Şiir

Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddia edilen Kürtçe şiirin aslında Yavuz Sultan Selim'e ait olmadığı ve sonradan uydurulduğu düşünülmektedir. Bu şiirin Yavuz Sultan Selim'e ait olmadığını gösteren bazı nedenler şunlardır: Şiirin dili, günümüz Türkçesine çok yakındır. Yavuz Sultan Selim, şiirlerini Farsça ve Divan Şiiri tarzında yazmıştır. Şiirin nazım ölçüsü ve kafiye düzeni yoktur. Yavuz Sultan Selim'in, Kürtlerle ittifak kurduğu ve onlara karşı böyle bir şiir yazmasının olası olmadığı belirtilmektedir. Şiirin, kim veya kimler tarafından uydurulduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Nazım Hikmet'in aşkı anlattığı bazı şiirler: "Seni Düşünmek Güzel Şey". "Sen". "Yine Sana Dair". "Tahirle Zühre Meselesi". "Saman Sarısı".

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiiri, şairin 35 yaşını, hayatın yarısı olarak görmesi ve bu yaşta yaşanan değişimleri, ölüm gerçeğini ve insanın kendini sorgulamasını ele almak amacıyla yazılmıştır. Şiirde, 35 yaşından sonra canlılığın yavaş yavaş azaldığı ve ölümün yaklaştığı ifade edilir. Tarancı, bu şiiri yazarken İtalyan şair Dante'nin "İlahi Komedya" adlı eserine de gönderme yapmıştır; Dante, sürgünde olduğu 35 yaşında bu esere başlamıştır.

Elhan-ı Şita (Kış Nağmeleri) şiiri, Servet-i Fünun (Edebiyat-ı Cedide) akımına aittir. Ayrıca, bu şiir sembolizm akımının da ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Çile" şiirinin temaları şunlardır: Varoluş sancıları. Fikri mücadele. Toplum eleştirisi. Metafizik arayış. Yüce ve trajik.

"Haberin Var mı?" şarkısı, Manuş Baba tarafından Ahmed Arif'in bir şiirine dayanarak yazılmıştır. Ahmed Arif'in "İçerde" adlı şiirinin bir yorumu olan "Haberin Var mı?", ilk olarak Manuş Baba'nın 2017 yılında çıkan "Dönersen Islık Çal" albümünde yer almıştır.

Özdemir Asaf'ın 92 şiiri bulunmaktadır. Bazı bilinen şiirleri şunlardır: Lavinia; Yalnızlık Paylaşılmaz; Çiçek Senfonisi; Bir Kapı Önünde; Benden Sonra Mutluluk; Yaşamak; Sen Sen Sen; Özlem; Dünya Kaçtı Gözüme; Başka Türlü Söylerdim.

Davut Akbaba'nın 30 şiiri bulunmaktadır.

"Unutmadık" şiiri, farklı yazarlar tarafından kaleme alınmıştır: Murathan Mungan. Şerafettin Muş. Kemal Doğanay.

"Bir Umut" şiiri, Cahit Külebi ve Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir. Cahit Külebi'nin "Bir Umut" şiiri şu şekildedir: > Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin, Yitirmişsin ne varsa birer birer. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Onlar da nerdeyse gitti, gider. Dost bildiğin insanların yüzleri Aynalar gibi kapkara. Suyu mu çekilmiş bulutların Dönmüşsün kuruyan ırmaklara. Taşlara düşen saat gibi Ne artı ne eksi. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Hikaye hepsi.. Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Bir Umut" şiiri ise şu şekildedir: > Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin; Yitirmişsin neyin varsa birer birer. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut... Onlar da neredeyse gitti gider. Dost bildiğin insanların yüzleri Aynalar gibi kapkara. Suyu mu çekilmiş bulutların? Dönmüşsün kuruyan ırmaklara. Taşlara düşen saat gibi, Ne artı, ne eksi. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Hikaye hepsi.

Serdar Tuncer'in en güzel şiiri olarak değerlendirilebilecek bir şiir hakkında kesin bir görüş yoktur. Ancak, bazı popüler şiirleri şunlardır: "Sen İstanbul Kokardın". "Kurbanım". "Bir Ah Etmem". "Deme Bari". "Ve Aşk...". "Vazgeçtim". Şiirlerin güzelliği kişisel tercihlere göre değişebilir.

Abbas Kiyarüstemi'nin 1999 yapımı "Rüzgâr Bizi Sürükleyecek" filmi, bir grup gazeteci ve üretim mühendisinin, yerel matem ritüellerini araştırmak ve belgelemek amacıyla bir Kürt köyüne yaptığı yolculuğu ve köye gelmeleriyle yaşananları konu alır. Filmde ayrıca, insanın değerleri, şehir ve taşra arasındaki farklılaşmalar, insanların kendine ve dünyaya yabancılaşması, tüketim üzerine kurulu hayatlar ve üretim gibi konular ele alınmaktadır. Filmin adı, İranlı ünlü şair Füruğ Ferruhzad'ın bir şiirinden alıntıdır.

"Ben birinin hiçbir şeyiyim" dizeleri, Attila İlhan'ın bir şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > "Ben birinin hiçbir şeyiyim, En çok da bu koyuyor. Ortak tek bir fotoğrafımız bile yok. Bugünlerde ben adsız bir özlemim; Yağmur yemiş bir deniz gibiyim."

Necip Fazıl Kısakürek'in "Kaldırımlar" şiirinin konusu, şairin iç dünyasındaki yalnızlık, korku ve ölüm gibi duyguların gece karanlığında büyük bir şehrin uzayıp giden kaldırımları ve bu kaldırımlarda yapılan yolculuktaki gözlemlerle somutlaştırılmasıdır. Şiirde ayrıca, kaldırımların çilekeş yalnızların annesi olarak tabir edilmesi ve şairle kaldırımlar arasında kurulan özdeşleşme de önemli bir yer tutar.

Sesli şiirlere "sesli şiir" veya "seslendirilmiş şiir" denir. Ayrıca, belirli bir ulusun edebiyatından veya dünya edebiyatından seçilmiş sesli şiirlerin toplandığı eserler için "sesli şiir antolojisi" terimi kullanılabilir.

"Ne Zaman Anarsam Seni" sözleri, Yunus Emre'ye aittir.

"Sesini duydum mu dünyayı unutuyorum" dizesi, Nazım Hikmet Ran tarafından yazılmıştır.

"Bitmez mi Dertlerin" şiiri, Dinçer Demirel'e aittir.

"Ben Ölmedim ki" şiiri Yusuf Hayaloğlu'na aittir.

İsmet Özel'in "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak" şiirinin temaları arasında toplumdan uzaklaşıp İslamcı ve mistik eğilime yönelme, ölüm, yaratılış, hüzün, bunalım, bireyin çaresizliği ve sorumlulukları yer alır. Şiirde ayrıca Allah'a karşı mahçup olma, pişmanlık ve rabbine yöneliş gibi duygular da işlenmiştir. Şiirin dış yapısında ise sanatçının süslü dilden kaçınarak sade bir dil ve üslup tercih ettiği görülür.