LaboratuvarTestleri

D-dimer seviyesinin yükselebileceği bazı kanser türleri: kolon kanseri; meme kanseri. Ancak, kanser hastalarında herhangi bir tromboz durumu olmadan da D-dimer seviyelerinin yükselebileceği bilinmektedir. D-dimer yüksekliği, kesin tanı için tek başına yeterli değildir; diğer klinik değerlendirmeler ve testlerle birlikte ele alınmalıdır. D-dimer seviyesindeki değişikliklerin yorumlanması için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

CEA testi, genellikle şu durumlarda yapılır: Kanser teşhisi sonrası: Tedaviye verilen yanıtın değerlendirilmesi ve hastalığın tekrarlama riskinin izlenmesi için. Belirli sağlık sorunları: Karaciğer hastalıkları, iltihaplar, iyi huylu tümörler gibi durumlarda CEA seviyesi yükselebilir. Kalıtsal genetik sendromlar: Kolon kanseri için kalıtsal bir genetik sendromu olan kişilerde tarama amaçlı kullanılabilir. Testin sıklığı, hastanın durumuna, tanıya ve tedavi sürecine göre değişir. CEA testi, tek başına kanser tanısı koymak için yeterli değildir; diğer tıbbi verilerle birlikte değerlendirilmelidir.

D-dimer seviyesinin hastaneye yatış gerektirip gerektirmediğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, yüksek D-dimer seviyeleri, vücutta aktif bir pıhtılaşma veya fibrin yıkımı sürecinin olduğunu gösterebilir ve bu durum, derin ven trombozu (DVT), pulmoner emboli (PE) veya yaygın damar içi pıhtılaşması (DIC) gibi ciddi sağlık sorunlarının işareti olabilir. D-dimer yüksekliği durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önemlidir. Normal D-dimer değeri, kullanılan test yöntemine göre değişiklik gösterse de genellikle 500 ng/mL'nin altındadır. Bazı durumlarda D-dimer referans değerleri: 20-50 yaş aralığındaki kadınlar için: 1. trimesterde <0.75 mg/L FEU; 2. trimesterde <1.0 mg/L FEU; 3. trimesterde <1.25 mg/L FEU. 50 yaş ve üzeri hastalar için: D-dimer seviyesi, hastanın yaşının 10 ile çarpımından daha düşük olmalıdır.

Prokalsitonin (PCT) seviyesi, genellikle bakteriyel enfeksiyon ve sepsis durumlarında yükselir. PCT seviyesinin yükselmesine neden olan bazı durumlar şunlardır: Üst veya alt solunum yolu enfeksiyonları. Sepsis ve çoklu organ yetmezliği sendromu. Cerrahi işlemler sonrası yara yerinde gelişen enfeksiyonlar. Yanık. Menenjit gibi sinir sisteminin enfeksiyonları. İdrar yolu enfeksiyonları. Tiroit kanseri. Böbrek yetmezliği. Dolaşım yetmezliği ve şok. Bağışıklık sistemini güçlendiren çeşitli ilaç tedavileri. Ayrıca, kan oksijen seviyesinin düştüğü durumlar, alerjik astım atağı, KOAH, zatürre ve yüksek rakım gibi durumlar da PCT değerini yükseltebilir. PCT seviyesinin yükselmesi durumunda, doğru tanı ve tedavi için bir uzman hekime başvurulması önerilir.

ELISA yöntemi ile teşhis edilen bazı hastalıklar: Enfeksiyon hastalıkları: HIV/AIDS, hepatit B ve C, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, sifiliz, bruselloz, tüberküloz, Lyme hastalığı. Otoimmün hastalıklar: Romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus (SLE), çölyak hastalığı. Alerjiler: Gıda alerjileri, polen alerjisi, ev tozu alerjisi. Hormon ölçümü: Tiroid hormonları, gebelik hormonu (hCG). Kanser: Prostat kanseri (PSA), over kanseri (CA-125). ELISA testi, ayrıca bazı paraziter enfeksiyonların tanısında da kullanılır.

RF (Romatoid Faktör) testi, genellikle aşağıdaki durumlarda istenir: Romatoid artrit teşhisi: Eklemlerde ağrı, şişlik ve sertlik gibi semptomları olan kişilerde romatoid artrit tanısını doğrulamak için. Otoimmün hastalıkların tespiti: Sjögren sendromu, sistemik lupus eritematozus, skleroderma ve polimiyozit gibi diğer otoimmün hastalıkların teşhisinde. Enfeksiyon ve diğer tıbbi durumların belirlenmesi: Kronik enfeksiyonlar, tüberküloz, karaciğer hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi durumların varlığını araştırmak için. RF testi, tek başına teşhis için yeterli değildir; klinik bulgular ve diğer test sonuçlarıyla birlikte değerlendirilmelidir.

Evet, RBC ve eritrosit aynı şeyi ifade eder. Eritrosit (RBC), kanda en fazla bulunan kan hücreleri olan kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarların) sayısını ölçen bir kan testidir.

SPT (Standart Penetrasyon Deneyi) değerinin kaç olması gerektiği, yapılan deney sonuçlarına ve zemin özelliklerine bağlıdır. Gevşek kum zeminlerde 30 cm batma için gerekli vuruş sayısı yaklaşık 6 civarındadır. Sıkı kumlarda ise bu sayı 25-30 olabilir. Yeraltı su seviyesinin (YASS) altında yapılan deneylerde, boşluk suyu basıncının etkisi nedeniyle vuruş sayıları daha yüksek çıkabilir. SPT değerlerinin doğru yorumlanması ve kullanılması için bir zemin etüdü mühendisine danışılması önerilir.

CA-125 seviyesinin kanser dışında yükselmesine neden olan bazı durumlar: Enfeksiyonlar ve iltihaplar. Jinekolojik durumlar. Gebelik. Karaciğer hastalıkları. Diğer kanser türleri. CA-125 seviyesinin yüksek çıkması her zaman kanser anlamına gelmez; bu nedenle, test sonuçlarının bir uzman doktor tarafından değerlendirilmesi önemlidir.

LH (Luteinizan Hormon) ve FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) aynı anda yükselebilir. Bu durum, özellikle menopoz döneminde veya polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumlarda görülebilir. Menopoz: Yumurtalıklar artık östrojen ve progesteron üretmediği için hipofiz bezi daha fazla FSH ve LH salgılar, bu da seviyelerinin yükselmesine neden olur. PCOS: Hormonal dengesizlikler sonucu FSH seviyeleri normal veya hafif düşükken, LH seviyeleri yüksek olabilir. Ancak, bu hormonların seviyeleri döngüsel olarak değişir ve belirli dönemlerde (örneğin, folliküler fazda) oranları birbirine yakın olabilir. Hormon seviyelerinin değerlendirilmesi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

ECD testi, "electron capture detector" (elektron yakalama dedektörü) testidir. GC-ECD (gaz kromatografisi-elektron yakalama dedektörü) analizi, vanishingly küçük konsantrasyonlarda elektronegatif kimyasal türleri tespit etmek için kullanılır. Ayrıca, "ECD" kısaltması şu alanlarda da kullanılmaktadır: Endoocardial Cushion Defect (ECD). East Caribbean Dollar (ECD).

DIM (Diindolilmetan), tıpta hormon dengesini destekleyici etkileriyle bilinen bir bileşiktir. Östrojen metabolizmasını düzenleyerek kadın ve erkek sağlığında çeşitli faydalar sunar: Kadınlarda: Menopoz, adet döngüsü bozuklukları ve PMS belirtilerini hafifletir. Erkeklerde: Testosteron seviyelerini destekleyerek enerji artışı, kas kütlesi korunumu ve prostat sağlığına katkıda bulunur. Diğer faydaları: Kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Enflamasyonu azaltabilir. Karaciğer sağlığını iyileştirebilir. Yağ yakıcı etki gösterebilir. DIM takviyeleri kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

ADF ve CRP aynı değildir. CRP (C-reaktif protein), vücutta iltihaplanma veya enfeksiyon olduğunda karaciğer tarafından üretilen bir proteindir. ADF hakkında ise bilgi bulunmamaktadır. CRP testi, iltihaplanma süreçlerini belirlemede ve enfeksiyonların, romatizmal hastalıkların, kalp hastalıklarının ve bazı kronik rahatsızlıkların tanısında kullanılır. Daha fazla bilgi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

HbA1C değerinin kaç olması durumunda ilaç kullanılması gerektiği, kişinin sağlık durumuna ve diyabet risk seviyesine bağlı olarak değişir. Sağlıklı bireylerde HbA1C değeri genellikle %4 ile %5,6 arasında olmalıdır. Prediyabet (gizli şeker) durumunda HbA1C değeri %5,7 ile %6,4 arasında olur. Diyabet tanısı için ise HbA1C değerinin %6,5 veya daha yüksek olması gerekir. HbA1C değerinizin normalin üzerinde olduğunu düşünüyorsanız, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir.

CA (Kanser Antijeni 125) değerinin kaç olması durumunda tehlikeli sayılacağına dair bilgi vermek için, CA 125 testinin hangi amaçla yapıldığının ve test sonuçlarının nasıl yorumlandığının bilinmesi gerekir. CA 125 değerinin tehlikeli sayılabileceği durumlar: Genel olarak: 35 U/mL üzerindeki değerler normal sınırın dışında kabul edilir ve bazı hastalıkların habercisi olabilir. Yumurtalık kanseri riski: 65 U/mL’nin üzerindeki sonuçlar, yumurtalık kanseri gibi durumlar için daha yakından incelemeyi gerektirir. İlerlemiş kanser durumları: CA 125 seviyesi, kanser evrelerine karşılık gelmez; bu nedenle, ilerlemiş bir yumurtalık kanseri olan bir hastanın, erken evre kanseri olan bir hastadan daha yüksek bir CA 125 seviyesine sahip olması gerekmez. CA 125 testi, tek başına bir kanser teşhisi koymak için yeterli değildir; bu nedenle, test sonuçlarının bir uzman doktor tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

PCT (prokalsitonin) yüksekliği, kanser değil, genellikle bakteriyel enfeksiyonlar ve sepsis gibi ciddi sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. PCT seviyesinin yükselmesine neden olan bazı durumlar şunlardır: zatürre; menenjit; idrar yolu enfeksiyonları; pankreatit; yanık; organ yetmezlikleri. PCT yüksekliği, kanserle doğrudan bir ilişki göstermemektedir. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

WR değeri hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, kan tahlili sonuçlarında önemli bir parametre olan RDW (kırmızı hücre dağılım genişliği) değeri hakkında bilgi verilebilir. RDW değeri, yetişkin kadınlarda %12,2 ila 16,1, yetişkin erkeklerde ise %11,8 ila 14,5 arasında olmalıdır. RDW değerinin normalin dışında olması, sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve bu durumda bir doktora danışılması önerilir.

ASO (Antistreptolisin O) ve CRP (C-reaktif protein) aynı şey değildir, ancak her ikisi de vücutta iltihaplanma veya enfeksiyon olduğunda yükselen değerlerdir. ASO, streptokok enfeksiyonlarından sonra yükselen bir proteindir ve Behçet hastalığı gibi durumlarda hastalık aktivitesini değerlendirmede kullanılabilir. CRP ise karaciğer tarafından üretilen bir protein olup, enfeksiyon, iltihap, travma veya bazı kronik hastalıklar sırasında hızla yükselir. Bu nedenle, ASO ve CRP farklı durumları değerlendirmek için kullanılan farklı testlerdir.

CA-19-9 yüksekliğinde görülebilecek kanser türleri şunlardır: Pankreas kanseri. Safra yolları ve safra kesesi kanserleri (kolanjiokarsinom). Mide kanseri. Kolon ve rektum kanserleri. Karaciğer, akciğer veya yumurtalık kanseri. CA-19-9 yüksekliği her zaman kanser anlamına gelmez; safra taşları, pankreatit, siroz gibi kanser dışı birçok nedenle de yükselebilir.

ELISA testi ile çıkabilen bazı virüsler: HIV (AIDS). Hepatit B ve C. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak. CMV (Sitomegalovirüs). Epstein-Barr virüsü (EBV). Ayrıca, ELISA testleri Lyme hastalığı, sifiliz, toksoplazma gibi bazı diğer enfeksiyonların tanısında da kullanılır.