ToplumsalNormlar

Koreliler, geleneksel değerleri ve toplumsal normları nedeniyle yaşlılara büyük saygı gösterirler. Ayrıca, Korelilerde özveri ve özveri kavramları da yaşlılara duyulan saygının temelini oluşturur.

Anna Karenina romanında yasak aşkın varlığı, toplumsal normlar ve bireysel arzular arasındaki çatışmayı vurgulamak için kullanılmıştır. Baş karakter Anna, kocasıyla olan sevgisiz evliliğinden mutsuzdur ve bu durum onu başka bir adama, Yüzbaşı Kont Aleski Vronski'ye aşık olmasına yol açar. Ayrıca, Tolstoy bu eserde, toplumun kadınların aykırı davranışlarını nasıl dışladığını ve bu durumun bireyler üzerindeki psikolojik etkilerini de ele almıştır.

James Joyce'un "Dublinliler" kitabı, içerdiği temalar ve dil nedeniyle İrlanda ve İngiltere'de yayınevlerince ahlaka aykırı bulunarak yasaklanmıştır. Kitapta işlenen konular arasında dinî duygular, millî görenekler, yoksulluk ve taşra yaşamı gibi unsurlar, dönemin toplumsal normlarına aykırı olarak değerlendirilmiştir.

Yerli korku filmlerinin yasaklanma nedenleri genellikle şiddet, cinsellik ve toplumsal normlara aykırı temalar içermeleridir. Bazı spesifik örnekler ve yasaklanma gerekçeleri: "Silent Night, Deadly Night" (1984) filmi, Noel Baba kılığındaki bir katilin işlediği cinayetleri konu alması ve Noel Baba figürünü şiddetle ilişkilendirmesi nedeniyle yasaklanmıştır. "The Last House on the Left" (1972) filmi, iki genç kızın kaçırılıp işkence görmesini ve ardından kızlardan birinin ailesinin intikamını almak için çabalamasını anlattığı için aşırı şiddet ve cinsel içerik nedeniyle yasaklanmıştır. "Fetih 1453" filmi, tarihi anlatımı ve dini hassasiyetler nedeniyle Yunanistan ve Ermenistan gibi bazı ülkelerde yasaklanmıştır. "Muhteşem Yüzyıl" dizisi, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerde Osmanlı İmparatorluğu'nu yücelttiği ve tarihi olayları tek taraflı işlediği gerekçesiyle yasaklanmıştır.

"Blank The Series" 1. bölüm, Khun Nueng adında 34 yaşındaki bir kadının hayatını anlatıyor. Bir gün, 18 yaşındaki Anueng adında bir kızla tanışır ve bu kız, Khun Nueng'in içindeki boşluğu doldurur.

Molped, reklam faaliyetlerini iki ana nedenle yürütmektedir: 1. Toplumsal Normların Değiştirilmesi: Molped, reklamlarında regl olmanın doğal olduğunu vurgulayarak bu konuda konuşmanın normalleşmesini savunmaktadır. Bu, genç kızların ihtiyaçlarını anlamak ve hayatlarına değer katmak amacıyla yapılan bir iletişim stratejisidir. 2. Ürün Tanıtımı: Molped, özellikle "Önü Uzun Supernight" gibi yeni ürünlerini tanıtmak için reklam filmleri çekmektedir. Bu reklamlar, ürünün özelliklerini ve kadınlara sunduğu faydaları öne çıkarmaktadır.

Ahlâkî ve ahlakî olmayan ifadeleri, etik ve ahlak kurallarıyla ilgili kavramları ifade eder. - Ahlâkî olmak, doğru ve yanlış arasında ayrım yapabilme, dürüstlük, adalet, vicdan, sorumluluk gibi değerleri içselleştirmek anlamına gelir. - Ahlakî olmayan ise, etik veya ahlak kurallarına uygun olmayan davranışlar ya da tutumlar anlamına gelir.

İyi ve kötü arasındaki fark, genellikle ahlaki değerler ve toplumsal normlara göre belirlenir. İyi, olumlu, yapıcı, başkalarına fayda sağlayan, adil ve doğru olan şeyleri ifade eder. Kötü ise olumsuz, yıkıcı, zararlı, başkalarına zarar veren veya kişiyi ve toplumu olumsuz etkileyen eylemleri ifade eder. Ancak, iyi ve kötü arasındaki ayrım her zaman net değildir ve duruma göre değişebilir.

"Çocukluğun Soğuk Geceleri" romanı, Tezer Özlü tarafından 1980 yılında yayımlanmıştır ve yazarın çocukluk, gençlik ve ilk yetişkinlik yıllarında yaşadığı travmaları, aile içi ilişkileri ve toplumsal normlarla uyumsuzluğunu anlatır. Romanın ana temaları arasında yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, kadın olmanın toplumsal yükü ve delilik yer alır. Parçalı ve zamanlar arası geçişli bir kurguyla sunulan eser, yazarın iç dünyasına dair güçlü bir anlatı olarak kabul edilir.

"A&P" hikayeleri, John Updike tarafından yazılan ve toplumsal normlar ile bireysel özgürlük temalarını işleyen kısa öyküleri ifade eder. Özetle, bu hikayeler genellikle şu konuları ele alır: - Karakter Gelişimi: Ana karakterlerin, özellikle Sammy'nin, monoton ve tatmin edici olmayan yaşamlarından sıyrılıp daha anlamlı bir varoluş arayışı. - Ayrımcılık ve Dışlanma: Farklı giyim tarzları veya davranışları nedeniyle toplumun dışladığı bireylerin yaşadığı zorluklar. - İdealizm ve Rebelliyon: Karakterlerin, toplumun beklentilerine karşı duruşları ve bu duruşun getirdiği sonuçlar.

Hindistan'da dul kadınlar, toplum tarafından çeşitli şekillerde dışlanır ve kısıtlanırlar. Yapabilecekleri bazı şeyler: - Yas tutmak: Hinduizm inancına göre, dul kadınlar kocalarının anısına ömürlerini adayarak yas tutarlar. - Dini törenlere katılamamak: Aile ve toplum tarafından düzenlenen dini törenlere katılmaları engellenir. - Tekrar evlenmemek: Dul kadınların tekrar evlenmeleri genellikle yasaktır. - Belirli giysiler giymek: Beyaz yas rengi olduğu için sadece beyaz giysiler giyerler. - Temel ihtiyaçlarını karşılamak: Sadece su ve ekmek gibi temel ihtiyaçları karşılanır. Geçmiş dönemlerde ise, dul kadınların kocalarının cenaze ateşinde yakılmaları (sati geleneği) gibi uygulamalar da vardı, ancak bu gelenek 1829 yılında İngilizler tarafından yasaklanmıştır.

Sanatta teşhircilik, sanatçının cinsellik, özgürlük ve ifade biçimlerini kullanarak toplumsal normları sorgulaması ile şekillenir. Bu bağlamda, teşhircilik genel olarak dikkat çekme, onay veya ilgi arayışı ile ilişkilendirilen bir davranış biçimi olarak tanımlanır.

Yemek yiyen kadının daha çok beğenilmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Zevk ve titizlik: Kadınlar, yemek yaparken daha titiz ve zevkli olabilirler, bu da sunum ve hazırlık aşamalarında daha dikkatli olmalarını sağlar. 2. Hamaratlık: Kadınlar genellikle daha hamarat olarak kabul edilir ve bu da yemek yaparken gösterdikleri beceriyle ilişkilendirilir. 3. Duygusal bağ: Bir kadının elinden çıkan yemekten daha mutlu eden çok az şey vardır, bu da yemek yiyen kadının daha samimi ve içten bulunmasını sağlar.

Avatarlarda kadın ve erkek ayrımının olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Toplumsal Normlar: İnsanlar, avatarlarını seçerken toplumun beklentilerine göre hareket edebilirler. 2. Kişisel İfade: Bazı kullanıcılar, avatarlarını kendi ifadelerini yansıtmak için seçer ve bu ifadeler arasında cinsiyet de yer alabilir. 3. Oyun Mekaniği: Çevrimiçi oyunlarda, avatarların cinsiyeti, karakterin oyun içindeki davranışlarını ve diğer oyuncularla olan etkileşimlerini etkileyebilir.

"Eylül" romanının konusu, Süreyya ve karısı Suat ile akrabaları Necip Bey arasındaki ilişkileri ve bu ilişkiler çerçevesinde gelişen yasak aşkı anlatır. Romanda, Suat'ın Necip'e olan ilgisi ve bu durumun yarattığı duygusal çatışmalar, karakterlerin iç dünyalarındaki gelgitler ve ahlaki değerler ile toplumsal normlar arasındaki gerilim işlenir.

"Kopya Kalpler" şarkısı, Sagopa Kajmer tarafından seslendirilmiş olup, taklit davranışları, ilişkilerde otantikliği bulma mücadelesi ve aldatma ve ihanetin acısını ele alır. Şarkı sözlerinde, toplumsal normlara uymanın amacı sorgulanır ve hayatın sadece önceden belirlenmiş kurallar altında mı yaşanabileceği merak edilir. Ayrıca, yağmurun gözyaşlarını gizlemenin simgesi olarak kullanılması, duygusal sıkıntının evrensel doğasını vurgular.

Carmen & Lola (Carmen y Lola) filmi, iki çingene kızının aşk hikayesini anlatıyor. Filmde, Madrid'in banliyölerinde yaşayan 17 yaşındaki Carmen, ailesinin istediği gibi evlenmek ve çocuk yetiştirmek yerine üniversiteye gitme hayali kuran Lola ile tanışıyor. Filmin ana temaları arasında aile, cinsellik ve toplumsal normlara uyum sağlama mücadelesi yer alıyor.

Ailenin informal kontroldeki rolü, toplumsal normların, değerlerin ve davranışların düzenlenmesinde önemli bir yer tutar. Başlıca aile fonksiyonları: 1. Sosyalizasyon: Aile, bireyin toplumda onaylanan davranışları öğrenmesini sağlar. 2. Denetim: Aile, üyelerinin davranışlarını gözlemleyerek ve tartışarak informal kontrol uygular. 3. Ödüllendirme ve cezalandırma: Aile, normlara uygun hareket edenleri teşekkür ve takdirle ödüllendirirken, uymayanları kınama veya dışlama gibi yaptırımlarla cezalandırır. Bu sayede aile, bireyin toplumla uyumlu ilişkiler geliştirmesine ve sosyal statüsünü pekiştirmesine yardımcı olur.

Emzirirken fotoğraf çekilmemesi, mahremiyet ve toplumsal normlar gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. 1. Mahremiyet: Emzirme, birçok toplumda hala mahrem kabul edilen bir eylemdir ve başkalarının gözetleyici bakışlarından uzak tutulması gerektiği düşünülür. 2. Sağlık ve hijyen: Doğum anında flaş kullanımı ve hijyeni olmayan ekipmanlar, bebeklerin bağışıklık sistemi henüz gelişmediği için hastalık kapmalarına neden olabilir. 3. Toplumsal beklentiler: Emzirme, kadınların bedensel deneyimi ve toplumsal kimliği üzerinde etkili olan bir konudur ve bu nedenle bazı anneler, emzirme anlarının özel kalmasını tercih edebilirler.

Toplumsal cinsiyetin performatif doğası, Judith Butler'ın teorisine göre, cinsiyetin biyolojik olarak belirlenmiş değil, toplumsal normlar aracılığıyla tekrar tekrar gerçekleştirilen bir kimlik olduğu anlamına gelir. Butler'a göre, "kadın gibi yürümek" veya "erkek gibi davranmak" gibi eylemler, sadece bir durum değil, aynı zamanda bir eylem ve yapılma tarzıdır.