NazımHikmet

“Analara Kıymayın Efendiler” şarkısı, Nazım Hikmet’in “Bulutlar Adam Öldürmesin” şiirinden esinlenerek Kerem Güney tarafından bestelenmiş ve Edip Akbayram tarafından seslendirilmiştir.

Nazım Hikmet, sürgün hayatını 12 yıl boyunca yaşamıştır.

Atatürk, Nazım Hikmet ile karşılaştığında ona "gayeli şiirler" yazmasını tavsiye etti.

Fütürizm Türk edebiyatında Nazım Hikmet'in eserlerinde etkisini göstermiştir. Nazım Hikmet, Rus şair Mayakovski'den etkilenerek yazdığı şiirlerinde fütürist ögeler kullanmıştır.

Nazım Hikmet'in "Severmişim Meğer" şiiri 1962 yılında yazılmıştır.

Nazım Hikmet, "Akrep Gibisin Kardeşim" şiirinde akrebi, halkın korkaklığını ve tehlikelerle yüzleşmek yerine karanlıkta saklanmayı tercih etmesini simgelediği için kullanmıştır.

Nazım Hikmet şiirlerini aşağıdaki platformlardan okuyabilirsiniz: 1. Siiredebiyati.com: Nazım Hikmet'in tüm şiirlerini içeren bir şiir ve edebiyat sitesi. 2. siirparki.com: Nazım Hikmet'in en güzel şiirlerini bulabileceğiniz bir site. 3. Antoloji.com: Nazım Hikmet'in şiirlerinin yer aldığı, şair ve edebiyat üzerine bir platform. 4. Yapı Kredi Yayınları: Nazım Hikmet'in "Bütün Şiirleri" adlı kitabını bulabileceğiniz bir yayınevi.

Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" adlı şiiri, milli, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihi ve mitolojik ögeleri şu şekilde yorumlanabilir: 1. Evrensel Değerler: Şiirde aşk, özgürlük ve adalet gibi evrensel temalar işlenir. 2. Sosyal ve Siyasi Ögeler: Şiir, dönemin siyasi ve sosyal olaylarını yansıtır. 3. Tarihi ve Mitolojik Ögeler: Şiirin başlığının "Kerem Gibi" olması, Kerem ile Aslı hikayesine atıfta bulunur. 4. Manevi Değerler: Şiirdeki "yüreklerin kulakları sağır" ifadesi, manevi bir sessizliği ve toplumun sorunlara karşı duyarsızlığını simgeler.

Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi, Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde bulunmaktadır.

“Senin adını kol saatimin kayışına yazdım Piraye” sözü, Nazım Hikmet’in “Piraye’ye Mektuplar” adlı kitabında yer almaktadır.

Müşküle adlı yerin meşhur olduğu şeyler şunlardır: 1. Üzüm: Müşküle, bağ bozumuna yakın bir zamanda yetişen, kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm çeşidiyle ünlüdür. 2. Nazım Çınarı: Bursa'nın İznik ilçesine bağlı Müşküle köyünde, Nazım Hikmet'in vasiyeti üzerine dikilen ve daha sonra kesilen bir çınar ağacı bulunmaktadır. 3. İğne Oyası: Müşküle'de yapılan iğne oyaları, el sanatları arasında önemli bir yere sahiptir.

"Nazım Hikmet'in Yolculuğu" kitabı, 458 sayfadan oluşmaktadır.

Nazım Hikmet, "Cevap" adlı şiiri 1925 yılında yazmıştır.

"Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?" şiiri, Nazım Hikmet'e aittir.

"Hâlâ servilerde ağlayan" ifadesi, Nazım Hikmet'in "Hala Servilerde Ağlıyorlar mı?" adlı şiirinde geçmektedir. Bu şiir, 3 Ekim 1918'de Yeni Mecmua dergisinde yayımlanmıştır.

"Seninle konuşabilecek kadar heybetli değildi belki kelimelerim ama senin ruhunu yerinden sallayacak kadar derindi hissettiklerim" sözü, Nazım Hikmet'in bir ifadesidir. Bu söz, kelimelerin yetersiz kalmasına rağmen hissedilen duyguların çok güçlü ve etkileyici olduğunu ifade eder.

"Çekilmez Bir Adam Oldu Yine Uykusuz, Aksi, Lanet" şiiri, Nazım Hikmet'e aittir.

“Güneşi İçenlerin Türküsü” şiiri, Nazım Hikmet’in sosyalist dünya görüşünü ve insan özgürlüğünü anlatır. Şiirde geçen bazı sembollerin anlamları şunlardır: Güneş: Bilgelik, aydınlanma ve özgürlük arayışı. Toprak çanaklar: Emekçi insanların işçi mücadelesi ve doğaya bağlılıkları. Kahramanlar: Güneşe giden köprüden geçerek içsel aydınlanmaya ulaşan insanlar. Şiirin genel teması, insanların zorlukları aşma arzusu, umudunu ve inancını yitirmeme anlayışıdır.

"Mapushane Kapısı" türküsünün hikayesi şu şekilde özetlenebilir: İbrahim Balaban, 1938 yılında henüz 17 yaşındayken basit bir suçtan tutuklanır ve üç ay hapis ya da 16 bin lira para cezası alır. Hapishanede bazı düşmanlar edinen Balaban, tahliye olduktan sonra da bu düşmanların peşini bırakmamasıyla yeniden cezaevine döner. Balaban, "Mapushane Kapısı" adlı eserinde hapislik, kadın ve çocuk temalarını işler.

Yaşamaya Dair şiiri, Nazım Hikmet'in yaşamın anlamını ve değerini sorguladığı, aynı zamanda yaşama sevincini vurguladığı bir eserdir. Şiirde anlatılan ana düşünceler şunlardır: Mücadele ve direniş: Yaşamın zorluklarına karşı direnmek ve mücadele etmek gereklidir. İnsan sevgisi: Başkaları için bile olsa yaşamdan vazgeçmemek ve fedakarlıkta bulunmak önemlidir. Umudun korunması: Zor zamanlarda bile umudu kaybetmemek ve yaşama bağlı kalmak gerekir. Ayrıca, şiirde doğa betimlemeleri aracılığıyla yaşamın döngüselliği ve insanın bu döngüdeki yeri de vurgulanır.