ÖrnekCümleler

Adj, İngilizce'de "adjective" kelimesinin kısaltmasıdır ve sıfat anlamına gelir. Örnekler: The cheerful girl waved at her friends (Neşeli kız, arkadaşlarına el salladı). She has a clean room (Onun temiz bir odası var). Young girl admired her mother (Genç kız annesine hayranlık duyardı). We bought comfortable chairs (Rahat koltuklar aldık). The woman who is standing over there (Orada duran kadın).

8. sınıf seviyesinde fiilimsi içeren en az 10 cümle örneği: 1. İsim-Fiil: Onunla tanışmayı ben de istiyorum. Balık tutmak bir yetenek işidir. Bu köyden ayrılmak bana çok zor gelmişti. 2. Sıfat-Fiil: Çalışan öğrenci derslerinde başarılı olur. Sararmış yapraklar her tarafı kaplamış. Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç. 3. Zarf-Fiil: Koşar adımlarla yanıma geldi. Dün akşam başlayan fırtına saatlerce etkili oldu. Bu örnekler, fiilimsi türlerinin 8. sınıf seviyesinde nasıl kullanıldığına dair fikir vermektedir.

At başı gitmek deyimi, iki ya da daha fazla kişinin eşit seviyede başarılı olduğunu anlatmak için kullanılır. Örnek cümleler: "Çocuklarım o kadar çalışkan ki ikisi de sınavlarda at başı gidiyor." "İkisi de bu konuda at başı gittiği için biri diğerinden üstün diyemeyiz." "Bu yarışmada ikimiz de at başı gidiyoruz." "Ayşe ile Fatma'nın sınav sonuçları at başı gitmiş." "Ali, Mehmet ile aynı ünvanda at başı gibi gitmiş, hiç bir farkları yok."

4. sınıf basit, türemiş ve birleşik kelimelere örnek cümleler: Basit kelimeler: Ağacın dalına kuşlar kondu. Masasında kitaplar vardı. Kış bu yıl erken geldi. Türemiş kelimeler: Mert’le on yıl önce tanıştık. Bahçedeki çiçekleri suladı. Babamın çalışma masası çok düzenlidir. Birleşik kelimeler: Ata + Türk → Atatürk. Ne + asıl → nasıl. Demir + baş → demirbaş. Afyon + kara + hisar → Afyonkarahisar. Birleşik fiil örnekleri: yardım etmek; hapsolmak; hasta olmak; sevebilmek; gidedurmak. Türemiş fiil örnekleri: gözlemek; küçümseme; yanıtlamak; sarılmak; görüşmek. Basit fiil örnekleri: gelecekmiş; kalmayacakmış; konuşacakmış; hoşlandım; gittik.

Deyim ve atasözlerinin kullanıldığı cümlelere bazı örnekler: Deyimler: "Çocuk arkadaşına cevabı yapıştırdı, karşısındaki donakaldı". "Onun jetonu geç düştü, olayı daha yeni anladı". "Burnundan solumak" (sinirli olmak). "Sır saklamak" (sırrı açıklamamak). Atasözleri: "Azıcık aşım, kaygısız başım". "Ne ekersen onu biçersin". "Komşu komşunun külüne muhtaçtır". "Taş yerinde ağırdır". "Sakla samanı, gelir zamanı".

Türk Dil Kurumu (TDK) kılavuzuna göre, "bir daha" kelimesi her zaman ayrı yazılır. Örnek cümleler: "Bu hatayı bir daha tekrarlamayacağına söz verdi". "Bir daha bu restorana gelmek istemiyorum, hizmet gerçekten çok kötüydü". "Tatilin tadını çıkar, çünkü bir daha bu kadar uzun bir süre tatil yapma fırsatın olmayabilir". "Ben bir daha bu eve gelmem haberin olsun!". "Bir daha beni tehdit etme, gerçekten sinirleniyorum".

Köyün özellikleri ile ilgili cümle içinde kullanım örnekleri: "Köyümüzde tarlalar yemyeşil ve kuş cıvıltılarıyla doludur". "Köy hayatı şehir hayatına göre daha huzurludur". "Dedem köyde çiftçilik yapar ve doğayla iç içe yaşamaktan mutludur". "Köy yolları genellikle toprak ve taş ile kaplıdır". "Köydeki insan ilişkileri samimi ve yardımlaşma üst düzeydedir". "Bu hafta sonu dedemi görmek için köye gideceğiz". "Köy yaşantısını özledim". Köy, genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan, nüfus yoğunluğu düşük yerleşim birimidir.

Atletizmle ilgili örnek cümleler: "Annemle birlikte atletizm yarışmalarına katıldık." "Öğretmenim beni atletizm takımına aldı." "Çocukluğum atletizm ile geçti." "O zaman atletizmi çok ciddiye aldı ve daha önce yapmadığı üç adım atlamayı da öğrendi." "Atletizm, insanların fiziksel yeteneklerini test etmek ve geliştirmek amacıyla yapılan birçok yarışma ve etkinliği kapsayan bir spor dalıdır."

Edatlar ve bağlaçlar örnek cümleler ile şu şekilde açıklanabilir: Edatlar: İle: "Ankara’ya uçakla giderler" (araç). İçin: "Sizi görmek için geldim" (amaç). Üzere: "Okula gitmek üzere evden çıktı" (amaç). Yalnız: "Bir ömür boyu yalnız yaşadı" (zarf). Bağlaçlar: Ve: "Bir kola ile simit aldım" (bağlaç). Ama: "Eski ama sağlam bir köşktü" (karşıtlık). Çünkü: "Uludağ’a gidemeyeceğim; çünkü çok işim var". Eğer: "Sözlüden yine zayıf almış. Eve gittim, fakat onu bulamadım". Edatlar cümleden atılamaz, cümle anlamsızlaşır; bağlaçlar cümleden çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa da cümle anlamsızlaşmaz.

"Den ötürü" edatı, bir olayın veya durumun nedenini belirtmek için kullanılır. Örnek cümleler: Soğuktan ötürü dışarı çıkamadık. Başarısından ötürü ödül aldı. Gürültüden ötürü ders çalışamadım. Tipiden ötürü yollar kapanmıştı. Uzun süreli çalışmalarımızdan ötürü sağlık sorunlarıyla karşılaştık. "Den ötürü" edatı, "-den dolayı" ile benzer anlam taşır ancak gereksiz tekrar olmaması için birlikte kullanılmamalıdır.

Ender kelimesi, "çok az, çok seyrek" anlamına gelir. Örnek cümleler: "Bu hayvan türü doğada ender olarak bulunur". "Bu bölgedeki bazı ender bitkiler istilacılar tarafından yok edildi". "Onun bu tarz konuşmalarına ender olarak rastlıyoruz". "Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi".

Mi soru eki, gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar. Örnek cümleler: Sen hiç sevdin mi? Boğazını parçalayan sessiz çığlıklar attın mı? Akşamları geç yattım mı sabaha kadar uyuyamazdı? Güzel mi güzel bir elbise almıştı? Burada yaz geldi mi her şey harika olur? Nefis mi nefis bir balık yedik. Sevimli mi sevimli bir kedi yavrusu aldık. Şu köprüyü geçtik mi okula vardık sayılır. Bu resimdeki sen misin? Daha çok bekleyecek miyiz? Birleşik fiillerde mi soru eki, iki kelimenin arasına da girebilir. Örnek: Vaz mı geçtin?

1st (birinci) sıra sayısı, İngilizce'de çeşitli durumlarda kullanılır. İşte bazı örnekler: Tarihlerde: Ayın birinci gününü belirtmek için kullanılır. Kat numaralarında: Binalardaki katların sıralamasında kullanılır. Tercihlerin sıralamasında: "First choice" (ilk tercih) gibi ifadelerde kullanılır. Kullanım örnekleri: "She finished writing the first draft of her novel yesterday" (Dünkü romanının ilk taslağını bitirdi). "Our office is located on the fifteenth floor of the newly constructed business center" (Ofisimiz, yeni inşa edilen iş merkezinin on beşinci katında).

Daraltmak kelimesi, "dar duruma getirmek" ve "sayıca azaltmak" anlamlarına gelir. Örnekler: "Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı". "Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti".

Fiilimsiye ait 50 örnek cümle bulunamadı. Ancak, fiilimsi içeren bazı cümle örnekleri şunlardır: İsim-fiil: "Futbol oynamak kesinlikle bir yetenek işidir." Sıfat-fiil: "Yaralanan yolcular hastaneye kaldırıldı." Zarf-fiil: "Kapıdan girer girmez kavga etmeye başladı." Daha fazla örnek için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: dilbilgisi.net; hurriyet.com.tr; cnnturk.com.

İş birliği kelimesinin doğru yazılışı, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre ayrı olarak "iş birliği" şeklindedir. Örnek cümleler: "Şirketler büyük bir iş birliği içerisine girdi." "Bu çalışma adına iş birliği yapmamız büyük öneme sahiptir." "Her konuda benimle iş birliği yaptığınız için teşekkür ederim." "Proje başarıyla tamamlandı çünkü ekip üyeleri arasında güçlü bir iş birliği vardı."

Sen dili ile ilgili 10 örnek cümle: 1. "Bunlar hep senin başının altından çıkıyor." 2. "Bakıyorum da odanı toplamak yerine hala oyun oynuyorsun!" 3. "Bu yaptığın kaçınca yanlış oldu!" 4. "Seninle konuşmak zaman kaybından başka bir şey değil." 5. "Sen çok kibirlisin ve dünya senin etrafında dönüyor sanıyorsun." 6. "Bir daha sakın söylediklerime karşı çıkma." 7. "Çok tembelsin ve aklın bir karış havada." 8. "Uslu bir çocuk ol da biraz laf dinle." 9. "Gece yine bilgisayarını kapatmadan uyumuşsun." 10. "Söylediklerim bir kulağımdan girip öteki kulağından çıkıyor." Bu cümlelerde odak noktası, "sen" kelimesi üzerinden direkt olarak karşı tarafın davranışını veya kişiliğini yargılamak ve suçlamaktır.

Teneffüs kelimesinin doğru yazılışı, Türk Dil Kurumu'na göre "teneffüs" şeklindedir. Örnek cümleler: "Teneffüs zili çalınca öğrenciler bahçeye koştu". "Teneffüse çıkınca tost alıp karnını doyurdu". "Teneffüslerde benimle kantine gelir misin?" (Yanlış). "Tenefüs" veya "tennefüs" gibi yazımlar yanlıştır.

Zar ile ilgili cümlelerden bazıları şunlardır: Birinci anlamı (ince deri veya kabuk) ile ilgili cümleler: Soğan zarı üzerinde incelemelerde bulunduk. Yumurtanın zarını da kaldırırsan onu daha rahat soyabilirsin. Bu meyve ince bir zarla kaplı. Zar gibi ince bir kabuğu olan bu bitki özeldir. Arkadaşım cilt bakımında doğal zar maskelerini tercih ediyor. İkinci anlamı (üzerinde noktalar bulunan, kare prizması şeklinde nesne ve tavla oynama aracı) ile ilgili cümleler: Attığı her zar düşeş geliyor. Zarlardan biri kayıp olduğu için tavla oynayamadık. Zar atarak kimin bulaşık yıkayacağına karar vermeye çalışıyorlar. Hangi taşı oynayacağına zar atarak karar verdi. Arkadaşlarıyla keyifli bir zar oyunu oynuyorlardı. Zarlar havada dönerken herkes heyecanla sonucu bekliyordu. Ayrıca, "zar" kelimesi ile kurulan "zarını kırmak", "zar tutmak", "zar atmak", "kulağının zarı patlamak", "zarını bozmak", "zar zor" ve "zar gibi" gibi deyimler de bulunmaktadır.

Hunt kelimesi ile ilgili bazı cümleler: Avlanmak: "I like hunting. Avlanmayı severim". Arama yapmak: "I've hunted all over the place, but I can't find that book. Her yeri aradım, o kitabı bulamıyorum". Hayvanların avlanması: "Many people hunt animals for food or sport. Birçok insan yiyecek veya spor için hayvanları avlar". Köpeklerle avlanmak: "The dogs hunt for ducks. Köpekler ördekleri avlar". Koruma altındaki bölgelerde avlanmak: "Hunting is prohibited in national parks. Milli parklarda avlanmak yasaktır". İş aramak: "He's currently job-hunting. Şu anda iş arıyor".