SosyalTemalar

Selam film serisi, yurt dışındaki Türk okullarının hikayesini ve bu okullarda görev yapan öğretmenlerin idealleri uğruna yaptıkları fedakarlıkları anlatır. Selam (2013) filminin konusu: Harun, Zehra ve Adem, idealleri için sevdiklerinden ayrılarak üç farklı kıtaya doğru yola çıkarlar. Adem, hamile eşini geride bırakıp Bosna Hersek'e gider. Zehra, aşık olduğu Harun'un sevgisini yüreğine gömerek Afganistan'a gider. Harun, geçmişi bir kenara bırakarak fakir Senegal'e barış ve dostluk götürmeye çalışır. Bu öğretmenler, gittikleri ülkelerde eğitimci olmanın yanı sıra anne, baba, dost ve arkadaş olarak yardım eli uzatırlar.

"The Wave" (Tehlikeli Oyun) filmi, 1967 yılında Kaliforniya'da yaşanmış gerçek bir olayı günümüz Almanya'sına uyarlayarak, bir toplumda, özellikle de toplumun dinamiğini oluşturan ergenler üzerinde, her zaman otokratik bir sosyal grubun yaratılabileceğini göstermektedir. Filmde, Almanya'da bir okulda öğretmen olan Rainer Wenger, öğrencilerine otokrasi üzerine bir ders vermek için onları bir sosyal gruba dönüştürür. "We Are the Wave" (Biz Dalgayız) adlı dizi ise, toplumsal eşitsizliğe karşı kendi aralarında bir topluluk kuran ve bu topluluk yayılarak bir fenomen haline gelen idealist ve isyankar gençlerin hikayesini anlatır.

Açlık filminin anlatmak istediği bazı konular: Yoksulluk ve gelir uçurumu. Açlık metaforu. İnsan hakları mücadelesi. 2023 yapımı "Açlık" filmi ise, genç bir şefin lüks bir yemek ekibinde hayatta kalma mücadelesini konu alır.

"Dinner in America" filmi, kaçak bir punk rock şarkıcısı olan Simon ile onun en büyük hayranı olan Patty'nin başından geçenleri anlatıyor. Filmde, Simon bir kundaklama olayının ardından kendini yeniden kaçarken bulur ve yolu neşeli bir genç olan Patty ile kesişir. "Dinner in America" filminin konusu şu şekilde özetlenebilir: Başlangıç. Gelişme. Doruk. Sonuç. Simon, Patty'yi bir rock gösterisine götürür ve Simon, Patty'ye ithafen "Dinner in America" adlı şarkısını söyler.

Roman, yazıldığı dönemin zihniyetinden (yaşam biçimi ve değerlerden) izler taşır. Romanın dönemle ilişkisi şu şekilde özetlenebilir: Tanzimat Dönemi. Servetifünun Dönemi. Millî Edebiyat Dönemi. Cumhuriyet Dönemi. Ayrıca, romanın temaları da dönemin toplumsal zihniyetiyle, yaşama biçimiyle ve sosyal problemleriyle ilgilidir.

Charlie Chaplin'in Şarlo karakteri, toplum eleştirisinin bir simgesi haline gelmiştir. Şarlo karakterinin anlattığı bazı unsurlar: Yoksulluk ve eşitsizlik. İnsan doğasının evrensel yönleri. Toplum eleştirisi. Duygusallık ve insani duygular. Şarlo karakteri, sadece bir komedi figürü değil, aynı zamanda politik ve sosyal mesajlar veren bir ikon olarak kabul edilir.

Sagopa Kajmer'in "Söylenecek Çok Şey Var" şarkısı, modern dünyanın yarattığı kaos ve karmaşa karşısında bireyin yaşadığı bunalma ve çelişkileri anlatır. Şarkı boyunca toplumdaki yozlaşma, yalan, kin ve savaş gibi unsurlara değinilir. Ayrıca, yaşam konusunu ve yaşamın amacını anlamanın zorluğu, hayatın zorluklarına rağmen umut olması ve kendi üzerine düşünmenin, iç gözlemin ve dayanıklılığın önemi vurgulanır. Şarkının nakaratı, dinleyiciyi hayatın zorluklarına katlanmaya ve umut ve dayanıklılık için kendi iç sesini dinlemeye teşvik eder.

Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali tarafından 1937 yılında yazılmış bir romandır ve çeşitli temaları işler: Köylü ve şehirli sınıfı arasındaki fark. Zengin ve fakir çatışması. Sevginin gücü. Topluma yabancılaşma. Ayrıca, eser Anadolu'daki toplumsal ve töresel yaşamı güçlü bir gözlemle yansıtır.

Sağır Sultan dans gösterisi, iyilik ve kötülüğün insanlık tarihindeki çarpışmasını ele alır. Gösterinin bazı temaları: Kabil ve Habil'in hikayesi: Kötülüğün doğuşundan günümüze kadar olan süreci anlatır. Gazze'de İsrail zulmü: Filistin'deki acılara dikkat çeker. Türklerin tarihi rolü: Türklerin tarih boyunca mazlumun yanında yer alması ve adalet dağıtması vurgulanır. Dayanışma ve umut: Her kötülüğün ardından bir iyiliğin ve umudun geldiği mesajı verilir. Gösteride, halk dansları, figüratif hikayeler ve sinevizyon çalışmaları yer alır.

"Selam: Bahara Yolculuk" filmi, Türkiye'den Kırgızistan'a giden gönüllü bir öğretmenin yaşam ve eğitim mücadelesini konu ediniyor. Filmde, bu süreçte karşılaşılan yeni insanlar, gurbet ve iç içe geçen yaşam öyküleri anlatılıyor.

Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında işlenen bazı konular: İstiklal Savaşı ve Atatürk devrimleri. Anadolu ve Anadolu insanı. Toplumsal ve kültürel farklılıklar. Bireysel duygu ve sorunlar. Tarihî konular. Ayrıca, dünyaya açılma ve çağdaşlaşma çabaları da edebiyatı etkilemiş; toplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, dışavurumculuk, gerçeküstücülük, gelecekçilik gibi akımların etkisinde ürünler verilmiştir.

"The Handmaid's Tale" dizisinin ilk bölümü, yakın gelecekte geçen ve çevresel felaketler ile kısırlık krizi sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin yerini alan totaliter rejim Gilead'da geçiyor. Dizinin ana karakteri June Osborne (Offred), doğurgan bir damızlık olarak, eski hayatının anılarıyla yaşarken özgürlüğünü ve kaybettiği kızını yeniden kazanma mücadelesi veriyor. Hikaye, kitaba paralel gitmese de, kitaba bağlı kalınarak başlıyor ve izleyiciye yeterince açıklayıcı oluyor.

The Purge: Anarchy (Arınma Gecesi: Anarşi) filmi, yılda sadece bir gece boyunca tüm suçların serbest olduğu bir dünyada geçmektedir. Film, Arınma Gecesi öncesi çocuklarıyla birlikte eve dönen bir çiftin gerilimini beyazperdeye taşımaktadır. Güvenli evlerine ulaşmaya çalışan ailenin benzini yolda biter. Los Angeles'ın bu en haşin gecesinde hayatta kalmaya çalışan 5 kişinin yolu kesişecektir. The Purge: Anarchy filminin anlattığı bazı konular şunlardır: Zenginlik ve fakirlik. Kapitalizm. Adalet. Sistem eleştirisi. Şiddet. The Purge: Anarchy filminin konusu hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: beyazperde.com; turkcealtyazi.org.

If Beale Street Could Talk, 1970'lerin başında New York'ta, Harlem'de geçen ve siyah bir ailenin hikayesini, Amerikan rüyası üzerinden anlatan bir romantik dram filmidir. Filmin konusu kısaca şu şekildedir: Tish ve Fonny'nin aşkı. Fonny'nin haksız yere hapse atılması. Tish'in mücadelesi. Aile desteği. Film, Amerikan toplumundaki adaletsizlikleri ele alırken, aynı zamanda empati ve şefkat örneklerini de sunar.

Dardenne Kardeşler, toplumsal ve politik tabanlı konuları gerçekçi ve hümanist bir tutumla beyaz perdeye yansıttıkları için önemlidir. Önemli filmleri arasında şunlar yer alır: Rosetta (1999). L'Enfant (2005). Le Gamin au Velo (2011). Dardenne Kardeşler, belgesel geçmişlerinin de etkisiyle kurguyu buz gibi bir gerçeklikle buluştururlar.

Coming of age (ergenlik/büyüme sancıları) filmleri, ergenlik dönemindeki gençlerin büyüme süreçlerini, karşılaştıkları zorlukları ve kimlik arayışlarını konu alır. Bu filmlerde sıkça işlenen temalar: Kimlik krizleri. İlk deneyimler. Toplumsal tabular. Kişisel gelişim. Sosyal dinamikler. Coming of age filmleri, genellikle dram, komedi ve romantizm unsurlarını bir arada sunar.

Franz Kafka'nın "Amerika" (orijinal adı: "Der Verschollene") romanı, 16 yaşındaki Karl Rossmann'ın Amerika'ya, zengin amcasının yanına gitme sürecini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları anlatır. Romanda, Amerika'nın zenginliği, rahatlığı ve özgürlüğü ilk başta vurgulansa da, Rossmann zamanla kendini bir hayatta kalma mücadelesinin içinde bulur. "Amerika", Kafka'nın diğer eserlerinden daha iyimser bir atmosfere sahiptir, ancak kahraman Rossmann, korku, suçluluk ve yalnızlık duygularıyla yüzleşmeye devam eder.

Azerbaycan filmi "Ad Günü" (Doğum Günü), gerçek bir dostluk hakkında 1977 yapımı bir lirik-psikoloji filmidir. Filmde, farklı dünya görüşündeki karakterlerin, 1970'lerin sonlarında Azerbaycan SSC'nin modernleşme çabaları sırasındaki gerçek ve kalıcı dostlukları aktarılmaktadır.

Cash Flow'un "Sokakta Stres" şarkısı, sokakların zor ve tehlikeli koşullarını anlatır. Şarkının ele aldığı bazı konular: Suç: Sokaklarda yaşayan insanların suç örgütlerinin hedefi haline gelmesi. Şiddet: İnsanların şiddetin tehdidi altında olması. Yoksulluk: Sokaklarda yaşayan insanların yoksulluk içinde olması. Güvensizlik: İnsanların güvende olmaması. Şarkı, bu koşulların nedenlerini ve sonuçlarını gözler önüne sererek, bu sorunların çözümü için farkındalık yaratmayı amaçlar.

"Four Fauls" adlı eserin konusu, F. Scott Fitzgerald'ın "The Four Fists" adlı kısa hikayesine dayanmaktadır. Hikaye, Pat adında, şiddet ve saldırganlıkla çevrili bir dünyada büyüyen bir gencin hayatını anlatır. Hikayede ayrıca, sosyal sınıf farklılıkları, kurtuluş ve ikinci şanslar gibi temalar da işlenir.