SosyalTarih

Teyzesinin elini tutan çocuk, İzmir depreminde yıkılan Barış Sitesi'nin enkazından çıkarılan 10 yaşındaki Çınar Eren'dir.

Aras Bulut İynemli, İstanbul doğumludur. Ancak ailesinin kökeni hakkında bilgi bulunmamaktadır. İynemli'nin abisi tiyatrocu, ablası ise ses sanatçısıdır.

Miskinhane, Arapça kökenli bir kelime olup, cüzzamlıların yerleştirildikleri yer anlamına gelir. Ayrıca, mecazi olarak "işi gücü olmayanların toplanıp tembel tembel oturdukları yer" anlamında da kullanılır.

"Düşünen Tohum, Konuşan Toprak" sergisi ve kitabı, Cumhuriyet'in köy enstitülerini konu alır. Serginin anlattığı bazı noktalar: 1930'lu yıllarda Türkiye'de geniş çaplı bir eğitim seferberliği gerekliliği. İsmail Hakkı Tonguç'un önderliğinde 1940'ta açılan köy enstitülerinin, Anadolu'da aydınlanma hareketine katkısı. Bu enstitülerde müzik, edebiyat ve güzel sanatlara verilen önem, öğrencilerin kendini özgürce ifade etme ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi. Köy enstitülerinin kapatılmasının Türkiye için bir kayıp olduğu. Kitabın içeriği ise sergiyle benzer şekilde köy enstitülerinin tarihini, işleyişini ve toplumsal etkilerini detaylı bir şekilde ele alır.

Koç ailesinin soyunun nereden geldiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, Koç ailesi, Ankara’nın köklü ailelerinden Koçzadeler, Kütükçüzadeler, Aktarzadeler ve Müderriszadeler’e dayanmaktadır. Başka bir görüşe göre ise, Koç ailesinin soy ağacı, Hacı Bayram-ı Veli ve Hacı Yusuf Ağa'ya kadar uzanmaktadır. Bu bilgiler, çeşitli kaynaklara dayanan iddialar olup, kesinlik taşımamaktadır.

Zafer Toprak'ın "Türkiye'de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935)" adlı kitabı, Osmanlı kadın hareketini şu şekilde ele alır: II. Meşrutiyet'in etkisi. Kadınların toplumsal ve ekonomik yaşama katılımı. İlk kadın cemiyetleri. Giyim kuşam değişiklikleri. İntihar vakaları. Kitap, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kadın mücadelesine odaklananlar için başvuru niteliğinde bir çalışma olarak kabul edilir.

Trajan Pazarı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Dünyanın bilinen ilk alışveriş merkezi olması. Roma'nın ekonomik kalbi olması. Roma mimarisinin önemli bir örneği olması. Roma mühendislik becerilerinin göstergesi olması. Tarihî ve kültürel değeri.

Mujik, Rusya'da 1861 yılında köylü serfliğinin kaldırılmasından sonra özgürlüğüne kavuşan Rus köylülerine verilen isimdir. Mujiklerin bazı özellikleri: Sakin ve barışçıl insanlar olarak tanınırlar. Toprak sahibi olmayan, fakir, cahil, içki düşkünü ve dini değerleri fazla olmayan bir kesimi ifade eder. 1917 Ekim Sosyalist Devrimi'nden sonra bu terim gündelik yaşamda kullanılmamaya başlanmıştır. Ayrıca, "mujik" kelimesi argo bir anlam da taşır ve bir erkeğe hitap ederken kullanıldığında küçük düşürücü olabilir.

Eski Reyhanlı, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmış ve farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. Tarih Öncesi Dönemler: Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çağlarında yerleşime ilişkin izler bulunmuştur. Roma ve Bizans Dönemi: İ.Ö. 64 yılında bölge Roma egemenliğine girmiş, 395 yılında Doğu Roma (Bizans) sınırlarında kalmıştır. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi: 1067 yılında Karahanlı prensi Hanoğlu Harun, Artah (Reyhanlı) ve İmm (Yenişehir) kalelerini fethetmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda bölgede eşkıyalık hareketleri ve aşiretlerin talanları yaşanmıştır. Günümüzdeki Reyhanlı, Hatay'ın bir ilçesi olup, Amik Ovası merkezli olarak gelişmiştir.

Santa Harabeleri, 1923'teki Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'nin ardından Rumların bölgeden göç etmesi nedeniyle terk edilmiştir. 17. yüzyılda, özellikle maden ticareti ve zanaatla uğraşan Rum halkı tarafından kurulan Santa, Osmanlı döneminde önemli bir ticaret merkeziydi.

Mimoza çiçeği, özellikle İtalya ve Rusya'da Dünya Kadınlar Günü (8 Mart) ile özdeşleşmiştir. Mimoza, aynı zamanda kadın dayanışması, yeniden doğuş, hassasiyet, coşku ve umut gibi kavramları temsil eder. Türkiye'de ise mimoza, genellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişir ve bu bölgelerde yaygın olarak bilinir.

History 101, ilk olarak 22 Mayıs 2020'de Netflix'te yayınlanan bir belgesel televizyon dizisidir. Belgeselde yer alan her bölüm, kendi içerisinde aşağıdaki sorulara yanıt bulmaya çalışır: Hazır yemekler? Uzay savaşları? Çin'in yükselişi? Plastikler? Petrol ve Orta Doğu? Robotlar? Feminizm? Nükleer enerji? AIDS? Genetik? Dünya Tarihi 101 ise

Kadın ve erkeklerin birlikte kayığa binmeleri yasağı, 1580 ile 1918 yılları arasında uygulanmıştır. Bu yasağın nedeni, bazı kadın ve erkeklerin kayıkları buluşma yeri olarak kullanmaları olarak gösterilmiştir. Yasaktan sadece yaşlı kadınlar istisna edilmiş ve belli bir yaşı geçmiş kadınların dolmuş kayıklarına binmelerine izin verilmiştir.

İzmir Ticaret Odası, Türk, Rum ve Yahudi tüccarların girişimiyle 1885 yılında kurulmuştur.

Felâtun Bey'in züppe olduğunu gösteren bazı özellikler: Batılılaşmaya özentisi: Felâtun Bey, alafranga hayata özenir; lüks yaşamayı, eğlenceye gitmeyi ve şık giyinmeyi önemser. Eğitim durumu: Yarım yamalak bir eğitim almıştır ve aldığı kitapları okumaz. Müsrifliği: Hesapsızca para harcar ve mirasını tüketir. Fransızca bilgisi: Fransızcayı yarım yamalak öğrenmiştir ve herkesle Fransızca konuşma özentisi içindedir. İşe ilgisizliği: Babasının bulduğu işe gitmez. Akılsızlığı ve cahilliği: Kendini çok bilgili biri olarak görür ama aslında kültürlü değildir.

Osmanlı'da gaza ruhunu taşıyanlara "gazi" denir. Gaza, İslam'ı yaymak ve gayrimüslim topraklarında adaleti sağlamak amacıyla yapılan kutsal mücadeleyi ifade eder.

Ankara Yenişehir'in eski hali, tek veya iki katlı bahçeli evlerden oluşan bir yerleşim yeriydi. 1925-1936 döneminde Yenişehir, "oluşum katmanı" olarak adlandırılan bir dönemden geçti. Yenişehir'in eski haline dair görsellere şu sitelerden ulaşılabilir: aydinlik.com.tr. tr.pinterest.com.

VakıfBank Kültür Yayınları'nın "Erken Modern Avrupa Tarihi - Esaslar 1" kitabı, erken modern dönemde değişen, ortaya çıkan veya yeniden tanımlanan dokuz olguyu ele almaktadır. Bu olgular şunlardır: coğrafya biliminin Avrupa’nın sınırlarını tanımlaması; iklim ve çevre şartlarının tarihsel rolü; kamu kaynaklarının toplum sağlığını kontrol etmek için kullanılması; ulaşım ve iletişimin toplumsal anlamları; nüfus dinamikleri; matbaa ve kâğıt teknolojileri; insanların zaman algısı; yerel dillerin doğuşu; bilgi devrimi tartışmaları. Kitap, bu konuları özgün araştırmalarla değerlendirmektedir.

Şeyh Edebali'nin soyunun devam ettiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Şeyh Edebali'nin nesebi konusunda kesin ve tartışmasız bir kayıt yoktur. Şeyh Edebali'nin asıl değeri, soyundan ziyade ilmi derinliği, tasavvufi bilgisi ve özellikle Osman Gazi'ye verdiği nasihatlerde yatmaktadır.

Abdurrahman Şeref Efendi'nin "Tarih-i Devlet-i Osmaniyye" adlı eseri, yüksek okullarda ders kitabı olarak okutulması amacıyla yazılmış olması ve Osmanlı tarihinin önemli dönemlerini ele alması nedeniyle önemlidir. Eserin ilk cildi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan III. Murad devrinin sonuna kadar olan olayları (1003/1595), ikinci cilt ise bu tarihten 1856 yılına kadarki olayları içerir. Ayrıca, Abdurrahman Şeref Efendi'nin tarihçilik anlayışı ve tarih yazıcılığına katkıları da eserin önemini artırır.