MemeKanseri

Pembe kurdele, meme kanseri farkındalığını temsil eder.

Her2 pozitif meme kanserinde neoadjuvan tedavi, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasından önce kemoterapi ilaçlarının uygulanmasını içerir. Bu tedavi yönteminin amaçları arasında: - Tümörü küçülterek daha sonra meme koruyucu bir cerrahi yapabilmek; - Koltuk altında var olan tümörü ilaçlarla temizleyerek hastayı koltuk altı ameliyatından kurtararak ilerde gelişebilecek kol şişmesinden koruyabilmek; - Kötü huylu tümörlerde kemoterapi ve akıllı tedavileri bir an evvel başlayıp en etkili ilacı seçerek hastanın tedavisini hızlandırmak yer alır. Neoadjuvan tedavi, her hastanın kendi durumuna ve tümör özelliklerine göre, cerrah ve onkoloğun ortak kararı ve tümör konseyinin önerisiyle belirlenir.

Meme kanserinde kitleler en sık memenin üst dış kadranında (%50-60 oranında) görülür. Diğer yaygın yerleşim bölgeleri şunlardır: - memenin üst iç kısmı (%15); - memenin alt dış kısmı (%10); - memenin alt iç kısmı (%5); - meme başı ve çevresi (%20).

Meme kanseri, röntgende doğrudan tespit edilmez, ancak mamografi adı verilen özel bir röntgen yöntemiyle teşhis edilebilir. Mamografi sırasında, meme dokusu iki plaka arasında sıkıştırılarak düzleştirilir ve bu sayede olası anormallikler, kitleler veya kalsifikasyonlar daha net bir şekilde görüntülenir.

İnvaziv karsinoma in situ (DCIS), meme kanserinin 0. evresi olarak kabul edilir.

PR pozitif kanser, yani progesteron reseptörleri olan meme kanseri, genellikle iyi huylu olarak kabul edilir.

3 boyutlu mamografi (3D tomosentez), meme kanserinin erken tanısında yüksek doğruluk oranı sunar. Yapılan çalışmalar, 3D mamografinin yanlış pozitif oranlarını azalttığını ve teşhis doğruluğunu iyileştirdiğini ortaya koymuştur. Ancak, hiçbir görüntüleme yönteminin %100 doğru olmadığını unutmamak önemlidir. Mamografi çekimi öncesi, risk durumunuza ve doktorunuzun önerilerine göre hareket etmeniz önerilir.

Meme kanserinde lenf bezlerine yayılma olduğunda, evre 2A olarak değerlendirilir.

KETEM'de meme kanseri testi şu şekilde yapılır: 1. Mamografi: 40-69 yaş arası kadınlara, 2 yılda bir mamografi çekimi yapılır. 2. Kendi Kendine Meme Muayenesi Eğitimi: KETEM'de kadınlara, ayda bir yapmaları gereken kendi kendine meme muayenesi hakkında eğitim verilir. Testler için randevu almak gereklidir ve bu randevu, KETEM'in internet sitesi veya telefon üzerinden yapılabilir.

Hindistan'da meme kanserinin yaygın olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Modern Yaşam Tarzı: İşlenmiş ve ultra işlenmiş gıdaların tüketimi, hormonal dengeyi bozarak kanser riskini artırabilir. 2. Genetik ve Aile Geçmişi: Ailede meme kanseri öyküsü olan kadınlar, hastalığa yakalanma riski açısından daha yüksek bir risk altındadır. 3. Tarama Eksikliği: Erken teşhis ve taramanın eksikliği, meme kanseri vakalarının artmasına katkıda bulunmaktadır. 4. Demografik Faktörler: Hindistan'da nüfusun artması ve ortalama ömrün uzaması, meme kanseri vakalarının sayısını da artırmaktadır.

Meme kanserinde hormonal tedavi en az 5 yıl süreyle devam eder. İleri evrede, metastaz durumunda ise hormonal tedavi, kemoterapi verilmeden, akıllı haplarla birlikte direkt olarak başlanabilir.

Evet, ev hanımları da meme kanseri riski altındadır. Meme kanseri riskini artıran faktörler arasında kadın olmak ve yaş ilerledikçe riskin artması yer alır. Düzenli kontroller ve erken teşhis, meme kanserinin tedavisinde önemli bir rol oynar.

Meme kanseri, hormon reseptörlerine göre dört ana alt tipe ayrılır: 1. Luminal A: Östrojen veya progesteron hormonuna duyarlı tümörler. 2. Luminal B (üçlü pozitif): Östrojen ve/veya progesteron reseptörü pozitif, HER2 pozitif. 3. HER2 pozitif: Östrojene duyarsız, HER2 reseptörü barındıran tümörler. 4. Üçlü negatif (bazal tip): Östrojen hormonu ve HER2 reseptörü taşımayan tümörler.

Meme kanseri bileklikleri iki ana amaçla kullanılır: 1. Hayat kurtaran önlem: Meme kanseri nedeniyle koltuk altı lenf bezleri alınmış olanlar için, olası bir kaza veya bilinç kapanıklığı durumunda kolun kullanılmasını ve lenfödem gelişmesini önlemek amacıyla sağlık personelini uyarmak. 2. Farkındalık ve destek: Meme kanseri bilinçlendirme ve araştırma programlarına fon sağlamak, hasta eğitimi ve destek hizmetleri için gelir yaratmak.

Mastektomi, meme kanserinin 3. evresinde yapılır.

Meme kanserinin 4. evresinde, 5 yıllık sağkalım oranı yaklaşık %22 civarındadır.

ABCC11 geni, vücut kokusunun oluşumunda önemli bir rol oynar. ABCC11 geninin diğer önemli etkileri: - Kulak kiri tipini belirler (kuru veya yapışkan). - Meme kanseri riskini etkileyebilir. - İlaç metabolizmasında rol oynar. Bu nedenle, ABCC11 geni, kişisel hijyen ve sağlık alanlarında dikkate alınması gereken bir genetik faktördür.

40 yaş üstü kadınlarda meme kanseri riski önemli ölçüde artar. Amerikan Kanser Enstitüsü'nün verilerine göre, 40 yaşındaki bir kadının önündeki 10 yıl içinde meme kanserine yakalanma olasılığı 67 kadından birindedir. Meme kanseri riskini artıran diğer faktörler şunlardır: - Genetik yatkınlık. - Hormon replasman tedavisi. - Obezite. - Radyasyona maruz kalma. Meme kanserinin erken teşhisi için 40 yaş üzerindeki kadınların düzenli olarak mamografi çektirmeleri önerilir.

Meme radyoterapisi en fazla 5 kür olarak uygulanır. Genellikle bu tedavi, meme koruyucu cerrahi sonrası kanserin tekrar oluşmasını önlemek için 5-7 hafta boyunca hafta içi her gün yapılır.

Meme kanserinin biyopside anlaşılması, alınan doku örneğinin patoloji bölümünde patolog uzmanları tarafından incelenmesiyle gerçekleşir. Biyopsi sonuçları şu şekilde yorumlanabilir: - Kanser hücresi bulunmazsa, rapor yumrudaki hücrelerin iyi huylu olduğunu, yani kanserli olmadığını gösterir. - Kanser hücreleri bulunursa, rapor tümörün tipini, büyüme hızını ve derecesini belirtir ve sonraki tedavi adımlarını belirlemek için ek bilgiler sağlar. Biyopsi, meme kanserinin kesin teşhisini koyan tek yöntemdir.