"Disipar" İspanyolca'da çeşitli anlamlara gelen bir fiildir: 1. Dağılmak, yok olmak: "La explicación de Juan disipó mis temores de que estuviera enfadado conmigo" (Juan'ın açıklaması, benimle kızgın olduğu korkularımı dağıttı). 2. Harcamak, israf etmek: "Comprarse un coche tan caro me parece que es disipar el dinero" (Böyle pahalı bir araba almak, parayı israf etmek gibi geliyor). 3. Sürüklemek, uzaklaştırmak: "Abrí la ventana para disipar el humo que había en la cocina" (Mutfaktaki dumanı uzaklaştırmak için pencereyi açtım). 4. Mahvetmek, yıkmak: "Las notas bajas de Elena disiparon sus sueños de ir a la universidad" (Elena'nın düşük notları, üniversite gitme hayallerini yıktı).