SoyutKavramlar

Bardağın taşması için gereken damla sayısı, bardağın boyutuna ve suyun akış hızına bağlı olarak değişir. Genellikle boş bir su bardağı, ani açılan bir musluktan hızla akan su veya az akan bir musluğun doldurduğu bardağa son damlanın düşmesiyle taşar. Bardağı taşıran son damla ifadesi, aynı zamanda bir metafor olarak da kullanılır ve kişinin duygularını yönetememesi durumunda, biriken olumsuz duyguların bir anda taşmasını ifade eder. Süper sıvılar ise, belirli koşullar altında kendi kendine bardaktan taşabilir. Örneğin, helyum 3 ve helyum 4 gibi süper sıvılar, aşırı soğutulduklarında sürtünmesiz bir şekilde akar ve bardaktan kendi kendine dökülebilir.

Zihin kelimesi soyuttur. Soyut kelimeler, beş duyu organıyla algılanamayan kavramları ifade eder. Diğer yandan, zihin somut olan beyinden beslenen soyut bir karalama tahtası olarak da tanımlanabilir.

Soyut ile ilgili cümlelere bazı örnekler: "Ona olan nefretim hiç bitmeyecek" cümlesinde "nefret" sözcüğü soyut bir anlam örneğidir. "Bu huzurlu evde tüm korkularını yendi" cümlesinde "huzur" ve "korku" kelimeleri soyut anlamdadır. "Her insanın içinde biraz iyilik ve biraz kötülük vardır". "Utandığı için kendini ortamdan soyutladı". "Sevgi, üzüntü soyut kavramlardır".

Intangible kelimesi, Türkçede "soyut", "maddi olmayan", "elle tutulamaz" gibi anlamlara gelir. Bu terim, aynı zamanda "manevi değer" ve "kavranamaz" anlamlarında da kullanılır. Örnek cümleler: "The car has an intangible drive feeling" (Otomobilin anlatılamaz bir sürüş hissi var). "There are intangible benefits of working as a farmer" (Çiftçi olarak çalışmanın maddi olmayan faydaları var). "Emotional intelligence is the intangible 'something' in each of us" (Duygusal zeka, her birimizde biraz somut olmayan 'bir şey'dir).

Sevgi soyut bir kavramdır. Soyut anlamlı sözcükler, beş duyu organıyla algılanamayan, zihinsel ya da duygusal kavramları ifade eder.

Doğrudan gözlenemeyen ve ölçülmesi güç olan ancak kuramsal olarak açıklanan soyut kavramlara örnek olarak şunlar verilebilir: Başarı. Zeka, tutum, ilgi, kaygı. Soyut kavramlar, doğrudan gözlemlenemeyen ya da fiziksel olarak beş duyu organı yoluyla algılanamayan, daha çok düşünsel ya da tanımsal nitelik gösteren kavramlardır.

Matematikte taslaklar, Vikipedi'ye göre "Matematik taslakları" kategorisinde yer alan ve henüz tamamlanmamış veya geliştirilmemiş matematikle ilgili konuları ifade eder. Bazı alt kategoriler: Analiz taslakları; Cebir taslakları; Geometri taslakları; İstatistik taslakları. Ayrıca, matematik eğitiminde kullanılan materyal taslakları da bulunabilir, örneğin, belirli bir kazanıma yönelik ders materyallerinin ana hatları. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, 2025-2026 eğitim öğretim yılı için matematik dersi taslak yıllık planları da hazırlanmıştır.

"Matematik ve Gerçek" kitabı, Ali Nesin tarafından yazılmış ve matematikle ilgili çeşitli konuları felsefi bir bakış açısıyla ele almaktadır. Kitapta işlenen bazı konular şunlardır: Matematikle gerçek arasındaki ilişki; Soyut ve somut kavramlar; Teori ve pratik; Doğruluk ve kanıtlanabilirlik; Sonsuzluk kavramının getirdiği sorunlar; Var olmanın anlamı; Matematiğin sınırları.

Aşk kelimesi soyut anlamlıdır.

Ön ve arka kavramlarına örnek olarak şunlar verilebilir: 1. Fiziksel Nesneler: Bir arabanın ön kısmı, sürücünün oturduğu koltuk; arka kısmı ise bagaj ve arka camların bulunduğu bölümdür. 2. Mekan: Bir binanın ön tarafı, girişin ve ana cephenin olduğu yer; arka tarafı ise bahçe veya avlunun bulunduğu bölümdür. 3. Soyut Kavramlar: Bir olayın ön tarafı, olaya yakın ve daha fazla dikkat gerektiren kısım; arka tarafı ise uzaktan takip edilen ve daha az önemli olan kısımdır.

"Satın alınamayacak şeyleri severim ben; deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi ve sevgi gibi" sözü, Sabahattin Ali'ye aittir. Bu ifade, maddi değerlerle ölçülemeyen, soyut ve değerli olan şeylere olan sevgiyi ifade eder.

Düşünce somut değildir çünkü soyut bir kavramdır.

"Bakıp bakmamak" ifadesi, bir şeye veya birine ilgi göstermek ya da göstermemek anlamına gelir. Bu ifade, farklı bağlamlarda şu anlamlarda da kullanılabilir: - Fiziksel anlamda: Gözle doğrudan temas kurmamak veya bir nesneyi fark etmemek. - Soyut anlamda: Bir konuya, duruma veya kişisel bir duyguya dikkat etmemek.

Tepkilerin soyut ve somut olması, duyguların ve düşüncelerin algılanma şekline göre sınıflandırılmasını ifade eder. - Somut tepkiler, beş duyu organı ile doğrudan algılanabilen, fiziksel olarak varlığı gözlemlenebilir nesneleri, olayları veya durumları yansıtır. - Soyut tepkiler ise akıl yoluyla algılanabilen, düşünce, duygu veya kavramları ifade eder.

Somutlaştırma, soyut bir kavram veya fikrin somut ve somut hale getirilmesi, fiziksel bir biçim veya tezahür kazanması sürecidir. Bu süreç, soyut bir şeyin gerçek veya somut bir şeye dönüştürülmesi olarak da tanımlanabilir. Örnekler: - "İstanbul güzel bir şehir" (soyut) cümlesini, "Seher vakti bir güzele vuruldum" (somut) şeklinde değiştirmek. - "Adama çok iyi söyledi" (soyut) cümlesini, "İyilerin ömrü az olur, derler" (somut) şeklinde dönüştürmek.

İdealize etmek, birini ya da bir şeyi gerçekçi olmayan bir şekilde mükemmel ve kusursuz görmek anlamına gelir.

Soyut konuşma, genellikle hayali ve metaforik bir dil kullanılarak, somut ve gerçekçi olmayan, soyut kavramlar, duygular, düşünceler ve hayallerin dile getirildiği konuşmadır. Bu tür konuşmalar, sanatsal eserlerde, şiirlerde, edebi metinlerde, felsefi tartışmalarda ve seminerlerde sıkça kullanılır.

Olgu ve olay bulmacalarda farklı anlamlarla karşılaşılabilecek kelimelerdir: 1. Olgu: Genel, soyut ve tekrar edebilir özellikleri olan, belirli bir yer ve zaman söz konusu olmayan durumları ifade eder. 2. Olay: Kendine özgü özelliklere sahip, başlangıç ve bitiş süreleri belli, somut bilgiler içeren ve yer ile zaman bildiren durumları ifade eder.