Şair

Bosna'nın en büyük şairi olarak kabul edilen isimler arasında Aleksa Şantić ve Abdulah Sidran öne çıkmaktadır.

Şeyyad Hamza, XIII. yüzyılda yaşamış bir şairdir.

Buhûrîzâdeler, Türk mûsikisi tarihinde önemli yer edinmiş iki farklı kişiye atıfta bulunur: 1. Buhûrîzâde Mustafa Itrî: 1630-1640 yılları civarında İstanbul'da doğmuş, asıl adı Mustafa olan bir bestekâr, şair ve hattattır. 2. Buhûrîzâde Abdülkerim Efendi: 1192 (1778) yılında ölmüş, Sünbülî şeyhi, şair ve mûsikişinasdır.

Kazım Dağdeviren, Ankara 1. İcra Hakimi ve YARSAV Yönetim Kurulu üyesi olan bir şairdir. Şiir kitapları: 1. "Damladan Denize". 2. "Gölgelerin Gözleri". 3. "Yalnızlığı Yürüyorum" (2013, Aşina Yayınları).

Şilili şair Pablo Neruda, 23 Eylül 1973 tarihinde prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

"Rahmet Denizi" şiiri, Kaandoğan adlı şair tarafından yazılmıştır.

Aşık Sefai'nin şiirleri, halk şiiri geleneğine uygundur.

Şeyh Galib'in edebi kişiliği, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf olarak bilinir. Öne çıkan özellikleri: - Tasavvufi Temeller: Eserlerinde tasavvufi düşünceleri sembolizmle birleştirerek işlemiştir. - Yenilikçi ve Özgün: Sebk-i Hindi akımının Türk edebiyatındaki en önemli temsilcilerinden biri olarak, bu akımın etkisiyle derin anlamlar barındıran şiirler yazmıştır. - Dil ve Üslup: Zengin bir kelime dağarcığı kullanmış, Farsça kelimeleri ve uzun tamlamaları sıkça tercih etmiştir. - Etkilendikleri: Fuzuli, Baki ve Nedim gibi büyük şairlerden etkilenmiş, onların izinden gitmiştir. Önemli eserleri: Divan, Hüsn-ü Aşk, Şerh-i Cezîre-i Mesnevî, Es-Sohbetü's-Sâfiyye.

Ahmed Fakih, 13. yüzyılda yaşamış bir tasavvuf şairidir.

Ahmet Haşim, 1887 yılında Bağdat'ta doğmuş ve 4 Haziran 1933'te İstanbul'da vefat etmiş Türk şair ve yazardır. Edebî Kişiliği: Şiir: Haşim, şiirlerinde musiki ve ahenge büyük önem verir. Konu: Şiirlerinin konusunu genellikle hüzün, yalnızlık, ölüm ve aşk gibi bireysel temalar oluşturur. Nesir: Düz yazılarında sade ve anlaşılır bir üslup kullanır. Eserleri: Şiir: "Göl Saatleri" (1921), "Piyale" (1926). Düz Yazı: "Bize Göre" (1926), "Gurabahane-i Laklakan" (1928), "Frankfurt Seyahatnamesi" (1933). Ahmet Haşim, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olup, çağdaşlarına ve sonraki dönemlere etki etmiştir.

Erkin Vahidov'un başlıca eserleri şunlardır: 1. "Tan Nefesf" adlı kitabı, şairi memleket çapında tanıtmıştır. 2. "Yaşlik Devanı" adlı eserdeki gazeller ve özellikle "Özbegim" adlı kaside, şairin adını dış ülkelerde de duyurmuştur. 3. "Altın Devar" adlı tanınmış komedi, 1969 yılından beri Akademik Tiyatro salonunda kesintisiz temsil edilmektedir. 4. Goethe'nin "Faust" eserini Özbekçe'ye tercüme etmiştir. 5. Şiirleri, "Seçme Şiirler" adıyla Türkiye'de de yayımlanmıştır. Ayrıca, Vahidov'un "Koşiklerim Sizga", "Yürek ve Akıl", "Mening Yulduzim" gibi şiir kitapları da bulunmaktadır.

Hüsrev-i Rum, Divan şiirinin temellerini atan şair Necâtî Bey için kullanılan bir unvandır.

Attila İlhan'ı etkileyen bazı isimler ve unsurlar şunlardır: Nazım Hikmet: Attila İlhan, Nazım Hikmet ile tanıştıktan sonra topluma karşı değişen bakış açısını şiirlerine yansıtmıştır. Fransız sembolist şairler: Özellikle Baudelaire ve Verlaine'den etkilenmiş, ancak bu etkileri kendi kültürel birikimiyle harmanlayarak özgün bir senteze ulaşmıştır. Divan şiiri: "Elde Var Hüzün", "Korkunun Krallığı" ve "Ayrılık Sevdâya Dâhil" gibi eserlerinde divan şiiri kaynaklarından yararlanmıştır. Siyasi ve entelektüel çevre: Paris'te bulunduğu yıllarda Sorbonne Üniversitesi'nde sosyoloji ve sanat tarihi dersleri almış, Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi dönemin önemli düşünürleriyle tanışmıştır.

Mirza Elekber Sabir, yeni satirik akımın kurucusudur.

Tarihte bilinen ilk Kürt şairi, Abdussamed Babek'tir ve 10. yüzyılda yaşamıştır.

Juana Inés de la Cruz, Meksika'nın ulusal bir simgesi haline gelmiş bir şair, dramatist ve bilgindir. Hayatı ve çalışmaları şu şekilde özetlenebilir: 1. Eğitim ve Kariyer: Okuma yazma öğrenimini üç yaşında tamamladı ve ilk şiirini sekiz yaşında yazdı. 2. Saray Nedimesi: On yedi yaşındayken, Meksika Genel Valisinin eşi Vicereine Leonor Carreto'nun hizmetine kabul edildi ve kütüphaneye girme hakkı kazandı. 3. Manastır Hayatı: 1669'da San Jerónima Manastırı'na girdi ve burada kitaplık için 4.000 kitap topladı, bilimle uğraştı ve şiirler yazdı. 4. Kilise ile Çatışma: Çalışmaları ve sivri dili nedeniyle kilise yetkilileri tarafından eleştirildi. 5. Ölüm ve Miras: 17 Nisan 1695'te, manastırdaki hasta rahibelere bakarken yakalandığı bir bulaşıcı hastalıktan öldü.

Orhan Şaik Gökyay'ın edebi kişiliği şu özelliklerle tanımlanabilir: 1. Şiirlerinde Halk Edebiyatı Geleneği: Gökyay, şiirlerinde Âşık Edebiyatı geleneğine bağlı kalmış ve halk şiirinin tarz ve edasını kullanmıştır. 2. Ulusal Konularda Lirik Şiirler: Özellikle 1940'lardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatına yönelmiş, ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazmıştır. 3. İçtenlik ve Samimiyet: Şiirlerinde içtenlik ve samimiyet ön plana çıkar, son derece sade, süssüz ve dolambaçsız bir dil kullanmıştır. 4. Güzelleme ve Koçaklama Türü: Saz ve tekke şiirini de önemsemiş, bu türlerde de eserler vermiştir. 5. Eleştirmen ve Araştırmacı Kimliği: Edebiyat araştırmaları ve eleştiri türüyle de edebiyatımıza önemli yapıtlar kazandırmış, "Destursuz Bağa Girenler" adlı eleştiri kitabını yayımlamıştır. 6. Önemli Eseri: "Dede Korkut Hikâyeleri"ni sadeleştirmesi, dil alanında en önemli çalışması olarak kabul edilir ve bu nedenle "Modern Dede Korkut" olarak tanınır.

Hersekli Arif Hikmet, Encümen-i Şuara adlı edebî topluluğa mensuptur.

Can Alkor, şair ve çevirmen olarak çalışmaktadır.

Giritli Ali Aziz Efendi (1749, Kandiye - 29 Ekim 1798, Berlin), Osmanlı diplomatı, büyükelçi, yazar ve şairdir. Önemli başarıları ve eserleri: - Osmanlı Devleti'nin ilk daimi Prusya Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. - "Muhayyelat" adlı eserin yazarıdır. - Tasavvuf içerikli "Varidat" adlı bir eseri ve Türkçe-Farsça şiirleri bulunmaktadır. Ölümü ve mezarı: Berlin'de ölmüş ve Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm tarafından kendisine tahsis edilen Berlin Müslüman mezarlığına defnedilmiştir.