Semptomlar

Kaşeksinin en önemli nedeni genellikle ileri evre kronik hastalıklar olarak kabul edilir. Diğer önemli nedenler arasında yetersiz beslenme, metabolik ve iltihabi süreçler yer alır.

Meme sulu akıntısının nedenleri çeşitli olabilir ve bazıları ciddi sağlık sorunlarının belirtisi olabilir: 1. Normal Durumlar: Hamilelik, emzirme, hormonal değişiklikler ve meme uyarımı gibi durumlar meme ucundan sulu akıntıya yol açabilir. 2. Anormal Durumlar: Enfeksiyon (mastit), fibrokistik meme değişiklikleri, galactorrhea (sütlü akıntı), meme kanalı genişlemesi ve iyi huylu tümörler (papillom) gibi durumlar da sulu akıntıya neden olabilir. 3. Meme Kanseri: Nadir durumlarda, kanlı veya su gibi berrak akıntı meme kanserinin belirtisi olabilir. Herhangi bir anormal meme akıntısı durumunda bir doktora başvurulması önerilir. Doktor, akıntının nedenini belirlemek için fizik muayene ve gerekli testleri yapacaktır.

Kulak ağrısı için doktora gidilmesi gereken durumlar şunlardır: 1. Şiddetli veya ani başlayan ağrı: Eğer kulak ağrısı şiddetli veya aniden başlamışsa, derhal bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır. 2. Uzun süren ağrı: Bir veya iki günden fazla süren kulak ağrısı, hafif de olsa, şiddetli de olsa bir doktora danışılmalıdır. 3. Yüksek ateş ve diğer ciddi belirtiler: Ateş, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi gibi belirtiler kulak ağrısına eşlik ediyorsa, derhal bir uzman muayenesi gereklidir. 4. Kronik enfeksiyonlar: Sık sık kulak enfeksiyonları yaşayan kişiler, hafif ağrılarda bile polikliniklere başvurmalıdır. İlk muayene için genellikle aile hekimliği polikliniği tercih edilebilir, gerekirse Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanına sevk edilir.

Sezaryen sonrası üşüme, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Hormonal Değişiklikler: Hamilelik ve doğum süreci boyunca östrojen ve progesteron seviyelerindeki dalgalanmalar, vücut sıcaklığının düzenlenmesini etkileyerek üşüme hissine yol açabilir. 2. Anestezi ve İlaçlar: Sezaryen sırasında uygulanan anestezi ve sonrasında kullanılan ilaçlar, vücut üzerinde etki ederek üşüme veya terleme hissine neden olabilir. 3. Duygusal Durum: Doğum sonrası yaşanan stres, kaygı ve depresyon gibi duygusal durumlar, vücut sıcaklığını etkileyerek üşüme yaratabilir. 4. Enfeksiyon Riski: Cerrahi bir işlem olan sezaryen, enfeksiyon riskini artırır ve bu durumda vücut ısısında dalgalanmalar meydana gelebilir. 5. Metabolik Değişiklikler: Metabolizmadaki değişiklikler, vücudun ısı dengesini etkileyerek üşüme gibi semptomlara neden olabilir.

Sabahları ağız içinde tuzlu bir tat hissetmenin birkaç olası nedeni vardır: 1. Ağız Kuruluğu: Uyku sırasında vücudun su kaybetmesi, tükürük üretimini azaltarak ağızda kuruluğa ve tuzlu bir tat hissine yol açabilir. 2. Gastroözofageal Reflü: Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması, ağızda tuzlu bir tat oluşmasına neden olabilir. 3. Beslenme Alışkanlıkları: Akşam yemeğinde fazla tuzlu gıdalar tüketmek, sabah ağızda tuzlu bir tat bırakabilir. 4. Sinüzit veya Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları: Bu tür enfeksiyonlar tat alma duyusunu etkileyebilir. 5. Dehidrasyon: Yetersiz sıvı alımı, vücudun tuz dengesini bozarak ağızda tuzlu bir tat oluşmasına yol açabilir. Bu durum sürekli hale gelirse veya başka sağlık sorunlarıyla birlikte görülüyorsa, bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Kronik inflamasyon orta derecede, kronik inflamasyonun daha hafif ancak kalıcı semptomlarla seyreden bir durumunu ifade eder. Bu durumda ortaya çıkabilecek belirtiler arasında sürekli yorgunluk, vücut ağrıları, eklem sancıları, sindirim sorunları, kilo değişiklikleri ve sık sık enfeksiyon geçirme gibi durumlar yer alır. Kronik inflamasyonun teşhisi ve tedavisi için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Hıçkırık genellikle 48 saatten kısa sürer ve bu durumda akut hıçkırık olarak adlandırılır. Ancak, 2 ila 3 gün arasında devam eden hıçkırıklar inatçı hıçkırık olarak kabul edilir.

Vücutta iğnelenme hissi için nöroloji bölümüne başvurulmalıdır.

İnfluenza (grip) sonrası öksürük, 2 hafta veya daha uzun süre devam edebilir.

Disforik dizüri tıpta "idrar yaparken ağrı, yanma veya rahatsızlık hissi" anlamına gelir. Bu durum, genellikle idrar yolu enfeksiyonları gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanır ve tedavi, altta yatan sebebe bağlı olarak değişir.

Evet, ekşimiş mide şişkinliğe neden olabilir. Mide ekşimesi, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu oluşur ve bu durum karın bölgesinde rahatsızlık ve şişkinlik hissine yol açabilir. Ayrıca, mide şişkinliği; gastrit, ülser, irritabl bağırsak sendromu ve kabızlık gibi mide ile ilgili diğer sorunların da bir belirtisi olabilir. Mide ile ilgili şikayetlerde bir doktora başvurulması önerilir.

Dışkının kalın olması, çeşitli bağırsak hastalıklarının belirtisi olabilir. Bu durumlar arasında: 1. Kolon kanseri: Bağırsak lümenini daraltarak dışkının incelmesine ve kalınlaşmasına neden olabilir. 2. Bağırsak polipleri: Bağırsak duvarında gelişen tümörler, dışkının geçişini zorlaştırır. 3. İltihabi bağırsak hastalıkları: Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi hastalıklar, bağırsaklarda şişlik ve iltihaba yol açarak dışkı formunda değişikliklere neden olur. 4. Kabızlık: Bağırsak hareketlerinin azalması ve dışkının birikmesi, dışkının kalın olmasına yol açabilir. Bu belirtiler ciddi sağlık sorunlarının işareti olabileceğinden, bir doktora başvurulması önerilir.

B12 vitamini eksikliği şişkinliğe neden olabilir.

Fibromiyalji semptom şiddeti skalası (SŞS) iki grupta değerlendirilerek hesaplanır: 1. A Grubu: Son 1 hafta içindeki yorgunluk, dinlenmeden uyanma, bilişsel bulgular ve somatik semptomları içeren tüm maddeler 0-3 arasında puanlandırılır. 2. B Grubu: Son 6 ay içindeki baş ağrısı, alt karında ağrı-kramplar, depresyonun varlığı değerlendirilir. Sonuç olarak SŞS'nin maksimum skoru 12 olur.

Evet, mitral kapak yetmezliği yorgunluk yapabilir. Bu durum, kalbin verimli bir şekilde çalışamaması ve yeterli kanı pompalayamaması sonucu ortaya çıkar.

Bacak bacak üstüne atmak, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceği için zararlı olabilir: 1. Sinir Felci: Uzun süre bu pozisyonda oturmak, peroneal sinirin zedelenmesine ve kaslarda uyuşukluğa neden olabilir. 2. Yüksek Tansiyon: Kan dolaşımını etkileyerek kan basıncını yükseltebilir, özellikle yüksek tansiyonu olan kişiler için risklidir. 3. Duruş Bozuklukları: Omurga ve omuzların yanlış hizalanmasına, boyun ve bel ağrılarına yol açabilir. 4. Eklem Ağrıları: Diz eklemlerine baskı yaparak eklem ağrılarına ve iltihaplanmaya neden olabilir. 5. Varis: Damarlar üzerinde baskı oluşturarak varis oluşumunu tetikleyebilir. Bu nedenle, bacak bacak üstüne atmaktan kaçınmak ve düzenli olarak hareket etmek önerilir.

Kolonoskopi sonrası aşağıdaki durumlarda mutlaka doktora gidilmelidir: 1. Dışkıda kan görülmesi veya rektal kanama. 2. Yüksek ateş ve titreme. 3. Şiddetli karın ağrısı ve şişkinlik. 4. Baş dönmesi ve mide bulantısı. 5. Kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısı. Bu belirtiler, kolonoskopinin ciddi komplikasyonlarını işaret edebilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir.

Evet, böbrek yetmezliği kaşıntı yapabilir. Bu durum, böbreklerin atık ürünleri ve toksinleri vücuttan yeterince uzaklaştıramaması sonucu ortaya çıkar. Böbrek yetmezliğinde kaşıntıya yol açan diğer faktörler arasında deri kuruluğu, yüksek fosfat seviyeleri ve histamin salgısının artması yer alır.

Gut hastaları, aşağıdaki durumlarda derhal hastaneye gitmelidir: 1. Ani ve şiddetli eklem ağrıları başladığında, özellikle ayak başparmağı veya diz eklemlerinde. 2. Eklemlerde kızarıklık, şişlik ve hassasiyet varsa. 3. Böbrek taşı belirtileri ortaya çıkarsa, yani böbrek ağrısı, idrar yaparken zorlanma ve idrarda kan görüldüğünde. 4. Tedaviye rağmen semptomlar kötüleşirse veya ataklar sıklaşırsa. Gut hastalığının teşhisi ve tedavisi için en uygun bölüm Romatoloji'dir.

İdrar renginin koyu sarı olması, hafif su kaybı anlamına gelebilir ve daha fazla su içilmesi önerilir. Ayrıca, idrar rengindeki değişiklikler enfeksiyon, böbrek taşı veya karaciğer rahatsızlıkları gibi durumlardan da kaynaklanabilir.