SosyalTarih

Bezcizade Tekkesi, 1925 yılında tekkelerin yasaklanması nedeniyle kapatılmıştır.

Elbisenin tarihçesi insanlık tarihinin başlangıcına kadar uzanır. Antik dönemlerde elbiseler, toplumsal statüye göre şekillenmiştir. Orta Çağ'da ise dinin ve aristokrasinin etkisiyle elbise tasarımları daha karmaşık hale gelmiştir. Modern dönemde ise Sanayi Devrimi ve fabrikasyon üretim yöntemlerinin ortaya çıkmasıyla elbiseler daha geniş kitlelere ulaşmaya başlamıştır. 20. yüzyılda haute couture ve hazır giyim sektörlerinin gelişmesiyle elbise tasarımı globalleşmiştir.

Hubyar Ocağı'nın kurucusu, Hubyar Sultan Dede olarak bilinmektedir.

Katil Cıvcıv olarak bilinen kişi, Süleyman Aktaş'tır. Hikayesi şu şekildedir: - 1986 yılında Antalya'da bir komiseri öldürerek "katiller kulübü"ne katıldı ve akıl hastası olduğu gerekçesiyle 5 yıllığına akıl hastanesine gönderildi. - Taburcu edildikten sonra memleketi Denizli'nin Bozkurt ilçesinin Çambaşı köyüne yerleşti. - 1994 yılında öldürme dürtüleri tekrar harekete geçti ve köyden dört kişiyi öldürdü. - Kurbanlarını kafalarına ve gözlerine çivi çakarak öldürmüştü. - Yakalandıktan sonra polise verdiği ifadede, "çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafalarına çakasım geliyor" ve "öldürme emri bana yıldızlardan geliyor" dedi. - Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırıldı ve buradan kaçtıktan sonra köy nüfusu korkup kaçan insanlardan dolayı azaldı. - Hakkında verilen "ömrünün sonuna kadar gözetim altında tutulmalıdır" raporundan sonra köy nüfusu tekrar eski sayısına ulaştı.

Tanzimat dönemi aile yapısı, Osmanlı toplumunda hem geleneksel hem de modern unsurların bir arada olduğu bir yapı sergilemiştir. Özellikler: - Çok Eşlilik: Genel olarak tek eşlilik hakim olsa da, birden fazla kadınla evlilikler de görülmüştür. - Çocuk Sayısı: Ailelerde ortalama 4-5 çocuk bulunmaktaydı. - Konak Hayatı: Aile üyeleri, konak veya yalılarda yaşamaktaydı. - Toplumsal Roller: Geleneksel yapıda baba baskın olsa da, aile üyelerinin kişisel özgürlükleri genişlemiş ve aile içi ilişkiler daha gevşek hale gelmiştir. - Eğitim ve Çalışma: Kadınlar eğitim alma hakkına sahip olmuş, bazı iş kollarında çalışmaya başlamışlardır. Bu dönemde aile, hem İslam hukukuna göre şekillenmiş hem de batıya özenti nedeniyle kültürel olarak modernleşmeye başlamıştır.

Harun Köyü'nün tarihi 1928 yılından beri aynı adı taşımakta olup, dolayısıyla en az 95 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Kesriye mübadilleri, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsamında Kapadokya bölgesine yerleştirildi.

Baca Vergisi Fıkrası tam metni şu şekildedir: Zamanın birinde bir sultanlık ekonomik krize girmiş. Vezirlerden biri, "Sultanım, bir de bizim Şehremini Şeytan Paşa'ya soralım" demiş. Şeytan Paşa biraz düşündükten sonra önerisini bildirmiş: "Sultanım, 'Baca Vergisi' koyalım. Tüten her bacadan günlük bir akçe alalım". Sadrazamdan başlayarak vezirlerine sormaya başlamış. Bu durumu bir de Şeyhülislama soralım demişler. Sultan merakla, "Niye?" derken, bir yandan da bunun konuyla ne ilgisi var diye düşünüyormuş.

İstanbul'da Harem, Üsküdar ilçesine bağlıdır.

Fatma Aliye'nin "Refet" kitabı, 19. yüzyıl İstanbul'unda yoksul bir kadının hayatını anlatıyor. Romanın ana karakteri Refet, babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte kalır ve tek istediği öğretmen olup annesine rahat bir hayat sunmaktır. Kitapta işlenen diğer konular arasında çok eşliliğin acı sonuçları, cehalete ve yoksulluğa karşı eğitimin gerekliliği ve kadınların iş ve meslek sahibi olmaları gerektiği yer alıyor.

Zağnos Paşa'nın (asıl adı Mehmet) babası, Türkmen bir Osmanlı denizcisi olan Abdullah Bey'dir.

Osmanlı'da reaya ve askeri sınıf, toplumun iki ana kesimini oluşturur: 1. Reaya: İdareye katılmayan, vergi veren ve çeşitli din ve soylara mensup yönetilenler sınıfını ifade eder. 2. Askeri Sınıf: Padişahın dini veya idari yetki verdiği kişilerden oluşan yönetenler sınıfıdır.

Osmanlı genelevleri, 1884 yılında II. Abdülhamit döneminde açılan ilk resmi genelevle birlikte yasal hale gelmiştir. Dolayısıyla, Osmanlı genelevlerinin yasaklanması bu tarihten sonra gerçekleşmiştir.

"Tertele" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılmaktadır: 1. Tertele Belgeseli: Soner Sevgili tarafından 2016 yılında çekilen bu belgesel, Dersim Katliamı'nı anlatmaktadır. 2. "Dersim'in Kayıp Kızları" Kitabı: Nezahat Gündoğan ve Kazım Gündoğan tarafından yazılan bu kitap, 1938 Dersim Olayları'ndan sonra ailelerinden alınarak yatılı okullara yerleştirilen ve subaylara veya bürokratlara evlatlık verilen kızların izini sürmektedir.

Ahmet Ümit'in "Bir Ses Böler Geceyi" romanı, 12 Eylül döneminde hapis yattıktan sonra hayata yeniden tutunmaya çalışan Süha'nın, akademik bir araştırma yapmak için bir Alevi köyüne gelmesini konu alır. Burada geçirdiği trafik kazası, Süha'yı mistik ve sır kapılarıyla dolu bir yolun başına getirir.

Claude Chappé, 1805 yılında depresyona girerek intihar etti. Bu durumun nedenleri arasında, hastalığı ve rakiplerinin kendisine karşı sabotaj yaptığına dair inançları yer alıyordu.

Kremasyonun tarihçesi şu şekilde özetlenebilir: Prehistorik Dönem: İlk kremasyon uygulamaları prehistorik döneme kadar uzanmaktadır. Tunç Çağı: Grek yarımadası ve Anadolu'da cesedin yakılması, ruhun özgür olması amacıyla yaygındı. Roma İmparatorluğu: Roma döneminde kremasyon uygulaması yapılmakta ve küller, urne denen kaplarda saklanmaktaydı. Orta Çağ: Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte kremasyon yerine toprağa gömülme uygulamalarına geri dönüldü. 19. Yüzyıl: 1800'lerde Batı kültüründe kremasyon tekrar kabul görmeye başladı. Günümüz: Günümüzde kremasyon, birçok ülkede kabul gören bir cenaze yöntemi haline gelmiştir.

Atatürk'ün resmi poster olarak aşağıdaki yerlerde kullanılır: 1. Kamu ve Özel Kurumlar: Milli bayramlar ve resmi törenlerde kamu kurumlarını, özel kurumları, okul binaları ve belediye binalarını süslemek amacıyla kullanılır. 2. Evler ve Özel Mekanlar: Birçok insan, evlerinin camlarında ve sokak süslemelerinde Atatürk posterlerini kullanır. 3. Ulaşım Araçları: Otobüs, metro, tren gibi toplu taşıma araçlarında da Atatürk posterlerine rastlanabilir. 4. Müzeler ve Sergi Salonları: Atatürk'ün hayatını ve başarılarını anlatan müzeler ile sanat galerilerinde sergilenir. 5. Dijital ve Basılı Yayınlar: Kitapların kapaklarında, dergilerin iç sayfalarında ve internet sitelerinde yer alır.

Endülüs'te çeşitli halklar bir arada yaşamaktaydı: 1. Araplar: Endülüs'ün hakim unsurlarından biriydi ve idari, sosyal ve ekonomik hayatta önemli rol oynadılar. 2. Berberiler: Fethin gerçekleşmesinde büyük rol oynadılar ve sayıca Araplardan fazla olmalarına rağmen idari hayatta etkili olamadılar. 3. Muvelledûn: İslam'ı kabul eden yerli halkın soyundan gelen nesillerdi ve Endülüs'teki Müslüman nüfusunun çoğunluğunu oluşturdular. 4. Müsta'ribler (Mozarablar): İslam hakimiyeti ve etkisi altında kalan Endülüs Hıristiyanlarıydı, günlük hayatlarında Müslümanları taklit ettiler. 5. Yahudiler: Dinî ve kültürel haklarını elde ettiler ve Endülüs toplumuna katkıda bulundular. 6. Saklebîler ve Sudanlılar: Orta Afrika'dan getirilen kölelerdi ve genellikle orduda ve posta hizmetlerinde görev aldılar.

"Kadınların Tarihi 1. Cilt", antikçağda toplumsal cinsiyetin nasıl inşa edildiğini ele almaktadır. Bu cilt, arkeolojik ve yazılı kaynaklar ışığında kadınların hukuki ve sosyal konumlarını belirleyen mekanizmaları gözler önüne sermektedir. Konular arasında: Platon ve Aristoteles'in cinsiyet felsefeleri; Roma hukukundaki ayrımcılık; Kadınların dini rolleri; Hıristiyanlığın doğuşuyla birlikte değişen statüleri; Mezar taşları, taban planları, vazo resimleri ve edebi eserler gibi kaynaklar üzerinden kadın temsillerinin evrimi yer almaktadır.

Yaşar Kemal'in "Menekşe" romanı, "Bir Ada Hikayesi" serisinin ikinci kitabıdır ve 1970'ler Türkiye'sinin taşra hayatını konu alır. Romanda, yerlerinden yurtlarından edilen Rumların yaşadıkları ve mübadele sonrası adanın dolmaya başlamasıyla gelen insanların hayatlarına yer verilir. Başlıca olaylar arasında, Zeynel adlı bir gangsterin İstanbul'da işlediği suçlar, Selim Balıkçı'nın yunus balığıyla olan dostluğu ve Menekşe adlı bir kızın aşk hikayesi bulunur.