NazımHikmet

"Mapushane Kapısı" türküsünün hikayesi şu şekilde özetlenebilir: İbrahim Balaban, 1938 yılında henüz 17 yaşındayken basit bir suçtan tutuklanır ve üç ay hapis ya da 16 bin lira para cezası alır. Hapishanede bazı düşmanlar edinen Balaban, tahliye olduktan sonra da bu düşmanların peşini bırakmamasıyla yeniden cezaevine döner. Balaban, "Mapushane Kapısı" adlı eserinde hapislik, kadın ve çocuk temalarını işler.

“Öldü büyük ustamız öl-dü lakin arkasında kolu bağlı bırakmadı bizi, bize sanatın sırrını öğretip öldü” dizeleri, Nazım Hikmet’in “Ustamızın Ölümü” adlı şiirinden bir alıntıdır.

"Vasiyet" şiiri Nazım Hikmet'e aittir.

"Sen Memleketim" şiiri, Nazım Hikmet tarafından vatanı ve halkı için yazılmıştır.

"Hakikat" filminin sonunda, Nazım Hikmet'in Şeyh Bedreddin Destanı'nda geçen şu sözler yer alıyor: "Sesiyle, sözüyle yine gelecekler". Film, Şeyh Bedreddin ve arkadaşlarının adalet ve özgürlük arayışlarını anlatarak, bu mücadelenin günümüze uzanan sürecini işliyor.

Nazım Hikmet'in "Makinalaşmak" şiiri, fütürizm sanat akımına aittir.

"Kerem ile Aslı" ve "Kerem Gibi" ifadeleri farklı bağlamlarda kullanılmaktadır: 1. "Kerem ile Aslı": Bu, 16. yüzyıldan kalma bir Türk-Azerbaycan halk aşk hikayesidir. 2. "Kerem Gibi": Nazım Hikmet'in, "Kerem ile Aslı" hikayesinden etkilenerek yazdığı bir şiirdir.

"Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü" adlı eser, Nazım Hikmet'e ait olup, bestesi Timur Selçuk tarafından yapılmıştır.

Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" şiiri, umutsuzluğun ve isyanın gölgesinde yeşeren umudu anlatır. Şiirde, Kerem'in yaşadığı acılar ve adaletsizlikler, toplumdaki genel eşitsizlikleri ve yoksulluğu sembolize eder. Şiirin sonunda yer alan "Ben yanmasam, sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?" dizeleri, bireysel fedakarlık ve toplumsal sorumluluğun önemini vurgular.

"İşler atom reaktörleri işler, yapma aylar geçer güneş doğarken ve güneş doğarken hiç umut yok mu? Umut, umut, umut... umut insanda!" dizeleri, Nazım Hikmet'in bir şiirinden alınmıştır.

"Pireyi deve yapmak" deyimi, Nâzım Hikmet'in bir sözünde geçmektedir. Hikaye olarak ise, zengin bir adamın hizmetçisinin başında pire bulması ve bu durumu abartarak mahalleyi ayağa kaldırması olayı anlatılmaktadır.

Türk edebiyatında fütürizmin temsilcisi olarak Nazım Hikmet kabul edilir.

Nazım Hikmet'in en çok sevdiği sevgilisinin Vera Tulyakova olduğu düşünülmektedir.

Makinalaşma isteği, Nazım Hikmet'in "Makinalaşmak İstiyorum" şiiri, Fütürizm sanat akımına aittir.

"İstanbul'da Tevkifhane Avlusunda" şiiri Nazım Hikmet'e aittir.

Nazım Hikmet, "Taranta Babu'ya Mektuplar" adlı eseri kurgusal bir karakter olan Taranta Babu'ya yazmıştır.

Nazım Hikmet'in "Saman Sarısı" şiirinde Abidin Dino'ya yer vermesinin nedeni, şairin Dino'ya "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?" diye sormasıdır. Bu, iki sanatçının arasındaki dostluğun ve karşılıklı etkileşimin bir yansımasıdır.

Nazım Hikmet'in "Yaşamaya Dair" şiiri, yaşamın değerini ve anlamını sorgulayarak şu mesajları verir: 1. Yaşam Sevgisi: Şiir, yaşamın şakaya gelmeyecek kadar ciddi ve değerli olduğunu vurgular. 2. Mücadele: Hayatın zorluklarına rağmen mücadele etmenin ve asla pes etmemenin önemini anlatır. 3. Umut ve Fedakarlık: İnsanların, kendileri için yaşadıkları gibi, başkalarına da faydalı olabilmek için fedakarlık yapmaları gerektiğini ifade eder. Ayrıca, şiirde doğa imgeleri ve insan ilişkileri üzerine kurulan betimlemeler, duygusal bir derinlik yaratır.

Nazım Hikmet'in "Ne ben sana kızarım" şiiri, yakın dostu Va-Nu için yazılmıştır.

En güzel korsan şiiri, Nazım Hikmet'e aittir ve "Korsan Türküsü" olarak bilinir.