NecipFazılKısakürek

Büyük Doğu, Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılmış ve ortaya konmuş İslamcı bir ideolojidir. Necip Fazıl, Büyük Doğu'yu ana hatlarıyla "İdeolocya Örgüsü" eserinde açıklamıştır.

"Kaldırımlar 2" şiiri, Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.

"Mehmedim, sevinin, başlar yüksekte" dizeleri, Necip Fazıl Kısakürek'in "Zindandan Mehmed'e Mektup" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Dalgalar" şiiri, Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.

Necip Fazıl Kısakürek'in bazı tiyatro eserleri: Bir Adam Yaratmak; Reis Bey; Püf Noktası; Kanlı Sarık; Tohum; Sabır Taşı; Para; Mukaddes Emanet; Siyah Pelerinli Adam; Ahşap Konak. Ayrıca, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih ve Künye gibi eserler de bulunmaktadır. Kısakürek'in toplam 17 tiyatro eseri olduğu, bunlardan ikisinin yarım kaldığı belirtilmektedir.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Ne Sabahı Göreyim?" dizesi, şairin içsel mücadelesini, arayışını ve belki de bir tür tükenmişlik hissini yansıtır. Ayrıca, "Ne Sabahı Göreyim?" ifadesi, manevi bir arayışın da göstergesidir. Bunun yanı sıra, dizede mevcut düzene yönelik bir eleştiri de vardır. Son olarak, "Ne Sabahı Göreyim?" sorusu, kişinin kendi içsel aydınlanmasını yakalamadan dış dünyada bir değişim umudunun nafileliğini anlatır.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Utansın" şiirinin konusu, insanın çaba göstermesi ve başarıya ulaşması gerektiğidir. Şiirde vurgulanan ana mesajlar şunlardır: Çaba ve hedef: Kişi, hedeflerine ulaşmak için elinden geleni yapmalıdır; başarısızlık dış etkenlere yüklenmemelidir. Değişim ve uyumsuzluk: Geleneksel ve değerli olanın değişerek yabancı bir unsura dönüşmesi eleştirilir. Sorumluluk: Bir eserin tamamlanmamış kalmasından dolayı sorumluluk, eseri sürdürmeyen kişiye aittir. Ahiret hazırlığı: Ölümden öte bir varış noktası hedeflenmeli ve bu yolda geride ne varsa bırakılmalıdır. Değerlerin bayraklaşması: İdeallerin ve değerlerin bayraklaşmaması durumunda utanılması gerektiği ifade edilir.

Necip Fazıl Kısakürek, yılbaşı ile ilgili olarak "Yılbaşı neyimiz olur? Biz Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz, ki hiçbiri böyle şımarıklıkla, ayyaşlıkla, kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı" demiştir.

"Zindan iki hece, Mehmed'im lafta!" dizeleri, Necip Fazıl Kısakürek'in "Zindandan Mehmed'e Mektup" adlı şiirinden bir bölümdür.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Kaldırımlar" şiiri, şiirin ilk çıkışından itibaren çeşitli değişiklikler yapıldığı için iki kez yazılmıştır. Şiirin ilk çıkışı 1928 Nisan'ında, devrin kaliteli bir sanat ve fikir dergisi olan Hayat mecmuasında olmuştur. Şiir, 1928'den 1969'a kadar çeşitli değişiklikler geçirmiş, 41 yıllık bir oluşum süreci yaşamıştır. Şiirde yapılan değişikliklerden bazıları şunlardır: "Kaldırımlar, ıstırap çekenlerin annesi" iken, "Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi" olur. "Kaldırımlar, derdime kardeş çıkan insandır" dizesi, "Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır" şeklinde değişir. "Kaldırımlar, duyulur sükûn içinde sesi" dizesi, "Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi" olarak değişir. "Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır" dizesi, "Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır" olur.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Zindandan Mehmed'e Mektup" şiiri, şairin Sinop Toptaşı Cezaevi'ndeki ruh hâlini ve 1960 ihtilalinin zor şartlarını anlatır. Şiirin ana temaları: İman ve teslimiyet: Zor şartlarda bile imanın ve Allah'a tevekkülün önemi vurgulanır. Umut ve direniş: Pes etmeme, ümitsizliğe düşmeme ve mücadele etme çağrısı yapılır. Yeniden doğuş: Zorluklardan yeni doğumlar ve umutlar çıkacağı ifade edilir. Şiir, "Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!" dizeleriyle sona erer ve her ne koşulda olursa olsun başlangıcın yükseklerde olduğu, zaferin inananların olacağı mesajı verilir.

İbda Diyalektiği, Salih Mirzabeyoğlu tarafından Büyük Doğu sisteminin düşünce ve hareket metoduna verilen addır. Temel özellikleri: Kendinden zuhur diyalektiği: Her türlü kontrolsüz ve beklenmedik, fikrî ve fiilî çıkışları ele alır. İslam’a muhatap anlayış: İslam’ı olduğu gibi yeniden keşfetmeyi, Batı tefekkürünü İslam tasavvufu önünde muhasebeye çekmeyi ve "Büyük Doğu tarih muhasebesi"nin şuuruna varmayı hedefler. Mutlak fikir: Tezlerini İslam’dan alır ve antitezin içinden geçerek olgunlaştırır. İbda Diyalektiği, Hegel'in diyalektiğini eleştirerek, oluşun mutlak varlık olan Allah'ın yokluğa tecellisi olduğunu savunur.

"Surda Bir Gedik Açtık" şiiri, Necip Fazıl Kısakürek tarafından yazılmıştır.

Seriyye Vakfı, Necip Fazıl Kısakürek'in ortaya koyduğu Büyük Doğu ideolojisini benimseyen bir gençlik yapılanmasıdır. Vakfın faaliyetleri arasında: Eğitim ve yayıncılık: Seriyye Dergisi'nin çıkarılması. Basın açıklamaları: Örneğin, darbecilere yönelik basın açıklaması yapılması. yer almaktadır. Vakfın kuruculuğunu ve genel başkanlığını Servet Turgut yürütmektedir.

"Sana taş atana sen çiçek at" sözü, Necip Fazıl Kısakürek'in "Mansur" şiirinde yer almaktadır. Şiirde ilgili bölüm şu şekildedir: >Sana taş attılar, sen gülümsedin, Dervişin bir çiçek attı, inledin, Bağrımı delmeye taş yetmez, dedin, Halden anlayanın bir gülü yeter.

Necip Fazıl Kısakürek'in "Kaldırımlar" şiiri, saf şiir anlayışı ve Büyük Doğu Hareketi akımına aittir. Ayrıca, şiirin toplumcu gerçekçi bir yönü de bulunmaktadır. Saf şiir anlayışı: Şiir, bireysel duyguları ve yalnızlığı derin psikolojik betimlemelerle işler. Büyük Doğu Hareketi: Şiir, 1928 yılında yayımlanan bu akımın en bilinen örneklerindendir. Toplumcu gerçekçi yön: İlk bölümlerde bireysel yalnızlık, toplumsal bir boyuta evrilir ve yoksulluk, çaresizlik gibi temalar işlenir.

"Geminin tek kaptanı olur, gerisi mürettebattır; kalbinde tek sahibi olur, gerisi teferruattır" sözü, Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.

"Mazlumlar" eseri, Mariano Azuela tarafından yazılmıştır. Ayrıca, "Mazlumlar ve Mankurtlar" adlı ansiklopedik eser, Dr. Sabri Alagöz tarafından kaleme alınmıştır. Bunun yanı sıra, Necip Fazıl Kısakürek'in "Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar" adlı bir eseri de bulunmaktadır.

Bu dizeler, Necip Fazıl Kısakürek'in "Beklenen" adlı şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: "Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar?".

"Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir" sözü, Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.