SolunumSistemi

Glottisin kapanması, larenks (gırtlak) içindeki ses tellerinin (vokal foldlar) bir araya gelerek rima glottis adı verilen aralığın kapanması anlamına gelir. Bu süreç, yutma sırasında alt solunum yollarının korunmasını sağlamak için gerçekleşir ve larenksin en önemli fonksiyonlarından biridir.

Kirli havada dışarı çıkmak, sağlık sorunlarına yol açabilir. Havadaki zararlı maddelerin solunması, özellikle aşağıdaki durumları tetikleyebilir: Solunum yolu enfeksiyonları: Kirli hava, bronşlarda iltihaplanmalara ve daralmalara neden olarak kronik bronşit ve amfizem gibi rahatsızlıkların gelişmesine yol açabilir. Astım ve diğer akciğer hastalıkları: Ozon ve kükürtdioksit gibi kirleticiler, astım semptomlarını ve diğer akciğer hastalıklarını kötüleştirebilir. Kalp-damar hastalıkları: Hava kirliliği, kalp krizi, felç ve diğer kalp-damar hastalıklarına neden olabilecek hasarlara yol açabilir. Risk grubunda yer alan kişilerin (çocuklar, yaşlılar, hamileler ve akciğer, kalp hastaları) kirli havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları önerilir.

Trakeostomi, yoğun bakımda aşağıdaki durumlarda kapatılabilir: 1. Mekanik ventilatör bağımlılığı ortadan kalktığında. 2. Üst havayolundaki darlık giderildiğinde. 3. Kas zayıflığı veya felç gibi durumlarda hastalık düzeldiğinde trakeostominin kapatılması sağlanabilir. Trakeostominin kapatılması süreci, uzman bir hekim kontrolünde ve zaman isteyen bir süreçtir.

Mesleki solunum sistemi hastalıkları açısından risk altında olan meslek grupları şunlardır: 1. Madenciler ve taş ocağı çalışanları: Kömür tozuna maruz kalarak solunum yolu hastalıkları geliştirebilirler. 2. İnşaat sektörü çalışanları: Silika gibi zararlı partiküllerin solunması nedeniyle silikozis riski taşırlar. 3. Kimya sanayi çalışanları: Kimyasal gazlar, buharlar ve dumanlarla çalışarak astım gibi solunum sorunlarına maruz kalırlar. 4. Tarım işçileri: Tarım ilaçları ve çeşitli tozlara maruz kalarak solunum sistemi hastalıklarına yakalanabilirler. 5. Hastane çalışanları: Kimyasal temizlik maddeleri ve tıbbi atıklara maruz kalarak solunum sorunlarına yol açan maddelere temas ederler. Bu meslek gruplarında çalışanların, koruyucu ekipman kullanımı ve düzenli sağlık kontrolleri gibi önlemlere uymaları önemlidir.

Koyunda solunum sıkıntısının birkaç olası nedeni vardır: 1. Sıcak Hava ve Isı Stresi: Yüksek sıcaklıklar koyunlarda ısı stresine yol açarak solunum hızını artırabilir. 2. Enfeksiyonlar: Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, özellikle zatürre gibi solunum yolu hastalıkları, hızlı soluma ile kendini gösterebilir. 3. Parazitler: Akciğerde yaşayan iç parazitler, solunum yollarını etkileyerek nefes almayı zorlaştırabilir. 4. Zehirlenmeler: Küflü yemler veya zehirli bitkiler tüketildiğinde solunum problemleri ortaya çıkabilir. 5. Solunum Yolları Hastalıkları: Akciğerlerde sıvı birikmesi veya bronşit gibi durumlar solunum güçlüğüne neden olabilir. 6. Kalp Yetmezliği: Kalp problemleri, dokulara yeterince oksijen taşınmasını zorlaştırarak koyunların daha hızlı nefes almasına neden olabilir. 7. Alerjik Reaksiyonlar: Toz, polen veya kimyasal maddelere karşı hassasiyeti olan koyunlarda alerjik reaksiyonlar sonucu solunum hızı artabilir. Solunum sıkıntısı devam ederse veya başka belirtilerle birlikte görülürse, bir veteriner hekime başvurmak gereklidir.

Tufalin zararları doğrudan kendisiyle ilişkili değildir, ancak tufalin oluştuğu malzemeler ve içeriğindeki maddeler bazı olumsuz etkilere yol açabilir: 1. Nargile Kullanımı: Nargile dumanı, yüksek miktarda karbonmonoksit, nikotin ve katran içerir, bu da solunum yolu hastalıklarına ve kardiyovasküler risklere neden olabilir. 2. Bitkisel Ürünler: Taflan (laurus nobilis) yapraklarının aşırı tüketimi, mide bulantısı, kusma veya ishal gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. 3. Endüstriyel Kullanım: Tufal, metal yüzeylerinde oluşan oksit tabakası olup, bazı durumlarda üretim süreçlerinde istenmeyen bir kalıntı haline gelebilir ve bu da malzemenin kalitesini olumsuz etkileyebilir.

ERJ tıpta iki farklı kısaltmayı ifade edebilir: 1. European Respiratory Journal (Avrupa Solunum Dergisi). 2. Endoskopik Retrograd Kolanjiyo Pankreotografi (ERCP). ERCP, safra yolları ve pankreas hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan özel bir endoskopi yöntemidir.

Soluk borusu ve akciğerin görevleri şunlardır: 1. Soluk Borusu: Havanın akciğerlere ulaşmasını Sağlar. 2. Akciğer: Oksijen ve karbondioksit değişiminin gerçekleştiği solunum organıdır.

Çevre kirliliği, insan sağlığı üzerinde çeşitli olumsuz etkilere sahiptir: 1. Solunum Yolu Hastalıkları: Hava kirliliği, astım, bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının riskini artırır. 2. Kardiyovasküler Hastalıklar: Kirli hava, kalp ve damar hastalıklarına yol açabilir, kan basıncını yükseltebilir ve damar tıkanıklığına neden olabilir. 3. Kanser Riski: Hava, su ve toprak kirliliği, kanser gelişimini tetikleyebilir. 4. Üreme Problemleri: Pestisitler ve ağır metaller gibi kirleticiler, kısırlık, düşükler ve doğum kusurlarına neden olabilir. 5. Nörolojik Sorunlar: Bazı kirleticilerin nörotoksik etkileri vardır ve zeka geriliği gibi sorunlara yol açabilir. 6. Deri Problemleri: Su kirliliği ve toksik kimyasallara maruz kalmak, cilt hastalıklarının ve alerjilerin gelişimine katkıda bulunabilir. 7. Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Kirleticilerin neden olduğu inflamasyon ve stres, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını bozabilir. Bu etkileri azaltmak için çevre koruma ve kirliliğin kontrol altına alınması önemlidir.

Ral ve ronküs solunum sesleridir ve farklı durumlarda ortaya çıkarlar. Ral, sınırlı, süreksiz çıtırtılar olup, genellikle inspirasyonda (soluk alırken) duyulur. Ronküs ise bronş ve bronşiyollerde duyulan ıslık şeklindeki bir sestir.

Trakeostomi tüpü, altta yatan sorun çözüldüğünde ve hasta kendi başına nefes alabildiğinde çıkarılır. Bu süreç için doktorlar genellikle tüpü kapatarak birkaç gün gözlem yapar.

Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) tanısı için aşağıdaki kriterler dikkate alınır: 1. Akut başlangıç: Belirtiler 1 hafta içinde ortaya çıkmış olmalıdır. 2. Göğüs röntgeni: İki taraflı opasiteler görülmelidir. 3. PaO₂ / FiO₂ oranı: Arteryel-inspire edilen oksijen oranı ≤300 olmalıdır. 4. Pozitif ekspirasyon sonu basıncı (PEEP): ≥5 cm H₂O olmalıdır. Ayrıca, diğer tanı yöntemleri olarak: - Fizik muayene ve hasta öyküsü; - Kan testleri: Enfeksiyon veya anemi belirtilerini kontrol etmek için; - Solunum testleri: Oksijen seviyesini ölçmek ve akciğer enfeksiyonunu teşhis etmek için. ARDS teşhisi, genellikle yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) uzman hekimler tarafından yapılır.

Kül yağmuru, çeşitli hastalıklara yol açabilir: 1. Solunum sorunları: Kül partikülleri akciğerlere ulaşarak öksürük, göğüs rahatsızlığı ve bronşit gibi rahatsızlıklara neden olabilir. 2. Göz rahatsızlıkları: İnce kül partikülleri gözlerde tahrişe, kızarıklığa ve kornea çizilmelerine yol açabilir. 3. Ciltte tahriş: Asidik küller ciltte tahrişe ve kaşıntıya neden olabilir. 4. Dolaylı etkiler: Kül yağmurları, su kaynaklarının kirlenmesi ve enerji kesintileri gibi dolaylı yollarla da sağlık sorunlarına yol açabilir. En çok risk altında olanlar, kronik akciğer hastalıkları, kalp rahatsızlıkları ve küçük çocuklar gibi hassas gruplardır.

Evet, hipoksemi tehlikeli olabilir. Hipoksemi, kandaki oksijen seviyesinin normalin altına düşmesi durumudur ve bu durum, vücut dokularının yeterince oksijenlenememesine yol açar. Hipokseminin ilerlemesi durumunda organ fonksiyon bozuklukları, metabolik asidoz gibi ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve yaşamı tehdit edebilir. Hipoksemi belirtileri gözlemlendiğinde bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Solunum fonksiyon bozukluğu yapmamış ve yayma negatif olan akciğer ve/veya mediasten tüberkülozu olguları, uzman erbaş olabilir kararı doğrudur. Bu tür olgular, 46. maddenin A dilimi kapsamında değerlendirilir.

Sond muayenesi, genellikle iki farklı bağlamda yapılır: solunum sistemi muayenesi ve idrar sondası takma işlemi. Solunum sistemi muayenesi için: 1. Toraks hareketlerinin varlığı dikkatlice araştırılır. 2. Solunum sesleri, oskültatuar olarak duyulmaya çalışılır. 3. Basit bir ayna sond veya küçük bir ayna kullanılarak muayene tamamlanır. İdrar sondası takma işlemi için: 1. Gerekli malzemeler (steril sonda seti, idrar torbası, steril eldivenler, antiseptik solüsyon, lubrikan jöle) hazırlanır ve steril olduğundan emin olunur. 2. Hastanın hazırlanması: Hasta rahat bir pozisyonda tutulur ve işlem hakkında bilgilendirilir. 3. Antiseptik temizlik: Üretra bölgesi enfeksiyon riskini azaltmak için antiseptik solüsyonla temizlenir. 4. Sondanın takılması: Sondanın ucuna lubrikan jöle uygulanarak yavaşça ve nazikçe üretradan içeriye doğru itilir. 5. Sondanın sabitlenmesi: Sondanın balonu steril su ile şişirilerek sabitlenir ve idrar torbası sondayla birleştirilir.

Postürel drenaj, özellikle solunum yollarında mukus birikimi olan hastalıklarda kullanılır. Bu hastalıklar arasında: Bronşiektazi; Kistik fibrozis; Zatürre (pnömoni); Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH); Yenidoğan veya çocuklarda sekresyon birikimi. Ayrıca, ameliyat sonrası veya uzun süreli yatak istirahatine bağlı olarak gelişen solunum problemlerinin tedavisinde de uygulanabilir.

Soluk borusu kıkırdağı, hiyalin kıkırdak türüne aittir.

Bronş epitelinin reaktif olmasının birkaç nedeni vardır: 1. İnflamasyon: Bronş mukozasında hücre yığılması ve ödem gibi inflamatuar değişiklikler, bronş epitelinin reaktif olmasına yol açar. 2. Tahriş Ediciler: Tütün dumanı, hava kirliliği, deterjanlar ve endüstriyel kimyasallar gibi tahriş edici maddeler, bronş epitelini uyararak reaktivitesini artırır. 3. Alerjik Reaksiyonlar: Alerjenler, mast hücrelerinden mediatörlerin salınmasına neden olarak bronş epitelinde aşırı tepki oluşturur. 4. Nörojenik Mekanizmalar: Bronş epitelinin altındaki sinir uçlarının uyarılması, bronko-obstrüktif reaksiyonları tetikler.

Hipokseminin en ağır derecesi, kritik hipoksi olarak adlandırılır.