TıpBilgisi

Miksödem, tiroit bezinin yetersiz çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkar ve bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Primer veya sekonder hipotiroidizm: Tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) hormonlarının yetersiz üretimi. 2. Tiroidektomi: Tiroid bezinin cerrahi olarak çıkarılması. 3. Radyasyon tedavisi: İyot radyoizotopları ile tedavi dahil. 4. Genetik olarak belirlenmiş otoimmün tiroidit (Hashimoto tiroiditi). 5. Lityum, alfa-interferon, asetilsalisilik asit, kortikosteroidler, antiaritmikler ve kanser ilaçları gibi bazı ilaçların uzun süreli kullanımı. Ayrıca, iyot eksikliği de miksödemin yaygın bir nedenidir.

Meme kanserinde yayın (metastaz) süt kanalları (duktlar) ve lobüller gibi meme dokusunun çeşitli kanallarında görülebilir. Yaygın meme kanseri türleri şunlardır: - Duktal karsinoma in situ (DCIS): Sadece süt kanalında sınırlı kalan anormal hücreleri tanımlar. - Lobüler karsinoma in situ (LCIS): Lobüllerde meydana gelen bir kanser türüdür. Meme kanserinin yayılımı, lenfatik sistem aracılığıyla koltuk altı, göğüs ve köprücük kemiğinin üstündeki lenf düğümlerine de ulaşabilir.

Atelektazi (akciğer büzüşmesi) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir ve iki ana kategoriye ayrılır: obstrüktif ve nonobstrüktif. Obstrüktif atelektazi nedenleri: - Yabancı cisim aspirasyonu: Nefes alıp verme sırasında mide asidi veya yabancı bir cismin solunum sistemine girmesi. - Kronik enfeksiyonlar: Tüberküloz gibi hastalıkların hava kanallarına zarar vermesi. - Tümörler: Akciğerlerde veya göğüs boşluğunda bulunan tümörler. - Kan pıhtısı: Öksürükle atılamayan kan pıhtısının akciğerlere gitmesi. Nonobstrüktif atelektazi nedenleri: - Plörezi: Akciğer ve göğüs duvarı çevresindeki zarda enfeksiyon sonucu sıvı birikmesi. - Pnömoni (zatürre): Akciğerlerdeki hava boşluklarında enfeksiyon oluşması. - Pnömotoraks: Göğüs boşluğu içinde hava bulunması. - Astım, bronşektazi, pulmoner fibroz: Akciğer hastalıkları. - Erken doğum: Akciğerlerin tam gelişmemiş olması. - Obezite: Karın yağlarının diyaframı yükselterek akciğerlere baskı yapması.

Epileptik nöbetler genellikle 30 saniye ile 2 dakika arasında sürer. Ancak, 5 dakikadan uzun süren epileptik nöbetler de görülebilir ve bu durumda kişi acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyar.

Kalp yetmezliği genel olarak iki ana çeşide ayrılır: 1. Akut Kalp Yetmezliği: Semptomların aniden ortaya çıkması ve hızla ortadan kaybolması ile karakterizedir. 2. Kronik Kalp Yetmezliği: Uzun süreli ve sürekli semptomlarla seyreden kalp yetmezliğidir. Ayrıca, konjestif kalp yetmezliği ve diyastolik kalp yetmezliği gibi daha spesifik türler de vardır.

Epilepsi nöbeti genellikle 30 saniye ile 2 dakika arasında sürer. Ancak, 5 dakikadan uzun süren epilepsi nöbetleri de görülebilir ve bu durumda kişi acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyar.

Kızılay, aşağıdaki durumlarda kan bağışı kabul etmez: 1. Hepatit B, hepatit C veya AIDS gibi hastalıkları geçirmiş olanlar. 2. Otoimmün hastalığı olanlar. 3. Kronik nefrit ve piyelonefrit hastaları. 4. Kanama eğilimi olanlar. 5. Koroner kalp hastalığı, angina pektoris, şiddetli kalp aritmileri, serebrovasküler hastalıklar gibi ciddi kalp ve damar hastalıkları olanlar. 6. Son bir yıl içinde hemofili veya pıhtılaşma sorunu yaşayanlar ya da bu kişilerle cinsel ilişkiye girmiş olanlar. Ayrıca, hamile kadınlar ve doğum veya kürtajdan sonra 6 hafta içinde olanlar da kan bağışı yapamaz.

Karopanın (kaplama diş) ömrü, kişisel bakım ve ağız hijyeni uygulamalarına bağlı olarak 10 yıldan uzun sürebilir. Ortalama ömür süreleri: - Porselen kaplamalar: 10-12 yıl. - Zirkonyum kaplamalar: 12-15 yıl. Kaplamaların değiştirilmesi gerektiğini gösteren belirtiler arasında aşınma, çatlama ve diş eti çizgisinde kısalma yer alır.

Meme kanseri evre 2 ve 3 arasındaki fark, tümörün boyutu ve lenf düğümlerine yayılımıdır: - Evre 2: Tümör 2-5 cm arasında olup, yakın lenf düğümlerine yayılabilir. - Evre 3: Tümör 5 cm'den büyük olabilir veya daha fazla sayıda lenf düğümüne yayılmış olabilir.

Diyaliz, böbreklerin işlevini yerine getiremediği durumlarda vücuttaki zararlı maddeleri, fazla sıvıyı ve toksinleri temizleyen yapay bir süreçtir. Neden yapılır: 1. Böbrek yetmezliği: Kronik veya akut böbrek yetmezliği durumunda böbrekler artık vücuttaki zararlı maddeleri etkili bir şekilde temizleyemez. 2. Semptomların hafifletilmesi: Diyaliz, nefes darlığı, yorgunluk, kas krampları, mide bulantısı ve kusma gibi böbrek yetmezliğinin belirtilerini azaltır. 3. Yaşam kalitesinin artırılması: Diyaliz, hastaların genel sağlık durumunu iyileştirir ve yaşam sürelerini uzatır.

Diş dolgusunun ömrü, kullanılan malzemeye ve hastanın ağız bakım alışkanlıklarına bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Amalgam dolgular: 10-15 yıl. - Kompozit (beyaz) dolgular: 5-10 yıl. - Seramik (porselen) dolgular: 10-15 yıl. - Altın dolgular: 15-20 yıl veya daha fazla. Dolguların ömrünü uzatmak için sert cisimleri ısırmaktan kaçınılmalı ve düzenli diş muayeneleri aksatılmamalıdır.

Nefron sayısının azalması, böbrek fonksiyonlarının giderek kötüleşmesine yol açar. Nefron kaybının sonuçları arasında şunlar yer alır: Toksik maddelerin kanda birikmesi: Böbrekler, vücudun atık maddelerini filtreleme yeteneğini kaybeder. Sıvı ve elektrolit dengesizliği: Vücutta su ve minerallerin dengesi bozulur. Hipertansiyon ve kalp yetmezliği: Kan basıncının yükselmesi ve kalp yetersizlikleri ortaya çıkabilir. Nefron sayısının kritik bir düzeye inmesi, son dönem böbrek yetersizliğine (SDBY) ve hastanın hayatını tehdit eden bir duruma yol açabilir.

Akciğer sarkoidozu dört evreden oluşur: 1. Erken evre: Genellikle belirti vermez veya hafif semptomlarla ortaya çıkar. 2. Orta evre: Hastalık daha belirgin hale gelir ve semptomlar artabilir. 3. İleri evre: Sarkoidoz organları daha ciddi şekilde etkileyebilir. 4. Son evre: Sarkoidozun kronikleştiği ve kalıcı organ hasarı bıraktığı durumları belirtir.

Siğil çeşitleri şu şekilde sınıflandırılabilir: 1. Yaygın Siğiller: Ellerde, parmaklarda ve tırnak çevresinde görülür. 2. Ayak Tabanı Siğilleri: Deri içine gömülü görünümdedir ve ağrı yapabilirler. 3. Düz Siğiller: Küçük, yumuşak ve üzerleri düz siğillerdir, genellikle diz, boyun ve bilek çevresinde görülür. 4. İpliksi Siğiller: Göz kapakları ve dudaklara yakın bölgelerde görülür. 5. Genital Siğiller: Yetişkinlerde daha sık görülür, farklı büyüklük ve sayıda olabilirler. 6. Subungual ve Periungual Siğiller: El ve ayak tırnakları altında veya çevresinde bulunur.

Tip 1 diyabet hastaları, açlık kan şekeri sürekli olarak 200 mg'ın üstünde ve bu değerin altına düşürülemiyorsa, komplikasyon yapmış ketoz gösteriyorsa, %40 oranında engelli raporu alabilirler. %30 oranında engelli raporu ise açlık kan şekerini 200 mg'ın altında tutabilen, ketoz ve hipoglisemi göstermeyen Tip 1 diyabetlilere verilir. Rapor oranları, hastanın genel sağlık durumu, tedavi gereksinimleri ve günlük yaşamını nasıl etkilediğine göre değişebilir. Kesin sonuç için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

Kalp nakli için uygun olan evre, kalp yetersizliğinin son evresi (Evre-D) olarak belirlenmiştir. Daha ileri yaştaki hastaların (65-72 arası) kalp nakli için değerlendirilebilmesi için, kronolojik yaştan öte fizik özelliklerinin de dikkate alınması gerekmektedir.

Atrofi ve atrofik gastrit farklı kavramlardır: 1. Atrofi: Hücre içeriğinin kaybı ve hücrenin boyutlarının azalması durumudur. 2. Atrofik Gastrit: Mide mukozasının iltihaplanması ve atrofik değişikliklerle karakterize bir mide hastalığıdır. Atrofik gastritin nedenleri arasında Helicobacter pylori enfeksiyonu, otoimmün hastalıklar, kronik mide asidi eksikliği ve uzun süreli mide iltihabı bulunur. Belirtileri ise mide yanması, hazımsızlık, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizlik gibi şikayetleri içerebilir. Teşhis genellikle endoskopi ve biyopsi gibi testlerle konulur. Tedavi, altta yatan nedenin tedavi edilmesini ve mide mukozasının iyileşmesini sağlamayı amaçlar.

Kan grubu A Rh+, doğru yazımıyla "A Rh+" şeklinde yazılır.

Kronik ve akut gastrit arasındaki fark şu şekildedir: Akut gastrit, midenin iç yüzeyinde ani ve hızlı bir şekilde gelişen iltihaplanmadır. Kronik gastrit ise midenin iç yüzeyinde uzun süreli ve yavaş ilerleyen bir iltihaplanmadır.

Evet, "0 ve Rh pozitif" aynı ifadeyi ifade eder. Bu ifade, kan grubunu belirtirken kullanılır ve "0 Rh+" veya "O Rh+" olarak yazılır.