Yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgi, bu iki kavramın birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve birbirini tamamladığını ifade eder. Belirsizlik ve keskinlik: Bu çizgi bazen belirsiz, bazen keskin, bazen ise bir nefes kadar yakın hissedilir. Dönüşüm ve anlam: Ölüm, bir son olmaktan çıkıp, yaşamın değerini artıran bir dönüşüm süreci haline gelir. Varoluşsal gerçeklik: Yaşamın her anını anlamlandırmaya ve ölümün de yaşamın doğal bir parçası olduğunu kabullenmeye yardımcı olur. Seçim ve farkındalık: Bu çizgi, insanların seçimlerini, değer verdikleri şeyleri ve sevdikleriyle geçirdikleri zamanı şekillendirir. Ayrıca, bu deyim, genellikle bitkisel hayat veya koma ile karşı karşıya kalmış insanlar için de kullanılır.