Sıfat

Ortaç (sıfat-fiil) ile zarf-fiil arasındaki temel fark, işlev ve kullanım şekilleridir: Ortaç (sıfat-fiil), fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle yapılmış sıfatlardır ve cümlede sıfat görevinde kullanılırlar. Zarf-fiil (ulaç, bağ-fiil), fiil kök ve gövdelerine getirilen eklerle oluşturulur ve cümlede zarf tümleci olarak kullanılır. Özetle, ortacın temel işlevi sıfatlık, zarf-fiilin ise zarflık yapmaktır.

Niteleme, bir şeyin ya da kimsenin temel özelliklerini ve onun diğer şeylerden ayırt edilmesini sağlayan vasıflarını sıralamaya denir. Nitelenen nesnenin ya da şahsın genellikle öne çıkan özellikleri vurgulanır. Niteleme sıfatları, varlıkların rengini, durumunu, biçimini belirten ve isme sorulan "nasıl" sorusuna cevap veren sıfatlardır. Bazı ikilemeler de niteleme sıfatı olarak kullanılabilir. Niteleme kelimesi ayrıca, "nitelemek işi" anlamında da kullanılır.

Kurallı sıfat tamlaması, en az iki kelimeden oluşan ve ayrı yazılan sıfat tamlamalarıdır. Kurallı sıfat tamlamaları şu şekillerde oluşabilir: Sıfat tamlaması + “-lı” veya “-li” eki. Sıfat tamlaması + “-lık” eki. İsim + iyelik eki + sıfat. Takısız isim tamlaması + “-lı” veya “-li” eki. İsim + “-den” ayrılma hâl eki + isim-fiil. İkileme + isim. Deyim + isim.

Evet, "real" bir sıfattır. Ayrıca, "real" kelimesi zarf ve isim olarak da kullanılabilir.

Az kelimesi, nicelik, nitelik, güç, süre veya sayı bakımından eksik anlamına gelir. Ayrıca, alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak anlamında da kullanılır. Bunun yanı sıra, azot elementinin simgesi olarak da bilinir.

"Japanese" ve "the Japanese" ifadeleri arasındaki temel fark, kullanım bağlamlarıdır: "Japanese" genellikle bir sıfat olarak kullanılır ve Japonya ile ilgili bir şeyi tanımlar. "The Japanese" ise Japonya'nın insanları veya halkı anlamına gelir. Ayrıca, "the Japanese" ifadesi, genel olarak Japon halkını ifade etmek için de kullanılabilir, bu durumda kişisel tercihlere bağlıdır.

Kuduruk kelimesi, TDK'ye göre şu anlamlara gelir: Kudurmuş (insan veya hayvan), akur. Azgın, saldırgan. Çok yaramaz. Örnek cümleler: "Kuduruk kedilerden biri bizi ısırmadan ve sokakta başı boş dolaşan ama hiç üşümeyen insan-kedi kırması olmadan önce gidelim." "O kuduruk köpeği öldürmen lazım." "Online oyunlarda rage atan kişiyi daha çok sinirlendirmek için kullandığım kelime."

Belgisiz sıfat ve belgisiz zamir arasındaki fark şu şekilde ayırt edilebilir: Belgisiz sıfat, isimlerin özelliğini belli belirsiz anlatan sıfatlardır. Belgisiz zamir, varlıkların yerini belli belirsiz tutan kelimelerdir. Örnekler: "Kimi insanlar nasıl davranması gerektiğini bilmiyor" cümlesindeki "kimi" sözcüğü, insan sözcüğünün özelliğini belirttiği için belgisiz sıfattır. "Kimileri nasıl davranması gerektiğini bilmiyor" cümlesindeki "kimileri" sözcüğü, insanlar yerine kullanıldığı için belgisiz zamirdir. "Bazı sorunları konuşarak çözümleyebiliriz" cümlesindeki "bazı" kelimesi, "sorun" kelimesini nitelediği için belgisiz sıfattır. "Bazılarını konuşarak çözebiliriz" cümlesindeki "bazıları" kelimesi, sorun kelimesinin yerine kullanıldığı için belgisiz zamirdir.

Zarf görevinde kullanılan "yalnız" kelimesinin nasıl ayırt edilebileceğine dair bazı bilgiler şu şekildedir: "Yalnız" kelimesi, yerine "sadece" sözcüğü getirilebildiği takdirde edattır. "Yalnız" kelimesi, yerine "ama, fakat" sözcüğü getirilebildiği takdirde bağlaçtır. "Yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan" anlamı taşıyorsa isim, sıfat veya zarf görevinde kullanılmıştır. Örnekler: "İstanbul’a kadar yalnız onu görmeye geldim". "Fotoğraflar güzel yalnız renkleri biraz soluk". "Ben, doğduğumdan beri yalnızım". "İstanbul’a yalnız bir hayat sürmeye geldim". "Oğlu askere gidince kadın yalnız kaldı".

Adj, İngilizce'de "adjective" kelimesinin kısaltmasıdır ve sıfat anlamına gelir. Örnekler: The cheerful girl waved at her friends (Neşeli kız, arkadaşlarına el salladı). She has a clean room (Onun temiz bir odası var). Young girl admired her mother (Genç kız annesine hayranlık duyardı). We bought comfortable chairs (Rahat koltuklar aldık). The woman who is standing over there (Orada duran kadın).

Yer edatları ve sıfatlar arasındaki fark şu şekilde özetlenebilir: Yer edatları, bir şeyin diğer şeylere kıyasla nerede konumlandığını gösterir. Sıfatlar, isimleri niteleyen veya belirten kelimelerdir. Ayrım yapmak için şu sorular sorulabilir: Edatlar: Bir şeyin konumunu belirtir ve genellikle tek başlarına kullanılamazlar. Sıfatlar: İsimleri niteler veya belirtir, tek başlarına kullanılabilir. Örneğin, "küçük çocuk ağacın arkasında ağlıyordu" cümlesinde "küçük" kelimesi sıfat, "arkasında" ise yer edatıdır.

İşte 10 sıfat cümlesi: 1. Çalışkan öğrenci sınavda birinci oldu. 2. Gökyüzünü aniden kara bulutlar kaplamıştı. 3. Yolun kenarı, kurumuş yapraklarla doluydu. 4. Hangi soru daha zordu? 5. Kaç öğrenci gelmedi? 6. Bu kekin tadı çok lezzetli. 7. Antik taş duvar kaleyi çevreliyordu. 8. Çeşit çeşit meyveler vardı masada. 9. Büyük, boş ve tozlu tavan arasında eski mobilyalar vardı. 10. İri bir karpuz.

"O" kelimesi, hem zamir hem de sıfat olarak kullanılabilir. Zamir olarak kullanıldığında, kişi veya işaret zamiri olabilir: - Kişi zamiri: "O, bu işe ne diyecek dersin?". - İşaret zamiri: "O çocuk seni bu hale getirdi". Sıfat olarak kullanıldığında, "bu, şu, o" gibi kelimeler bir isimden önce gelerek o ismi niteler veya belirtir: - "Bu telefon babama ait" (bu: işaret sıfatı). - "O elma benim" (o: işaret sıfatı). "O" kelimesi, özel bir ismin yerine kullanılsa dahi küçük yazılır ve ardından gelen ekler kesme işareti ile ayrılmaz.

"Russian" kelimesi, İngilizce'de "Rus" veya "Rusya'ya ait" anlamlarına gelir. Bu kelime, hem bir milliyet (Rusya'da doğmuş veya Rusya vatandaşı olan bir kişiyi ifade eder) hem de bir dil (Rusya Federasyonu'nda konuşulan Slav dili) ismi olarak kullanılabilir. Örnek cümleler: "He speaks Russian" (O Rusça konuşuyor). "The Russian language is known for its complex grammar" (Rusça dili karmaşık grameri ile tanınır).

Husumet yokluğu, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olmaması durumunu ifade eder. Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu, yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu, tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Husumet yokluğu, bir dava şartı olmayıp, itiraz niteliğindedir. Husumet yokluğu, mahkeme tarafından re'sen gözetilir.

Adjective, Türkçede sıfat anlamına gelir. Sıfatlar, isimleri niteleyen kelimelerdir. Örnekler: "The cheerful girl waved at her friends" cümlesindeki "cheerful" (neşeli); "I like the tall guy behind you" cümlesindeki "tall" (uzun); "The sunset was incredibly beautiful" cümlesindeki "incredibly" (inanılmaz). Ayrıca, "adjective" kelimesi hukuk, bilgisayar ve dilbilim gibi farklı alanlarda da kullanılabilir.

4. sınıf düzeyinde ön ad, diğer adıyla sıfat, varlıkları daha iyi anlatabilmek için kullanılan, isimlerin önüne gelerek varlıkların rengini, şeklini, durumunu, sayısını belirten sözcüklerdir. Ön adlar iki ana kategoriye ayrılır: 1. Niteleme sıfatları: Varlıkların durumlarını, biçimlerini, özelliklerini, renklerini bildirir ve "nasıl?" sorusuna cevap verir. 2. Belirtme sıfatları: Sayı yönünden isimleri tanımlar ve kendi içinde işaret, sayı, belgisiz ve soru sıfatları olarak ayrılır.

Evet, "the smallest" bir sıfattır. "Small" sıfatının üstünlük derecesi "the smallest" olarak ifade edilir. Sıfatlar, bir ismi niteleyen veya tanımlayan kelimelerdir.

Pekiştirilmiş kelime sıfatları, bir kelimenin anlamını kuvvetlendirmek veya mübalağa yapmak için kullanılan sıfatlardır. Başlıca türleri: Ünsüz ekleme yöntemi: "m", "p", "r", "s" gibi ünsüzlerin sıfatın başına eklenmesiyle oluşur. Tekrar yöntemi: Sıfatın tekrar edilmesiyle yapılır. "Mi" ekiyle tekrar: Sıfatın tekrar edilmesi ve arasına "mi" eki getirilmesiyle oluşturulur. İkilemeler: Aynı kelimelerin yan yana kullanılmasıyla oluşur. Kuralsız pekiştirmeler: Belirli bir kurala dayanmadan, ses benzerlikleriyle oluşturulan sıfatlardır.

Evet, "yukarıdaki" kelimesi sıfattır. Sıfatlar, isimlerin önüne gelerek onların renk, şekil, durum, sayı gibi yönlerden niteleyen veya belirten sözcüklerdir.