SözlüKültür

"Hanım içerde, saçı dışarda" ifadesi, mısır bilmecesinin cevabıdır.

Ebulula Mardin'in "Huzur Dersleri" adlı eseri 3 cilt olarak yayımlanmıştır.

"Arpa eken buğday biçmez" atasözü, kötü davranışın karşılığının iyi olmayacağı anlamına gelir. Ayrıca, bu atasözü şu anlamlara da gelebilir: Yapılmaya çalışılan işin üzerinde yeterince durulmadığında iyi sonuç elde edilemez. Gerçeğe önem vermeden hayal kuranlar, bir gün hayal kırıklığına uğrarlar.

Osmanlı'da sözlü kültür ürünleri şunlardır: 1. Destanlar ve Şiirler: Eski Türk destanlarında yer alan vatan sevgisi ve kahramanlık temaları, Anadolu sözlü kültüründe yeniden şekillenmiştir. 2. Halk Hikâyeleri: XV. yüzyıldan itibaren en çok görülen sözlü edebiyat ürünü halk hikâyeleridir. Örnekler arasında Ferhat ile Şirin ve Arzu ile Kamber yer alır. 3. Saz Şairleri: Osmanlı esnaf teşkilatı içinde yetişen saz şairleri, sözlü edebî geleneği devam ettirmişlerdir. 4. Köy Seyirlik Oyunları ve Tiyatro: Karagöz, meddah ve orta oyunu gibi tiyatro örnekleri, sözlü kültürel geleneğin zengin unsurlarını taşır. 5. Helva Sohbetleri: Edirne ve Topkapı saraylarında başlatılan helva sohbetleri, sözlü kültürün bir başka örneğidir.

Fatih Murat Arsal'ın "Şahane Gelin" kitabı 432 sayfadan oluşmaktadır.

OGM materyallerinde yer alan bazı atasözleri şunlardır: 1. "Ağaç yaş iken eğilir". İnsanların eğitiminin küçük yaştan itibaren başlaması gerektiğini ifade eder. 2. "Balık baştan kokar". Herhangi bir yerdeki düzensizliğin sebebinin o yerde bulunan ileri gelenler olduğunu anlatır. 3. "Can boğazdan gelir". Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için yeme ve içmeye özen göstermeleri gerektiğini vurgular. 4. "Davulun sesi uzaktan hoş gelir". Olayların iç yüzünü bilmeyen ve dışarıdan yorum yapan kişiler için kullanılır. 5. "El yarası geçer, dil yarası geçmez". İnsan vücudunda açılan bir yaranın iyileşebileceğini; ancak sevilen bir kişiden gelen kötü bir sözün unutulamayacağını anlatır.

"Çılgın Atasözleri" kitabı 248 sayfadır.

Temel ve Dursun'un ayranla ilgili fıkrası şu şekildedir: İdris ve Dursun, kahvede ayrı masalarda oturuyorlarmış. İdris, Dursun'a seslenmiş: "Bana 'ayran' desene". Bu söz üzerine bozulan Dursun, biraz sonra İdris'e "Bana 'gazoz' desene" diye seslenmiş.

"Al atını severim tımarını" ifadesi, bir atasözü değil, bir deyimdir. Bu deyim, bir insanı kullanıp atan kişinin umarsızca söylediği kaba ve öküz dili tabanlı bir söz olarak tanımlanır. Bunun yanı sıra, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ile AK Parti İl Başkanı Nurettin Doğanay arasında geçen bir tartışmada, Köroğlu Parkı projesiyle ilgili yapılan açıklamalara atıfta bulunarak kullanılmıştır.

İşte birkaç komik asker fıkrası: 1. Temel'in Paraşüt Hikayesi: Temel paraşütçü olarak görev yaparken, annesini rüyasında görür ve annesinin "Yarın paraşütten atlama, paraşütün açılmayacak" dediğini duyar. 2. Acemi Er ve Çavuş: Yeni asker olan bir er, çavuşuna çorbada kum olduğunu söyler. 3. İki İhtimal: 2 Yahudi, 2. Dünya Savaşı'nda Almanlara esir düşer.

Osmanlı döneminde sözlü kültürün taşıyıcıları aşık ve ozanlar idi. Bu kişiler, sarayın ve hanım sultanların himayesinde yetişmiş, kahvehaneler, panayırlar ve köy odaları gibi yerlerde şiirler ve hikayeler anlatmışlardır.

Aruzda imale ve zihaf şu anlamlara gelir: İmale (çekme, uzatma). Zihaf (kısma). Örnekler: İmale. Zihaf.

Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, Cemal Süreya'nın Çocukça dergisinde yazdığı 12 küçük serüvenden oluşan bir kitaptır. Kitap, çocuklarla edebiyat, siyaset, resim, tarih ve felsefe gibi konulardan da konuşulabileceğini ve çocukların her şeyi anlayabileceğini savunur. Ayrıca, sanat bilgisi ve okuma alışkanlığı kazandırma amacı da taşır.

Valorant'ta WP terimi, "Well Played" (İyi Oynadın) anlamına gelir ve oyuncular arasında bir övgü ifadesi olarak kullanılır. Bu ifade, bir oyuncunun oyun sırasında güzel bir hamle yapması veya maçı kazanması durumunda diğer oyuncular tarafından takdir etmek amacıyla söylenir.

Bütün atasözleri arasında en sık kullanılanlardan bazıları şunlardır: 1. Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Zorluklarla karşılaşmaya alışkın olan kimse, benzeri kötü olaylar karşısında da kolay kolay etkilenmez. 2. Ateş düştüğü yeri yakar: Üzücü bir durum yaşandığı zaman, acıyı en çok o durumdan etkilenen kişi yaşar. 3. Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Bir işi tamamlamak ve başarılı sonuçlar elde etmek için birlik olmak gerekir. 4. Besle kargayı, oysun gözünü: Yapılan iyiliğin kıymetini bilmeyen kişiler nankör olarak tanımlanır. 5. Can boğazdan gelir: Sağlıklı beslenmek, insan hayatı için çok önemlidir. 6. Lafla peynir gemisi yürümez: Kişi, bir işi yerine getirmeden önce o iş hakkında sözler verebilir, ancak bu sözler işi gerçekten tamamlayabileceği anlamına gelmez. 7. Minareyi çalan, kılıfını hazırlar: Kolay bir şekilde saklanamayacak kadar büyük bir yanlış yapan kişi, o yanlışın meydana getireceği olumsuz durumlardan kurtulmanın yollarını önceden düşünüp planlamıştır. 8. Öfke ile kalkan, zarar ile oturur: Öfke ile ve düşünülmeden yapılan bir davranışın sonucu her zaman pişmanlık olur. 9. Üzüm üzüme baka baka kararır: Zamanlarının çoğunu bir arada geçiren insanların huyları ve davranışları da zamanla birbirlerine benzer. 10. Yuvayı dişi kuş yapar: Bir evde dirlik ve düzeni sağlayan kadındır.

Babalık ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana". Babadan miras kalan malın bir süre sonra tükenebileceğini, ancak kişinin kendi çabasıyla elde ettiği malın daha kalıcı olacağını ifade eder. 2. "Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır". Babanın yaptığı yanlışların veya kötü kararların sonuçlarının, o kişinin değil, çevresindeki insanların hayatını olumsuz etkilediğini anlatır. 3. "Baba oğula bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş". Babaların çocukları için büyük fedakarlıklar yapmasına rağmen, bazı çocukların babalarına küçük bir karşılık bile vermediklerini vurgular. 4. "Baba himmet, oğul hizmet". Babanın görevlerini tam olarak yerine getirmesi ve buna karşı çocukların da babalarına karşı görevlerini yerine getirmesini anlatır. 5. "Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı". Aile mirasının önemini ve sürekliliğini ifade eder.

"Ortadaki aptallar" ifadesi, kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte kullanılan "aptal" kelimesinin yanlış bir kullanımı olabilir. Aptal kelimesi, zekâsı pek gelişmemiş, yeterince düşünemeyen ve akıllıca hareket edemeyen kimse anlamına gelir.

"Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı demek" atasözü, kişinin işini gördürünceye kadar yardım beklediği kimseyle iyi geçinmesi anlamına gelir. Bu atasözü, aynı zamanda yalakalık yapmak ve menfaatçi olmak anlamında da kullanılabilir. Atasözünün çıkış noktası hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

"Sineklerin Tanrısı" romanında iktidar, korku ve ortak düşman yaratma yoluyla kurulur. Korku: Jack'in önderliğinde, adada bir canavar efsanesi yaratılır ve bu korku, çocukların zihnini şekillendirerek onları manipüle etmeyi kolaylaştırır. Ortak düşman: Canavar, çocukların kolayca bir araya gelebildikleri bir ortak düşman haline gelir ve bu, iktidarın daha da sağlamlaşmasını sağlar. Ayrıca, romanda iktidar mücadelesi iki ana karakter olan Ralph ve Jack arasında geçer; Ralph demokrasiyi ve eşitliği, Jack ise zorbalığı ve diktatörlüğü simgeler.

"Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti" kitabı 431 sayfadır.