TCK

TCK 86/2, "Kasten Yaralama Suçu"nun bir maddesini ifade eder. TCK 86/2'ye göre, "Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur". Bu madde, basit yaralama suçunun, mağdurun fiziksel bütünlüğünün zarar gördüğü ancak bu zararın ölüm ya da kalıcı bir sakatlık yaratacak kadar ciddi olmadığı durumları kapsar.

TCK 191 kapsamında denetimli serbestlik süresi asgari 1 yıldır. Bu süre, savcılığın kararıyla 6’şar aylık dilimler halinde en fazla iki yıl daha uzatılabilir.

TCK madde 265 ve 267 birlikte değerlendirilebilir, çünkü bu maddeler farklı suç türlerini düzenlemektedir ve belirli durumlarda birlikte uygulanabilir. TCK madde 265, görevi yaptırmamak için direnme suçunu tanımlar. Birlikte değerlendirme durumu, örneğin, iftira suçunun işlenmesi sırasında görevi yaptırmamak için direnme fiilinin de gerçekleşmesi durumunda söz konusu olabilir. Bu durumda, her iki suç da ayrı ayrı değerlendirilir ve ilgili hükümler uygulanır. Özetle, TCK madde 265 ve 267 birlikte değerlendirilebilir, ancak bu değerlendirme, her iki suçun da unsurlarının ve koşullarının ayrı ayrı incelenmesini gerektirir.

TCK'nın 50. maddesi, kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırımları düzenler. Bu yaptırımlar şunlardır: adli para cezası; zararın giderilmesi; eğitim kurumuna devam etme; belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma; ehliyet veya ruhsat belgelerinin geri alınması; kamuya yararlı bir işte çalıştırılma. TCK'nın 51. maddesi ise cezanın ertelenmesini düzenler. Ayrıca, cezanın ertelenmesi mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 51. maddesine göre, hapis cezasının ertelenmesi durumunda belirlenen denetim süresi bir yıldan az, üç yıldan fazla olamaz. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz.

Türk Ceza Kanunu (TCK), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 29 Eylül 2004 tarihinde kabul edilen, 12 Ekim 2004 tarihinde T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yasadır. TCK'nın amacı: kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak ve suç işlenmesini önlemektir. Bazı temel ilkeleri: Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi. Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi. Kanunun bağlayıcılığı.

TCK 216 ve TCK 217 arasındaki temel fark, suçların konu ve kapsamındadır. - TCK 216: "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçunu düzenler. Bu madde, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmeyi veya bu kesimleri aşağılamayı yasaklar. - TCK 217: "Kanunlara Uymamaya Tahrik" suçunu düzenler. Bu madde, halkı kanunlara uymamaya alenen teşvik etmeyi yasaklar. Özetle, TCK 216, kin ve düşmanlık yaratmayı veya aşağılama yapmayı; TCK 217 ise kanunlara uymamaya teşvik etmeyi ele alır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 227. maddesi, "Fuhuş" başlığını taşır. Bu maddeye göre: Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. TCK'nın 228. maddesine dair bilgi bulunamamıştır. Ceza hukuku ve ilgili mevzuat karmaşık olabileceğinden, bir avukata danışılması önerilir.

Bilgi 133, Türkiye'de Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) tarafından kullanılan resmi çağrı hattıdır. 133 numarasının aranma nedenleri: Daha önce yapılan bir siber olay ihbarına yanıt vermek. Zararlı bağlantı, sahte site veya dolandırıcılık vakası hakkında bilgi almak. Bilgisayar, mobil cihaz veya e-posta saldırılarına ilişkin geri dönüş sağlamak. Siber güvenlik anketi veya bilinçlendirme faaliyetleri için iletişim kurmak. Kurumların sistem güvenliğiyle ilgili bilgilendirme yapmak. 133, devlet denetiminde çalışan resmi bir hat olup, kişisel veri veya banka bilgisi talep edilmez.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 115, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçunu düzenler. Madde 115'in 1. fıkrası şu şekildedir: > "Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır". 2. fıkra, dini ibadet veya ayinlerin bireysel ya da toplu olarak yapılmasının cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesini, birinci fıkra kapsamında değerlendirir. 3. fıkra, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale etmeyi veya bunları değiştirmeyi birinci fıkra kapsamında cezalandırır.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 276 ve 277'ye göre yargı görevi yapanı etkileme suçu, görülmekte olan bir davada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi ya da bir işlem tesis etmesi için yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs etmek olarak tanımlanır. TCK madde 276 hakkında bilgi bulunamadı. TCK madde 277'ye göre bu suçun cezası: Temel şekil: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası. Teşebbüsün iltimas derecesini geçmediği durum: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası. Fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde: Fikri içtima hükümlerine göre ceza yarısına kadar artırılır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 178. ve 179. maddeleri tekerrüre girmez. Suçta tekerrür hükümleri, yalnızca kasten işlenen suçlar için geçerlidir ve taksirle işlenen suçlar arasında uygulanmaz.

TCK'nın 11. maddesi, "Vatandaş tarafından işlenen suç" başlığını taşır ve şu şekildedir: > "Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye’de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır." TCK'nın 12. maddesi ise "Yabancı tarafından işlenen suç" başlığını taşır ve şu şekildedir: > "Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır."

Türk Ceza Kanunu (TCK) 282. madde etkin pişmanlığı, "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçu için düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kovuşturma başlamadan önce, suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu suç nedeniyle ceza verilmez; yerine Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 223/4-a uyarınca "ceza verilmesine yer olmadığı" kararı verilir. Etkin pişmanlığın kabul edilmesi için, failin suçun tüm yönlerini ortaya koyması, suça iştirak eden diğer kişileri bildirmesi ve malvarlığını iade etmesi gibi somut adımlar atması gerekir. TCK 282. madde kapsamında doğrudan bir etkin pişmanlık hükmü bulunmamakla birlikte, bu madde uyarınca yapılan etkin pişmanlık başvuruları, daha az indirimle sonuçlanır.

TCK 183, Türk Ceza Kanunu'nun "Gürültüye Neden Olma" suçunu düzenleyen maddesidir. İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur ve taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 53. madde, Anayasa Mahkemesi'nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı kararı ile bazı bölümlerinde iptal edilmiştir. 1 numaralı fıkranın (b) bendinde yer alan "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi Anayasa'nın 76. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. 2. fıkra, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan "seçme ve seçilme ehliyetinden..." ibaresi yönünden iptal edilmiştir. 1. fıkranın (b) bendinde yer alan "hapis cezasına..." ibaresi, "seçme ve seçilme ehliyetinden..." ibaresi yönünden iptal edilmiştir. Bu değişiklikler, 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

TCK 178, "İşaret ve Engel Koymama" suçunu düzenler. Madde metni: > Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Suçun özellikleri: Seçimlik hareketli suç: İşaret veya engellerin koyulmaması, kaldırılması veya yerinin değiştirilmesi ile işlenir. Şikayetten bağımsız suç: Şikayete bağlı değildir, savcılık resen soruşturabilir. Erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması: Belirli koşullarda uygulanabilir. Tüzel kişi sorumluluğu: Tüzel kişiler de bu suçtan sorumlu tutulabilir.

TCK 19/1, Türk Ceza Kanunu'nun 19. maddesinin birinci fıkrasını ifade eder. Bu fıkra şu şekildedir: > "Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz". Bu hüküm, yurt dışında işlenen suçların Türkiye'de yargılanması durumunda verilecek cezanın sınırını belirler.

Türk Ceza Kanunu (TCK) 18. madde, "Geri verme" başlığı altında yer alır ve suç ve ceza kavramlarına ilişkin genel ilkeleri düzenler. TCK 19. madde, "Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması" başlığını taşır ve şu şekildedir: > (1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz. > (2) Ancak suçun; Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak, Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak, işlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.

Hayır, TCK madde 79'da düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez. Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesine göre, alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezası olan suçlarda adli para cezasına çevirme mümkün değildir.