Yas

"Lament" adlı eserin konusu, farklı bağlamlarda çeşitli temaları içerebilir: Edna St. Vincent Millay'ın "Lament" şiiri, bir annenin çocuklarına babalarının ölümünü açıklaması etrafında döner. 1997 yapımı Güney Kore filmi "Lament", fakir bir ailede büyüyen Kwang-su'nun Hollywood'a senaryolarını göndermesini ve Se-hee ile tanıştıktan sonra yaşadığı aşkı konu alır. Anton Chekhov'un "The Lament" adlı eseri, ana karakter Lona'nın, acısını paylaşacak birini bulma çabasını anlatır. Dylan Thomas'ın "Lament" şiiri, şairin hayatındaki cinsel arzuları ve dini bağları ele alır.

"Between Worlds" (2018) filmi, kamyon şoförü Joe'nun, eşi ve çocuğunu kaybettikten sonra onların ölümünü kabullenemeyişini konu alır. Joe, bir gün otoyoldaki bir istasyonda, ruhani yetenekleri olan Julie ile tanışır. Joe, yasını tuttuğu kadını yeniden kollarında bulur ve kendini öbür dünyaya uzanan bir takıntının içinde bulur. Film, ölüm sonrası yaşam, keder, travma, ebeveyn-çocuk ilişkileri, feminist psikanalitik teori, metafizik, epistemoloji, şamanizm ve çağdaş neoliberalizm altında Amerikan işçi sınıfının düşüşü gibi temaları işler. Ayrıca, sürrealizm ve postmodern deneysellik unsurları içerir; David Lynch'in eserlerini çağrıştırır.

2007 yapımı "After Him" (Après lui) filmi, oğlunun ölümünden sonra büyük bir keder yaşayan Camille'in, oğlunun en yakın arkadaşı Franck'e olan takıntılı ilişkisini anlatıyor. Camille, Franck'i, oğlunun olmasını istediği kişiye dönüştürmeye çalışır.

"Bereavement" kelimesi, sevilen birinin ölümünden sonra geride kalan en yakınlarının, kaybedilenden mahrum olma içinde hissettiği büyük keder ve yoğun yalnızlık duygusunu ifade eder. Ayrıca, 2010 yapımı bir suç, korku ve gerilim filmi de bu isimle anılmaktadır.

Bir köpeğin cenaze töreni, evcil hayvanların insanlar için olan önemini ve onlarla kurulan güçlü bağı anlatır. Ayrıca, bazı kültürlerde köpeklerin öbür dünyada koruyucu veya rehber rolüne olan inancı da yansıtabilir. Bunun yanı sıra, "Bir Köpeğe Cenaze Töreni" adlı 2022 yapımı bir Alman dram ve gizem filmi de bulunmaktadır.

"Kayıp Aile" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, kayıp bir kişinin bulunması durumunda genellikle sevinç ve rahatlama yaşanır. Örneğin, İlhan'ın bulunması haberi, ailesi ve çevresi için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. Kayıp sonrası yas süreci, kişinin kaybı kabullenip yaşamını yeniden düzenleyene kadar çeşitli aşamalardan geçer. Yas sürecinin karmaşıklaştığı durumlarda bir uzmandan yardım almak önemlidir.

Ölüme üzülmek normaldir, çünkü bu, insanların duygusal bir tepkisidir ve gidenin bir daha görülmeyecek ya da gelmeyecek olmasından kaynaklanır. Ancak, bazı durumlarda ölüme karşı duyarsızlık, kişinin psikolojik durumu ile ilgili olabilir. Bu tür durumlarda, profesyonel bir destek almak önemlidir. Ölüme karşı tutumlar, kültürel, inançsal ve bireysel farklılıklara göre değişiklik gösterebilir.

Ölen annenin yokluğunu anlatmak için aşağıdaki ifadeler kullanılabilir: "Sensiz geçen her gün içimdeki yangını biraz daha büyütüyor". "Boynum büküldü annem, gülen yüzlerim soldu. Sen gittikten sonra bahar gelmedi gönlüme". "Her gün seni özleyerek ve bekleyerek yaşıyorum". "Hayatın son demine yaklaşırken artık günlerim normal günlerden, gecelerim normal gecelerden daha uzun". "Gelecekle ilgili, senin verdiğin manevi destek olmayınca, yıkılan hayallerime, yok olan geçmişime, kaybolan geleceğime hep ağlıyorum". "Bu yıl da Anneler Günü'nü sadece kalbimde kutluyorum. Sensiz geçen yıllar geçmedi, alışamadım". "Ne zaman Anneler Günü gelse içimi bir hüzün sarar... Çünkü seni bir daha sarılamamakla anlıyorum ne çok sevdiğimi". Bu ifadeler, ölen anneye duyulan özlem ve yokluğun yarattığı derin acıyı dile getirir. Yas tutma süreci kişiden kişiye değişir ve bu süreçte bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.

Dedesinin öldüğünü öğrenen çocuğun ne yapması gerektiği ile ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, dedesinin öldüğünü öğrenen çocuğa nasıl davranılması gerektiği ile ilgili şu bilgiler değerlendirilebilir: Sakin ve şefkatli davranmak. Duygularını ifade etmesine izin vermek. Uzman desteği almak. Her ailenin, çocuğun yaş ve gelişimsel düzeyi doğrultusunda şekillenen kendine özgü ölüm haberini iletme yöntemleri vardır.

Kayıp uzuv yası, diğer bir deyişle yas süreci, ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sürer. Yas süreci, inkâr, öfke, depresyon ve kabullenme gibi aşamaları içerir. Yas sürecinin uzaması durumunda bir uzmandan destek alınması önerilir.

6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'de meydana gelen depremler nedeniyle 7 gün süreyle milli yas ilan edilmesinin sebebi, depremde hayatını kaybedenlere saygı göstermek ve kayıpları duyurmaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan genelgede, yas süresi boyunca tüm ülkede bayrakların yarıya ineceği, devlet dairelerinin ve resmî kurumların açık kalacağı ve işletmelerin hizmet vermeye devam edeceği belirtilmiştir. Milli yas, bir ülke halkının büyük bir çoğunluğu tarafından kabul edilen, kendi ülkesinde veya başka bir ülkede yaşanan önemli bir kişinin ölümü, yıl dönümü nedeniyle ya da doğal afet, facia, kaza, savaş veya terör saldırısı gibi durumlarda ilan edilebilir.

Yas döneminde kullanılan bayrak, genellikle siyah renkte olup beyaz şeritler veya semboller içerebilir. Türkiye'de, 10 Kasım 1938'de sabah saat 9'u 5 geçe hayatını kaybeden Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına, her 10 Kasım'da bayrak 09:05 ile gün batımı arasında yarıya indirilir. Dünyada farklı kültür ve inançlarda yas ve matem günleri, genellikle bayraklarla sembolik bir şekilde ifade edilir. Bayrağın yarıya indirilmesi. Siyah bayrak kullanımı. Beyaz bayrak veya beyaz şeritler. Siyah kurdele veya şerit eklenmesi. Özel bayrak tasarımları. Bayrağın çekilmemesi veya toplanması. Kırmızı bayraklar. Bölgesel ve etnik semboller.

Mezar taşı emojisi (🪦) genellikle ölümü veya mezarı belirtmek için kullanılır. Bazı durumlarda: Şaka yoluyla bir durumun veya ilişkinin sonunu belirtmek için kullanılabilir. Daha ciddi bir şekilde taziye ifade etmek için kullanılabilir. Ayrıca, mezar taşı emojisi, biriyle konuşurken dikkatli olması gerektiği ve işlerin kötüye gidebileceği konusunda uyarı amaçlı da kullanılabilir. Emojinin anlamı, kullanıldığı bağlama göre değişebilir.

Yas tutan bir kişinin duygularını ifade edememesi, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: İnkar ve şok evresi: Kişi, kaybı kabullenmekte güçlük çeker ve gerçeklikten uzaklaşma eğilimi gösterir. Sosyal izolasyon: Yas süreci, bireyin sosyal aktivitelerden uzaklaşmasına ve kendini yalnız hissetmesine neden olabilir. Utanç ve suçluluk duyguları: Kişi, kızgınlık, suçluluk ve utanç gibi duygular hissedebilir. Bastırılmış duygular: "Güçlü olmalıyım" veya "Ağlamak zayıflık göstergesidir" gibi düşüncelerle duygular bastırılabilir. Duyguları bastırmak yerine, onları kabullenmek ve ifade etmek, yas sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılmasında kritik bir rol oynar.

Yas sürecinin en zor evresi genellikle "depresyon" aşaması olarak kabul edilir. Yas sürecinin evreleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve herkesin en zor bulduğu evre farklılık gösterebilir. Yas süreci zorlu duygular barındırdığından, bu duygularla baş etmekte zorlandığınızı düşünüyorsanız bir profesyonelden destek almanız önerilir.

Kübler-Ross modeli, İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross tarafından ortaya atılan ve yas sürecini beş evrede açıklayan bir teoridir. Bu evreler şunlardır: 1. İnkar. 2. Öfke. 3. Pazarlık. 4. Depresyon. 5. Kabullenme. Kübler-Ross, bu aşamaların doğrusal olmadığını ve bazı insanların bunlardan hiçbirini deneyimlemeyebileceğini belirtmiştir.

Cenazenin arkasından ağıt yakmanın bazı nedenleri: Ölen kişinin fazilet ve kahramanlıklarını yüceltme. Yas ortamını oluşturma. Ancak İslam dinine göre, cenazenin arkasından bağıra çağıra, aşırı bir şekilde ağıt yakmak ve yaka-paça yırtarak dövünmek caiz değildir.

Cenaze yıkama sırasında müzik çalınmasının nedeni, kaybedilen kişinin hayatını kutlamak ve yaslı kişilerin yas tutma sürecinden geçmesine yardımcı olmaktır. Ayrıca, cenazelerde müzik çalınması, ölen kişinin vasiyeti veya yakınlarının isteği doğrultusunda da gerçekleştirilebilir.

"17 Kez Cécile Cassard", yönetmen Christophe Honoré'nin 2002 yapımı bir dram filmidir. Özeti şu şekilde özetlenebilir: Kocasının ölümünden sonra zor bir dönemden geçen bir kadın, yeni bir başlangıç yapmak için başka bir kasabaya taşınır. Burada yeni arkadaşlar edinir, yeni bir işe başlar ve genç oğluyla daha iyi başa çıkmayı öğrenir. Bu süreç, kadının yeniden kendini keşfetme ve ruh eşi ile tanışma yolculuğunu içerir. Film, insan bağlarındaki kırılganlığı ve kendini yeniden inşa etme sürecini işler.

AGS (Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi) mezunlarının askerlikten muaf olduğu belirli bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak Türkiye'de askerlik çağı, erkeklerin 20 yaşından gün aldığı yılın Ocak ayının birinci gününden başlayarak 41 yaşına kadar devam eder. Askerlikten muafiyet, sağlık sorunları, eğitim durumu, özel statü ve bazı diğer durumlar gibi çeşitli nedenlerle sağlanabilir. Askerlikten muafiyet belgesi, ASAL ve Seferberlik Şube Müdürlüğüne müracaat edilerek alınabilir.