Rönesans

Chenonceau Şatosu'nun önemli olmasının bazı nedenleri: Tarihi ve mimari önemi: Şato, 16. yüzyılda Rönesans mimarisi tarzında inşa edilmiş olup, Fransız Rönesansının estetik örneklerinden biridir. Güçlü kadınlar ile olan ilişkisi: "Hanımlar Şatosu" olarak da bilinir, çünkü tarihinde Diane de Poitiers ve Catherine de' Medici gibi güçlü kadınlar önemli rol oynamıştır. Ünlü köprü: Şato, özellikle metresi Diane de Poitiers tarafından tasarlanan ve Cher Nehri üzerine inşa edilen kemer köprü ile tanınır. Kültürel etkinlikler: Şato, sanat sergileri, konserler ve tarihi canlandırmalar gibi etkinliklere ev sahipliği yaparak kültürel bir merkez işlevi görür. UNESCO Dünya Mirası: 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir.

Rönesans'ın diğer Avrupa ülkelerinde daha geç ortaya çıkmasının bazı nedenleri: Siyasi ve toplumsal yapı: Bazı ülkelerde merkezî monarşilerin yeniden yapılanması ve siyasi istikrarın sağlanamaması. Ekonomik durum: Coğrafi keşifler ve ticaretteki gelişmelerin İtalya'da daha önce yaşanması, diğer ülkelerde ise ekonomik canlanmanın daha sonra başlaması. Kültürel ve entelektüel birikim: Eski Yunan ve Roma kültürlerine olan ilginin ve bu kültürlerin eserlerinin incelenmesinin İtalya'da daha önce başlaması. Hümanizm akımının etkisi: Hümanizma hareketinin İtalya'da başlayıp diğer ülkelere yayılması. Rönesans, her ülkede aynı zamanda ve aynı nitelikte gerçekleşmemiştir.

Leonardo da Vinci, 2 Mayıs 1519 tarihinde 67 yaşında ölmüştür. Da Vinci'nin vasiyetinde mirasının büyük kısmını dostu Melzi'ye bıraktığı belirtilmiştir.

Nancy Bisaha'nın "Doğu ile Batı'nın Yaratılışı: Rönesans Hümanistleri ve Osmanlı Türkleri" adlı kitabı, Osmanlı'nın Balkanlar'da ilerleyişi karşısında Rönesans hümanistlerinin İslam ve Türk tehdidine karşı geliştirdikleri retoriği ve bu retoriğin modern dünyanın oluşumuna etkisini konu edinir. Kitapta ele alınan bazı konular: Haçlı retoriği: Dini duygularla kaleme alınan Haçlı retoriklerinin ana teması Kudüs'ün kurtarılması iken, İstanbul'un fethiyle birlikte hümanistler Osmanlı Türkleriyle mücadele ve İstanbul'un geri alınması gibi konulara ağırlık vermişlerdir. Türklerin klasik çağ terimleriyle betimlenmesi: Hümanistler, Türkleri eski Romalılar veya barbar İskitlerle benzeştirerek, Türkleri ötekileştirmeyi ve Avrupalıları ayrıştırmayı amaçlamışlardır. Türklerin algılanışı: Hümanistler, Türkleri sadece din düşmanı olarak değil, aynı zamanda Avrupa için kültürel ve politik bir tehdit olarak görmüşlerdir. Doğu-Batı etkileşimi: Yunanlıların, Doğu-Batı arasındaki etkileşimde ve Doğu'nun algılanışında nasıl bir rol oynadıkları sorgulanır.

Venedik ve Floransa'nın yakın olmasının sebebi, İtalya'nın "Altın Üçgen" olarak bilinen Roma, Floransa ve Venedik rotası üzerinde yer almalarıdır. Bu üçgen, kültür, tarih, sanat ve gastronomiyi bir arada sunan bir tur güzergahıdır. Ayrıca, Floransa'dan Venedik'e tren, otobüs veya özel araçla ulaşım mümkündür ve bu yolculuk yaklaşık 2 saat 15 dakika sürer.

Bilinen ilk hava durumu tahmini, MÖ 650 civarında Babilliler tarafından yapılmıştır. Ayrıca, MÖ 300'de Çinli gökbilimciler, yılı 24 festivale bölen ve her festivalin farklı bir hava türüyle ilişkilendirildiği bir takvim geliştirmişlerdir. Modern hava tahmininin başlangıcı ise 20. yüzyılın başlarında bir grup Norveçli bilim insanının atmosferik hareketi temel fizik yasalarına uygulamasıyla kabul edilir.

Stephen Greenblatt'ın "Sapma" (The Swerve: How the World Became Modern) kitabı, Lucretius'un "Evrenin Yapısı" adlı eserinin 1400'lerin başında hümanist bürokrat Poggio Bracciolini tarafından keşfedilmesini ve bu keşfin Rönesans Avrupa'sı üzerindeki etkisini ele alır. Kitapta anlatılan bazı temel fikirler: Evren, tanrıların müdahalesi olmadan işleyen, sürekli hareket ve yok oluş süreci içindeki atomlardan oluşur. Din kaynaklı korkular insan hayatına zarar verir. Haz ve erdem birbirine karşıt değil, iç içe geçmiştir. Tüm örgütlü dinler hurafelerle dolu yanılgılardır ve dinler şaşmaz biçimde zalimdir. Melekler, şeytanlar, hayaletler yoktur. İnsan hayatının en yüksek amacı, hazzı artırmak ve acıyı azaltmaktır.

1527 yılında meydana gelen bazı önemli olaylar şunlardır: Roma'nın Yağmalanması: Kutsal Roma İmparatoru V. Karl'ın ödenmeyen maaşlarına tepki gösteren askerleri, Roma'yı yağmaladı. Kalender Şah İsyanı: Kalender Şah'ın çağrısıyla Bozoklular yeniden ayaklandı. Marburg Philipps Üniversitesi'nin Kurulması: Dünyanın ilk protestan üniversitesi kuruldu. Abraham Ortelius'un Doğumu: Flaman haritacı ve coğrafyacı Abraham Ortelius doğdu. II. Felipe'nin Doğumu: İspanya'da Kral II. Felipe, Portekiz'de Kral I. Felipe olarak tahta çıkacak olan II. Felipe doğdu. Ayrıca, 1527 yılında John Dee (İngiliz matematikçi, astronom, astrolog, okült, seyir, emperyalist ve yazar) ve II. Maximilian (Habsburg Hanedanı üyesi, Kutsal Roma İmparatoru) da doğdu.

En gerçekçi heykel olarak birkaç eser öne çıkmaktadır: The Rape of Proserpina, Gian Lorenzo Bernini. Ron Mueck'in eserleri. Düşünen Adam, Auguste Rodin. Gerçekçilik anlayışı, heykel sanatında farklı yorumlanabilir ve en gerçekçi heykel konusunda kesin bir yargı vermek zor olabilir.

Prens Bongomia'nın Fransa'dan sonra nereye gittiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Prens" dizisinde Bongomia Krallığı'nın, korsan Kaptan Van Dijk ile karşılaştıktan sonra Macaristan ile bir savaşa girdiği belirtilmiştir. Bongomia, Prens dizisinde geçen kurgusal bir krallıktır ve gerçek dünyada var olan bir yer değildir.

Felsefi akımları temsil eden bazı resimler şunlardır: Atina Okulu. Sokrates'in Ölümü. Çığlık. Çocuklarını Yiyen Satürn (Kronos). Guernica. Bu resimler, felsefi düşünceleri ve akımları görsel olarak ifade eden önemli eserler arasında yer alır.

Hayır, Kürk Mantolu Madonna'daki Maria Puder Madonna değildir. Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" adlı romanında Maria Puder, bir ressam olarak tasvir edilir ve bir otoportresini gördüğü Rönesans ressamı Andrea del Sarto'nun "Madonna delle Arpie" isimli tablodaki Meryem Ana (Madonna) portresine benzetilir. Ancak, romanın başkahramanı Raif Efendi'nin aşık olduğu kişi Maria Puder'dir.

Jan van Eyck, Rönesans akımına aittir. Erken Hollanda resminin en önemli sanatçılarından biri olarak kabul edilen van Eyck, özellikle yağlı boya tekniğindeki ustalığı ve detaylara verdiği önemle Kuzey Rönesansı’nın öncü isimlerinden biri olmuştur.

Coğrafyanın gelişim sürecinde etkili olan bazı bilim dalları şunlardır: Matematik: Tales, dünyanın şekliyle ilgili çalışmalar yapmıştır. Astronomi: Aristo, ay tutulması sırasında Dünya'nın gölgesinin yuvarlak olmasına dayanarak Dünya'nın yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Tarih: Herodot, Avrupa'dan Hindistan'a kadar uzanan alanların tarihi ve coğrafi niteliklerini dokuz ciltlik eserinde toplamıştır. Coğrafya: Eratosthenes, dünyanın çevresini gerçeğe çok yakın hesaplamış ve bölgesel coğrafya alanında çalışmıştır. Kartografya: Batlamyus, harita yapım yöntemlerinden bahsetmiş ve "Geographika Hyphegesis" adlı eseriyle coğrafyaya ve kartografyaya katkı sağlamıştır. Ayrıca, Roma İmparatorluğu döneminde coğrafya, daha çok askeri amaçlar için kullanılmıştır.

Gentile Bellini, Rönesans döneminde faaliyet göstermiş bir İtalyan ressamdır. Ayrıca, Doğu ve Batı kültürlerinin kesiştiği bir dönemde yaşadığı için eserlerinde bu etkileşimi başarıyla yansıtmış ve Batı sanatında oryantalist akımın öncülerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Michelangelo: Bir Dehayı Anlamak, Rönesans'ın ikonik sanatçısı Michelangelo Buonarroti'nin yaşamına ve sanatına derinlemesine bir bakış sunar. Kitapta ele alınan bazı konular: Sanatçının kişisel mücadelesi ve yaratıcı dehası. Dönemin kültürel atmosferi. Eserlerinin ardındaki motivasyonlar ve zorluklar. Sanatsal evrimi. Eserlerinin içsel dünyasının dışavurumu olarak yorumlanması. Yazar Romain Rolland, Michelangelo'yu sadece bir heykeltıraş, ressam veya mimar olarak değil, aynı zamanda çağının toplumsal ve dini atmosferi içinde var olmaya çalışan duyarlı ve çilekeş bir birey olarak ele alır.

R harfi ile başlayan bazı sanatçılar: Raffaello Sanzio; Rahibe Teresa; Raşid Taha; Rihanna; Rober Hatemo; Rafet El Roman; Ragga Oktay; Reynmen; Rabia Tunçbilek; Rembrandt. Ayrıca, "canvastar.com" sitesinde soyadı "R" ile başlayan tüm sanatçılar listelenmiştir.

14. ve 15. yüzyıllarda hakim olan sanat anlayışı Rönesans Sanatı'dır. Bu dönemde: Hümanist düşünce yaygınlaşarak skolastik felsefenin yerini almış ve bu değişim sanata da yansımıştır. Sanat patronları değişmiş, aziz ve kral portrelerinin yerini zenginleşen tüccar ailelerinin resimleri almıştır. Teknikler gelişmiş, vitray ve kitap resimleri yerine yağlıboya tuval resimleri ortaya çıkmıştır. Mimari Ortaçağ karakterinden uzaklaşarak yeni bir şekil almıştır. Bu dönemde öne çıkan sanatçılar arasında Botticelli ve Giotto bulunmaktadır.

Fra Angelico, Erken Rönesans (Quattrocento) akımına aittir. Sanatında dingin bir dinsel tutum ve güçlü bir klasik etki görülür.

Rönesans, 14. yüzyılın sonlarından 17. yüzyılın başlarına kadar süren bir dönemdir.