Kalp

Öpüşme sırasında kalp hızının artmasının birkaç nedeni vardır: Duygusal uyarılma. Fiziksel aktivite. Hormon salgılanması. Ayrıca, noradrenalin salgısı da artar; bu hormon, strese yanıt olarak kalbi etkiler ve kalp atış hızını hızlandırır.

Akciğerde atardamar ve toplardamar ayrılmaz. Atardamarlar (arterler), oksijenden zengin kanı kalpten organlara yüksek bir basınçla dağıtır. Küçük kan dolaşımı (akciğer dolaşımı), vücutta kirlenmiş kanı temizlemek için kalp ve akciğerler arasında gerçekleşir. Bu nedenle, akciğerde atardamar ve toplardamar ayrımı yapılmaz; her ikisi de kan taşıma yönlerine göre adlandırılır; kalpten götüren atardamar, kalbe getiren toplardamardır.

Kalp kasılması (sistol) 0,3 saniye, gevşemesi (diastol) ise 0,5 saniye sürer. Her bir kalp atışı genellikle 0,8 saniye sürer ve dakikada yaklaşık 70-75 kez atar.

Sinüs düğümü uyarılma grafiği hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, sinüs düğümü ile ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Sinüs düğümü (SA düğümü veya sinoatriyal düğüm), kalbin sağ kulakçığında yer alan vuru üretici dokudur. Normal sinüs ritminin ortaya çıkışını sağlar. Kendi oluşturduğu uyaran odağı potansiyellerini aksiyon potansiyellerine dönüştürerek, AV düğümü, His demetleri, Purkinje lifleri gibi yapılara iletilmesini sağlar. En son ventrikül kasına iletilir ve kasılmasını sağlar. Parasempatik ve sempatik girdilerden bilgi alarak oluşturduğu potansiyelde değişiklik yapabilir. AV düğümüne göre daha hızlı eşik değeri geçerek aksiyon potansiyelini oluşturabilir.

Akciğerden kalbe kan getiren damarlara pulmoner venler veya akciğer toplardamarları denir. Pulmoner venler, oksijenlenmiş kanı akciğerlerden kalbin sol kulakçığına (sol atriyum) taşır.

Yere düştükten sonra bayılma, genellikle beyne yeterli kan gitmemesi nedeniyle gerçekleşir. Bu durum, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: Kalp sorunları: Kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliği veya kalp kapakçık hastalıkları. Düşük kan basıncı: Ani kan basıncı düşüşü. Dehidrasyon: Vücudun yeterince su kaybetmesi, kan volümünü azaltabilir. Anemi: Kandaki düşük oksijen seviyeleri, beyne yeterince oksijen gitmemesine neden olabilir. Refleks sendromları: Özellikle ayakta dururken vazovagal senkop, belirli tetikleyicilere tepki olarak gelişebilir. İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle kan basıncını düşürebilecek veya kalp ritimlerini etkileyebilecek ilaçlar. Nörolojik sorunlar: Beyin veya sinir sistemi bozuklukları. Stres veya anksiyete: Aşırı stres veya anksiyete, vazovagal senkopa neden olabilir. Bayılma durumunda, bir sağlık profesyoneline başvurulması önerilir.

Büyük kan dolaşımında kan, kalbin sol kulakçığına (sol atrium) girer. Büyük kan dolaşımı, sol karıncıkta başlar ve temiz kanın aort aracılığıyla tüm vücuda pompalanmasıyla devam eder.

Torasik aort, aortun, kalpten çıktıktan sonra göğüs kafesinin içinde yer alan bölümüdür. Aort, insan vücudundaki en büyük atardamardır ve sol ventrikülden çıkar, karnın aşağısına doğru uzanır ve sonra daha küçük damarlara dallanır. Torasik aort, diyaframın üstündeki inen aortun yarısıdır. Torasik aortun bazı bölümleri: Ascendens aort (çıkan aort). Aort kemeri. Desendens aort. Torasik aort.

İnsan kalbinin yorulmamasının bazı nedenleri: Yüksek dayanıklılık kapasitesi: Kalp kasları, iskelet kaslarından daha yüksek bir dayanıklılık kapasitesine sahiptir. Sürekli oksijen ve besin kaynağı: Kalp, yoğun aktivite dönemlerinde bile mükemmel bir kan tedarikine sahiptir. Yerleşik kasılma sistemi: Kalp, ritmini düzenleyen elektriksel uyarılar üreten özel hücrelere sahiptir. Adaptasyon yeteneği: Kalp, değişen taleplere yanıt olarak işlevini uyarlayabilir. Ancak, kötü beslenme, egzersiz eksikliği ve kronik stres gibi faktörler zamanla kalbe zarar verebilir ve kalp hastalığı riskini artırabilir.

İkinci kalp sesi (S2), semilunar kapakların (aortik ve pulmoner) kapanması ile başlayan titreşimlere bağlı olarak oluşur. Özellikleri: Frekans: Yüksek. Amplitüd: Düşük. En iyi duyulduğu yerler: Sol taban üzerinden (aort odağı) ve sağ tarafta 2. interkostal aralığın sternumu kestiği nokta (pulmoner odak). Normalde tek ses olmasına rağmen, bazen iki komponent birbirine çok yakın fakat iki ayrı ses (A2 ve P2) olarak da duyulabilir; bu durum "S2 çiftleşmesi" olarak adlandırılır. Bazı durumlarda S2'nin çiftleşmesi: İnspirasyon sırasında (fizyolojik çiftleşme). Pulmoner hipertansiyon, pulmoner stenoz, lif demeti dal blokları, ventriküler erken kasılmalar (patolojik çiftleşme).

Kalpteki elektrik iletimi şu sırayla gerçekleşir: 1. SA Düğümü: Elektriksel uyarı (depolarizasyon) SA düğümünde başlar. 2. Atriyum Kasları: Uyarı, atriyum kaslarına yayılır. 3. AV Düğümü: Elektriksel sinyal AV düğümüne ulaşır. 4. His Demeti: AV düğümünden sonra uyarı, His demetine iletilir. 5. Purkinje Lifleri: His demetinden gelen uyarı, Purkinje lifleri aracılığıyla ventrikül kaslarına yayılır. 6. Ventrikül Kasları: Ventrikül kasları kasılır.

Lateral ventrikül atriyumu, her bir lateral ventrikülün beş parçasından biridir. Atrium, ön ve arka kısımlardan oluşur. Ön kısımda, pulvinar talamiyi lateralden saran kaudat nükleus bulunur. Arka kısımda ise ventrikülün lateral kenarı boyunca anteroinferiorda uzanan tapetum lifleri yer alır. Atrium tabanında, kollateral sulkusun arka ucundaki üçgen bir çıkıntı olan kollateral trigon bulunur. Atrium içindeki koroidal pleksus, "glomus" olarak adlandırılır.

Kalp kapaklarının bozulmasının başlıca nedenleri şunlardır: Akut eklem romatizması. Kalp içinde oluşan enfeksiyonlar. Kalp kası hastalıkları. Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon). Yaşa bağlı olarak kalp kapakçığının yapısının bozulması (fibrokalsifik dejenerasyon). Kalp krizi sonrası kalbin beslenmesinin bozulması. Doğumsal (konjenital) kapak hastalıkları. Ayrıca, romatizmal hastalıklar, travmalar, aort kökü genişlemesi ve bazı kanser türleri de kapak bozukluklarına yol açabilir.

Kalp sesi, kalp kapakçıklarının açılıp kapanması ve kan akışının etkisiyle oluşur. Kalp seslerinin kaynakları: 1. ses (S1). 2. ses (S2). 3. ses (S3). 4. ses (S4). Kalp seslerindeki bozukluklar veya kesikler, belirtilen işlevlerle ilgili bir sorun olduğunu gösterebilir. Kalp seslerinin duyulmasına neden olan bazı durumlar: kalp kapakçığı rahatsızlıkları; kalp krizi; perikardit (kalbin etrafındaki kesenin iltihaplanması); anemi. Kalp sesleriyle ilgili endişeler varsa, bir doktora başvurulması önerilir.

Tıpta "solitus atrialis" ifadesi, "atrial situs solitus" olarak tanımlanır. "Atrial situs solitus", göğüs boşluğu içinde morfolojik sağ atriyumun sağda, morfolojik sol atriyumun solda yerleşim göstermesi anlamına gelir. "Situs solitus" terimi ise organların ve damarların normal yerleşimde olması olarak tanımlanır.

Elektrofizyolojik çalışma (EPS) genellikle 1 ila 2 saat arasında sürer.

Düşük tansiyon (hipotansiyon), kalpte ritim bozukluğuna doğrudan neden olmaz, ancak bazı durumlarda kalp ritim bozuklukları düşük tansiyona yol açabilir. Düşük tansiyonun bazı nedenleri şunlardır: Kalp problemleri. Endokrin problemleri. Düşük tansiyon belirtileri yaşıyorsanız, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmanız önerilir.

Sistolik, kan basıncını ifade eden bir terimdir ve "büyük tansiyon" olarak da bilinir. Sistolik kan basıncı, kalbin kasıldığı sırada, kanı damarlara pompaladığı anda oluşan en yüksek basınçtır. Sistolik kan basıncının normal değeri, 120-130 mmHg arasında kabul edilir. Sistolik basınç, arterlerin esnekliği, kan hacmi ve kalp kasının gücü gibi faktörlere bağlıdır.

TEE, tıpta trans özofageal ekokardiyografi anlamına gelir. Trans özofageal ekokardiyografi, kalbin yapısını ve fonksiyonlarını incelemek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. TEE'nin bazı kullanım alanları: kalpte pıhtı veya enfeksiyon araştırması; protez kapak fonksiyonlarının değerlendirilmesi; aort yırtılmalarının teşhisi; kalp deliklerinin incelenmesi; kalp kapağı yetersizliğinin durumunun belirlenmesi. TEE, endoskopik bir inceleme olup, ucunda ince bir ultrason probu bulunan bir tüpün yemek borusuna yerleştirilmesiyle uygulanır.

Ameliyatta kalp, genellikle aşağıdaki nedenlerle durdurulur: Cerrahinin kolaylığı: Kalp, durdurularak cerrahın kalp üzerinde daha rahat çalışmasını sağlar. Enerji tasarrufu: Kalp çalıştığında enerji depolarını tüketir, bu da hasar görmesine neden olabilir. Kan dolaşımının kontrolü: Kalp-akciğer makinesi kullanılarak kan dolaşımı kontrol altına alınır ve vücuda oksijenlenmiş kan pompalanır. Kalbin durdurulması için, kalbin ana damarına bir klemp konulur ve ardından özel bir solüsyon enjekte edilerek kalp felç edilir.