SosyalTarih

İstanbul'un Fethi kutlamalarına katılan gruplar şunlardır: 1. Devlet Yetkilileri: Edirne'deki kutlamalarda Edirne Valisi, Garnizon Komutanı ve belediye başkanı gibi yetkililer yer aldı. 2. Askeri Birlikler: Mehteran Birliği, jandarma atlı birlikleri ve Yeniçeriler kutlamalara katıldı. 3. Eğitim Kurumları: Darülfünun, Mekteb-i Mülkiye-i Şahane, Darülmuallimîn gibi okullar ve mekteplerin talebeleri yürüyüşlere katıldı. 4. Sivil Toplum Kuruluşları: Esnaf cemiyetleri ve çeşitli milli kurumlar kutlamalarda yer aldı.

"Hanya'yı Konya'yı görmek" deyimi, dünyada insanın başına neler gelebileceğini öğrenmek, zorluklarla karşılaşmak ve tecrübe kazanmak anlamına gelir. Bu deyim, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Konya'da çıkan bir isyan sonucu Sultan'ın Konya halkını Girit'in Hanya şehrine sürmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

Seydiler halkının kökeni, bölgeye yerleşen dervişler ve aşiretler olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, Selçuklular döneminde Hz. Muhammed'in soyundan gelen seyyidlerin de bu topraklara yerleştirildiği düşünülmektedir.

Taksim Dayı olarak bilinen kişinin gerçek adı Muammer Topal'dır.

Türkiye'de kölelik, 1847 yılında Osmanlı Devleti'nde Sultan Abdülmecit'in fermanıyla resmen yasaklanmıştır.

"Körburun" kitabı, Hikmet Hükümenoğlu tarafından yazılmış ve Can Yayınları etiketiyle 2016 yılında yayımlanmıştır. Kitap, İstanbul'un sapa ve içine kapanık bir adası olan Körburun'da geçen üç farklı kuşağın aşklarını, acılarını, heveslerini, umutlarını, hayal kırıklıklarını ve tutkularını anlatıyor. Olaylar, 1960 ile 1990 yılları arasında geçiyor ve Türkiye'nin toplumsal kırılmaları, sosyal ve siyasal çalkantıları da işleniyor.

Ağalık sistemi, Türkiye'de 31 Temmuz 1925 tarihinde kaldırılmıştır.

Speenhamland sistemi, 19. yüzyılın başlarında İngiltere ve Galler'de kırsal yoksulluğu hafifletmek amacıyla uygulanan bir dış yardım yöntemiydi. Sistem, 1795 yılında Berkshire'daki Speenhamland'da yerel yargıçların bir toplantısında ortaya çıktı. Ancak, Speenhamland sistemi eleştiriye maruz kaldı, çünkü düşük ücretleri ve hükümete bağımlılığını teşvik ettiği düşünülüyordu.

Seyyid şeceresi almak için genellikle aşağıdaki adımlar izlenir: 1. Soy Ağacını Araştırmak: Aile büyüklerinden, aile albümlerinden ve diğer belgelerden yararlanarak soy ağacını araştırmak gereklidir. 2. Seyyid Bağlantısını Tespit Etmek: Soy ağacında Seyyid soyundan gelen birini tespit etmeye çalışmak önemlidir. 3. Resmi Belgelerle Doğrulama Yapmak: Seyyid soyundan gelindiğinden emin olunduğunda, bu bilgiyi resmi belgelerle doğrulamak için ilgili devlet kurumlarına veya vakıflara başvurmak gerekir. 4. Şecere Başvurusu Yapmak: Gerekli belgeler toplandıktan sonra, Seyyid şeceresi için başvuruda bulunmak gerekmektedir. Osmanlı döneminde ise şecere, Nakibü’l-Eşraf adı verilen kurum tarafından düzenlenirdi ve bu süreçte en az iki şahit bulunması gerekirdi.

Osmanlı'da Deli Ocağı, 1829 yılında kaldırıldı.

Morisko, tarihsel olarak İspanya'da İslam'ın etkisi altında olan Müslüman toplulukları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Daha spesifik olarak, 1500'lerde Endülüs'ün tamamen yok edilmesinden sonra Hristiyanlığa dönen Müslümanları tanımlamak için de kullanılır. Günümüzde ise "morisko" terimi, gizlice Müslümanlığı yaşamaya devam ettiğinden şüphelenilen kişilere karşı kötüleyici bir anlamda kullanılabilmektedir.

Evet, Türk tarihinde hizmetçi kadınlar vardır. Hizmetçilik, Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirli yaşam koşullarında yaygın bir meslekti. Ayrıca, Divan-ı Lügatit Türk'te de hizmetçi kadınlar için "karabaş" ve "mamu" gibi terimler kullanıldığı belirtilmektedir.

"Sus Barbatus! - 3" romanı, Faruk Duman tarafından yazılmış ve üç kitaptan oluşan serinin son kitabıdır. Kitapta anlatılan konular arasında: - 12 Eylül dönemi ve devrimci gençlerin mücadelesi; - Yasaklı kitaplar ve yaşam mücadelesi; - Metinlerarasılık ve halk edebiyatı motifleri; - Doğa ve mekan betimlemeleri. Ayrıca, bu kitapta halk anlatılarına daha çok yer verildiği ve Dede Sultan karakterinin Börklüce Mustafa'dan esinlenilmiş olabileceği belirtilmektedir.

Tarihin zamanla değişimini yansıtan bazı önemli fotoğraflar şunlardır: 1. "Göleti Atlayan Adam" (1930). 2. "The Steerage" (1907). 3. "VJ Günü" (1945). 4. "Gandhi ve Çıkrık" (1946). 5. "Somali'de Kıtlık" (1992).

Akyüz ailesi Trabzon'un Of ilçesinden gelmektedir.

İngiliz işçi sınıfı, Sanayi Devrimi ile birlikte oluşmaya başlamıştır. Önemli adımlar şunlardır: 1. Sendikaların Kurulması: 1824 yılında Grand National Consolidated Trades Union'un kurulması ve daha sonra Robert Owen'in çabalarıyla federasyon haline getirilmesi. 2. Seçim Reformu Mücadelesi: İşçiler, seçim sisteminde yapılacak bir değişiklik için seçim reformu mücadelesine başlamışlardır. 3. Yasal Düzenlemeler: 1844 yılında çıkarılan "Etik İş İlkeleri" yasası ile çocuk emeği konusunda düzenlemeler yapılmıştır. 4. Kooperatif Hareketleri: Kooperatifler ve işçi hareketleri, işçilerin ekonomik durumlarını iyileştirmek ve sosyal adalet sağlamak amacıyla gelişmiştir. Bu süreçler, İngiliz işçi sınıfının siyasi, toplumsal ve ekonomik yapıda önemli bir güç haline gelmesine yol açmıştır.

Demiryol (1979) filmi, demiryolu işçilerinin giderek zorlaşan çalışma koşullarına karşı greve gitmesini konu alır. Filmin özeti şu şekildedir: Hasan önderliğinde birleşen işçiler, işverenlerin uyguladığı şiddete ve karalama kampanyasına rağmen grevlerini sürdürürler. Filmin sonunda, patronların uyguladığı zorbalık artar ve Hasan'ın kardeşi Bülent bir çatışma sırasında öldürülür.

Sus hemşiresi, yani Dilek Tunca, sus işareti yapıyor çünkü 1970'li yıllarda bir ilaç firması tarafından hastanelere sessizliği simgelemek amacıyla hazırlanan bir pankart için modellik yapmıştır.

"Sahipsizler" kitabı iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Mahmut Makal'ın kitabı: Bu kitap, köylülerin yoksulluk ve adaletsizlikle mücadele ettiği bir hayatı anlatır. 2. Hana Tooke'un kitabı: Bu kitap, 1886 sonbaharında beş bebeğin akıl almaz koşullarda yetimhaneye bırakılmasını konu alır.

Bağdatlı Rûhî'nin yaşadığı dönemin toplumsal ve tarihsel özellikleri şu şekilde özetlenebilir: 1. Osmanlı Dönemi: Bağdatlı Rûhî, XVI. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşamıştır. 2. Askerî Sınıf: Rûhî, sipahi sınıfında bir askerdir ve bu nedenle Osmanlı coğrafyasının çeşitli bölgelerinde görev yapmıştır. 3. Toplumsal Eleştiri: Şiirlerinde, dönemin sosyal sorunlarına ve ahlaki çöküntüye değinmiş, eleştirel bir dil kullanmıştır. 4. Kültürel Etkileşim: Rûhî, farklı çevrelerde bulunarak çok sayıda insanı tanıma fırsatı bulmuş ve bu deneyimleri şiirlerine yansıtmıştır. 5. Tasavvuf Düşünceleri: Vahdet-i vücud anlayışını benimsemiş ve tasavvufi temaları da eserlerinde işlemiştir.