Zirkonyum

Zirkonyum diş kaplama işlemi sırasında ağrı hissedilmesi beklenmez, çünkü diş hekimi bölgeyi uyuşturmak için lokal anestezi kullanır. İşlem sonrası ise, özellikle kaplamanın yerleştirildiği yerde, diş eti çizgisinin etrafında hafif bir rahatsızlık ve ağrı olabilir. Zirkonyum diş kaplamaların ağrısız bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmesinin yanı sıra, dayanıklı ve uzun ömürlü bir çözüm sunduğu da belirtilmektedir.

İmplant üstü köprü ve zirkonyum arasında seçim yaparken, her iki yöntemin de avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır. İmplant üstü köprüler, eksik dişlerin yerine yerleştirilen yapay diş kökleri üzerine yapılan kalıcı ve güçlü bir çözümdür. Zirkonyum ise estetik açıdan daha iyi sonuçlar verir, doğal dişlere benzer bir görünüm sunar ve ışık geçirgenliği ile avantaj sağlar. Sonuç olarak, hangi yöntemin daha iyi olduğu hastanın bireysel ihtiyaçlarına, tercihlerine ve bütçesine bağlıdır. En uygun seçeneği belirlemek için bir diş hekimiyle görüşmek önemlidir.

Evet, zirkonyum kaplama devlet hastanelerinde yapılabilir. Ancak, devlet hastanelerinde zirkonyum kaplama tedavisinin bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmakta olup, toplam maliyetin dörtte birini oluşturmaktadır.

Monolitik zirkonyum, diğer zirkonyum kaplamalara göre daha doğal bir görünüm sunar. Ayrıca, zirkonyum kaplamaların genel olarak metal çerçeveler kullanılmadığı için diğer dişlerle aynı görünüme sahip olması ve diş etleriyle uyumlu olması da doğal duruşu destekler.

Zirkonyum dişler, doğru şekilde uygulandığında genellikle sağlıklı kabul edilir. İşte zirkonyum dişlerin sağlıklı yönlerini vurgulayan bazı özellikler: Biyouyumluluk: Zirkonyum, insan vücudu ile uyumlu bir malzemedir, bu nedenle alerji yapma riski yoktur. Bakteri birikimi: Diğer kaplamalara kıyasla daha az bakteri birikimi olur, bu da ağız hijyeni açısından avantaj sağlar. Estetik görünüm: Doğal diş rengine yakın bir görünüm sunar ve ışığı geçirgen yapısı sayesinde son derece doğal görünür. Dayanıklılık: Zirkonyum dişler, yüksek mukavemeti sayesinde uzun ömürlü ve çiğneme kuvvetlerine karşı dayanıklıdır. Ancak, zirkonyum dişlerin uygulanması için dişlerin bir miktar aşındırılması gerekir ve bu durum sağlıklı diş dokusunda azalmaya yol açabilir. Zirkonyum diş uygulamasının uygunluğu, hastanın genel sağlık durumu ve dişlerinin durumuna göre değerlendirilmelidir. Bu nedenle, tedavi öncesi bir diş hekimine danışmak önemlidir.

Monolitik zirkonyum ve hibrit zirkonyum arasında seçim yaparken, her iki malzemenin de avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır. Monolitik zirkonyum: - Dayanıklılık: Yüksek mukavemeti ve kırılma direnci ile bilinir. - Estetik: Doğal dişlerin rengini taklit edebilir ve daha az aşındırıcıdır. - Kullanım Alanı: Özellikle arka dişler için uygundur. Hibrit zirkonyum: - Estetik Görünüm: Daha fazla yarı saydamlık ve opalesans sağlayarak daha doğal bir görünüm sunar. - Kullanım Alanı: Ön diş restorasyonlarında tercih edilir. Sonuç olarak, monolitik zirkonyum güç ve dayanıklılık gerektiren durumlar için daha iyi bir seçenekken, hibrit zirkonyum estetik beklentilerin yüksek olduğu durumlarda daha uygundur.

Zirkonyum diş kaplamasının ömrü bitince, kaplamaların yenilenmesi gereklidir. Bu durumda diş hekimi, deforme olan eski kaplamaları çıkarır ve yeni zirkonyum kaplamaları uygular. Zirkonyum kaplamaların ömrünü uzatmak için, düzenli diş hekimi kontrolleri ve iyi bir ağız ve diş hijyeni önemlidir.

Lamina ve zirkonyum arasında seçim yaparken, her iki malzemenin de farklı avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır. Lamina (porselen kaplama): - Avantajları: Doğal görünüm sunar, dişlerin büyük bir kısmını korur ve renk sabitliği sağlar. - Dezavantajları: Kırılgan olabilir, sınırlı onarım imkanı sunar ve daha maliyetli olabilir. Zirkonyum: - Avantajları: Yüksek dayanıklılık sunar, metal içermez ve daha doğal bir görünüm sağlar. - Dezavantajları: Daha fazla diş aşındırma gerektirir ve fiyatı daha yüksektir. Sonuç olarak, ön dişlerde estetik ve minimum müdahale istendiğinde lamina tercih edilebilirken, arka dişlerde ve dayanıklılık gerektiğinde zirkonyum daha uygun olabilir. En doğru kararı vermek için bir diş hekimine danışılması önerilir.

Lamine ve zirkonyum kaplama arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Malzeme ve Estetik Görünüm: - Lamine: İnce porselen veya kompozit tabakalardan oluşur, ışığı geçirme özelliği sayesinde doğal dişlere çok benzer bir görüntü sunar. - Zirkonyum: Zirkonya dioksitten yapılan güçlü bir seramik malzemedir, metal içermez ve doğal diş rengine yakın bir renge sahiptir. 2. Dayanıklılık: - Lamine: Daha hassas ve ince bir yapıya sahiptir, aşırı kuvvet uygulanan bölgelerde kullanımı sınırlıdır. - Zirkonyum: Yüksek dayanıklılığa sahiptir, kırılmaya ve çatlamaya karşı dirençlidir, bu nedenle arka dişlerde de rahatlıkla kullanılabilir. 3. Diş Kesimi: - Lamine: Daha az diş kesimi gerektirir, dişin doğal yapısının büyük oranda korunmasını sağlar. - Zirkonyum: Uygulama için daha fazla diş dokusunun kaldırılmasını gerektirebilir. 4. Maliyet: - Lamine: Genellikle daha maliyetlidir. Hangi kaplama türünün tercih edileceği, hastanın ihtiyaçlarına ve diş hekiminin önerilerine bağlı olarak değişir.

Zirkonyumda metalin görünmeme sebebi, bu malzemenin metal içermemesi ve beyaz renkte olmasıdır. Zirkonyum, özel fırınlarda oksijenle birleştirilerek zirkonya seramiğine dönüştürülür ve diş kaplama malzemesi olarak kullanılır.

Zirkonyumda porselen kullanılmasının tercih edilmemesinin birkaç nedeni vardır: 1. Estetik Görünüm: Porselen kaplamalar, ışığı yansıtma özelliği sayesinde doğal dişlere çok yakın bir görünüm sunarken, zirkonyum kaplamalar daha canlı ve doğala yakın renk uyumu sağlar. 2. Diş Eti Uyumu: Zirkonyum, diş eti ile mükemmel bir uyum sağlar ve alerjik reaksiyon riskini azaltırken, porselen kaplamalardaki metal alt yapı diş etinde grileşme ve renk değişimine neden olabilir. 3. Dayanıklılık: Zirkonyum, ağız içindeki baskı kuvvetlerine karşı daha dayanıklıdır ve kırılmaya karşı daha dirençlidir, porselen kaplamalar ise daha kırılgan olabilir.

Zirkonyum kaplamalı dişler, zirkonyum malzemenin kendisi çürümediği için doğrudan çürümez. Çürüme riskini artıran diğer faktörler: - Aşırı kuvvet ve kötü alışkanlıklar (diş gıcırdatma gibi) dişi zorlayabilir ve kırılmasına neden olabilir. - Darbe veya travma ağıza alındığında zirkonyum dişlerin kırılmasına yol açabilir. - Yıpranma zamanla zirkonyum dişlerin kırılmasına sebep olabilir.

Vidalı zirkonyumun dezavantajları şunlardır: 1. Maliyet: Zirkonyum kaplamalar genellikle diğer kaplama türlerine göre daha pahalıdır. 2. Diş Aşındırma: Zirkonyum kaplamaların takılabilmesi için doğal dişlerin yüzeyinden bir miktar aşındırma yapılması gerekir. 3. Uygulama Süresi: Tedavi süreci birkaç randevu gerektirir ve genellikle 1-2 hafta sürebilir. 4. Renk Uyumu: Zirkonyum kaplamaların rengi tam olarak doğal dişlere uymayabilir, özellikle beyazlatılmış dişlerle uyum sağlamak zor olabilir. 5. Isı Duyarlılığı: İlk zamanlarda sıcak ve soğuk yiyecek-içecek tüketiminde hassasiyet yaşanabilir. 6. Aşındırma Riski: Zirkonyum kaplamalar, sert yapısı nedeniyle karşı çenedeki doğal dişlere aşındırıcı etkiler yapabilir.

Zirkonyumun en iyi alaşımı konusunda kesin bir yanıt vermek mümkün değildir, çünkü bu, kullanım amacına ve spesifik gereksinimlere bağlı olarak değişir. Bazı önde gelen zirkonyum alaşımları şunlardır: BruxZir Zirkonyum: Zamanla aşınmaya karşı yüksek dayanıklılığa sahiptir ve özellikle yüksek çiğneme kuvvetlerine maruz kalan arka dişlerde tercih edilir. İvoclar IPS e.max Zirkonyum: Hem dayanıklılığı hem de estetik sonuçlarıyla bilinir, ön diş restorasyonlarında sıkça kullanılır. Lava Zirkonyum: Alerjik reaksiyon gösteren hastalar için avantajlıdır ve içerdiği malzemelerle alerji riskini minimize eder. ZircHT Zirkonyum: Yüksek saydamlığı ile bilinir, hem kuron hem de köprü uygulamalarında kullanılabilir. Zirkonyum alaşımlarının korozyon direnci açısından zirkonyum ve nikel alaşımları da dikkate değer seçeneklerdir; zirkonyum, çeşitli aşındırıcı maddelere karşı daha iyi direnç gösterirken, nikel alaşımları yüksek sıcaklık ortamlarında üstün performans sergiler.

Zirkonyum dişler, hazır diş olarak değil, kişiye özel olarak hazırlanan protezler olarak değerlendirilir. Zirkonyum diş kaplama süreci şu adımları içerir: 1. Diş yapısının incelenmesi ve zirkonyum kaplamaya uygunluğun belirlenmesi. 2. Dişlerin hazırlanması, dişlerin üst yüzeyinin hafifçe aşındırılması. 3. Ölçü alınması ve laboratuvarda kişiye özel zirkonyum kaplamanın hazırlanması. 4. Geçici kaplama uygulanması ve kalıcı kaplama tamamlandığında geçici kaplamanın çıkarılması. 5. Kaplamaların dişe yapıştırılması ve hastanın kullanıma başlaması.

Zirkonyum diş kaplamada diş etinde kararma olmaz, çünkü zirkonyum malzemesi biyouyumludur ve diş etiyle mükemmel uyum sağlar. Porselen diş kaplamada ise diş etinde kararma olabilir, çünkü metal destekli porselenlerde alttaki metalin görüntüsü diş etine yansıyarak renk değişimine neden olabilir.

Yarım kron kaplamanın (diş kaplaması) dayanma süresi kullanılan malzemeye, ağız hijyenine ve diş sıkma gibi alışkanlıklara bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Porselen kaplamalar uygun bakımla 10 ila 15 yıl arasında dayanabilir, bazı durumlarda 20 yıla kadar çıkabilir. - Zirkonyum kaplamalar ise 15 ila 20 yıl arasında kullanılabilir.

İntegralli kaplamaların dayanıklılığı, kullanılan malzemeye ve kişisel bakım alışkanlıklarına bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Zirkonyum kaplamalar 15-20 yıl kadar dayanabilir. - Porselen kaplamalar ise uygun ağız bakımı ile 10-12 yıl arasında kullanılabilir. Kaplamaların ömrünü uzatmak için düzenli diş hekimi kontrolleri, iyi bir ağız hijyeni ve diş sıkma gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmak önemlidir.

Zirkonyum diş yapıştırıcısı kullanımı, dikkat gerektiren bir işlemdir ve genellikle diş hekimi tarafından yapılmalıdır. Genel kullanım adımları: 1. Hazırlık: Diş yüzeyi ve zirkonyum kaplama uygun şekilde temizlenir ve kurulanır. 2. Yapıştırıcı Uygulaması: Yapıştırıcı malzeme, diş yüzeyine ve zirkonyum kaplamanın iç yüzeyine ince bir tabaka halinde uygulanır. 3. Kaplamanın Yerleştirilmesi: Kaplama, dişe dikkatlice yerleştirilir ve uygun pozisyonda sabitlenir. 4. Sertleşme: Yapıştırıcının tam olarak sertleşmesi için özel bir ışık kaynağı kullanılır. 5. Son Kontroller: Kaplamanın tam oturduğundan ve rahat olduğundan emin olduktan sonra, diş hekimi son kontrolleri yapar ve gerekli düzeltmeleri gerçekleştirir. Önemli Not: Geçici yapıştırıcılar dışında, eczanelerde ve internet sitelerinde satılan diş yapıştırıcıları tıbbi açıdan farklı riskler taşıyabilir ve kullanılmamalıdır.

Zirkonyumun ilk kullanımı tıp alanında 20. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiştir.