• Buradasın

    Doğu ile Batı'nın Yaratılışı: Rönesans Hümanistleri ve Osmanlı Türkleri ne anlatıyor?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nancy Bisaha'nın "Doğu ile Batı'nın Yaratılışı: Rönesans Hümanistleri ve Osmanlı Türkleri" adlı kitabı, Osmanlı'nın Balkanlar'da ilerleyişi karşısında Rönesans hümanistlerinin İslam ve Türk tehdidine karşı geliştirdikleri retoriği ve bu retoriğin modern dünyanın oluşumuna etkisini konu edinir 12.
    Kitapta ele alınan bazı konular:
    • Haçlı retoriği: Dini duygularla kaleme alınan Haçlı retoriklerinin ana teması Kudüs'ün kurtarılması iken, İstanbul'un fethiyle birlikte hümanistler Osmanlı Türkleriyle mücadele ve İstanbul'un geri alınması gibi konulara ağırlık vermişlerdir 12.
    • Türklerin klasik çağ terimleriyle betimlenmesi: Hümanistler, Türkleri eski Romalılar veya barbar İskitlerle benzeştirerek, Türkleri ötekileştirmeyi ve Avrupalıları ayrıştırmayı amaçlamışlardır 12.
    • Türklerin algılanışı: Hümanistler, Türkleri sadece din düşmanı olarak değil, aynı zamanda Avrupa için kültürel ve politik bir tehdit olarak görmüşlerdir 12.
    • Doğu-Batı etkileşimi: Yunanlıların, Doğu-Batı arasındaki etkileşimde ve Doğu'nun algılanışında nasıl bir rol oynadıkları sorgulanır 12.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    17 ve 18 yüzyıllarda Osmanlı'nın batı ile ilişkileri nasıldı?

    17. ve 18. yüzyıllarda Osmanlı'nın Batı ile ilişkileri şu şekilde özetlenebilir: Askeri ve diplomatik ilişkiler: Osmanlı, Avrupa'ya karşı barış politikası izlemeye başlamış, denge siyaseti uygulamıştır. Ticari ilişkiler: 18. yüzyılın başlarından itibaren Batılı tüccarların Osmanlı topraklarındaki ticari faaliyetleri artmıştır. Reformlar: Osmanlı, Batı'nın üstünlüğünün farkına varmış ve Avrupa'dan askeri ve idari alanda teknik destek alarak modernleşme çabalarına girişmiştir. Elçilikler: 18. yüzyılın sonunda Londra, Paris, Berlin ve Viyana'da kalıcı elçilikler açılmıştır. Bu dönemde Osmanlı, Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip ederek Batı'dan diplomatik ve teknik deneyimler kazanmaya çalışmıştır.

    Rönesans hangi düşünce üzerine kurulmuştur?

    Rönesans, hümanizm düşüncesi üzerine kurulmuştur. Hümanizm, insanı ve insanın potansiyelini merkeze alan bir düşünce akımıdır. Rönesans'ı etkileyen diğer düşünceler arasında Platonculuk ve Aristotelizm de bulunmaktadır. Rönesans düşüncesi, aynı zamanda bilimsel gözlem ve deney üzerine de kuruludur.

    Reform'a zemin hazırlayan Rönesans ve hümanizm nedir?

    Rönesans, "yeniden doğuş" anlamına gelir ve Antik Çağ eserlerinin yeniden keşfedildiği, sanat, bilim ve mimarlıkta bağın tekrar kurulduğu bir dönemdir. Reform'a zemin hazırlayan Rönesans ve hümanizmin bazı özellikleri: Hümanizm: Antik kaynaklara dönüş: Eski Yunan ve Latin edebiyatına ilgi arttı, bu eserlerin tercümeleri yapıldı. Bireycilik: İnsanın yaratıcı ve ahlaki gelişimi ön plana çıktı. Eğitim ve bilim: Beşeri bilimlerin incelenmesi ve bilimsel düşüncenin canlanması. Rönesans: Dini ve sosyal sorgulama: Kilise ve kurallarına karşı bir tepki oluştu. Coğrafi keşifler: Yeni dünyalar ve kültürlerin keşfedilmesi. Burjuva sınıfının yükselişi: Sanat ve bilime destek veren bir sınıfın oluşması. Bu gelişmeler, Reform'un öncüsü oldu; İncil'in milli dillere çevrilmesi, dinin tartışılmaya açılması ve yeni yorumların ortaya konmasına zemin hazırladı.

    Rönesans dönemi neden hümanizmle başlamıştır?

    Rönesans döneminin hümanizmle başlamasının birkaç nedeni vardır: Ortaçağ zihniyetine tepki: Rönesans, kilise ve devlet baskısına dayanan Ortaçağ zihniyetine karşı özgür düşüncenin bir tepkisidir. Antik kültüre ilgi: Hümanizm, Klasik Antik Dünya'ya yeniden ilgi duyulması ve eski Yunan ve Latin edebiyatlarına duyulan hayranlıkla ortaya çıkmıştır. Bireycilik: Hümanizm, insanı evrende tek ve en yüce değer sayan, bireyin potansiyelini geliştirmeyi ve yüceltmeyi amaçlayan bir düşüncedir. Felsefenin bağımsızlaşması: Rönesans'ta felsefe, din adamlarının etkisinden çıkıp bağımsız bir disiplin haline gelmeye başlamıştır. Hümanizm, Rönesans döneminde insanı merkeze alarak, onun bu dünyadaki yerinin ve anlamının ne olduğunu sorgulamıştır.

    Hümanizm neden İtalya'da ortaya çıktı?

    Hümanizm, İtalya'da ortaya çıkmıştır çünkü: Ortaçağ zihniyetine tepki: Kilise ve devlet baskısına dayanan Ortaçağ zihniyetine karşı özgür düşünce arayışı vardı. Eski Yunan ve Latin edebiyatına ilgi: Eski Yunan ve Latin edebiyatlarına duyulan hayranlık, bu eserlerin örnek alınması sonucunu doğurmuştur. Antik çağa ilgi: Rönesans, Antik Çağ'a yeniden ilgi duyulmasıyla başlamış ve hümanizm, bu ilginin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Tercüme ve matbaa: Eski eserlerin tercüme edilmesi ve matbaanın kullanımı, hümanist düşüncelerin yayılmasını kolaylaştırmıştır. Sanat ve kültür merkezi: İtalya, sanat ve kültürün merkezi konumundaydı; burada mimar, heykeltıraş ve ressamlar, Antik Çağ anıtlarının kalıntılarından ilham almıştır.

    Taner Aslan Osmanlı aydınları batılılaşma anlayışı nedir?

    Taner Aslan'a göre Osmanlı aydınlarının Batılılaşma anlayışı, Osmanlı Devleti'nin kurtuluşunun Batılılaşmakla mümkün olacağına inanan aydınların, Batı'nın siyasi, sosyal, kültürel, iktisadi ve fikri gelişmelerini Osmanlı'ya taşımada aktif rol oynamalarını içerir. Osmanlı aydınları arasında Batılılaşma konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır: 1. Kısmi Batılılaşma: Batı'nın sadece bilimsel ve teknolojik gelişmelerinin alınmasını savunanlar. 2. Tam Batılılaşma: Batı'nın maddi yönünün yanında, tüm manevi kültür unsurlarının da alınmasını savunanlar. Taner Aslan'ın "Osmanlı Aydınlarının Gözüyle Batılılaşma" başlıklı makalesi, bu farklı bakış açılarını ve Batılılaşmanın Osmanlı fikir adamları üzerindeki etkilerini ele almaktadır.

    Doğu ve Batı'nın yaratılışı kimin eseri?

    "Doğu ile Batı'nın Yaratılışı: Rönesans Hümanistleri ve Osmanlı Türkleri" adlı eser, Nancy Bisaha tarafından yazılmıştır. Eser, 2012 yılında Dost Kitabevi Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir ve çevirisi Melek Dosay Gökdoğan tarafından yapılmıştır.