Kuran

"Ancak kibirliler haktan yüz çevirir" ifadesi, kibirlenen ve kendini beğenmiş kişilerin doğru olandan, adaletten ve hakikatten uzaklaştığı anlamına gelir. Bu durum, Kuran'da da şu şekilde ifade edilmektedir: "Kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman da, sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış gibi kibirli bir kimse olarak yüz çevirir" (Lokman Suresi, 7).

Hz. Yusuf, kuyuda Cebrail ile konuştu.

Bezm-i Elest'e katılanlar, Allah'ın "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" hitabına muhatap olan ruhlardır.

Tedricilik kelimesi, "derece derece, yavaş yavaş olan" anlamına gelir. İslamiyet'te tedricilik ise, bir kimseyi bir şeye aşamalı olarak yaklaştırmak ve alıştırmak anlamında kullanılır.

"En büyük korku onları üzmez" ifadesi, kıyamet gününün meydana getireceği dehşetin, iman edenleri kaygılandırmayacağı anlamına gelir. Bu ayet, Enbiya Suresi'nin 103. ayetinde geçmektedir ve meali şu şekildedir: > "O en büyük korku (diriliş ve haşr esnasında yaşanan korku) onları üzmez. Melekler onları: 'Bu, size vadolunan gününüzdür.' diyerek karşılarlar".

Kasıra Syunu ifadesi, Kuran'da geçen "Kâria Suresi"ni ifade ediyor olabilir. Bu sure, kıyametin dehşetli manzaralarını ve iyilerle kötülerin akıbetini anlatarak insanları daha çok iyilik yapmaya teşvik eder. Diğer bir olasılık ise "Kasas Suresi" olabilir. Bu sure, Musa'nın çocukluğu, peygamberliği ve Yahudileri Mısır'dan çıkarması gibi olayları anlatır.

Şeytanın gücü ile ilgili Kuran'da ve İslam inancında anlatılanlara göre, şeytanın doğrudan bir gücü yoktur. Şeytanın diğer özellikleri arasında şunlar yer alır: - Azgın ve kaypak olması. - İnsanların düşmanı olması ve onlara zarar vermek istemesi. - Vesvese ve desiselerinin zayıf olması, ancak büyük sonuçlar doğurabilmesi. - Kalp üzerinde melek-şeytan savaşı yapması, yani iyiyi söyleyen meleklere karşı şeytanın kötülükleri süsleyip güzel göstermesi. Dolayısıyla, "Şeytanın gücü bileğinde" ifadesi, şeytanın doğrudan fiziksel bir gücünü değil, dolaylı etkilerini ve insan üzerindeki manevi baskısını anlatıyor olabilir.

"Ayah" kelimesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Kuran'da Ayah: Kuran'da "ayah" kelimesi, "sure" anlamına gelir ve Kuran'ın bölümlerini oluşturan ayetlerden her birini ifade eder. 2. "Lullaby" Hikayesinde Ayah: "Lullaby" adlı hikayede "ayah", Navajo kadını Ayah'ı ifade eder.

Kur'an-ı Kerim'in Japoncaya çevirisi 19. yüzyılın sonlarında başlamıştır.

"Biz" ifadesi Kuran'da farklı anlamlar taşır: 1. Allah'ın Azameti: "Biz" ifadesi, Allah'ın azametini ifade etmek için kullanılabilir; bu, O'nun yüceliğini ve büyüklüğünü vurgulamak amacıyla tercih edilir. 2. Aracı Kullanımı: Allah'ın bazı işleri aracılar vasıtasıyla yaptığını belirtmek için "Biz" ifadesi kullanılabilir; bu, kainattaki prensipler, melekler veya diğer güçler aracılığıyla gerçekleşen olayları anlatır. 3. Genel Kullanım: Bağlam içerisinde Allah'ın özne olarak doğrudan geçmediği, ancak anlaşıldığı ayetlerde kullanılır. "O" ifadesi ise genellikle Allah'ın Peygamber aracılığıyla insanlara aktardığı bilgileri içerir.

Zebani olarak adlandırılan varlıklar, Kuran-ı Kerim'de cehennem melekleri olarak geçmektedir. Bu nedenle, yaşadıkları yer cehennem olarak kabul edilebilir. Sosyal medyada "Zebani Efe" olarak tanınan Efe Beycan ise Manisa'da yaşamaktadır.

Demirin atom numarasının 26 olması, Kuran'da "Hadid" suresinin 26. ayetinde geçmesi nedeniyle bir mucize olarak kabul edilir. Bu mucizenin bazı yönleri şunlardır: - "Hadid" kelimesinin Arapçadaki harflerinin Ebced değerleri toplamı da 26'dır. - Demir 57 izotopu, ayetin 13. kelimesi olup, ½ oranına sahiptir. - Hadid suresinin başından demirden bahsedilen 25. ayete kadar 26 kez "Allah" ismi geçer.

Nisa Suresi 11. ve 12. ayetler miras paylaşımıyla ilgili hükümleri içerir: 11. ayet: - Erkek çocuğun payı, kız çocuğun payının iki katıdır. - Eğer çocukların hepsi kız ve ikiden fazlaysa, mirasın üçte ikisi onlarındır. - Ölenin çocuğu varsa, ana babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. 12. ayet: - Eşlerin çocukları yoksa, kocanın mirasın yarısı hakkı vardır. - Eğer çiftin çocuğu yoksa, mirasın dörtte biri eşlere aittir. - Bir erkek veya kadının, ana babası ve çocukları yoksa, sadece bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, onların her birine mirasın altıda biri düşer.