TürkCezaKanunu

Suçta bilgi sahibi olan kişi, suçun türüne göre farklı cezalarla karşı karşıya kalabilir. Örneğin, Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesi uyarınca, soruşturmanın veya duruşmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bilişim suçlarında ise, izinsiz bir şekilde başka bir kişinin bilgisayarına veya dijital sistemine giren kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabilir. Dolandırıcılık suçlarında ise, bilişim sistemleri üzerinden haksız kazanç sağlayan kişi 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir. Cezalar, suçun işlendiği dijital ortamın türüne, suçun boyutuna ve mağdurun uğradığı zarara göre değişiklik gösterebilir.

Nitelikli suçlarda ceza belirlenirken Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 61. maddesi esas alınır. Bu maddeye göre ceza, aşağıdaki kriterler dikkate alınarak belirlenir: 1. Suçun işleniş biçimi: Suçun nasıl işlendiği ve hangi araçların kullanıldığı. 2. Suçun işlendiği zaman ve yer: Suçun gerçekleştiği tarih ve mekan. 3. Suç konusunun önem ve değeri: Suçun konusu olan şeyin ne kadar önemli olduğu. 4. Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı: Suç sonucunda oluşan zarar veya tehlikenin ciddiyeti. 5. Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı: Failin suçu işleme niyeti ve kusur derecesi. 6. Failin güttüğü amaç ve saik: Failin suçu işleme amacı ve motivasyonu. Ayrıca, suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerin varlığı durumunda, temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.

Erteleme, mükerrerlik durumunda birden fazla kez uygulanabilir. Türk Ceza Kanunu'nun 58. maddesine göre, bir kişi daha önce işlediği bir suç nedeniyle ceza almış ve bu ceza ertelenmiş olsa bile, yeni bir suç işlediğinde tekerrür hükümleri uygulanır.

Suçun temas ettiği kanun maddesinin 37/1. fıkrası, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Faillik" başlıklı maddesine aittir. İlgili maddenin içeriği şu şekildedir: "Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur".

Meşru müdafaada ceza verilmesine yer olmadığı kararı, aşağıdaki durumlarda verilir: 1. Saldırının heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması: Meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir şekilde aşılması halinde faile ceza verilmez. 2. Diğer hukuka uygunluk nedenleri: Etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık sebebinin varlığı, karşılıklı hakaret ve işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı gibi durumlarda da ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu kararlar, Türk Ceza Kanunu'nun 25. ve 223. maddelerine göre belirlenir.

Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesi 3. fıkrasında yer alan "a" ve "b" bentleri, hakaret suçunun nitelikli hallerini belirler ve bu hallerde ceza, suçun basit haline kıyasla daha ağırdır. Farklar şu şekildedir: 1. 3. fıkra a bendi: Bu bent, hakaretin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi durumunu kapsar. 2. 3. fıkra b bendi: Bu bent, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatleri hedef alan hakaretleri içerir.

Konut dokunulmazlığının ihlali 119/4 ifadesi, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen suçun nitelikli halini ifade eder. Bu fıkraya göre, fiilin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, suçun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu'na göre, hapis cezasının paraya çevrilebilmesi için sürenin 2 yıla kadar olması gerekmektedir.

3 yıl 11 aylık ceza paraya çevrilemez. Türk Ceza Kanunu'na göre, hapis cezasının paraya çevrilebilmesi için bu cezanın 1 yıl veya daha az süreli olması gerekmektedir. Ancak, suçun niteliği, sanığın durumu ve diğer özel koşullar göz önünde bulundurularak, bazı durumlarda hapis cezasının paraya çevrilmesi mümkün olabilir. Bu nedenle, detaylı bilgi almak için bir ceza hukuku avukatına danışılması önerilir.

Kamu görevlisi, Türk Ceza Kanunu'na göre, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanır. Bu tanıma göre, avukat, noter, bilirkişi, tercüman ve tanıklar da kamu görevlisi sıfatına sahiptir.

Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 204. maddesinde düzenlenmiştir.

En ağır ceza, Türk Ceza Kanunu'na göre müebbet hapis cezasıdır.

288 sayılı kanun iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Türk Borçlar Kanunu Madde 288: Bu madde, bağışlama sözü verme ile ilgilidir ve bağışlama sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması gerektiğini belirtir. 2. Türk Ceza Kanunu Madde 288: Bu madde, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu düzenler ve görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, yargı görevi yapanı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişinin cezalandırılmasını öngörür.

Güvenlik tedbirleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53 ila 60. maddeleri arasında belirtilen hallerde uygulanır. Bu haller şunlardır: 1. Suç işleyen kişiler için: Mahkeme tarafından suçlu bulunan herkese güvenlik tedbiri uygulanabilir. 2. Belirli hakların yoksun bırakılması: Kişinin kamu görevi, seçme ve seçilme hakkı gibi belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması. 3. Eşya müsaderesi: Suçlu kişinin suç geliri ile elde ettiği malvarlığına el konulması. 4. Kazanç müsaderesi: Suçtan elde edilen gelirin devlete geçirilmesi. 5. Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri: Çocukların üstün yararının gözetildiği tedbirler (danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık tedbirleri). 6. Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri: İşlediği fiil esnasında akıl hastası olan kişiler için tedavi amaçlı tedbirler. 7. Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular: Tekrar suç işleyenler veya toplum için tehlikeli görülen kişiler için uygulanan tedbirler. 8. Sınır dışı edilme: Yabancı uyruklu şahısların işlediği suçlarda, hapis cezası ile birlikte veya müstakil olarak uygulanabilir. Güvenlik tedbirleri, kanunda belirtilen şekil ve şartlara uygun olarak, hakim tarafından karara bağlanır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221. maddesi, etkin pişmanlık halini düzenler. Bu maddeye göre: 1. Örgüt kurucuları ve yöneticileri hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtmaları veya verdikleri bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamaları durumunda cezaya hükmolunmaz. 2. Örgüt üyesi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirirse, hakkında cezaya hükmolunmaz. 3. Yakalanan örgüt üyesi, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi verirse, hakkında cezaya hükmolunmaz. 4. Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişi, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi verirse, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. 5. Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur.

Türk Ceza Kanunu'nun 101. maddesi, "Kısırlaştırma Suçu"nu düzenler. Bu maddeye göre: Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kısırlaştırma işleminin yetkisi olmayan biri tarafından yapılması durumunda ceza, üçte bir oranında artırılır. Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma işleminin yetkisi olmayan biri tarafından yapılması halinde, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.

Silahla gerçekleştirilen yaralama, Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinin 3. fıkrasına göre 1 buçuk yıldan 4 buçuk yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Vandalizmin cezası, Türk Ceza Kanunu'na göre hapis cezası veya adli para cezası olarak belirlenmiştir. Ayrıca, toplum hizmeti cezası da uygulanabilir; bu ceza, zararın telafi edilmesini veya topluma faydalı bir iş yapılmasını gerektirir.

Bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 142. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınması durumunda, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Haksız tahrikte sınırın aşılması, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 27. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu duruma göre: "Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur". Bu hüküm, failin, ceza sorumluluğunu kaldıran bir nedende sınırı taksirle aşması durumunda geçerlidir; eğer sınır kasten aşılmışsa, fail bu indirimden faydalanamaz.