KurtuluşSavaşı

Hüsrev Gerede, Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşı ve manevi kızlarının anlatıcısıdır. Yakın çalışma arkadaşı: Hüsrev Gerede, Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'a çıkan heyette yer almış ve Millî Mücadele yıllarında önemli görevler üstlenmiştir. Manevi kızlarının anlatıcısı: Gerede, Atatürk'ün manevi kızları Afet İnan, Nebile İrdelp, Sabiha Gökçen, Zehra Aylin ve Rukiye Erkin'i anlattığı anılarıyla bilinir.

İstiklal Marşı, 1921 yılında, Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada, Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmıştır. Marş, Türk ordusunun ve halkın inancını tazelemek, onlara moral vermek amacıyla yazılmıştır. Ayrıca, Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı esnasında bir milli marş ihtiyacı duymuş ve bu amaçla 1921 yılında 500 TL ödüllü bir yarışma düzenlemiştir.

Halide Edib Adıvar, Kurtuluş Savaşı'nda cepheleri dolaşması ve cephe gerisinde verdiği hizmetler nedeniyle “Halide Onbaşı” diye anılır. 1920 yılında onbaşı rütbesiyle Kurtuluş Savaşı’na katılmış, ardından üstçavuş olmuştur.

Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi'nde savaşan bazı komutanlar: Ali Fuat Paşa; Ali Saip Bey; Şefik "Özdemir" Bey; Şahin Bey; Kılıç Ali. 1920'lerin sonunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağlı düzenli ordunun kurulmasıyla, Güney Cephesi komutanlığına Refet Bele atanmıştır.

Kurtuluş Savaşı'nda en çok savaşan halk Türk halkıdır. Ayrıca, Kurtuluş Savaşı'nda savaşan bazı halklar ve gruplar şunlardır: Ermeniler. Fransızlar. Yunanlar.

Türk Kurtuluş Savaşı, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışıyla başlamıştır.

Kurtuluş Savaşı'nda en çok şehit veren kahraman olarak Şerife Bacı kabul edilir. Kurtuluş Savaşı sırasında cephane taşırken donarak şehit düşmüştür.

Türk Kurtuluş Savaşı'nda üç ana cephede savaşılmıştır: Doğu, Güney ve Batı Cephesi. Doğu Cephesi: 1920 yılının Eylül ve Ekim aylarında Ermenistan ile savaşılmış ve Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. Güney Cephesi: Fransızlarla savaşılmış ve Ankara Antlaşması ile cephe sona ermiştir. Batı Cephesi: Yunanlılarla bir dizi savaş yapılmıştır. Bu cephelerin yanı sıra, iç cephede isyanlar da bastırılmıştır. Dolayısıyla, Kurtuluş Savaşı'nda en az dört savaş gerçekleşmiştir.

Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" kitabının çok satmasının bazı nedenleri: Gerçek olaylara dayanması. Anlatım dili. Milli bilinç. Toplumsal ilgi. Reklamsız tanıtım.

Ali İhsan Sabis, Balkan, I. Dünya ve Kurtuluş Savaşları'nda görev almıştır. Balkan Savaşı: 1912-1913 yıllarında bu savaşta yer almıştır. I. Dünya Savaşı: Kafkasya ve Irak cephelerinde kolordu ve ordu komutanı olarak görev yapmıştır. Kurtuluş Savaşı: 1921'de esaretten döndükten sonra Batı Cephesi 1. Ordu komutanlığına atanmıştır.

"Halime'den Mektup Var" filmi, Kurtuluş Savaşı'nın ardından aynı birlikte düşmana karşı savaşan beş asker arkadaşın terhis olmalarını ve memleketlerine dönmeden önce son kez buluşmalarını anlatır. Vedalaşırken, zor durumda kaldıklarında birbirlerine haber vermeye ve yardım etmeye söz verirler. Dört genç, çiftliği haraca kesen serserilerle mücadele ederken, içlerinden birinin aslında erkek gibi büyütülmüş bir kız olduğu ortaya çıkar.

Seyit Onbaşı'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Çanakkale Zaferi'ndeki rolü. Milli hafızadaki yeri. Savaşın zorluklarında insan iradesinin sembolü. Sessizce görevini yapan kahramanların temsilcisi.

Antep, 8 Şubat 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından şehre verilen "Gazi" unvanı sonrasında Gaziantep olmuştur. Bu karar, 6 Şubat 1921 tarihli 147. toplantıda Bakanlar Kurulu Başkanı ve Milli Savunma Bakanı Fevzi Çakmak'ın meclis başkanlığına sunduğu önerge ile alınmış ve aynı gün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Şehrin eski adı ve asıl adı "Kala-ı Füsus"tur ve "yüzük kalesi" anlamına gelir.

Gaziantep'in kurtuluşu, 25 Aralık 1921 tarihinde, 11 aylık bir direnişin ardından gerçekleşti. 1918 yılında başlayan işgaller süresince Antep halkı, işgalcilere karşı büyük bir direniş gösterdi. Fransa'nın 1 Nisan 1919'daki Antep'i işgal etmesinden sonra, 1920 yılının Nisan ayı başında Türk Milli kuvvetleri kentte bir ayaklanma başlatarak Fransızlara karşı direnişe geçti. 10 ay süren kuşatma sırasında Antep'e erzak ve mühimmat yardımı yapılamadı. Batı Cephesi'nde Yunanlara karşı Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılmasından sonra Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması ile Fransa, bölgeyi Türkiye'ye geri verdi. 25 Aralık 1921'de ise TBMM tarafından şehre "Gazi" unvanı verildi.

İzmir Marşı'nın hikayesi hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Kafkasya Marşı: Bazı kaynaklara göre, İzmir Marşı aslında "Kafkasya Marşı" olarak I. Dünya Savaşı'nın Kafkasya Cephesi için 1914 yılında bestelenmiştir. Kurtuluş Savaşı: Diğer bir görüşe göre, marş Kurtuluş Savaşı sırasında, özellikle İnönü Savaşları'ndan itibaren "Kafkasya" sözcüğü yerine "İnönü dağlarında..." ifadesiyle söylenmeye başlanmış ve Büyük Taarruz'dan sonra "İzmir'in dağlarında..." şeklinde, İzmir'e ilerleyen ordunun marşı olarak popüler hale gelmiştir. Alman Besteci: Bazı kaynaklar, marşı Alman besteci Kurt Striegler'in bir bestesinden uyarlanmış olarak değerlendirse de bu iddia doğru değildir. Marş, günümüzde genellikle "İzmir Marşı" olarak bilinir ve özellikle Cumhuriyet vurgusu ile Mustafa Kemal Atatürk'ün anılmasıyla popülerdir.

Kurtuluş Günü olarak iki önemli olay kutlanır: 1. 6 Ekim İstanbul'un Kurtuluşu: 6 Ekim 1923'te Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu'nun İstanbul'a girmesiyle şehir, 4 yıl 10 ay 23 gün süren işgalden kurtuldu. 2. 9 Eylül İzmir'in Kurtuluşu: 9 Eylül 1922'de Türk ordusu, İzmir'i Yunan işgalinden kurtardı.

9 Eylül, İzmir'in düşman işgalinden kurtulduğu ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin zaferle taçlandığı gün olduğu için önemlidir. 9 Eylül 1922'de, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusu, İzmir'e girerek şehri Yunan işgalinden kurtarmıştır. 9 Eylül'ün önemli olmasının bazı diğer nedenleri: Milli Mücadele'nin sona ermesi. Cumhuriyet'in temellerinin atılması. Gelecek nesillere tarihi zaferin öneminin aktarılması.

Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa, gerçek adıyla Ömer Fahreddin Türkkan, 1868 yılında Rusçuk'ta doğmuş bir Türk asker ve diplomattır. Askeri Kariyeri: 1888 yılında Harp Okulu'nu, 1891 yılında Erkan-ı Harbiye'yi bitirerek kurmay yüzbaşı olarak orduda göreve başlamıştır. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı'nda önemli görevler üstlenmiştir. 1916 yılında Medine'deki Hicaz Seferi Kuvvetleri komutanlığına atanmıştır. İngiliz destekli Arap isyanlarına karşı Medine'yi 2 yıl 7 ay boyunca savunmuştur. Diplomatik Görevleri: 1921 yılında TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliği'ne atanmıştır. Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Vefatı: 22 Kasım 1948 tarihinde Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. Fahreddin Paşa, "Medine Müdâfii", "Türk Kaplanı" ve "Çöl Kaplanı" lakaplarıyla anılmaktadır.

Havza ve Amasya Genelgesi arasındaki bazı farklar şunlardır: Yayınlanma Zamanı: Havza Genelgesi 28 Mayıs 1919'da, Amasya Genelgesi ise 22 Haziran 1919'da yayınlanmıştır. İçerik: Havza Genelgesi: İzmir'in işgalinin haksız olduğunu belirtmiş, işgallerin protesto edilmesini istemiş ve azınlıklara zarar verilmemesini vurgulamıştır. Amasya Genelgesi: Milli Mücadelenin amacını, gerekçesini ve yöntemini belirtmiş, milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararının kurtaracağını ifade etmiştir. Hazırlık: Havza Genelgesi, Mustafa Kemal Paşa'nın tek başına hazırladığı bir genelgeyken, Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal Paşa'nın bazı arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı ve onların onayıyla yayınlanan bir genelgedir.

Şahin Bey, Antep Savunması sırasında, 28 Mart 1920'de Elmalı Köprüsü'nde Fransız kuvvetleriyle girdiği çatışmada şehit edilmiştir.