Teori

"Oyuk adamlar" ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Oyuk Dünya Teorisi: Bu teori, Dünya'nın küresel ve katı bir yapıda olmadığını, içinde boşluklar veya oyuklar bulunduğunu öne sürer. 2. T.S. Eliot'un "The Hollow Men" Şiiri: Bu şiir, içi oyuk adamlarla temsil edilen manevi boşluğu konu alır.

Olasılık ve olasılıksızlık farklı kavramlardır. Olasılık, bir olayın gerçekleşme olasılığını ifade eder ve 0 ile 1 arasında bir değer alır. Olasılıksızlık ise, bir olayın gerçekleşme olasılığının çok düşük olduğunu, neredeyse imkansız olduğunu belirtir.

Üç boyutlu duygular, duyguların üç boyut boyunca değişebileceği teorisine dayanır: 1. Hoşluk-hoşnutsuzluk (hedonik kalite). 2. Heyecan-sakinlik. 3. Uyarılma-gevşeme. Bu teori, Wilhelm Wundt tarafından tanıtılmıştır. Ayrıca, konuşma sinyalinden duygu tanıma çalışmalarında da üç boyutlu bir duygu uzayı kullanılmaktadır.

Milbrath'ın siyasal katılma tipleri üç kategoriye ayrılır: izleyici faaliyetleri, geçiş faaliyetleri ve gladyatör faaliyetler: 1. İzleyici Faaliyetleri: Siyasal sürece düşük yoğunlukta katılımı içerir ve oy verme, parti rozeti taşıma, bir kimseyi belirli bir yönde oy kullanmak için ikna etme gibi eylemleri kapsar. 2. Geçiş Faaliyetleri: Daha fazla çaba gerektiren ve orta düzeyde katılımı ifade eder; siyasal toplantı veya gösteriye katılma, siyasal bir liderle ilişki kurma, para yardımı yapma gibi eylemleri içerir. 3. Gladyatör Faaliyetler: En yoğun ve zor nitelikteki katılımı temsil eder; seçim kampanyasında çalışma, siyasal partiye ait bir makamı işgal etme, aday olma gibi eylemleri kapsar.

Ida Jean Orlando'nun Türkçe afişine dair doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Orlando'nun etkileşim teorisi ve bu teorinin hemşirelik alanındaki uygulamaları hakkında Türkçe kaynaklar mevcuttur. Orlando'nun etkileşim teorisi, hasta ve hemşire arasındaki karşılıklı iletişimin önemine vurgu yapar ve hemşirelik sürecinin temelini oluşturur.

Otomata ve formal diller kavramları birbiriyle ilişkilidir ancak aynı şey değildir. Formal diller, bilgisayar bilimlerinde, mantıkta ve dilbilim çalışmalarında kullanılan, belirli kurallar dahilinde tanımlanmış dillerdir. Otomata teorisi ise, hesaplama modellerini inceleyen bir bilgisayar bilimi dalıdır ve formal dillerin tanınması için soyut makineler (otomatlar) kullanır.

Arkeolojide yorumsal yaklaşım, ya da diğer adıyla art süreçsel arkeoloji veya artsüreçselcilik, süreçsel arkeoloji kuramına tepki olarak ortaya çıkmış bir arkeolojik kuramdır. Bu yaklaşıma göre, maddi kültür, toplumsal organizasyonları doğrudan yansıtmaz; aksine, maddi kültür insanları etkiler ve bu etki sosyal bir süreçtir. Yorumsal arkeoloji, sonraki dönemlerde cinsiyet arkeolojisi gibi metot ve araştırma alanlarının doğmasına da öncülük etmiştir.

Thomas Malthus, önemli bir figürdür çünkü nüfus artışı ve gıda üretimi arasındaki dengesizliği ele alan bir teori geliştirmiştir. Bu teori, şu ana katkılarda bulunmuştur: 1. Malthusian Büyüme Modeli: İnsan nüfusunun geometrik olarak artarken, gıda üretiminin aritmetik olarak arttığını ve bu durumun kıtlık, hastalık, savaş gibi felaketlerle sonuçlanacağını öngörür. 2. Evrim Teorisi: Charles Darwin'in doğal seçilim teorisi, Malthus'un nüfus artışıyla ilgili analizlerinden etkilenmiştir. 3. Siyasi ve Ekonomik Düşünceler: Malthus, yoksulluğun ve sefaletin kaçınılmaz olduğunu savunarak, sosyal politikaların şekillenmesinde rol oynamıştır. Ancak, modern tarım teknikleri ve teknolojik ilerlemeler, Malthus'un teorisinin geçerliliğini büyük ölçüde azaltmıştır.

Ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlüğe dayalı dış ticaret teorisi, bir ülkenin, diğerine göre daha yüksek oranda üstünlük sahibi olduğu malların üretiminde uzmanlaşması gerektiğini savunur. Bu teoriye göre: - Uluslararası ticaretin temeli, mutlak üstünlük değil, karşılaştırmalı üstünlüktür. - En fazla üstünlüğe sahip olunan mallar ihraç edilmeli, daha az üstünlüğe sahip olunan mallar ise ithal edilmelidir. - Uzmanlaşma, dış ticareti ve büyümeyi olumlu etkiler.

Morfik alan, Rupert Sheldrake'nin teorisine göre, tekrarlanan herhangi bir olayın olduğu bölgeye verilen addır. Bu teoriye göre, morfik alanların etkileri zaman ve mekan sınırlarının çok ötesine uzanmakta ve bir tür hafıza işlevi görmektedir. Morfik alanlar aynı türden, frekanstan olan varlıkların düşünsel, eylemsel, inançsal paylaşım alanını oluştururlar.

Uluslararası İlişkilerde Realizm ve Liberalizm iki temel teoridir. Realizm (realpolitik), uluslararası ilişkileri güç ve güvenlik odaklı olarak açıklar. Bu teoriye göre: - İnsan doğası kötüdür ve çevresinde hakimiyet kurmak ister. - Devletler, kendi çıkarlarını gözeterek, güvenliklerini sağlama, güçlerini artırma ve hayatta kalma çabasındadırlar. - Uluslararası sistem anarşik olduğu için, devletler kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar. Liberalizm ise realizmin aksine iyimser bir yaklaşım sunar. Bu teoriye göre: - İnsan doğası olumludur ve devletler arası ilişkiler işbirliği temelinde şekillenebilir. - Devletler üniter aktörler değildir; ticari firmalar, kuruluşlar ve özel kişiler aracılığıyla da devletler arası etkileşim gerçekleşir. - Uluslararası ilişkilerde ekonomik karşılıklı bağımlılık ve devletin iç politika faktörleri önemlidir.

Bemol ve diyez işaretleri, notaların ses yüksekliğini değiştiren müzik sembolleridir ve şu şekilde ayırt edilirler: - Diyez (#), bir notayı yarım ton tizleştirir. - Bemol (♭) ise bir notayı yarım ton pesleştirir.

Domino teorisinde kaza zincirini oluşturan 5 faktörden dikkatsizlik kişisel kusurlar içinde yer alır.

Solucan deliği, uzay-zaman dokusunun farklı noktalarını birbirine bağlayan teorik tünellerdir. Bazı özellikleri: - Zamanda yolculuk: Solucan delikleri, ilke olarak zamanda yolculuğa da izin verebilir. - Egzotik madde: Var olabilmeleri için negatif yoğunluğa ve büyük bir negatif basınca sahip egzotik parçacıkların var olması gerekir. - Kararsızlık: Açılsalar bile, solucan deliklerinin çok hızlı bir şekilde kendi üzerlerine çökmeleri beklenir. Gerçek hayatta varlığı: Solucan deliklerinin varlığı henüz ispatlanmış değildir ve teorik olarak bile var olup olmadıkları tartışmalıdır.

Klasik konjonktür teorisi, ekonomik dalgalanmaların temel faktörünün verimlilikte ortaya çıkan tesadüfi dalgalanmalar olduğunu öne süren bir teoridir. Bu teoriye göre, teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan verimlilik artışı, ekonomik dalgalanmaların itici gücüdür.

Fa majör akoru, Fa sesi üzerine, triad olarak kurulur. Formülü: Kök Ses + B3 + K3.

Brunner'in teorisi, bilişsel öğrenme teorisi olarak bilinir ve öğrenmenin aktif bir süreç olduğunu vurgular. Brunner'in teorisinin temel unsurları: - Keşif Öğrenimi: Öğrenenler, bilgiyi pasif bir şekilde almak yerine, keşif ve deney yoluyla kendileri inşa ederler. - Spiral Müfredat: Kavramlar, temel düzeyde tanıtılır ve daha sonra müfredatta artan karmaşıklıkla birlikte tekrar ziyaret edilir. Bu, öğrenenlerin önceki bilgilerini üzerine inşa ederek daha derin bir anlayış geliştirmelerini sağlar. - Temsil Modları: Bilgi, enaktif (eylem-temelli), ikonik (görüntü-temelli) ve sembolik (dil-temelli) olmak üzere üç farklı şekilde temsil edilir. Brunner'in teorisi, öğretmenlerin öğretim stratejilerini, müfredat tasarımını ve değerlendirmeyi etkileyerek eğitim uygulamalarına önemli katkılarda bulunmuştur.

Le Corbusier'nin ışık teorisi, mimaride ışığın kullanımını ve etkilerini merkeze alır. Le Corbusier'nin ışıkla ilgili bazı temel prensipleri şunlardır: - Şerit pencereler: Yaşam alanlarını açık tutmak ve mümkün olduğunca çok ışık almak için yatay pencereler kullanılması. - Gölgeleme elemanları: Güneş ışığını kontrol etmek ve aşırı parlaklığı önlemek için dış cephede kullanılan elemanlar. - İç mekân düzenlemesi: Mekânlar arasında ışık kontrastını azaltmak için camlı kapıların ve ışık avlularının kullanılması. Ayrıca, Le Corbusier, renklerin psikolojik etkilerini de dikkate alarak, iç mekânda uyumlu bir atmosfer yaratmak için farklı ışık tonlarını ve yapay pigmentleri kullanmıştır.

Elektromanyetik girişimin modellenmesi ve simülasyonu, "EEM523 Elektromanyetik Uyumluluk ve Girişim Teorisi" dersi kapsamında öğretilmektedir.

Paralel evrende başka bir benin var olup olmadığı konusu, paralel evren teorilerine göre değerlendirilebilir. Paralel evrenler, kendi fiziksel yasaları ve gerçeklikleri olan, bizim evrenimizden bağımsız evrenler olarak tanımlanır. Ancak, paralel evrenlerin varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamış olup, sadece teorik temellere dayanmaktadır.