TürkCezaKanunu

Çifte ceza yasağı, aynı hususun cezanın belirlenmesinde ikinci kez dikkate alınmaması ilkesini ifade eder ve aşağıdaki hallerde uygulanmaz: 1. Suçun nitelikli unsurlarının varlığı: Temel cezanın belirlenmesinde, suçun işleniş biçimi veya nitelikli unsurlar olarak belirtilen durumlar ayrıca dikkate alınmaz. 2. Olası kast veya bilinçli taksir: Bu durumların varlığı halinde, temel ceza belirlendikten sonra artırım veya indirim yapılır, böylece mükerrer değerlendirme yasağı geçersiz olur. 3. Kamu hizmetlerinden yasaklılık: Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca, belirli suçlardan hüküm giymiş kişilerin kamu hizmetlerinden yasaklılık durumu, bu yasak kapsamına girmez. 4. Tutuklama yasağı: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca, sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama yasağı uygulanır.

Teşebbüsten ceza alan kişinin yatacağı yıl sayısı, suçun niteliğine ve ağırlaştırıcı unsurlara bağlı olarak değişir. Türk Ceza Kanunu'na göre, adam öldürmeye teşebbüs suçunun cezası 6 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezasıdır. Ayrıca, haksız tahrik altında işlenen kasten öldürmeye teşebbüs suçunda, faile verilecek cezada 1/4 oranı ile 3/4 oranı arasında indirim uygulanır.

Askerlerin sivil hayatta üniforma giyememesinin birkaç nedeni vardır: Özel işaret ve giysilerin usulsüz kullanımı: Asker üniforması, yetkisi olmayan kişiler tarafından ve başkalarını yanıltacak şekilde giyildiğinde, Türk Ceza Kanunu'na göre suç teşkil eder. Disiplin ve hiyerarşi: Üniforma, askeri disiplin ve hiyerarşinin bir yansımasıdır; sivil hayatta giyilmesi, askeri düzenin sivil ortamlarda korunması açısından uygun görülmez. Görev ve unvan: Sivil memurlar, askeri unvanları olmadığı için üniforma giymezler ve kendi idari düzenlemelerine göre belirlenen giysi standartlarına uyarlar.

Görevin gereklerine aykırı hareket etme suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenmiştir.

Yargıtay, kamu görevlisini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 6. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yapılan tanıma göre tanımlar: > "Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi". Yargıtay'a göre, bu tanımda yer alan "kamusal faaliyet" ifadesi, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş usullere göre verilmiş bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi anlamına gelir.

765 sayılı (eski) Türk Ceza Kanunu'nun 522. maddesi, onuncu babda belirtilen suçların işlenmesinde, suçun konusu olan şeyin veya verilen zararın kıymetinin pek fahiş olması durumunda, mahkemenin cürme mahsus olan cezayı yarısına kadar artırabileceğini öngörüyordu. Eğer kıymet hafif veya pek hafif ise, ceza buna göre yarıya veya üçte birine kadar indirilirdi.

Eziyet suçu için Türk Ceza Kanunu'nun 96. maddesine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Eğer suç, belirli kişilere (çocuk, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kişi, gebe kadın, üstsoy, altsoy, babalık veya analık ya da eş) karşı işlenmişse, ceza üç yıldan sekiz yıla kadar artırılabilir.

Sanığın mağdurun işlemediğini bilmesi ve doğrudan kasıtla hareket etmesi, Türk Ceza Kanunu'nun 278. maddesi kapsamında "suçu bildirmeme suçu" anlamına gelir. Bu suçun oluşması için şu unsurlar gereklidir: 1. Failin suçu bilmesi: Sanığın, bir suçun işlendiğini kesin olarak bilmesi gerekir. 2. Doğrudan kasıt: Sanığın, bu suçu bildirmeyerek kasten hareket etmesi, yani suçu işlemek istemesi gerekir.

Mezarlığa siy etmek ifadesi, mezarlıkları kirletmek anlamına gelir ve bu eylem, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 153. maddesinde düzenlenen "ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme" suçunu teşkil eder. Bu suçun cezası, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiştir.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesine göre şu şekildedir: 1. Temel Hal: Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Görüntü veya Seslerin Kaydedilmesi: Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. 3. İfşa: Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 4. Basın ve Yayın Yoluyla İfşa: İfşa edilen verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 321. maddesi, savaş zamanında devletin yetkili makam ve mercilerinin emir veya kararlarına bilerek aykırı hareket eden kişilere bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörür. Bu madde, savaş koşullarında devlet otoritesinin korunmasını, ulusal güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanmasını amaçlar. 321. maddenin bazı unsurları: Savaş hali: Suç, yalnızca savaş zamanında işlenebilir. Yetkili merciler: Emir veya kararın, devletin savaş zamanında görevli resmi makamları tarafından verilmiş olması gerekir. Kasıtlı davranış: Kişinin, verilen emre bilerek ve isteyerek aykırı hareket etmesi gereklidir.

Evet, olası kastta ceza indirimi vardır. Türk Ceza Kanunu'na göre, olası kastla işlenen suçlarda temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

TCK 102, Türk Ceza Kanunu'nun 102. maddesi anlamına gelir ve bu madde cinsel saldırı suçunu düzenler. Cinsel saldırı suçu, bir kimsenin rızası olmadan cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığını ihlal etmesi olarak tanımlanır. Bu maddeye göre suçun cezası iki şekilde belirlenir: 1. Basit cinsel saldırı: Mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal eden eylemler için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülür. 2. Nitelikli cinsel saldırı: Vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenen suçlar için en az 12 yıl hapis cezası verilir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Dördüncü Kısmının Beşinci Bölümünde düzenlenen anayasaya karşı suçlar, üç ana kategoriye ayrılır: 1. Anayasayı ihlal suçu (TCK m.309). 2. Yasama organına karşı suç (TCK m.311). 3. Hükümete karşı suç (TCK m.312).

Türk kardeş katli yasası, yani Türk Ceza Kanunu'nun 82. maddesi, 2005 yılında çıkarılmıştır.

25 yıl hapis cezası alan bir kişinin kaç yıl yatacağı, cezanın niteliğine, suçun durumuna ve mahkumun cezaevi içindeki davranışlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, hükümlüler cezalarının üçte birini iyi halli olmaları koşuluyla çekebilirler. Ancak, denetimli serbestlik süresi 1 yıl olduğundan infaz süresi 11 yıl 6 ay olabilir. Bu bilgiler, yasal değişiklikler ve bireysel duruma göre farklılık gösterebilir. Kesin bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 332. maddesine göre, devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile giren kişilere aşağıdaki cezalar uygulanır: Temel suç tanımı: İki yıldan beş yıla kadar hapis cezası. Savaş zamanında işlenen fiil: Üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası. Suçun unsurları: Fail: Suçun faili herhangi bir gerçek kişi olabilir. Fiil: Yasaklanmış askerî bölgeye "girmek". Manevi unsur: Genel kast yeterlidir; failin, yasaklı bölgeye izinsiz girdiğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi yeterlidir. Hukuka uygunluk nedenleri ve hata: Bu suç bakımından hukuka uygunluk nedenleri genellikle bulunmaz.

18 yaş altı bireyler hukukta şu şekilde değerlendirilir: Cezai sorumluluk. 0-12 yaş arası çocuklar: Cezai sorumlulukları yoktur, koruma tedbirleri uygulanabilir. 12-15 yaş arası çocuklar: İşledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yetileri yoksa cezai sorumlulukları yoktur; algılama yetileri varsa ceza indirimi uygulanarak yargılanırlar. 15-18 yaş arası çocuklar: Yetişkinlere göre daha hafif cezai sorumlulukları vardır, ancak suçun niteliğine göre çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanabilirler. Hukuki davalar. 18 yaş altındaki bireylere karşı bazı durumlarda hukuk davası açılabilir. Tazminat davaları: 18 yaş altındaki bireyin bir zarara sebep olması durumunda, zarar gören taraf tazminat davası açabilir, ancak çocuğun fiil ehliyeti kısıtlı olduğu için genellikle ebeveynleri veya yasal vasileri sorumlu tutulur. Boşanma ve velayet davaları: Çocuklar, boşanma ve velayet davalarının doğrudan tarafı olamazlar ancak bu davalardan doğrudan etkilenirler. Dava açma ehliyeti.

2 yıllık ceza, Türk Ceza Kanunu'na göre paraya çevrilebilir. Ancak, bu durum belirli koşullara bağlıdır: Ceza süresi: Sadece 2 yıl veya daha kısa süreli hapis cezaları paraya çevrilebilir. Sanığın durumu: Mahkemeler, kişinin sosyal ve ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak para cezası uygulamasına karar verir. Para cezasına çevrilen ceza, günlük bir miktar olarak belirlenir ve bu miktar taksitler halinde ödenebilir.

Darp, bir kişinin fiziksel bütünlüğüne kasten zarar verilmesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesine göre, kasten yaralama suçu şu şekilde cezalandırılır: - Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. - Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Darp, genellikle mağdurun şikayetine bağlı olarak soruşturulur.