SosyalBilimler

Şiddetin tarihçesi ifadesi, şiddetin kökeni ve evrimini anlatmak istiyor. Bu kavram, farklı disiplinler tarafından ele alınmış ve zamana ve topluma göre değişen bir olgu olduğu için net bir tanımı yoktur. Şiddetin tarihçesinin bazı ana hatları: - İlkel toplumlar: Şiddetin, bu toplumlarda savaşın bir parçası olduğu ve iktidarın olmadığı durumlarda bile tüm toplumun denetiminde olduğu düşünülmektedir. - Devletli toplumlar: İktidara sahip olanlarda şiddetin meşrulaştırıldığı ve kurumsal bir tekelleşme oluştuğu, araç-amaç ilişkisinin korunduğu bir dönem. - Modern devlet: Şiddetin, devletin tekelinde ve profesyonelleşmiş bir nitelik kazandığı, ancak özel aktörlerin şiddet kullanımının tamamen sona ermediği bir dönem. - Günümüze kadar: Şiddetin, terörizmle iç içe geçtiği ve farklı biçimlerde (fiziksel, cinsel, duygusal) devam ettiği bir süreç.

Komprador kelimesi, Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı anlamına gelir. Ayrıca, mecazi olarak çok zengin kimse anlamında da kullanılır.

Yıldırım Beyazıt Sosyal Bilimler Yüksekokulu, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne bağlıdır.

Bağcılar Anadolu Lisesi'nde Fen, Sosyal Bilimler ve Matematik bölümleri bulunmaktadır.

Gözlem çeşitleri şu şekilde sınıflandırılabilir: 1. Süresine Göre Gözlem: - Sürekli Gözlem: Olay başından sonuna kadar izlenir. - Zamanı Gelince Gözlem: Belirli bir zaman kısıtı içinde gözlem yapılır. - Aralıklı Gözlem: Rasgele veya belirlenmiş zaman aralıklarında yapılan gözlemdir. 2. Yapısına Göre Gözlem: - Doğrudan Doğruya Gözlem: Duyu organlarıyla yapılan gözlemdir. - Araçla Yapılan Gözlem: Kamera gibi gözlemsel araçlar kullanılarak yapılan gözlemdir. 3. Yapıldığı Yere Göre Gözlem: - Doğal Ortamında Gözlem: Olayların doğal ortamında gözlemlenmesi. - Laboratuvar Ortamında Gözlem: Deney koşullarının kontrol altında tutulduğu gözlem. 4. Uygulama Biçimine Göre Gözlem: - Dışarıda Gözlemleme: Gözlenenin gözlemciyi görme olasılığı olmadan yapılan gözlem. - Katılmacı Gözlem: Gözlemcinin gözlemlenen grubun bir üyesi olarak davrandığı gözlem.

İsraf ve savurganlık kavramları benzer anlamlara sahip olsa da farklı bağlamlarda kullanılır: 1. İsraf: Genel olarak, herhangi bir işte normal olan sınırı aşmak, aşırı olmak anlamına gelir. 2. Savurganlık: Sahip olunan nimetlerin ihtiyaç yokken gereksiz yere harcanması demektir. Özetle, israf daha çok davranış ve harcamalardaki dengeyi kaçırma ile ilgiliyken, savurganlık daha spesifik olarak maddi kaynakların sorumsuzca kullanılması anlamına gelir.

Aktivist olmak için belirli bir bölüm zorunluluğu yoktur. Aktivist olmak için gereken bazı beceriler şunlardır: İletişim. Organizasyon. İkna. Analiz. Yaratıcılık.

Aile ve toplum için önemlidir çünkü: Destek ve güvence sağlar. Eğitim ve değerler kazandırır. Sosyal gelişimi destekler. Kimlik gelişimine katkı sağlar. Ekonomik güvence sunar. Toplumsal dayanışmayı teşvik eder. Toplumsal ilerlemeyi destekler. Çeşitlilik ve kültürel zenginlik katar. Toplum düzenini ve adaleti sağlar.

Sosyal bilimler lisesinde hangi derslerin zor olduğu, öğrencinin bireysel yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre değişebilir. Ancak genel olarak psikoloji, sosyoloji ve felsefe dersleri, soyut kavramları ve derinlemesine analizleri içerdikleri için zor olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra, matematik dersleri de sayısal yetenekleri gerektiren yapısıyla bazı öğrenciler için zorlayıcı olabilir.

Kapital'in 1. ve 2. ciltleri, Karl Marx'ın ekonomik teorilerini açıkladığı eserlerdir. Kapital'in 1. cildi, sermayenin üretim sürecini ele alır. Kapital'in 2. cildi, sermayenin dolaşım sürecini anlatır.

Disiplinin amacı, genel olarak kişilerin içinde bulundukları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak için alınan önlemlerin bütünüdür. İdare hukuku kapsamında ise disiplinin amacı şu şekilde özetlenebilir: - Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak; - Yanlış bir davranışın cezalandırılması yoluyla disiplinsizlik oluşturan fiillerin işlenmemesini sağlamak.

Şehirlerin fonksiyonları şu şekilde sınıflandırılabilir: 1. Ticaret Şehirleri: Ulaşımın kolay olduğu ve nüfus sayısının fazla olduğu şehirlerdir. 2. Tarım Şehirleri: Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu şehirlerdir. 3. Sanayi Şehirleri: Sanayi tesislerinin bulunduğu ve ekonomiye önemli katkı sağlayan şehirlerdir. 4. Askeri Şehirler: Askeri birliklerin bulunduğu şehirlerdir. 5. Kültürel Şehirler: Bilim, sanat ve eğitim gibi kültürel etkinliklerin ön planda olduğu şehirlerdir. 6. Turizm Şehirleri: Doğal ve beşeri turizm varlıklarının bulunduğu şehirlerdir. 7. Maden Şehirleri: Çeşitli madenlerin çıkarıldığı ve işlendiği şehirlerdir. 8. Dini Şehirler: Bir veya birden fazla dini inancın merkezi olan şehirlerdir.

Konjonktürel kelimesi, geçerli durum veya her türlü durum ve şartın ortaya çıkardığı sonuç anlamına gelir. Ayrıca, ekonomik, sosyal ve politik alanlarda istatistiklerden ve nesnel verilerden yararlanarak geleceğe dair öngörüde bulunmak anlamında da kullanılır. Bu kelime, Fransızcadan dilimize geçmiştir.

Küreselleşmenin Olumlu Etkileri: 1. Bilgi ve İletişim: Teknolojik gelişmeler sayesinde mesafeler kısalmış, bilgi akışı hızlanmış ve dünya daha bağlantılı hale gelmiştir. 2. Ekonomik Gelişim: Yabancı yatırımlarda artış, sermaye dolaşımı ve uluslararası ticaret olanaklarının genişlemesi ekonomilerde gelişmeye yol açmıştır. 3. Kültürel Etkileşim: Farklı kültürler arasında etkileşim artmış, insanlığın ortak değerleri oluşmuş ve küresel bir uygarlık anlayışı gelişmiştir. 4. Sağlık ve Eğitim: Sağlık alanında birçok hastalık, ülkeler arası iş birliği ile yenilmiş, ortak eğitim politikaları yoluyla anlayış birliği sağlanmıştır. Küreselleşmenin Olumsuz Etkileri: 1. Ekonomik Eşitsizlik: Gelişmiş ülkeler daha da avantajlı duruma gelirken, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik istikrarsızlıklar ve dışa bağımlılık artmıştır. 2. Sosyal Adaletsizlik: Servet yoğunluğu artmış, yoksulluk ve işsizlik küresel boyutlarda derinleşmiştir. 3. Kültürel Yozlaşma: Yerel kültürler erozyona uğramış, kültürel homojenleşme ve tek tipleşme yaygınlaşmıştır. 4. Çevre Sorunları: Küresel ekonomik faaliyetler çevre kirliliğini artırmış, iklim değişikliği ve çevresel felaketler hız kazanmıştır.

Sosyal bilimlerin en zor dalı olarak kabul edilebilecek tek bir alan yoktur, çünkü sosyal bilimler birçok farklı disiplini içerir ve her birinin kendine özgü zorlukları vardır. Bazı sosyal bilim dallarının zorlukları şunlardır: Psikoloji: İnsan davranışlarının nedenlerini incelemek, karmaşık ve değişken sonuçlar nedeniyle zordur. Sosyoloji: Toplumu ve insan ilişkilerini incelemek, özne-nesne sorunu gibi metodolojik zorluklar sunar. Sosyal araştırmalarda deney yapma: Toplumsal koşulları kontrollü bir ortamda yeniden üretmek mümkün olmadığı için sosyal bilimlerde deney yapmak zordur.

Araştırmalar, çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir: Amacına göre: Temel araştırma. Uygulamalı araştırma. Teorik araştırma. Keşfedici araştırma. Betimsel araştırma. İlişkisel araştırma. Kapsam derinliğine göre: Tanımlayıcı araştırma. Açıklayıcı araştırma. Veri toplama biçimine göre: Anket yöntemi ile araştırma. Deneysel araştırma. Gözlem araştırması. Zamanın kapsamına göre: Kesitsel araştırmalar. İleriye yönelik araştırmalar. Geriye dönük araştırmalar.

Sosyal ve beşeri bilimler arasındaki temel fark, inceleme nesnelerinde ve yaklaşımlarında yatmaktadır. Sosyal bilimler, toplumun işleyişini, gelişimini ve örgütlenmesini inceler. Beşeri bilimler ise insanı ve insan davranışlarını daha çok bireysel düzeyde ele alır.

Antropolojinin bazı alt dalları: Biyolojik (Fiziksel) Antropoloji: İnsanlığın biyolojik evrimini ve çeşitliliğini inceler. Sosyal (Kültürel) Antropoloji: Kültürlerin oluşumu, gelenek-görenekler, inançlar ve davranışları araştırır. Arkeolojik Antropoloji: Yazılı kayıtları olmayan toplumları maddi kalıntılar aracılığıyla inceler. Lengüistik (Dilbilimsel) Antropoloji: Dilin kültürle ilişkisini ve konuşma biçimlerini inceler. Ayrıca, Adli Antropoloji, Paleoantropoloji, Primatoloji, Etnoloji, Etnografi, Görsel Antropoloji, İktisadi Antropoloji gibi daha spesifik alt dallar da bulunmaktadır.

Entelijansiya kelimesi, "aydınlar topluluğu" anlamına gelir. Rusça kökenli bir terim olan entelijansiya, sosyal bilimciler tarafından Rusya'da, özellikle 19. yüzyılda ayrı bir sınıf veya sosyal tabaka olarak aydınlar topluluğunu tanımlamakta kullanılmıştır.

Varoş ve gecekondu kavramları benzer anlamlar taşısa da tam olarak aynı şey değildir. Varoş, genellikle düşük gelirli insanların yaşadığı, kentlerin dışında veya kenar mahallelerinde yer alan, altyapı ve sosyal hizmetler bakımından geri kalmış yerleşim yerlerini ifade eder. Gecekondu ise daha çok plansız ve düzensiz olarak kurulan, genellikle yasal olmayan yollarla inşa edilen ve devlet tarafından altyapı hizmetlerinden yeterince yararlanamayan yerleşim alanlarını tanımlar.