vardır ve düşmanın varlığı tehlikelidir, düşman yok edilmelidir.
    • Rakibin üstünlüğü tehlikelidir, o yüzden rakibin üstünlüğünü kaldırmaya çalışılır.
    • Düşmanın varlığı sizin varlığınızı tehdit ederken, rakibiniz bir niteliğinizin yüksekliğini tehdit olarak algılar.
    49:01Akıl Yürütme Türleri
    • Özbilincin olmadığı, sanıların yaygın olduğu toplumlarda bilim bile sanılar düzeyine iner.
    • Akıl yürütme ya şiirsel (poetik) olur, hitabete dayanır ya da diyalektik olur, bu kanıtlamaya dayanmaz.
    • Retorik bilim, gazeteciliğin ve modern reklamcılığın temelidir ve üç yerde işe yarar: mahkemede, mecliste ve mezarlıkta.
    53:41Bilimsel ve İnançsal Bilgi
    • İslam filozofları için felsefe bir hakikat ve mantık aleti vardır, ancak dini inançların hiçbirinde kanıtlamalı bilgi yoktur.
    • Evrim teorisi bilimsel bir teoridir, yanlışlanabilir ve doğrulanabilir, ancak Adem-Havva kıssası teori değildir, sadece inançtır.
    • İbn-i Sina'ya göre cennet ve cehennemdeki nimetler ve cezalar duyusal niteliktedir, muhalle (zihin) bunun üzerinde çıkamaz.
    56:38Felsefi Çift Anlama ve Tevil Kavramı
    • Felsefeciler bedenin dirilmeyeceğine, ruhun dirileceğine ve bedenin azap görmesinin önemli olmadığına inanıyorlar.
    • İbni Sina'ya göre Kur'an'ın anlatımları, dinin temel meselelerinde hakikat erbabının tevil yoluyla (aslına döndürerek) açıklaması gerektiğini belirtiyor.
    • Allah'ın elinin varlığı gibi Kur'an'daki bazı ifadelerin tevil edilmesi gerekir, bu durum çift hakikat sorununu ortaya çıkarıyor.
    58:26Onuncu Yüzyıldan Sonraki İslam Dünyasında Bilimsel Gelişmeler
    • Onuncu yüzyıldan sonra İslam dünyasında tercüme faaliyetleri, aydınlanma ve Yunan felsefesine dönüş dönemi başlamıştır.
    • Bizans'taki dini gelişmeler, Latin istilası ve Akademi'nin kapatılması gibi olaylar, bu gelişmeyi tetiklemiştir.
    • Bu dönemde eserlerin büyük bölümü Arapça'ya tercüme edilmiş ve İslam dünyasında etkili hale gelmiştir.
    59:16İslam ve Batı Dünyasında Eş Zamanlı Gelişmeler
    • Onuncu yüzyıldan sonra İslam dünyasında bilime, felsefeye dönüş dönemi başlamışken, Batı'da da benzer gelişmeler yaşanmıştır.
    • Her iki yerde de gelişmeler dini kurumlar ve kişilikler temelli olmuştur.
    • Balonya, İspanya ve Paris'teki üniversitelerin kurulması gibi Batı'daki gelişmeler, İslam dünyasındaki bilime dönüş dönemine eş zamanlıdır.
    1:00:27Bilimin Batı'ya Intikali ve Çeviri Merkezleri
    • İslam dünyasındaki bilimin Batı'ya intikali, Sicilya ve Toledo gibi iki temel merkez üzerinden gerçekleşmiştir.
    • Onuncu yüzyılda başlayan ve oniki yüzyıla kadar süren iki aydınlanma biçimi vardır.
    • İslam dünyasındaki hareket bir saray hareketi olup, Süryanilere dayanır ve Huneyn, İshak gibi Süryani entelektüellerin emeği vardır.
    1:02:39İslam Felsefesinde Önemli Filozoflar
    • Kindi, İslam felsefesinde "ilk filozof" olarak bilinir ve çok inançlı bir filozoftur.
    • Farabi, İslam dünyasında tartışmasız büyük bir filozoftur ve Türk kökenli olup, İbni Sina'dan sonra en etkili öğrencisidir.
    • Farabi'nin asıl mirası Endülüs'tedir ve burada İbn Bacce, İbn Tufeyl ve İbn Rüştü gibi evrensel zekalar onun etkisinde yetişmiştir.
    1:05:50Çeviri Hareketinin Sorgulanması
    • Bağdat'taki kozmopolit zemin, felsefenin İslam dünyasında daha elitist ve seçkin bir çerçevede yayıldığını göstermektedir.
    • Çeviri hareketinin nasıl gerçekleştiği ve bu kadar muazzam bir hareketin nasıl gerçekleştirildiği hala rasyonel bir açıklaması yapılmamıştır.
    • Farabi gibi yüksek zekaların, dar çerçevede ve baskıcı inançlarla çevrili bir zeminde nasıl yetişebildikleri sorusu hala açık kalmaktadır.
    1:06:43İslam Dünyasının Özgüveni ve Günümüzdeki Durum
    • İslam dünyası yayıldığında siyasi bakımdan patrondu, kılıç ellerindeydi ve karşı konulamaz bir iktidarları vardı.
    • İnanç olarak büyük bir özgüveni vardı, kompleksleri olmadığı için kozmopolit çevrede özgürlük ortamı sağlayabiliyordu.
    • Günümüzde biz hala Tanzimat'tan bu yana toparlayamıyoruz çünkü kılıç elimizde değil ve ideolojik olarak haklı olduğumuzdan emin değiliz.
    1:08:25Diyalog ve İletişim
    • Vaizler asimetrik iletişimde bulunur; söylediklerinin tartışılabilir gerçekleri yoktur, sadece inanılması gereken gerçekler vardır.
    • Diyalog, tartışılabilir gerçeklerle başlar; "benim elimde inanılması gereken gerçeklerim yok, benim tartışabileceğim gerçeklerim var" diyenlerle başlar.
    • İslam dünyası 9. ve 10. yüzyıllarda bu özgüvene sahipken, günümüzde bilgiyi batıdan alırken hakikat olduğuna inandığımız dogmalarımız var.
    1:10:10Eğitim ve Terbiye
    • Türkiye'de felsefe kendi sözünü söyleyen felsefeciler çıkarmıyor, hala başkalarının ne dediğini anlatan insanlar var.
    • Türkiye'de "maarif vekaleti" ikiye ayrılırdı: talim ve terbiye, ancak şimdi sadece eğitim ve terbiye var, talim yok.
    • Eğitmen hayvan ve çocuklar için kullanılırken, üniversite öğrencileri "talebeler" olarak adlandırılır çünkü onlar ilmi kendi talebe olabilir.
    1:12:39Tehlike ve Eğitim
    • Tehlikeyle yüzleşmek, onu ertelemek tehlikeden bizi uzak tutar zanneder, ancak akıllı insanlar tehlikeden kaçmamakla olur.
    • Tehlikeyle yüzleşmeyi ülke eğitimli kesimi, özellikle bürokrasi yapmalıdır.
    • İslam dünyasında Farabiler ve İbn-i Sinalar tercümeyle izah edilemeyecek bir yetkinliğe kavuşmuş, bu metinler 11-12. yüzyılda Tuleytula ve Sicilya'da başlamıştır.
    1:13:32Tıp Eğitimi
    • Tuleytula'da ve Sicilya'da başlayıp Polonya ve Padova'da devam eden tıp okullarında halka açık anatomi gösterileri yapılmıştır.
    • Kadavralar açılıp, hoca anatomi kitabı okurken asistan o organı kesip gösterirdi.
    • Bu gösterilerde okunan metinler İbn-i Sina'nın "El-Kanun fit-Tıbb"ının anatomi kısmı ve İbn Rüştü'nün "El-Külliyat fit-Tıbb"ıydı.
    1:14:57İslam Dünyasında Kültür Karşılaşması
    • Sicilya'nın dört yüz yıl İslam hakimiyetinde kalmış olması ve matematiğin Hint ve Arap kökenli olması, Avrupa'ya geçişi Sicilya üzerinden gerçekleşmiştir.
    • İbn Haldun'un "Mukaddime"deki iklimler teorisinde, Batlamus'un coğrafya kitabı ve Roger Hristiyan hükümdarının sarayında yazılan "Nusret-ül Müştak" coğrafya kitabı kullanılmıştır.
    • Endülüs'te İbn Batta ve İbn Rüşd'ün tek Müslüman öğrencisi olmaması, talebelerinin çoğunun Yahudi olması ve İbni Mace'nin mektuplaşmaları, o dönemdeki kültürel çeşitliliği göstermektedir.
    1:16:30İslam Dünyasında Bilim ve Sanatın Gelişimi
    • Bağdat'taki çeviri hareketi devlet destekliyken, içinde Sürya entelektüelleri ve bilim adamları vardı ve Müslümanlar bunlara talebe olmakta zorluk çekmemişlerdir.
    • Moğol saldırıları ve Haçlı seferleri İslam dünyasına büyük tahribatlar getirmiştir.
    • Varlık-yokluk kavgası olduğu yerde bilim ve sanat gelişemez çünkü felsefe, bilim ve sanat iyi yaşamanın yollarını öğretir, sadece yaşamda kalmanın değil.
    1:18:20Din ve Felsefe Arasındaki Ayrım
    • Din insanın içini ısıtırken, felsefe aydınlatır; din insanın bilincini aydınlatmaz, inançla aydınlanılmaz.
    • Gençler için din, yaşamı bir araya getirme ve yaşamdaki çokluğu birliğe getirme olanağıdır, ancak inanç aşılması gereken bir aşamadır.
    • Hegel'e göre hayvanlar inanamaz, sadece insan düşünür ve sadece insan inanır; inanç insani bir edimdir ama aşılması gereken bir aşamadır.
    1:19:55Osmanlı'da İnancın ve Düşünce İlişkisi
    • Türkiye'deki en büyük sorun, düşünce aşamasına geçmiş olan insanların çoğu hala inançla dünyayı açıklamaya çalışmasıdır.
    • Dünya inançla anlamlandırılabilir ancak belli bir yaş düzeyinde, düşünce aracılığıyla ve emekle açıklanması gerekir.
    • Varlık-yokluk kavgası söz konusu olduğunda her ulus inançlara sığınır; Osmanlı da bunu yapmıştır.
    1:21:42İslam Dünyasında Felsefe ve Gazali
    • Gazali'nin İslam dünyasında felsefeyi engellediği düşüncesi kolay bir yaklaşımdır, düşüncenin doğası bu kadar güç değildir.
    • Moğol saldırıları ve Haçlı seferleri dikkate alındığında, İslam dünyası varlık-yokluk ikilemi karşısında inanca sarılmaktan başka bir şey yapamaz.
    • Korkutmak devlet yönetme sanatı açısından en etkili araçlardan biridir, ekonomi kötüye gittiğinde insanların güvenlik sorunları üzerine odaklanmaları yaygındır.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor